Ana Sayfa Blog Sayfa 1681

Hasan Kızıl Kimdir?

0

“Hayat Tamircisi” programının sunucusu Hasan Kızıl kimdir? Hasan Kızıl kaç yaşında? Hasan Kızıl TV programları neler? Hasan Kızıl aslen nereli? Hasan Kızıl kaç yaşında? Hasan Kızıl hakkında merak ettiğiniz ve bilmeniz gereken her şeyi sizin için bu yazımızda yazdık.

Hasan Kızıl Kaç Yaşında? Hasan Kızıl Aslen Nereli? Hasan Kızıl Hangi Burç?

Hasan Kızıl 1 Ocak 1995 senesinde Mardin’de dünyaya gelmiştir. Aslen Mardinli olan Hasan Kızıl, Oğlak burcudur.

Hasan Kızıl Kimdir?

Hasan Kızıl  1995 senesinde Mardin’de dünyaya geldi. Liseyi açık öğretimden tamamlayan Hasan Kızıl, lise döneminde görme engelli vatandaşlar için navigasyonlu baston projesiyle adından söz ettirdi. Üniversite eğitimi de almak isteyen Hasan Kızıl, geçtiğimiz yıl yapılan üniversite sınavına bir kediyi veterinere yetiştirdiği için girememişti. İlk kez TEDx konuşmasıyla tanınan Hasan Kızıl, “Baran” adındaki bir inekle olan ilişkisini anlatmış ve engelli hayvanlar için yürüteç projeleriyle de adından söz ettirmişti.

Hayat Tamircisi olarak tanınan Hasan Kızıl bu sene Kanal D ekranlarında “Hayat Tamircisi” programının sunucusu olarak ilk kez ekran karşısına geçti.

Hayat Tamircisi TV Programları

  • 2020 – Hayat Tamircisi

Kaan Yıldırım İddialar Hakkında İlk Kez Açıklama Yaptı!

Bir süredir sevilen popçu Hadise ile aşk yaşadığı iddialarıyla gündemden düşmeyen Kaan Yıldırım özel hayatı hakkında herhangi bir açıklama yapmamıştı. Geçtiğimiz günlerde ailesiyle çıkan haberlerle de gündeme gelen Kaan Yıldırım iddialar hakkında ilk kez açıklama yaptı. İşte Kaan Yıldırım’ın o açıklaması;

Aynı Evde Kalıyorlar

Şubat ayında Hadise’yle birlikte olduğu bir fotoğrafla ortaya çıkan Kaan Yıldırım aşk dedikodularına herhangi bir açıklama yapmasa da, Hadise’nin sosyal medya hesabından yaptığı göndermeler ikili hakkında çıkan haberleri doğrular nitelikteydi. İlişkileri ortaya çıktıktan çok kısa bir süre sonra ciddi kararlar almaya başladıkları söylenen çiftin çoğunlukla aynı evde kaldıkları ve ailelerini tanıştırmaya karar verdikleri gündeme gelmişti.

Hadise ve Kaan Yıldırım Aşkından Şok Gelişme!

Hadise Kaan Yıldırım’ın Evinden Neden Ayrıldı?

Uzun bir süredir aşk hayatında yüzü gülmeyen ünlü popçunun Kaan Yıldırım’la mutluluğu sevenlerini de çok mutlu etti. Yaptıkları sosyal medya paylaşımlarından çiftin karantinayı birbirlerinin yanında geçirdikleri anlaşılmış ancak sonrasında Hadise‘nin kendi evine geçmesi kafaları karıştırmıştı. Ancak daha sonrasında Kaan Yıldırım’ın köpeğini gezdirmek için sık sık yürüyüşe çıkmasının Hadise’yi çok endişelendirdiği ve bu yüzden de ünlü şarkıcının kendi evine geçtiği öğrenildi.

Hadise Kimdir?

Kaan Yıldırım İddialar Hakkında İlk Kez Açıklama Yaptı!

Hadise’yle yaşadığı aşkla uzun bir süredir gündemden düşmeyen Kaan Yıldırım‘ın geçtiğimiz gün aile üyelerini sosyal medya hesabında takipten çıkması kafaları karıştırdı. Ailesiyle küstüğü iddia edilen ünlü oyuncu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada herhangi bir küslük durumunun söz konusu olmadığını açıklığa kavuşurmuş oldu. Yıldırım durumu “Ailem benim her şeyimdir herkesin olduğu gibi.. Onlaeı takipten çıkmamın tek nedeni onların özelini koruma içgüdüsüydü. Yanlış yorumlanmasını istemem. En kısa zamanda ailelerimizle birlikte sağlıklı günlere kavuşmak dileğiyle.” sözleriyle açıkladı.

Kaan Yıldırım Kimdir?

Kaan Yıldırım'dan Açıklama
Kaan Yıldırım İddialar Hakkında İlk Kez Açıklama Yaptı!

Gamze Özçelik’den Eski Eşi Uğur Bektaş İddialarına Jet Yanıt!..

0

Geçtiğimiz günlerde eski oyuncu Gamze Özçelik’in, mahkeme kararıyla eski eşi Uğur Pektaş’dan olan oğlu Murathan’ı görmesini engellediği öne sürülmüştü. Gamze Özçelik’den o iddialara jet hızında yanıt geldi. İşte Detaylar..

Gamze Özçelik’den Eski Eşi Uğur Pektaş’a Şok Hamle!..

Gamze Özçelik’den Eski Eşi Uğur Bektaş İddialarına Jet Yanıt!..

Uğur Pektaş Kimdir?

Eski oyuncu Gamze Özçelik ve oyuncu Uğur Pektaş, 2008 yılında dünya evine girmiş, 2010 yılında oğulları Murathan, dünyaya gözlerini açmıştı. Gamze Özçelik ve Uğur Pektaş’ın bu evliliği  sadece 4 sene sürdü. Oğulları Murathan’ın velayeti, anne Gamze Özçelik’e verildi ve hafta içi Murathan annesinde kalırken babası Uğur Pektaş’ı da hafta sonları evinde görebiliyordu.

Gamze Özçelik Kimdir?

Fakat Gamze Özçelik’in, son mahkeme kararıyla eski eşi Uğur Pektaş’ın oğlu Murathan’ı görmesini yasaklayan bir karar aldırdığı öne sürüldü. Eski oyuncu Gamze Özçelik çıkan bu son dakika haberlerden sonra açıklama yapma gereği duyarak aşağıdaki mesajı sosyal medya hesabından yayınladı..

Oğluna Hasret Olan Uğur Bektaş’dan Duygusal Paylaşım!..

İşte Gamze Özçelik’den Uğur Pektaş Paylaşımı;

Gamze Özçelik'den Uğur Pektaş Paylaşımı
Gamze Özçelik’den Uğur Pektaş Paylaşımı

 

 

 

 

Tuba Büyüküstün’ün Karantina Notları..

0

Tüm dünyayı saran Korona virüs salgını sebebiyle günlerini evine kapanarak geçiren güzel oyuncu  ,  son zamanlarda da sosyal medya sayfasından bol bol paylaşım yapıyor. Evinde geçirdiği karantina günlerini ikizleri Toprak ve Maya evinde geçiren yetenekli oyuncu Tuba Büyüküstün günlük yaşadıklarını bir bir anlattı. Güzellik sırrını da açıklayan Tuba Büyüküstün’ün karantina notları Haberimizde..

Tuba Büyüküstün Takipçisine Patladı!..

Tuba Büyüküstün’ün Karantina Notları..

Korona Salgını sebebiyle ikizleri Toprak ve Maya ile evde zaman geçiren güzel oyuncu Tuba Büyüküstün, karantinadayken günlük rutinini şöyle anlattı;

Tuba Büyüküstün kimdir?

Tuba Büyüküstün; “Evi Temizliyorum”

“Kızlarımı online eğitime hazırlıyorum. Sonra evi temizliyorum, mutfağı topluyorum.”

Güzellik sırrınıda veren güzel oyuncu doğallık olduğunu altını çizerek; , “Sadece yüzümü silip krem sürüyorum. Daha fazlası için çok tembelim”açıklamasını yaptı.

 

Ece Erken’in Eski Eşi Serkan Uçar Neler Söyledi!..

0

Evli ve iki evlat babası avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu ile yaşadığı yasak aşkla magazin gündeminde haftalarca konuşulan sunucu Ece Erken, en son şarkıcı Seren Serengil’den olaylı boşanan şarkıcı Yaşar İpek hakkında bomba açıklamalarda bulunmuştu. Sonrasında gelen eleştirilerin peşinden Ece Erken için eski eşi ve oğlunun babası Serkan Uçar neler söyledi. İşte Detaylar..

Ece Erken Özel Hayatıyla İlgili Önemli Kararlar Almaya Devam Ediyor!..

Ece Erken’in Eski Eşi Serkan Uçar Neler Söyledi!..

Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu ile yaşadığı ilişkiyle tepki çeken ve geçtiğimiz hafta ilişkisini sonlandırdığını açıklayan sunucu Ece Erken, şarkıcı ve sunucu Seren Serengil’den olaylı bir şekilde boşanma sürecine giren şarkıcı Yaşar İpek hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.

Ece Erken kimdir?

Şarkıcı Yaşar İpek’in, Seren Serengil’in çocuğunu düşürdüğü yaz döneminde kendisine sosyal medya üzerinden mesaj attığını itiraf eden Ece Erken, en son gelen eleştirilerin peşinden sosyal medya hesabından son bir paylaşım daha yaptı.

Oğlu Eymen ile dans ettiği zamanların videosunu paylaşan ve belli bir  süre sosyal medyayı kullanmayacağını söyleyen güzel sunucu, bu paylaşımına şu mesajını yazdı..

Ece Erken; “Sosyal Medyaya Girmeyeceğiz Bir Süre..”

“Sevenlerimize; sağlıklı, iyi ve mutluyuz. Diğerleri pek de önemli değil. Doğum günümde görüşmek üzere. Sosyal medyaya girmeyeceğiz bir süre. Bizden sevgiler. Yine baharlar gelecek hepimiz için.”

Bu videolu paylaşım sonrasında sunucu Ece Erken’e, 2015 senesinde şiddet ve geçimsizlik öne sürülerek boşandığı ve Eymen’in babası Serkan Uçar destek verdi.

Serkan Uçar; “Benim Bildiklerim Bana Yeter”

Ece Erken’in eski eşi Serkan Uçar, paylaşımına “Benim bildiklerim bana yeter” yorumununu yazarak büyük bir destekde bulundu.

Son Dakika!!!… Ece Erken’den Bomba Yaşar İpek İtirafı Geldi…

Ece Erken; “Serkan Allah Razı Olsun”

Sunucu Ece Erken, eski eşi Serkan Uçar için, “Serkan Allah razı olsun. Eymen seni çok özledi” sevabını yazdı.

Evli ve iki evlat babası Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu ile ilişki yoğun bir eleştiri yağmuruna tutulan sunucu Ece Erken’in, sevgilisinin ve onun eşinin arabalarının yan aynalarını kırdığı video ortaya çıkmış ve bunun üzerine ünlü sunucu, işi olduğu Söylemezsem Olmaz magazin programından istifa ettiğini açıklamıştı.

 

Serdar Ortaç’ın Toplam Borcunu Duyanlar İnanamadı!..

0

Koron avirüs salgını sebebiyle evinden ayrılmayarak karantinada kalan ünlü şarkıcı Serdar Ortaç, meslektaşı Seçil Gür ile ilişkisini sonlandırması sonrasında Instagram sayfasından yaptığı bir canlı yayınla sevenleriyle dertleşmeye başladı. En son dün akşam yeni bir canlı yayın da bulunan ünlü şarkıcı yaşadığı maddi zorlukları anlattı. Toplam borcunun ne kadar olduğunu söyleyen Serdar Ortaç’ın takipçileri inanamadı. Detayları Haberimizde..

Serdar Ortaç’dan Şaşırtan Evlat Açıklaması!…

Serdar Ortaç’ın Toplam Borcunu Duyanlar İnanamadı!..

İrlanladı model Chloe Loughnan ile yollarını ayırdıktan sonra şarkıcı Seçil Gür ile yeni bir ilişkiye başlayan şarkıcı Serdar Ortaç’ın aşkı kısa sürmüşdü. Korona virüs salgını sebebiyle kendisini eve haps eden ve tüm gerekli kurallarına uymaya çalışan ünlü şarkıcı, son zamanlarda sosyal medyadan yaptığı canlı yayınlarla takipçileriyle devamlı etkileşim halinde.

Serdar Ortaç; “Aylık 120 Bin TL Sadece Evin Kredisini Ödüyorum.”

Ünlü popçu geçtiğimiz akşam instagramdan yaptığı canlı yayında karantina günlerinde yaşadığı maddi zorlukları takipçilerine anlattı. Hatta aylık 120 bin lira kredi ödediğini itiraf eden Serdar Ortaç toplam borcunun da ne kadara yaklaştığınıda anlattı. Serdar Ortaç; “Bankadan 5 milyon TL kredi aldım, ödemeleri hazirana kadar erteledim. Yoksa zaten taksitleri ödeyemezdim. Aylık 120 bin TL sadece evin kredisini ödüyorum.” ifadelerini kullandı. Ünlü söz yazarı hatta; “Eskisi gibi kira gelirim yok. Bir lira para biriktirmedim. Telif gelirse geçiniyoruz” dedi.

Serdar Ortaç kimdir?

Ünlü popçu yine geçtiğimiz haftalarda yaptığı canlı yayında hayranlarına kız evlat edinmek istediğini söyleyerek, “İsmini annemin adını, Nesrin koyacağım” şeklinde samimi açıklamalarda bulunmuştu.

Serdar Ortaç Mirasını Kime Bırakacağını Açıkladı!..

 

Cem Özer: “Ben Pişiriyorum, O Yiyor”

0

Özel televizyonculuğun ilk talk show programı olan Laf lafı Açıyor ile tam 15 yıl ekranlar da izlenen sunucu aynı zamanda oyuncu olan Cem Özer “Hep iyi yaşayarak olgunlaşamayız. Acılar ve olumsuz olaylar iyi meyve vermesi için insanın gübresidir” dedi. Özel ropörtajın Detayları Haberimizde..

Cem Özer: Haberim Yoktu, Gözlerim Doldu!

Cem Özer: “Ben pişiriyorum, O Yiyor”

-Payitaht Abdülhamid dizisinde güçlü bir karakterle rol alıyorsunuz şimdi. İngiliz devleti adına sefaretlerde rahip ve casus olarak görev yapmış siyonist Hechler’i canlandırıyorsunuz. Amacınız Osmanlı’yı yıkıp Abdülhamid’i tahttan indirip, Mescid-i Aksa’nın altında olduğuna inandığı Süleyman Mabedi’ni yeniden inşa ederek Filistin’i Yahudilere açıp, orada Yahudi devletinin kurulmasını sağlamak. Fakat karşınızda zeki bir sultan var ve siz aynı zamanda ona hayranlık duyuyor gibisiniz?”

Cem Özer: “Evet, yazarla ve yönetmenle konuştuğumuzda, ikisinin de birbirine karşılıklı hayranlık duyduğu konuşulmuştu. Abdülhamid Han da çok kızıyor tabii neticede bir düşman ama gizli bir hayranlığı var. Çünkü ilk defa ona açıktan düşmanlık eden biriyle karşılaşıyor. Yani sinsi davranmıyor, çat çat yüzüne söylüyor. Dolayısıyla bir bilek güreşindeler. Güzel bir tenis maçı olarak algılıyorum. Gerçi her seferinde Hechler kaybediyor ama!”

Cem Özer Kimdir?

“4. sezonu başarılı ve güçlü kadrosuyla devam eden bir diziye yeni bir karakter olmak nasıl bir duygu? Sizden beklenti de Hechler gibi bir karakter olarak girdiğiniz için yüksek mi oluyor sizce? Bu biraz geren, heyecanlandıran ya da ürküten bir şey midir oyuncu için?
Cem Özer: Bu başka bir challenge (meydan okuma) tabii. Bir kere yürüyen bir kadronun içine giriyorsunuz. Futbolda da benzer bir durum yaşanıyordur. Mesela sezon ortası transfer yapıyorsunuz, biri geliyor ama takım arkadaşlığını kurmuş. Orada artık herkes eş-dost. Siz zaten ekipteki herkesin ismini öğrenene kadar 2 ay geçiyor. Ben bir de zor isim öğrenen biriyim. 50 kişi falan çalışıyor. Hepsi çayı nasıl içiyor, detayına kadar birbirini biliyorlar. Çünkü 4 yıldır ailenizden, eşinizden, dostunuzdan çok, o insanlarla bir arada oluyorsunuz.”

“Allahtan çok keyifli ve çok huzurlu bir set. Açıkça söyleyeyim ki, pek çok sette bulundum. Bugüne kadar bulunduğum en huzurlu set. Herkes belirli bir seviyede, kendiyle barışık, gayet huzurlu ve keyifli. Tahsin Paşa’yı oynayan Bahadır’la (Yenişehirlioğlu) diğerlerinden bir adım daha fazla yakınlaştım. Mizah yönü çok yüksek bir insan. Abdülhamid Han’ı oynayan Bülent İnal da öyle. O da baktığında çok muzip. Benim sevdiğim tarz bir muzip üstelik de. ‘Bakın ben espri yapıyorum.’ diye komiklik yapmıyor. Öyle komiklik yapanlar da var ben onlara gülmem pek, maskaralık yapanlara. Bülent, çok gizli, üstü örtülü, pat diye, buz gibi lafı söylüyor. Ben o tip mizahı çok severim. Bahadır, çok şen, enerjisi çok yüksek. Geldiği zaman yayıyor enerjiyi etrafa. Öyle insanları da çok severim. Direkt, doğru, yüzüne karşı hislerini söyleyen bir insan. Onlarla daha bir yakınlaştık tabii.”

-Bu ilişkiler de sizi rahatlatmış anladığım kadarıyla?
Cem Özer: “Evet rahatlattı. Yönetmeni de çok sevdim. Çok zeki bir adam. Her iki ekibin yönetmeni de öyle. Birinci ekip de ikinci ekip de. Set arkası, kamera arkası, yardımcı yönetmenler falan, bakınca gerçekten aksayan bir dişli yok. Çünkü bir makinede en küçük dişli aksarsa o makine zaten yürümez. Bozuk düzen içinde, doğru çark olamazsın. Benim bozuk düzen içindeki doğru çark olmakla ilgili sıkıntılar çektiğim olmuştu. Ben bu karakterde başta zorlandım, çünkü karakteri çalışmak için çok zamanım yoktu. Zaman içinde oturdu ve kendini belli etti karakter. Kendi sefaretinde, kendi güvenli sularında daha çok inişleri çıkışları olabiliyor. Pikleri var, yani manik depresif bir hal alabiliyor. Abdülhamid’in karşısında ise gayet soğukkanlı gayet poker face (ifadesiz-nötr surat) dediğimiz, asla ne duygularını ne üzüntüsünü ne sevincini belli etmeyen bir karakter olarak çizdim. Ama yeri geldiğinde çok sinirlenebilen, çok öfkelenebilen, çok acımasız… İki kere adam öldürdüğünü gördük, gözünü kırpmadan. Birinde çekti silahını vurdu, öbüründe boğazını kesiverdi, bitti, gitti. Bu kadar da acımasız, idealleri doğrultusunda.”

-Bu karakterden anladığım kadarıyla keyif alıyorsunuz?
Cem Özer: “Bakın şöyle bir laf vardır. Eğer filmin ya da dizinin kötü karakteri iyi oynuyorsa, o iş iyidir. Çünkü hikayeyi kötü karakter çıkartır. Bir yerden bir yere gitmenin hikayesi olmaz. Ben size desem ki, ‘Hadi Bodrum’da buluşalım’. Gittik Bodrum’da buluştuk. Nasıl geldin? Vallahi yolda hiçbir şey olmadı, arabaya atladık, geldik. Hikaye bitti. Ama eğer, yolda atıyorum kötü bir adam karşına çıktı, seni soydu, arabanı gasp etti, arabanın tekerleği patladı, benzinciye girdin, benzinci soyuldu gibi şeyler olursa, hikaye oluşur. Yani hikayeyi esasında negatifler oluşturur. Dolayısıyla içten içe hepimizin içinde yatıp da o baskıladığımız kötü adamları sembolize ettiği için, iyi oynanırsa kötü adamları severiz. Yıllarca Erol Taş’ı sevdik. Çünkü o bizim insana, o kötü tarafa hitap etti.”

“Ben oyunculuğa biraz da şelale diye bakarım. Bırak bir aksın bakalım, derim. Yani aklını sette çok kullanma, aklınla değil beyninin sol tarafıyla oyna. Eğitimimiz bize öncesinde lazım. Sonra kamera önüne ya da sahneye çıktığımızda eğitim lazım değil. Orada tam tersi eğitimi bir kenara bırakacağız. Eğitilmiş oyuncular olarak oynamayacağız. Orada içgüdüsel oynayacağız, atacağız ve şaşırtıcı olacağız. İçimden geldi mesela, senarist Uğur (Uzunok), şöyle bir şey yazmıştı: Hechler dolmuş kafayla gelir. Katalize olmuş… Abdülhamid ‘’Siz kaybettiniz bay Hechler.’ diyor. Abdülhamid’in ‘Siz kaybettiniz bay Hechler’ sözü çok koymuş. Ben orada bir yere bakmak yerine tribe girerek bu sözü tekrarlayarak ‘Siz kaybettiniz Bay Hechler’ şeklinde oynadım. Yönetmenin hoşuna gitti, öyle oynadık. Sosyal medyada dillere pelesenk oldu, ‘Tekrar söyler misiniz?’ diye mesajlar geldi. İnsanların hoşuna gidiyor. Önemli olan negatif kahramanı sevdirmek. Yoksa kahraman zaten seviliyor. Kahraman, adı üzerinde.”

-Peki siz Cem Özer olarak negatif bir durum yaşadınız. İstasyon film çekimi sırasında ayağınızı kırdınız ve sonrasında oksijen tedavisi gördünüz galiba. Bir hava embolisi durumuydu ve bu yüzden yoğun bakıma alındınız. İçsel ve duygusal olarak o dönemi, öncesini ve sonrasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cem Özer: “Evet, hiperbarik oksijen tedavisiydi. Vallahi güzel bir filmdi. Karakteri çok da sevmiştim. Güzel de gidiyordu her şey. Sonra bir çukura düşmem gerekiyordu. O çukurun şartlarını hazırlamadılar. Ben de gazla çalışan tüplü bir oyuncuyum. Gazı yiyince o çukurdan içeriye atladık. Düştüğüm yer değil karşı duvarına çarptım. Ayağımı, bileğimi kırdım. Oraya kadar sorun yok. Bir an önce sete dönmek istiyorum. Zaten Sinan’dan da baskı geliyor ‘Hadi set bekliyor.’ diye. Ondan sonrasını çekeceğimiz için koltuk değneğiyle, alçılı oynayabilirdim. Doktorum, sevgili Azmi Hamzaoğlu, ‘Cem’ciğim, ben seni böyle gönderemem. Burası açık yara. Gittiğin yer nasıl, bilemiyorum ama enfeksiyon olur, Allah korusun. Şu yarayı kapatalım öyle git.’ dedi. Çünkü kemik dışarı çıkmıştı. Şeker hastalarının yaralarının kapanmasını hızlandırmak için hiperbarik oksijen tedavisi yapılıyor. Oraya girdim. Ciğerimde bül varmış, ben bilmiyordum. O patlayınca, akciğerden beyine bir hava kabarcığı kaçtı ve 1 hafta yoğun bakımda kaldım. Bir hafta kadar öldüm ben. Beni soğuttular, eksi 35 dereceye düşürdüler.”

 

-Uyandıktan sonra ne hissettiniz?
Cem Özer: “Uyandıktan sonra yeni bir şans olduğunu hissettim. Ertelediğim bir sürü şeyi yapmakla birlikte yeni bir enerji geldi.”

-Peki, “ikinci şansım” dediğiniz bu devrede neler yapmak istiyorsunuz?
Cem Özer: “Yapmak istediğim bir tane çok önemli bir film ya da dizi var. Onu mutlaka yapacağım. Çok iddialıyım o konuda. Türkiye’nin, yabancı film dalında Oscar alacak bir hikaye. Bundan adım gibi eminim. Yani bu bir hayal falan değil, gerektiği şekilde 150-200 milyon dolarla yapılırsa eğer. Bu Netflix’e dizi olabilir.”

-Çok kısa hikayesini anlatabilir misiniz?
Cem Özer: “Yok anlatamam. Yani hemen anında çalarlar. O yüzden yapmak isteyen olursa buyursun. Hikaye benim değil zaten. Bu tarihi bir roman. Ama çok iddialı.”

-Senaryolaştırıyor musunuz?
Cem Özer: “Hayır henüz senaryolaştırmadım. Ama zaten senaryo gibi yazılmış bir roman. Ama bunun dediğim kadar iddialı olabilmesi için Robert McKee ile falan çalışmak gerekiyor senaryo aşamasında. Mutlaka, ciddi, iyi bir Amerikalı yönetmen olması gerekiyor. Çünkü bir sebebi var. Bu çok yapmak istediğim bir şey.”

-Yapımcı olarak mı yapmak istiyorsunuz yoksa oyuncu olarak mı yer almak istiyorsunuz?
Cem Özer: “Yok. Oyunculuk için de denk gelirse zaten çok fazla karakter var. Yani yapım koordinatörü olmak istiyorum. Para koyan yapımcı değil, işi ortaya koyan, çıkartan yapımcı olmak istiyorum.”

-Yürütücü yapımcı mı?
Cem Özer: “Evet, yönetici yapımcı diyelim. Yönetici yapımcı olmak istiyorum. Öbür taraftan film çekmek istiyorum. Sinemada kamera arkasına geçmek istiyorum. Bir de Pir Sultan Abdal’ı rock opera yapmak istiyorum.”Öyle mi?Cem Özer: “Evet, oynadığım zamandan beri öyle hayal ettim onu. Böyle hayallerim var. Gittiğim, gezdiğim her yere karımla bir kere daha gitmek istiyorum. Ona göstermek istiyorum oraları, orada yaşadıklarımı. Çünkü onsuz gitmiştim. Şimdi onunla yaşamak istiyorum oradaki anılarımı. Bak burada bunu yaşamıştım diyerek ona yaşatmak istiyorum. Sonra onunla gitmemiz gereken yerler var.”

-İşletmecilik yapıyorsunuz değil mi aynı zamanda?
Cem Özer: “Evet iyi geliyor orası bana. Turizm sektörüne bir şeyler yapıyoruz arkadaşlarla. Devre tatil sistemli. Böyle gidiyor.”
“Bu hastalık süreci uzun sürerse nasıl bir zaman değerlendirmesi planınız var?Cem Özer: “Ben çok öyle umulduğu ya da korkulduğu kadar uzun süreceğini düşünmüyorum. Bunun aslında gösterildiği kadar da korkunç bir şey olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü baktığım zaman ben çok zeki ya da bilgili bir adam da değilim. Ben mantığı sağlam bir adamım. O mantıkla, Dünya Sağlık Örgütü kayıtlarına baktım. Geçen sene dünyada gribe yakalanan, kayıt altına insan sayısı 300 milyon, gripten ölen insan sayısı 300 bin. Tespit edilen yani bilemiyoruz daha fazlası da olabilir. Soğuk algınlığından ölen insan sayısı 60 bin dünyada. Biz neden korkuyoruz? Bence burada başka bir şey var, bunu görmek lazım. Yani galiba dünyanın biraz soğuması gerekiyordu.”

 

“Bir uçağın bir saatlik uçuşta havaya saldığı karbondioksit kaç ton? Yani 2 ay uçakları, otomobilleri durdursak yeter. Biz insanlara hadi evinize girin, buradan buraya gitmek yasak diyemeyiz demokrasinin olduğu ülkelerde. Bir şey olması gerek diye düşünüyorum. Benim komplo teorim, herkesin bir komplo teorisi var. Nasıl bu kadar yayıldı yahu? Bu virüs çok çabuk ulaşan çok öldürücü bir virüs değil. Sizin mutlaka altta kronik bir hastalığınızın yatması gerekiyor. Yaşla alakalı değil. Gençler de ölüyor. Öldürücü değil, çok çabuk yayılıyor. Çok çabuk bulaşıyor. Çok çabuk bulaşan bir virüs zaten kendisi yaşayabilmesi için öldürücülükten vazgeçmek üzere mutasyona uğraması gerekir. Zaten ultraviyole, ısı yükseldiğinde onu etrafında çok minik bir yağ koruyor, canlı değil çünkü. Bir Ribonükleik asit, protein molekülü. O yağ eridiğinde yok oluyor zaten. Dolayısıyla sıcaklar arttığında havada asılı kalamayacak çünkü o yağ eriyecek. Ultraviyole de zaten bir sterilizasyon sebebidir. Eğer izolasyona dikkat edersek 3 hafta içinde yavaş yavaş rahatlayacağımızı ve hazirana da rahat gireceğimizi düşünüyorum. Planlarımı böyle yapıyorum.”

-Geçmişe dönseniz hayatınızda neler değiştirmek istersiniz?Cem Özer: “Evliliklerimden bir tanesini yapmazdım.”Bu kadar mı?

Cem Özer: “Bu kadar.”

-Son olarak neler söylemek istersiniz? Bir mesajınız var mı sevenlerinize?
Cem Özer: “Neleri değiştirmek istersin, dediniz. Ben memnunum. Yaşadığım kötü olaydan da iyi olaydan da memnunum. Neticede bunların külliyesiyiz. Hep iyi yaşayarak olgunlaşamayız. Acılar ve olumsuz olaylar iyi meyve vermesi için insanın gübresidir. Bundan faydalanmayı bilmek lazım. Başında dedim ya, travmalarımızı bilip onları yönetmek lazım. Onları bir mazeret, bahane haline getirmeyeceksiniz. Travmalarınızı bir bahane olarak kullanırsanız uyuşturucuya da, kumara da, alkole de, her türlü musibete müptela olabilirsiniz. Travma yaşamamış bir insan var mı post modern dünyada? Hangimiz yaşamadık? Röportajı değişik yapsak ben size sorsam çocukluğunuzdan kim bilir ne travmalar çıkacak?”

 

-Olmaz mı? Tabii ki. Yetişkinlik yıllarımıza taşıdığımız bir sürü travmalarımız var hepimizin…
Cem Özer: “Tabii, öğretmenimizden başlar. Bir kere en azından saçınızı çekmiştir sizi kıskanıp, okula geldiğinizde, ‘Bu saçın hali ne?’ diye. Genç kızların en çok yaşadığı şeydir. O yüzden bunlarda serzeniş yapmamak lazım. Ben hep bardağın şu kadarı dolu olsun, bana yeter diye bakarım. O bardak dolu benim için. O bardakta su var, ben o suyu görürüm. Boş tarafı beni ilgilendirmiyor. Çok lazımsa üstünü doldururuz. O yüzden bu panik ve korku yaratıcıları, bu olumsuz, kötü şeylerin yaratıcılarını çok fazla umursamamak lazım. Rahmetli Çetin Altan’ın dediği gibi ‘Enseyi karartmayın.’ Hayat her şeye rağmen güzel. Güzel tarafını bulun. Bu sizin elinizde. Eğer içinizde mutluluk yoksa, mutluluğu siz üretemiyorsanız nereye giderseniz gidin, mutluluğu ve huzuru bulamazsınız.”

“Hani diyorlar ya, ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’ Hayır, eminim her şey eskisi gibi olacak. İnsanlar yine umursamadan yaşayacak, gene sevgiyi ezecek, sevginin üzerinden geçecek, gene birbiriyle didişecek, gene maddi hırsların peşine düşecek. O yüzden bunu değiştirmek için illa bir salgın, felaket olması gerekmiyor. Kendi içinize dönüp baktığınızda neden, nasıl beslendiğinize, neyin sizi mutlu ettiğine dönüp bir bakın. Başkalarını mutlu edip mutlu olmak işin en kolay yolu. Bir hayvan sevin. Bir kedi, köpek sevin, çimene basın, çiçek besleyin, sulayın. Onun her gün filiz açmasını takip edin. Kitap okuyun. Böyle de yaşlı amcalar gibi oldum ama.”

– Ben de tam onu söyleyecektim. 60 yaşında mıydınız?

Cem Özer: “Evet. İlber Ortaylı’nın dediği gibi ‘Gezin, gezin. Evlenenler, önce mobilyayı düşünmeyin. Önce dünyayı görün. En az 5 tane büyük, önemli şehri görün. Barselona’yı, Floransa’yı, Paris’i görün. Türkiye’yi gezin, doğuyu görün, Adıyaman’a gidin, Nemrut Dağı’na çıkın, Göreme’ye gidin. Ruhunuzu, dünyanızı büyütün.”

-Güzel mesajlarınızla konuğumuz oldunuz, teşekkür ederiz.
Cem Özer: “Ben teşekkür ederim size ve yayındaki tüm arkadaşlarınıza.”

 

Aras Bulut İynemli’nin Neymar’a Tepkisi Gecikmedi..

0

Yakşıklı oyuncu Aras Bulut İynemli, başrollerinde oynadığı 7. Koğuştaki Mucize filmini izleyip sosyal medya hesabından övgü dolu paylaşım PSG’nin dünyaca ünlü futbolcusu Neymar’a neler söyledi?.. İşte Detayları Haberimizde..

Ünlü Futbolcu Neymar Aras Bulut İynemli’nin Filmine Övgü Yağdırdı! ‘Çocuk Gibi Ağladım’!

Aras Bulut İynemli Kendisine Övgüler Yağdıran Neymar’a Tepkisi Ne Oldu?

PSG’nin başarılı oyuncusu Neymar, Aras Bulut İynemli’nin Memo karakterine hayat veren ve 2019 yılının en çok seyredilen Türk filmi 7. Koğuştaki Mucize’’yi Netflix’te izlemiş, Instagram hesabından da filmden çok etkilenerek ağladığını anlatmıştı.

Neymar; “Çocuğu olanlar Daha İyi Anlar”

Parib Saint-Germain FC takımının oyuncusu futbolcu Neymar, filmle alakalı, “Çocuğu olanlar bu filmi izledikten sonraki duygumu daha iyi anlar. İnanılmaz güzel bir film, izlerken çocuklar gibi hüngür hüngür ağladım” ifadelerinde bulunmuştu.

Aras Bulut İynemli Kimdir?

“Teşekkürler, Umut Her Zaman Sevgi Ve Sağlıkta”

7. Koğuştaki Mucize filminin baş rol oyuncusu Aras Bulut İynemli, Dünyaca ünlü yıldıza Instagram hesabından teşekkürlerini sundu.  Ünlü futbolcu’nun bu paylaşımını kendi sayfasından paylaşan yakışıklı oyuncu, “Teşekkürler, umut her zaman sevgi ve sağlıkta” dedi.

İşte Aras Bulut İynemli’nin Teşekkür Paylaşımı;

Aras Bulut İynemli'nin Paylaşımı
Aras Bulut İynemli’nin Paylaşımı

İlk oyunculuk kariyerine ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisiyle başlayan oyuncu Aras Bulut İynemli, pek çok sayıda film ve diziye performans gösterdi. Son olarak Çukur dizisinde Yamaç karakterini canlandıran oyuncu, Yedinci Koğuştaki Mucize filmiyle dünyaya açıldı. Yedinci Koğuştaki Mucize’yi izleyen ve Aras Bulut İynemli’yi yakından tanıyanlar filmi izledikten sonra onu tanıyamadıklarını aktardılar..

Ece Erken Özel Hayatıyla İlgili Önemli Kararlar Almaya Devam Ediyor!..

0

Eşi Benan Mahmutyazıcıoğlu ile boşanma davası halen devam eden iş adamı Şafak Mahmutyazıcıoğlu ile yaşadığı yasak aşkla gündemden düşmeyen sunucu Ece Erken, bir bir özel hayatıyla alakalı önemli kararlar almaya başladı. Detayları Haberimizde..

Ece Erken’in Yaşar İpek İtirafından Sonra Seren Serengil İsyan Etti!..

Ece Erken Özel Hayatıyla İlgili Önemli Kararlar Almaya Devam Ediyor!..

Evli ve iki evlat babası avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu ile yaşadığı yasak aşkla tepkileri üzerine çeken Ece Erken, geçtiğimiz günlerde devam eden ilişkisini bitirme kararı almıştı. Ünlü sunucu  bunun yanı sıra da sosyal medya hesablarını kullanmama kararını aldı.

Ece Erken kimdir?

Evli Sevgilisinden Ayrıldığını Duyurmuştu!..

Güzel sunuculardan Ece Erken, başkan Fikret Orman’ın görev döneminde Beşiktaş Spor Kulübü’nün hukuk işlerinden sorumlu kişi aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği görevini de yürüten avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’yla aşk yaşamıştı. Aşkını Söylemezsem Olmaz magazin programı canlı yayınında ilan eden Ece Erken, genel tepkiler üzerine Söylemezsem Olmaz’dan  istifa etmişti. Her dönem aşkının arkasında olduğunu açıklayan Ece Erken, Instagram sayfasından Şafak Mahmutyazıcıoğlu’yla ilişkisini sonlandırdığını söylemişti.

Ece Erken; “Sosyal Medyaya Girmeyeceğiz Bir Süre”

Her dönem sosyal medya hesablarını aktif olarak kullanan ünlülerin başında gelen sunucu Ece Erken, evinde oğluyla dans ettiği bir video yayınlayarak “Sevenlerimize; sağlıklı, iyi ve mutluyuz, diğerleri pek de önemli değil. Doğum günümde görüşmek üzere. Sosyal medyaya girmeyeceğiz bir süre… Bizden sevgiler. Yine baharlar gelecek hepimiz için” ifadeleriyle paylaştı.

Son Dakika!..Ece Erken Hakkında Suç Duyurusunda Bulunuldu!

 

Fahriye Evcen’den Duygu Yüklü Sözler..

0

Ünlü oyuncu Fahriye Evcen ve eşi Burak Özçivit’in çocukları Karan’ın ilk pozu paylaştıklarında sosyal medyanın gündemine yerleşmişti. Tatlı haliyle dikkatleri üzerine çeken hatta yurtdışından reklam filmi teklifi bile alan Karan bebek bugün 1 yaşına bastı. Annesi Fahriye Evcen’in oğlu için yayınladığı duygusal medaj yüreklere dokundu. Detayları ise Haberimizde..

Fahriye Evcen’in El Dansı Akımına Talat Bulut’tan Cevap Geldi..

Fahriye Evcen’den Duygu Yüklü Sözler..

Korona virüs salgını dolayısla gönüllü karantina uygulamasında olup evden ayrılmayan oyuncu Burak Özçivit ve eşi Fahriye Evcen, oğulları Karan’ın 1. yaş gününü bugün kendi aralarında küçük bir aile toplantısıyla kutlamayı tercih ettiler.

Burak Özçivit kimdir?

Yakışıklı oyuncu Burak Özçivit tarafından çekildiği tahmin edilen doğum günü pozundaki Fahriye Evcen’in cümleleri herkesin kalbine kadar ulaştı. Türkiye’deki en ünlü çocuklarından bir tanesi olan Karan Özçivit’in ikinci fotoğrafında; annesinin kucağında olan sevimli bebekı, annesi ile birlikte evlerinin manzarasını izliyorlar.

Fahriye Evcen’den Koronavirüs Değerlendirmesi Dikkat Çekti!

Tam 2 sene öne nikah masasına oturan oyuncu Burak Özçivit ve meslektaşı Fahriye Evcen’in düğünün her parçası sosyal medyada günlerce konu olmuştu. Mutlu evliliklerinin bir devamı olan ünlü çiftin aşklarının meyvesi 13 Nisan 2019 senesinde Karan bebek dünyaya geldi. Evlilikleri boyunca örnek gösterilen Özçivit ailesinin en küçük üyesi Karan bebek’in ilk yaş günü olan bugün, annesi Fahriye Evcen tarafından paylaşılan sevgi yüklü bir not ile kutlandı.

Fahriye Evcen; “Sen Meğer Kalbimin ta Kendisiymişsin.”

“Karan’ım” ifadeleriyle oğluna hitap eden eden güzel oyuncu doğum günü mesajında “Sen meğer kalbimin ta kendisiymişsin. Kalbim…” kelimeleri yer aldıç  “Kutup yıldızım” dediği Karan’ın doğum günü notunu  “Annen” kelimesi ile tamamlayan Fahriye Evcen;  “Hep iyi ol Karan’ım. Ve bil ki bu uzun yolda ben hep senin yanındayım. Daha önce hiç bu kadar anlamlı gelmemişti bunu söylemek; iyi ki doğdun oğlum. İyi ki” cümleleleriyle bu duygu yüklü mesajını sonlandırdı. .

Fahriye Evcen’in yeni paylaşımı hayranları tarafından da fazlasıyla beğenildi. Binlerce beğeni ve yorum yağan poza takipçiler de Karan’ın doğum gününü kutladı ve güzel dileklerini yazdılar.  Güzel oyuncunun bu paylaşımını beğenen ünlü isimler arasında, Demet Özdemir, Sinem Kobal, Aslı Enver ve Pınar Altuğ Atacan da vardı.

İşte Fahiye Evcen’in O Fotoğrafı;

Fahiye Evcen'in O Fotoğrafı
Fahiye Evcen’in O Fotoğrafı