Ana Sayfa Blog Sayfa 927

MasterChef Emre Büber Kimdir?

0

MasterChef 2021 Türkiye’ de na kadroya seçilmeyi başaran Emre Büber Kimdir? Emre Büber Kaç Yaşında? Emre Büber Ne Zaman Doğdu? Emre Büber Nerede Doğdu? Emre Büber Aslen Nereli? Emre Büber Hangi Burç? Başarılı tabakları ile dikkat çeken Emre Büber hakkında merak ettiğiniz her şeyi sizin için bu yazımızda derledik. İşte MasterChef Emre Büber…

Emre Büber Kaç Yaşında? Emre Büber Ne Zaman Doğdu? Emre Büber Nerede Doğdu? Emre Büber Aslen Nereli? Emre Büber Hangi Burç?

1 Kasım 1995 yılında Avusturya’ da dünyaya gelen MasterChef Emre Büber, 26 yaşlarındadır. Ailesi Konyalı olan Enre Büber, Akrep burcudur…

MasterChef Emre Büber Kimdir?

MasterChef’in 2021’e Avusturya’dan katılan Emre Büber, evli ve Bünyamin Cafer isminde bir de oğlu vardır. Aşçılık eğitimine sahip ve sektörde çalışmış bir isim olan Emre Büber, MasterChef’ de iddialı tavırları ve ortaya çıkardığı başarılı yemekleri ile jürinin ilgisini çekmeyi başarıyor.

Masterchef’e şampiyon olmak için geldiğini söyleyen Emre Büber 12 yaşında Türkiye’ye geldi ve 19 yaşında da Avusturya’ya geri döndü. Ve son olarak Emre Büber, İş bulamadığı için aşçılığa başladığı biliniyor…

 

 

MasterChef Sergen Özen Kimdir?

0

MasterChef 2021 Türkiye’de 16’ncı yarışmacı olarak ana kadroya giren Sergen Özen Kimdir? Sergen Özen Kaç Yaşında? Sergen Özen Ne Zaman Doğdu? Sergen Özen Nerede Doğdu? Sergen Özen Aslen Nerede? Sergen Özen Hangi Burç? Sergen Özen hakkındaki herşey Kimdir yazımızda. İşte MasterChef Sergen Özen…

Sergen Özen Kaç Yaşında? Sergen Özen Ne Zaman Doğdu? Sergen Özen Nerede Doğdu? Sergen Özen Aslen Nerede? Sergen Özen Hangi Burç?

3 Mart 1996 tarihinde Tekirdağ’ da dünyaya gelen Sergen Özen, 25 yaşındadır. Aslen de Tekirdağ’lı olan Sergen Özen, Balık burcudur.

 

MasterChef Sergen Özen Kimdir?

Tekirdağ’dan yarışmaya katılan Sergen Özen, geçtiğimiz yılda  MasterChef ‘e katılmış ancak eleme turunda yaşadığı unutkanlık sebebiyle yarışmaya veda etmişti. Sergen Özen, Otelcilik lisesinden mezun oldu ve genç yaşlardan bu yana aşçılık mesleğiyle geçiniyor. Köftecilik üzerine birde dükkanı olan Sergen Özen, özellikle et yemeklerinde kendisine oldukça güveniyor.

MasterChef ‘e glace sosu ile mantarlı kuzu yemeği ile katılan Sergen Özen, tam üç evetle yarışma adayları arasına girmeyi başarmıştır.

Yeşim Salkım: Medya Beni Sömürmeyi Seviyor

0

Kızıyla birlikte özel bir röportaj veren Yeşim Salkım “Medya beni sömürmeyi seviyor” sözleriyle gündeme damgasını vurdu. İşte Yeşim Salkım’ın o açıklamaları;

Ne kadar anne-kız, ne kadar arkadaşsınız?

Gizem Salkım: Bugün bu konuyu konuştuk. Antalya’dayız, tatile geldik. Otel odasına girdik, “Anne biz bir takımız, ben valizi çıkaracağım, sen de kahve yapsana” dedim. Aslında biz her şeyiz, o benim aynı zamanda hem annem hem babam.

Yeşim Salkım: Biz iyi ve güzel bir takımız. İyi ki kız evlatlarım var. İyi ki Gizem’i dünyaya getirmişim. Onu kanımla, canımla seviyorum. Ona haksızlık yapacak, onun adına konuşacak, onu tanımadan bir şey yapacak olanın kalbini ellerimle sökerim. Benim anneliğim böyle işte Hakan.

Geçen 31 yılda birbirinizden ne öğrendiniz?

Gizem Salkım:  Annemden merhameti, vicdanlı ve güçlü olmayı, ayakta durmayı öğrendim. O benim rol modelim.

Yeşim Salkım: Gizem’i dünyaya getirdiğimde 20 yaşındaydım. Onunla büyüdüm, bana bir kız çocuğunu büyütmenin, hele ki tanınmış bir kadın olunca ne kadar zor olduğunu öğretti. Bizim çocuklarımız hayata 1-0 yenik başlıyor.

Neden?

Yeşim Salkım: Çünkü seçme hakları yok, hiç istemeseler de zor bir hayata doğuyorlar. Bizlerin hayatının zorluğu onların omuzlarında zaman içerisinde bir yük oluyor. Bunu kaldırmaya çalışıyorlar. Psikolojik etkilerini yaşıyorlar. Gizem belki benim kızım olmasa, hayatını çok daha farklı seçip yaşardı.

Bir seçim şansın olsa, anne olarak yine Yeşim Salkım’ı mı seçerdin?

Gizem Salkım:  Ben yine Yeşim Salkım’ı ve bu hayatı seçerdim. Yaşadıklarım aynı olsun isterdim, bu hayatın bana çok güzel getirileri oldu ama tabii götürülerini de yaşadım. Kırılgan bir yapım var, o yüzden çok üzüldüğüm, çok ağladığım zamanlar oldu. Ama böyle olması gerekiyormuş.

Annen sen 8 yaşındayken bir dönemin medya patronu Hakan Uzan’la evlendi. Çalkantılı bir boşanma süreci yaşadı. Günlerce manşetlerden düşmedi. Bunlar seni nasıl etkiledi? Hiç savruldun mu?

Gizem Salkım:  Savrulmalarım genç kızlık dönemimde başladı. Çok asiydim. İçimde tuttuğum şeyleri dışa vuruyordum. Anneme o açıdan çok çektirdim. Ama şunu biliyorum ki, o olaylar yaşanırken kimse benim gözyaşıma bakmadı. Kimse “Yeşim Salkım’ın da bir kızı var” demedi. Canları sağ olsun. O kız hala ayakta ve sorunu yok.

Babanla görüşüyor musun Gizem?

Gizem Salkım: Ara ara görüşüyorduk ama yaşadığım boşanmadan sonra daha sık görüşmeye başladık. Bu adımı atmam gerekiyordu. Baba-kız aşkı diye bir şey var. O sevgi ve bağ çok farklı. Bir de ölüm var.

İnsan affedebiliyor mu?

Gizem Salkım: Affediyor, çünkü o baban. Bir de beni genç yaşta dünyaya getirmişler. Kendimi onların yerine koyuyorum.

Yeşim Salkım: Ben de uzun yıllar affedememiştim yüreğimde. Şimdi görüşüyoruz. Hayatımdaki herkesi affettim. Hepsine bana kattıkları her şey için teşekkür ettim ve yolladım. Hiçbir erkeğe kinim yok. Bana çok şey kazandırdılar ve bu kadını oluşturdular.

Nasıl bir kadın bu?

Yeşim Salkım: Her şeyi kabul eden, geçmişe dönüp bakmayan biri oldum. Büyük konuşmamayı öğrendim. Elimizdekiyle mutlu olmak lazım. Mesela şu an tatildeyiz, eski eşim Hakan (Eratik) burada, kızımız Ada’yla beraber.

İnternette yazılanlara göre Yeşim, Gizem’i 20 yaşındayken dünyaya getiriyorsun. Mustafa İmre’yle aşık oluyorsunuz. Hamile kalıyorsun. Mustafa Bey çocuğu istemiyor. Sen istiyorsun. ve nüfusuna alması için evlenip 13 gün sonra da ayrılıyorsunuz. Gizem sen bunları ilk okuduğun zaman ne hissettin?

Gizem Salkım: Hayatımda olan her kötü şeyi, kendimin ve ailemin yaşadığı travmatik olayları kabullendim. ‘Ben onların yerinde olsam ne yapardım’ diye düşünüp kimseyi suçlamıyorum.

Yeşim Salkım: Çok şükür aşık olduğum bir adamdan bir çocuk dünyaya getirdim. Her şeyden önemlisi de bir yuvayı yıkarak bir çocuk dünyaya getirmedim.

Tek başına çocuk doğurmaya karar vermek zor değil miydi?

Yeşim Salkım: Ben koyu bir feministim işte. Ama tabii maddi manevi her şey zordu. Sevdiğin adam tarafından yarı yolda bırakılıyorsun. Çok aşıktım herhalde, en zoru aşık olduğum erkekten ayrı kalmaktı. Onu çok özledim. Yanımda olmasını çok istedim.

Hem anne hem de baba olmak nasıldı peki?

Yeşim Salkım: Hem kadın olmak, hem şöhret olmak, hem anne, hem babanın eksikliğini tamamlayabilmek çok zor. Gizem’e baba olmaya çalışmadım. Ama zaten otoriter yapıya sahibim. Aramızda hep o duygu oldu. Gizem benden hep çekinmiştir. Ona sadece anne olup biraz daha katı, biraz daha disiplinli, zaman zaman çok gevşek olduğum için o da ben de biraz bocaladık. Ama şu an onunla hayatımın en güzel günlerine kavuştum. Yine olsa aynı acıları, mutlulukları yaşar, yine onu dünyaya getirirdim.

Annen adeta bir polemik kraliçesi. Hep gündemde. Yeşim Salkım’ın kızı olmak zor mu?

Gizem Salkım: İlk zamanlarda panik oluyordum, sonra alıştım, şimdi olağan geliyor. Onun karakteri bu, değiştiremezsin. Ayrıca annem bu zamana kadar susmuş, bir yerde patlaması da çok normal. İçinde tutacağına dışarıya vursun.

Yeşim Salkım: Sosyal medyada insanların gerçek yüzleri, kendi mutsuzluklarıyla insanları mutsuz etmek istedikleri ortaya çıktı. Ben ters psikoloji izleyip en başta bunu yaptım; kendimle, hatalarımla yüzleştim. Yanlış gördüklerimi söyledim, sonunda haklı çıktım. Bunu da haklı çıkmak için, doğru tarafta olmak için yaptım. Ama sonuçta bir kadın bu ülkede “Kral çıplak” dedi.

Annenin sen doğduktan sonra yaşadığı evlilikler ve sansasyonlar sebebiyle ona  kırgınlıkların var mı?

Gizem Salkım: Her zaman annemin hayatını destekleyen taraf oldum. Onun evlenmesinin en büyük nedenlerinden biri, küçük yaşta bana bir aile vermek istemesiydi. Ayrıca herkes altı-yedi kere evleniyor ama hep annemin evlilikleri konuşuluyor. Herhalde geçmişte ünlü ve medyatik biriyle evlendiği için. Bence annemi medya seviyor.

Yeşim Salkım: Medya beni sömürmeyi seviyor.

Neden öyle?

Yeşim Salkım:   Çünkü sordukları sorular, söyledikleri sözler karşısında yara almayıp güçlü durduğumu görüyorlar. Belki ağlasaydım, cevaplamasaydım durum daha farklı olurdu. Ama Türkiye’de kaç insan tanıyorsun benim kadar şeffaf? Aileme de çevreme de öyleyim. Gaddar olmam gereken yerde çok gaddar, merhametli olmam gereken yerde de çok merhametli biriyim. İnsan olmanın bütün özelliklerini taşıyorum. Herkesin beni sevmeyeceğini de biliyorum, sevsinler gibi kaygılar da taşımıyorum. Kendimle barışık bir kadınım. Kimseye “Sana ne” demedim. Sadece birileri birilerinin hayatına müdahale ettiğinde “Sana ne” dedim.

Birbirinize bir tavsiye verseniz…

Yeşim Salkım:   Hep böyle kal.

Gizem Salkım:  Annemin hayatını ve anı yaşamasını istiyorum. “Çok fazla geleceği düşünme” derim.

Birlikte hayalleriniz var mı?

Gizem Salkım: Oyunculuk yaparak bir ödül alıp annemin ön sıradan beni izleyip alkışlamasını istiyorum. Konuşmam bile küçüklükten beri hazır.

Yeşim Salkım: Gizem, Los Angeles’ta sahne sanatları okudu ve çok iyi bir oyuncu. Ben de bunu görmek isterim. Bir hayalimiz de birlikte bir marka kurmaktı. ‘Matchless by Yeşim Salkım’ı kurduk. Gizem’e teslim edip onun büyütmesini, bu işin tamamen onun üzerinde olmasını istedim. Bu benim ona mirasım.

Bir kozmetik markası kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

Yeşim Salkım: “Güzelliğinizin sırrı ne? Halen bir Fransız askısı yaptırmadınız mı?” diyenlere cevaben, neden yaptırmadığımı göstermek istedim. Yurtdışındaki starlar gibi ismimizi verip, merdiven altı bir şey yapıp çok para kazanalım işi değil bu. Sektöre doğru düzgün giriyoruz. Doğal yaşlanma, güzel yaş alma gibi şeylere eğiliyoruz. Biraz daha vegan ve doğal olana gidiyoruz.

Yeşim Salkım’ dan Kendi Fotoğrafını Photoshop İle 20 Yaşında Görünenlere Tepki…

Gizem Salkım: Ürünler arasında BB krem, anti-aging krem, güneş kremi, vücut spreyi var. Bir senedir doktorlarla ve bu işin temelinden gelen ortaklarımızla ürünlerin üzerinde çalışıyoruz. İleride ürün yelpazesini daha da genişleteceğiz.

Estetiğe karşı mısın?

Yeşim Salkım: Hayır ama o kadar erken yaşta estetik yaptıranlar var ki, buna karşıyım. Yoksa bir problem vardır, kendini rahatsız hissediyorsundur, yaptırırsın. Ama 5 kere burun, 10 kere dudak yaptırılmaz. 20 yaşındaki kızların yüzleri botokstan geçilmiyor. Oysa dünya doğal yaşlanmaya döndü. Bunun da Türkiye’de 50 yaş üzeri en güzel temsilcisi benim. Yüzümde hiç estetik yok.

Botoks da mı yok?

Yeşim Salkım: Hayır, botoksum da yok. Büyükler “Ne kadar kurcalarsan o kadar bozarsın” der… Çok kurcalıyorlar ve hepsi birbirlerine benziyor. Oysa kadınlar daha doğalı hak ediyor.

Sienna Miller: Dünyayı Değiştirmeyi Deneyeceğim

0

Çok özel bir röportaj veren dünyaca ünlü oyuncu Sienna Miller “Dünyayı değiştirmeyi deneyeceğim” dedi. İşte o röportaj;

Güzel bir kariyeriniz var. Sizi doğru seçimler yapmaya neler yönlendiriyor?

İçgüdüler. Sanırım başka bir şeye dayanarak seçim yapmıyorum ve karar vermiyorum. Aslında kumar oynuyorum. Sadece belli bir kesimin izlediği küçük bağımsız filmler yapıyorum. Harika işler yaptığınızda filminizi herkesin görmesi için arkasında para olmaması çok üzüyor. Kariyerimde uzun bir yola çıktım. Oynamak istediğim türden kadınları oynuyorum. Görmek istediğim türden insanları canlandırıyorum. Onların hikayelerinin anlatılmasını istiyorum. Sanırım 80-90 yaşında hala çalışacağım. Hedefim bu. ve bana otantik gelen şeyleri yapmaya devam etmek istiyorum. En akıllı seçim gibi görünenleri değil.

Afet ve hastalıklardan etkilenenlere yardım sağlayan International Medical Corps’un dünya çapında elçiliğini yapıyorsunuz. Dünyaya geri vermenin ve insanların hayatını değiştirmeye yardımcı olmanın sizin için anlamı nedir?

İyi yönde değişime elimden geldiğince katkıda bulunmayı istiyorum. 11 yıldır bu organizasyonla çalıştığım için çok şanslıyım. Onlarla dünyanın her yerini gezdim. Yaptıkları gerçekten asil bir iş. Çok fazla ilgi istemiyorlar ama harika işler yapıyorlar. Organizasyonun yardımları yönetme biçimleri çok sorumlu ve etik. Bu çalışmalar hayatımı değiştirdi ve zenginleştirdi. Hayat deneyimimi muazzam bir şekilde etkiledi. Tek bir fark yaratabilirsem bile ne mutlu bana. Tek yapmak istediğim böyle şeyler. ve evet, dünyayı değiştirmeyi çok isterim. Deneyeceğim. Denemeye devam edeceğim…

? Chadwick Boseman’ın son projesi “21 Bridges”de birlikte rol aldınız. Hasta olduğunu biliyor muydunuz?

Hayır, bilmiyordum.

? Neler söylemek istersiniz Chadwick hakkında?

Zarif bir adamdı. Şefkatli, sevecen, sıcak, kibar, cömert… İnanılmaz harika bir adamdı.

? Son filminiz “Wander Darkly” dijital olarak gösterime girdi. Filmdeki performansınız çok güçlü. Bazen kalp sızlatıyor, bazen agresif. Böyle performansları yaratırken içinizdeki kaynağı nasıl buluyorsunuz?

Travmatik bir olaydan sonra neler olabileceğini anlamak için çok zaman harcadım. Bu tür deneyime sahip olanlarla konuştum. Hayal ettim. Senaryo gerçekten sağlamdı. İyi düşünülmüştü. Çok fazla prova yaptık ama birçok gerçek performansın empati kurma yeteneğinden geldiğini düşünüyorum.

Sienna Miller’ın Diego Luna ile başrolü paylaştığı “Wander Darkly” filmi, travmatik bir trafik kazasıyla hayatları altüst olan evli çift Adrienne ve Matteo’nun hikayesini konu alıyor.

? Sosyal medyayla ilişkiniz nasıl? Instagram’da 2017’de paylaştığınız fotoğraf dışında paylaşımınız yok…

Denedim sosyal medyada olmayı. Gerçekten harika platformlar olduğunu düşünüyorum ama bana göre değil. Kaç takipçim olduğunu bile bilmiyorum. Bence sosyal medyada başarılı olmak için gerçekten açık olmalısın ve bu açıklık benim yapamadığım bir şey. Ne zaman bir fotoğraf paylaşmaya çalışsam, kendimi bu şekilde ortaya koyma konusunda endişe duyuyorum. Hafif bir anksiyete yaşıyorum. Bana mantık dışı geliyor. Keşke bu konuda daha iyi olsaydım, çünkü işlerimi duyurmak için kullanmak faydalı olabilirdi.

? Kendinizi Google’lar mısınız?

Gerçekten yapmamaya çalışıyorum ama yaptığım oluyor. Kendini Google’lamak araba kazasına bakmak gibi. Bakıyorsun, sonrasında kendini çok kötü hissediyorsun. Ama bir parçan bakmak istiyor. Kariyerimin başlarında genç bir kadın olarak kontrolüm dışında medyayla yoğun bir deneyime sahip oldum. Bu yüzden bana güzel şeyler söylemeleri için ajansıma ve asistanlarıma güveniyorum. Beni memnun eden küçük alıntılar gönderiyorlar. Çünkü kendim okursam kötü olanlara inanıyorum.

? “Genç bir kadınken medyayla yoğun bir deneyime sahip oldum” dediniz. Artık daha dikkatlisiniz. Bu, şöhretin öğrettiği zor bir ders miydi?

Keşke bir öngörüm olsaydı. Her zaman açık yüreklilikle hayatına yön veren biriyim ve strateji oluşturmadığım deneyimlere atlıyorum. Böyle bir başlangıç hayatımda güzel ve karmaşık bir şeydi. Jude (Law) ile ilişkimizin topluma yansıyan yönü gerçekten ikimizin isteğinin dışındaydı. Londra’daki tabloid döneminin çok yoğun olduğu ve paparazzilerin sınır tanımadığı dönemlerdi. Davalar açtım ve mahremiyet yasaları koydurdum. Sahip olduğum mahremiyet için gerçekten çok savaştım. Artık bir şeylere nasıl girdiğim konusunda biraz daha akıllı olmam gerekiyor.

? Yaşadıklarınız, bugün de genç oyuncuların başına geliyor. Onlara verebilecek bir tavsiyeniz var mı?

Benim düştüğüm çok fazla tuzak olduğunu düşünüyorum. Pişman değilim, çünkü bu benim yaşam deneyimimi aşırı derecede zenginleştirdi ve muhtemelen beni daha iyi bir oyuncu yaptı. Şimdiki popüler kültürün o zamandan çok farklı olduğunu düşünüyorum. Genç oyuncular sosyal medyayla kendi hikayelerini kontrol edebiliyor. ve paparazzilerin saldırganlığı eskisi gibi değil. Korkunç zamanlardı. Ama yine de bu iyi bir hikaye. Bu benim hikayem…

? Hakkınızda çıkan en büyük sahte haber neydi?

Ne kadar vaktin var? (Gülüyor)

? Yalan haber her yerde. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt etmek çok zor artık, değil mi?

Tanınmaya başlamam, ne yazık ki filmim çıkmadan önce oldu. Üstesinden gelmek zordu, çünkü filmim çıkmadan önce çok ünlüydüm. Sebebi, bilindiği gibi o zamanlar aşırı ünlü rol arkadaşım Jude Law’a aşık olmamdı. 21 yaşındaydım ve bir sürü şey duyuyordum. Ama en sahtelerinden biri; Sean Bean ile birbirimize aşık olduğumuz. Sean’ın bana aşık olma sebebi ise benim pişirdiğim meşhur dana yahnisiymiş! Oysa hiç tanışmamıştık. O nişanlıydı, ben nişanlıydım ve hiç pişirmediğim dana yahnim yüzünden bana aşıktı! Yemek yapmayı severim ama meşhur bir dana yahnim yok. Maalesef hayatım boyunca doğru olmayan şeyler hakkında çok fazla spekülasyon oldu. Artık büyüdüm. Umarım haberler olması gereken yere odaklanır; işime.

? Geçen seneyi nasıl geçirdiniz? Salgın deneyiminiz nasıldı?

Dürüst olmak gerekirse hayatımda geçirdiğim en zor yıldı. Gerçekten zorlayıcıydı. İnanılmaz derecede acı vericiydi. Bu sorunun yanıtına nereden başlayacağımı bilmiyorum. Bir çeşit evrensel sarsılma var. Kişisel olarak son derece zorlayıcıydı. Ama dayanıklı olmak zorundayız. ve ben o dayanıklı insanlardan biriyim.

? Peki iyi bir öğretmen misiniz? Uzaktan eğitim sürecini nasıl geçirdiniz?

Uzaktan eğitim ilk başladığında gerçekten çok hevesliydim. “En iyi öğretmen anne ben olacağım” diyordum. Kızım Marlowe bana “Miss Honey” (Bayan Bal) diyordu. Benim lakabımdı. Sabahları okul öncesi “Günaydın Bayan Bal” diyordu, bir tür oyun oynuyorduk. Yaklaşık 1 ay sonra ikimiz de sabrımızı kaybettik. Zordu. Hele ev ödevleri! O konuda gerçekten iyi değildim.

? Hiç tiyatro yaptınız mı?

Evet, muhtemelen en büyük tutkum tiyatro. Broadway’de iki tane oyun yaptım, Londra’da West End’de üç oyun yaptım. Geçen sene bir tane yapmam gerekiyordu ama Covid yüzünden olmadı. Geri dönmek için sabırsızlanıyorum. Enstrümanınıza ince ayar yapmak için tiyatro en iyi yer. Tiyatro, oyuncu olarak sizi daha ileriye götürür. Ayrıca canlı oynamanın o heyecanını bambaşka…

? Annenizin David Bowie’nin asistanı olduğunu okudum. Bowie ile tanışma şansınız oldu mu?

Hiç tanışmadım. Annem David Bowie’nin kişisel asistanıydı. O zamandan harika hikayeleri var. Aslında Broadway’de ilk oyunumu yaptığımda, Bowie’nin yaşadığı dairenin altındaki bir daireye gittim ve çok heyecanlandım. Kendisine takıntılı olmama rağmen onu hiç görmedim.

? “American Woman” inanılmaz bir filmdi…

Evet. İzleyen, başkalarına da izletiyor. Filmdeki kadını nasıl oynayacağıma dair net bir vizyona sahiptim. Gerçekten kadın sezgisel bir bakış açısıyla ona tamamen aşık oldum. Esnek, cesur ve kadınlarda var olan metanetin temsilcisi. Bütün film bir kadının bakış açısıyla geçiyor; kusurlu ve dağınık. Bir hikayeden tamamen sorumlu olma deneyimini sevdim. Sektörümüz de artık daha çok kadın bakış açısına odaklanıyor. Yaratıcı olarak yaptığım en tatmin edici iş “American Woman”dı.

Tuğçe Aslı Sümen’den Özel İtiraflar

0

Baht Oyunu dizisiyle büyük bir çıkış yakalayan güzel oyuncu Tuğçe Aslı Sümen’den özel itiraflar geldi. İşte ünlü oyuncunun o röportajı;

“Baht Oyunu” nasıl gidiyor?

Müthiş gidiyor.

 Set ortamın güzelse neden güzel? Bize spesifik bir şeyler anlatır mısın?

Bu, benim ilk işim. Rol arkadaşlarım, bana hep “Sen, o kadar güzel bir sete denk geldin ki daha sonra mutsuz olabilirsin.” diyorlar.

 Acaba bu durum şans mı yoksa şanssızlık mı?

En azından şu an benim için çok büyük bir şans. Çünkü hocamız Serdar Gözelekli, oyuncuları sette rahat ettirmek için elinden geleni yapıyor.

 Seni üzmek kolay mı?

Beni üzmek baya kolay. Ben pozitif feedback ile çalışıyorum. Bana negatif bir feedback verirsen, hafif sesini yükseltirsen gibi durumlara gelemiyorum. Ben, küçükken basketbol oynuyordum. Baskette de antrenörün sana sert davranıyor, bağırıyor. Ben, basket oynayabilirdim çünkü iyiydim o konuda. Bir noktada bağrılmaya gelemiyorum gibi bir yerden bırakmıştım.

 Güzellik yarışmasına katılmak nasıl oluyor? Ben güzelim ve bu yarışmaya katılmalıyım mı diyorsun?

Üniversitede dansa başladım. 5 danstan oluşan bir kategori var ve yarışmalara katılıyorsun. Ben, orada seyircilerle iletişim kurmanın ve onlardan bir karşılık almanın çok hoşuma gittiğini fark ettim. Üniversite benim için dans demek oldu. Ben aslında ODTÜ işletme mezunuyum. Bir şirketin CEO’su olma hayali ile girdim. Tuğçe’yim ben aslında. O şekilde başlamıştım okula ve ailemin benden beklentisi de o yönde idi. Ama daha sonra farklı bir şey yapmak istediğimi fark edince bu yola nasıl kendimi atarım dedim. En iyisi Miss Turkey‘e başvurayım, orada ilk 20’ye kalırım diye düşündüm. Hem ailem kabul etmiş olur böyle bir yola girdiğimi hem de ben bu dünya ile tanışmış olurum. Belki bir ajansım olur gibi bir yerden başvurdum.

Kendinle barışık mısın?

Evet, kendimle barışık biriyim. Miss Turkey’e katılan herkes, kendini güzel buluyordur.

 Aslı, güzellik nedir?

Mesela bir insanla tanışırsın ve belki ilk başta çok güzel gelmez. Ama konuştukça, onunla vakit geçirdikçe sana çok güzel gelmeye başlar. Bence bir insanın bakış açısı, olaylara yaklaşması, pozitif oluşu bence güzellikte çok büyük bir payı var.

 Nasıl gidiyor, neler yapıyorsun?

Şu an hayatım çok güzel gidiyor. Set çok yoğun ve bundan da çok mutluyum. Onun dışında üniversitede profesyonel olarak dans ediyordum ama şu anda da hayatımın bir yerinde olsun istediğim için vaktim oldukça kurslara katılmayı seviyorum. Sonra o dansı evde çalışmayı çok seviyorum. TikTok danslarını yapmayı çok seviyorum ve gerçekten bayılıyorum.

 TikTok kullanıyor musun?

Evet, kullanıyorum. Oradaki dansları çalışmaya bayılıyorum.

 Takip ettiğin TikToker var mı?

Yabancılar var.

 Oyunculukta nereye gitmeyi düşünüyorsun?

Küçükken izlediğimiz ve kült olan filmler olur ya. O olmak istersin ya da sende pek çok duygu uyandırır, ağlatmıştır seni filan. Öyle bir filmde başrol olmak istiyorum ve izleyen insanlarda bende uyanan duyguyu uyandırmak istiyorum. Mesela “Notebook” filmini çok küçükken abim seyrettirmişti. Ben çok ağlamıştım ve beğenmiştim. Hala her izlediğimde ağlıyorum. O hissi yaratmak bence çok güzel bir şey.

 “Baht Oyunu” projesinde şaşırdığın bir set anısı oldu mu?

İdris Nebi Taşkan, dizideki partnerim. Biz, Sapanca’da setteyiz ve 6. bölümü çekiyoruz. Sette gölün ve köprülerin olduğu çok güzel bir yerde idi. Salı günü yayınlanan 5. bölümü izlemeye başladık. İdris’in telefonundan beraber izleyerek gülüyoruz. Reji o sırada bizi çağırıyor çünkü sahneye gireceğiz. Biz de bölüme kendimiz kaptırdık ağır ağır yürüyoruz. O sırada İdris’in ayağı boşluğa doğru bir gitti. Ben de onu görünce bağırdım, sanki bağırmak onu durduracakmış gibi. O da panik olup komple oraya bastı ve derenin içine düştü. Dere de çamurlu filandı. Sette oraya düşebilecek kişi de İdris’ti zaten. Tabii set ekibi için komik değildi çünkü onlar sahneye bekliyordu.

 İdris kızdı mı duruma?

İdris, direkt gülmeye başladı. Çünkü durmak için debelendi derenin içinde. İdris zaten her şeye güler geçer, rahat bir karakter.

En son en çok istediğin şey neydi?

En son en çok istediğim şey bir diziye girmekti. Olduğu için şu an çok mutluyum.

 En son en çok hüzünlendiğin şeyi paylaşabilir misin?

Bir önceki ilişkimde aldatıldım. Bunu öğrendiğim an baya hüzünlü bir andı benim için.

 Çok üzüldün mü?

Evet, üzüldüm. Kim üzülmez ki? Bir de ilk defa başıma böyle bir şey gelmişti ve benim başıma hiç böyle bir şey gelmeyecek sanıyordum.

 Duruş olarak ne yaptın?

Üzüldüm, ağladım ve ayrıldım. Bir de hep birisi beni aldatırsa kestirir atarım diye düşünüyordum. O kadar kolay da olmuyormuş ve tekrar geri dönüşü de olmuyormuş.

Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?

Bir arkadaşıma, neden her şeye bu kadar yüzeysel bakıyorsun diye sorardım.

 Kendini affettirebileceğin bir andasın ve seni dinliyor. Anlatır mısın?

Hiç kendimi affettirmemi gerektirecek bir şey olmadı. Bir arkadaşımı ekmişim gibi minik şeyler olmuştur. Onların da gönlünü almasını bilirim.

 Sosyal anlamda yapı olarak bir şeylerden çekindiğin için bir şeyleri kaybettiğini düşündün mü hiç?

Evet, ben kurduğum ilişkiler ve konuşma tarzım çok yumuşak ve karşı taraf kırılır mı diye düşündüğüm için belki de karşı tarafa sözümü dinletme yeteneğimi kaybettim. Belki daha sert olsam karşıdaki benden daha çok korkacak.

 O sürprizi gerçekten anlamamıştı. Sence neden? Sürpriz yapmayı ve yapılmasını sever misin?

Bayılırım sürpriz yapmaya. Yapılmasına da bayılırım. Benim küçük halam da sürpriz yapmayı çok sever. Hatta bir keresinde ben de ona sürpriz yaptım. Kocaman bir sepetim aldım ve ailedeki her üyedenmiş gibi farklı bir hediye aldım. Hepsinin üzerine o isimleri yazdım, resimler bastırdım, yatağına koydum. O uğraşı seviyorum ve daha çok uğraştıkça benim adrenalinim de artıyor. Onun sürprizi göreceği saniye için ben de aşırı heyecanlanmış oluyorum.

 Sürpriz yaparken risk alır mısın?

Hayır, almam.

 Aşk diye bir şey var mı sence?

Var tabii ki.

 Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?

Bence aşk kesinlikle var. Bu, benim çok inandığım ve hayatımı besleyen bir kavram. Şu anda da besliyor. Karşıdaki kişi seni özgür bıraktığı zaman, sana karışmadığı zaman, sana güvendiği zaman sorgu sualsiz bir durum oluyor.

 Hayatta böyle bir şey var mı?

Şu an bende var.

 Böyle bir şeyi ilk kez mi yaşıyorsun?

Evet. Hem herkes kendi gibi oluyor hem de beraber başka bir dünyamız da var.

 O zaman sizin hayatınızda kıskançlık yok mu?

Var tabii ki. Yeterince kıskançlık var. Karşı tarafı hapsetmeyen ya da bir şeyler yapmaktan alıkoymayan bir şey.

 Özgürleşmekten kastın ne?

Şu anda bir dizi çekiyorum, göz önündeyim. Partnerinle sahnelerin var ve sevgilin biliyor. Bir şey olmayacağına inanıyor.

 Bunu konuştunuz mu?

Konuştuk tabii ki. Sonuçta ben hayallerime giden bir yoldayım ve yanımdaki insan beni destekliyor. Sahne ne olursa olsun rahatsız olamayacağını belirtiyor ve rahatsız olmayacak. Evet, inşallah.

 Nasıl seviyorsun?

Ben çok tatlı seviyorum. Karşı tarafa onu sevdiğimi çok hissettirdiğim ve sözel olarak bunu dile getirdiğimi düşünüyorum. Daha açık bir şekilde iletişim kuruyorum.

 Dilediğin kişiye, dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorulma imkanı verildi. Bu kim olurdu ve ona ne sorardın?

Ben, güçlü bir kadın gördüğüm zaman onu izlemekten çok keyif alıyorum. Geçen oturduğum yerde kocaman bir ekranda Beyonce’nin konserleri dönüyordu. Bulunduğum ortamdan kopup sadece o ekranı izledim. Nasıl bu kadar güçlü olabiliyorsun ya da bunu bir kadın olarak güçlü görünmeyi nasıl sürdürebiliyorsun diye sormak isterdim.

Murat Boz ve Tuba Büyüküstün Aşk Mı Yaşıyor?

0

Bir süre önce hayatlarındaki insanlarla birlikteliklerini noktalayan Murat Boz ve Tubabüyüküstün arasında yeni bir aşk alevlendiği iddiaları ortaya atıldı. Peki Murat Boz ve Tuba Büyüksütün aşk mı yaşıyor? İşte detaylar;

Tuba Büyüküstün ve Erdinç Çatak Aşkının Perde Arkası

Tuba Büyüküstün’ün, danışmanlık ajansı sahibi Erdinç Çatak ile aşk yaşadığı öne sürüldü.

Büyüküstün ve Çatak’ın geçtiğimiz aylarda Bodrum’da el ele yürüdükleri esnada çekilmiş fotoğrafına Gossippasta ulaştı.

İddialara göre Tuba Büyüküstün ile Erdinç Çatak kısa süreli birliktelik yaşadı. Büyüküstün, geçtiğimiz haftalarda Çatak’tan ayrıldı.

Bir süredir araları açık olan Tuba Büyüküstün ve Erdinç Çatak’ın ilişkilerini gözden geçirme aşamasında oldukları ve bu yüzden ayrıldıkları öne sürüldü.

Büyüküstün ve Çatak’ın sosyal medya hesaplarından birbirlerini takip etmeyi sürdürmeleri de bu iddiayı doğruluyordu. Tuba Büyüküstün ve Erdinç Çatak, geçtiğimiz ay Bodrum’da aynı yerde fotoğraf paylaşmışlardı. Ancak ikilinin birlikteliği fazla uzun sürmedi. Ayrılık sonrası ikili hiçbir açıklama yapmamayı tercih etti.

Tuba Büyüküstün ve Murat Boz Dikkatleri Üzerine Çekti

Başrollerinde Tuba Büyüküstün ve Murat Boz‘un yer aldığı Netflix’in yeni dizisi ‘Another Self’in çekimleri Ayvalık’ta başlamış bulunuyor. Büyüküstün ve Boz, çekimler esnasında yan yana otururken objektiflere takıldı.

Geçtiğimiz günlerde yeni bir aşka yelken açıktıları konuşulan Tuba Büyüküstün ile Murat Boz, cephesinden yanıt geldi. İkili şimdilerde Netflix için çekilen bir dizi çekimi için Ayvalık’ta çalışıyorlar.

Aslı Enver’den ‘Murat Boz’ açıklaması

Murat Boz ve Tuba Büyüküstün Aşk Mı Yaşıyor?

Murat Boz ve Tuba Büyüküstün, geçtiğimiz haftalarda Beykoz’daki bir mekanda baş başa yemek yerken objektiflere yakalanmıştı. Bu kaçamak yemeğin üzerine ikilinin aşk yaşadığı iddia edilmişti. Ünlü popçu Another Self adlı dijital dizide partnerini canlandırdığı Tuba Büyüküstün’le aşk yaşadığı iddiasına “Dizi çekiyoruz arkadaşlar” diyerek cevap vermişti ki bugün yeniden aynı sorularla karşılaşan Boz aşk iddialarını kesin bir dille yalanladı.

Tuba Büyüküstün kimdir?

Müjde Uzman ve Oğuzhan Uğur Cephesinde Yeni Gelişmeler

0

Youtube’dan yaptığı “Pinç” programıyla tanınan sosyal medya fenomeni Oğuzhan Uğur ile oyuncu Müjde Uzman, geçtiğimiz ay sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımla ilişkilerini açıklamış ve kısa bir süre sonra da ayrılmışlardı. Müjde Uzman ve Oğuzhan Uğur cephesinde yeni gelişmeler yaşandı. İşte detaylar;

Oğuzhan Uğur Gönlünü Müjde Uzman’a Kaptırdı

Babala TV isimli Youtube kanalında güncel konulara ilişkin programlar çeken Oğuzhan Uğur, aradığı aşkı oyuncu Müjde Uzman’da buldu. İkili aşklarını aynı anda aynı fotoğrafla Instagram hesaplarından duyurmuştu.

Yıllar önce şarkılarıyla adından söz ettiren Uğur, uzun süredir sosyal medyada içerik üretiyor. YouTube’da yayınlanan videolarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaşan Uğur, özel hayatıyla da gündem olmuştu.

Oğuzhan Uğur kimdir?

Müjde Uzman kimdir?

Diğer yandan “PİNÇ” adlı program yapan Uğur, sezon finali bölümüne sevgilisi Müjde Uzman’ı konuk etmişti. İkilinin sohbetleri, hayranları tarafından tam not aldı.

Sezon finalini Dorock XL’ta bir konser havasında çeken Uğur, gecenin sonuna doğru sevgilisi Uzman’ı hayranlarından yoğun istek geldiğini söylemeden edemedi. Aynı zamanda program boyunca çiftin birbirlerine bakışları ise gözlerden kaçmadı.Ünlü çift, Cartel’den ‘Bir Numara En Büyük’ şarkısında düet yapmasıyla adeta stüdyoyu yıkıp geçmişlerdi.

Müjde Uzman’dan Aşk Dolu Paylaşım

Müjde Uzman ve Oğuzhan Uğur Aşkı Bitti

Youtuber Oğuzhan Uğur ile 1 ay önce aşk yaşamaya başladığı oyuncu Müjde Uzman arasına kara kedi girdi. Biranda ilişkiye başlayan çiftin aşklarını süslü cümlelerle duyuran çift, sosyal medya hesaplarından birbirini sildi. Bu karşılıklı hamleleri “aşk bitti” diye yorumlandı. İkili henüz konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı.

Müjde Uzman ve Oğuzhan Uğur Cephesinde Yeni Gelişmeler

Instagram’dan sık sık mutluluk pozlarını yayınlayan çift ile ilgili beklenmedik bir gelişme yaşanmış ve ikili birlikte paylaştıkları fotoğrafları kaldırarak herkesi şaşkına çevirmişti. Bir anda ilişkilerini noktalayan çift ayrılık sonrası herhangi bir açıklama yapmamıştı ki iki aşığın ayrılığı uzun sürmedi. Ünlü oyuncu Müjde Uzman bir hafta önce terk ettiği Oğuzhan Uğur ile barıştığını açıkladı. Uzman, “Ayrılık uzun sürmedi, mutluyuz” dedi. Çiftten gelen bu haber sevenlerini de mutlu etti. İkiliye yeniden tebrik mesajları yağdı.

Gülşen Ayna Karşısında Çamaşırsız Dans Etti!

0

Geçtiğimiz aylarda sahne kıyafetiyle gündemi bir süre meşgul eden ünlü şarkıcı Gülşen son paylaşımıyla sosyal medyayı salladı. Gülşen ayna karşısında çamaşırsız dans etti! İşte detaylar;

Sessiz Kalmadı!

Gülşen, konuyla alakalı ilk kez konuştu. Instagram’dan sert açıklamalar yapan ünlü sanatçı, “Ne giydiğime, ne düşündüğüme, nasıl yaşamak ve var olmak istediğime sadece ama sadece kendim karar verebilirim.” demiş ve toplum olarak geldiğimiz noktada bunu hatırlatmanın inanılmaz iç acıtıcı olduğunu da sözlerine eklemişti.

Gülşen’in Ayna Karşısında İç Çamaşırlarıyla Verdiği Poz Olay Oldu!

Sahnede giydiği transparan kıyafet tartışmalara neden olan Gülşen sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada adeta ateş püskürmüştü.

Gülşen Ateş Püskürdü

Gülşen, “Son konserimde, dilediğimi giyme özgürlüğümü kullanarak seçtiğim kıyafet, bir çok farklı ama en mühimi özgürlük alanına, tercihlere olan saygı sınırlarını aşan türden yorumları duymama sebep oldu. Sizler için çok küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. Ne giydiğime, ne düşündüğüme, nasıl yaşamak ve var olmak istediğime sadece ama sadece kendim karar verebilirim. Tıpkı sizlerin de hayatlarında olduğu ya da olması gerektiği gibi. Bir toplumu oluşturan bütün parçaların, her görüşten, her inançtan olan tüm insanların, birbirlerine zarar vermeden, dilediği şekilde bir arada barış içinde yaşamasıdır bütün hikaye…” diye yazdı.

Gülşen kimdir?

Paylaşımının devamında ise Gülşen, “Bugün toplum olarak geldiğimiz noktada bunu hatırlatmak durumunda kalmış olmak inanılmaz iç acıtıcı. Ama ben bilhassa, bana kalbi ve aklıyla eşlik edenlere, umut diyenlere, nefes kabul edenlere sımsıkı sarılıyorum ve teşekkür ediyorum. Öyle hayat doluyuz ki yok ettiklerini düşündükçe kök salıyoruz” dedi.

Gülşen Ayna Karşısında Çamaşırsız

Son haftalarda konserlerinde giydiği sahne kıyafetleriyle tartışma yaratan güzel şarkıcı Gülşen, giydiği transparan elbiseyi eleştirenlere yanıt olarak “Daha da açığını giyeceğim” demişti ki Gülşen sosyal medya hesabından yaptığı yeni paylaşımla yeniden gündeme damgasını vurdu.

Zeynep Er: Gülşen, Dünya Starlarına Özeniyor

Paylaşımında ayna karşısına geçerek dans eden Gülşen’in kıyafetinin altına çamaşır giymediği bazı takipçilerinin dikkatini çekti. Ünlü şarkıcının keyifli tavırları dikkat çekerken sosyal medyada bazı kullanıcılar, her zamanki gibi Gülşen’e tepki gösterdi.

İlhan Şen: Bir Elin Parmaklarını Geçmeyecek Kadar İlişkim Oldu

0

İlhan Şen: Bir Elin Parmaklarını Geçmeyecek Kadar İlişkim OlduKanal D Ekranlarında yayımlanan “Aşk Mantık İntikam” dizisinin yakışıklı oyuncusu İlhan Şen geçtiğimiz gün bir röpotaj verdi. Samimi açıklamalarda bulunan İlhan Şen “Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar ilişkim oldu” dedi. İşte İlhan Şen’in o açıklamaları;

Son bir yılda yıldızın hızla parladı. Ama senin hakkında yok denecek kadar az bilgi var. En başa sararsak. Bulgaristan’da doğdum. Ailem de orada doğmuş. 1989’da, ben daha 1 yaşımda yokken Türkiye’ye göç etmişler. Nasıl bir aileydi?

Annem öğretmen, babam mühendis. En yakın arkadaşlarım da onlardı. Sıfır kısıtlamayla büyüdüm. Bir söz var ya… “8 yaşında Dostoyevski okudum, hayatım değişti.” Ben de Dostoyevski’yi annemden, daha çocukken Rusça dinlemiştim. O benim ufkumu açtı.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği okumuşsun. Baba mesleği olduğu için mi seçtin?

Hayır, Fenerbahçe yüzünden seçtim.

Nasıl yani?

En büyük hayalim küçük yaştan beri Fenerbahçe’ye başkan olmaktı. Hala da devam ediyor ve benimle gidecek.

Bunun mühendislikle alakası ne?

Pertevniyal Lisesi’ni bitirdikten sonra ‘Nereyi tercih etmeliyim’ diye düşündüm. Fenerbahçe Yönetim Kurulu’ndakiler ne iş yapıyor merak ettim.

O dönem Aziz Yıldırım başkandı. Araştırdım. 10 kişiden 8’i inşaat mühendisi. ‘Herhalde bunun yolu oradan geçiyor’ diye düşündüm. Kazandıktan sonra da okumaktan çok keyif aldım. Mezun oldum, hatta mühendislik yaptım da…

Ama bu arada ‘Best Model Turkey’ye katılıyorsun…

Evet, basketbol oynuyordum, uzun boyluydum, 19 yaşındaydım. Mahalle arası spor salonlarının klasik muhabbeti oldu: “Böyle bir yarışma var,  sen de katılsana…” İnternete girdim, form doldurdum. Yarışmanın yapıldığı gece de jüri üyelerinin beni beğenecekleri tuttu ve seçtiler. Türkiye ve Avrupa birinciliği aldım. Türkiye ve İtalya’da modellik yaparak üniversite paramı kazandım.

Oyunculuk nereden çıktı peki?

Hep aklımdaydı, liseden itibaren sinema hobim vardı. Hep kamera arkasıyla ilgiliydim. Hangi yönetmen, hangi açıda, hangi mizansende… Bunları inceliyordum. Zaten bunların birinin peşine düştün mü binlercesi arkasından geliyor, büyük bir okyanusa giriyorsun ve yüzmeyi öğreniyorsun. Benim için de öyle oldu. Oyunculuk eğitimlerine başladım. Hayatıma birden tiyatrocular girmeye başladı. Onlar beni, ben de onları sevdim. Onlardan edep ve adap öğrendim. Bir gün yönetmen Hilal Saral geldi bana… O günden beri devam ediyorum.

İlk başrolündesin, korkutuyor mu?

Bizim ne oynadığımızın bir önemi yok aslında. ‘Romeo ve Juliet’te, Juliet’in dadısı olmazsa Juliet olmazdı ki… Ben de bir hikayede, anlatıcıların sadece biraz daha fazla konuşanıyım, bu kadar. Bunun başrolü, son rolü yok.

Peki sorumlulukları?

Şimdiye kadar dizilerde sınırı olmayan roller oynadım. Başrole geçtikten sonra sınırlar oluşuyor tabii. Mesela bir şirket CEO’sunu oynuyorum, bir CEO ne kadar dağıtabilir ki? Bu sınırlara alışmak benim için yenilik oldu. Sonra ‘acaba’lar başlıyor. Yapabilir miyim? Beğenilir mi? Bunun tek çözümü var. Bütün acabaları bir poşete koyup çalışmaya ve yolda yürümeye devam etmek.

Asghar Farhadi, Yorgos Lantimos, Gaspar Noe gibi yönetmenleri ve sanat filmlerini çok seviyorum. Kimine bir filmde, bir adamın 15 dakika yürümesi sıkıcı gelebilir. Benim için o adam yürümez, orada ben yürürüm. O yüzden o filmlerin peşindeyim.

Tiyatroda oynamadım. Ama çok isterim. Orası er meydanı. Bende daha o had yok. Önce haddimi bileyim, sonra er meydanına çıkarım.

En yakın arkadaşlarım 40 yaş üstü. Zaten gençlik benim için büyük zaman kaybı. 30-35 yıl sürüyor. Bilmediğin bir sürü şeyi öğrenme süreci. Sonra, bildiklerinle yapabildiklerin çok daha keyifli olacaktır eminim.

Bir senedir kariyerinde hızla yükseldin. Takipçilerin 200 binden 800 bine çıktı. Gitgide ünlü olmak nasıl bir his?

Bunun adı ünse, umarım bir işe yararım. Bir şeye yardım edebiliyorsan, bir yerde bir şeyin sesi olabiliyorsan, en güzeli. Ün öyle bir şeye yarasın.

Peki kadınların ilgisinde neler değişti?

Gerçekten bilmiyorum. Bir ilgi varsa da bunun sebebinin ben olmadığımı düşünüyorum.

Neden?

Mesela sosyal medyada bence beklenen performansı sergilemiyorum. Kendimden çok izlediğim filmleri, kitapları, peşinde olduğum yazar ve yönetmenleri gösteriyorum.

O kadar içine kapalı mı yaşıyorsun?

Kendi halimde yaşıyorum. Hep de böyleydim.

Popülerliğin kafanı karıştırdığı, aklının kaydığı oluyor mu hiç?

Hayır. Aklımın kayması için önce dışarı çıkmam lazım. Kerem Atabeyoğlu bana “Kombiye benziyorsun. ‘İlhan nerede’ diye sorduklarında ‘Kapının arkasındadır’ derim” demişti.

Çapkın mısın?

Hayatımda bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar ilişkim oldu. Uzun ilişkiler yaşadım ve hala yaşıyorum. Karşı tarafın derdi benimleyse ve benim de derdim karşı taraflaysa, yürüyüp gidiyor. Ne zaman ki göz dışarı kayar, o zaman bir ilişki yaşamanın anlamı yok.

Seni ne etkiler?

İlişkide en değer verdiğim şey zeka. Bir de, kafamızı bozacak onca şey varken beraber eğlenelim derdindeyim.

Biraz önce çekim gereği gülerken aniden ağladın. Mesleği oyunculuk olan birine ne kadar güvenebiliriz?

Bunun oyunculukla alakası yok. Herhangi bir insana ne kadar güvenebiliriz? Buradan çıkıp başka bir adam olacağım, arkadaşımla kahve içerken başka… Bu senin için de geçerli. Hangimiz biziz? Kaç tane bizden var? Bilmiyorum. Kim biliyor, onu da bilmiyorum. O yüzden bence aslında hepimiz oynuyoruz.

İlginç bir yüzün var. Estetiğin var mı?

Hayır yok. Ama estetiğe karşı da değilim. Mutsuz olduğun bir tarafı değiştirmek kadar güzel bir şey yok.

İnsanlar seninle tanışınca en çok neye şaşırıyor?

Sert yüz hatlarım yüzünden içimi de sert zannediyorlar. Ama öyle bir şey yok. 3 saniye sonra ben o algıyı halının altına itiyorum. Sakin ve kendi halimde olmama da şaşıranlar çok.

Gelecekle ilgili hayalin ne?

Yeni akılla yapılan işlerde yer almak. Genç, dinamik, yeni dünya düzenini bilen insanlarla çalışmak. Mesela Özcan Alper’in ‘Gelecek Uzun Sürer’ filmi var. 90 dakikada anlattıklarını alt alta sıralayınca Nazım’dan ‘Selam Oza!’ şiirine, insanlık problemlerine kadar bir sürü şeyin peşine düşebiliyorsun. İnsanların izleyip geçmedikleri işler yapmak istiyorum. Anlattığım hikayenin bir cümlesini yakalayıp onun peşinden açılacak bütün ufukları görsünler.

İlhan Şen Kimdir?

Dizin ‘Aşk Mantık İntikam’ Fox’ta yayımlanıyor. Temelinde aşk olan bir hikaye anlatıyorsun, senin için aşk ne?

Aşk bende. Ne mutlu bana ki birçok şeyi aşkla yapabiliyorum. Ne yazık bize ki birçok şeyi aşksız yapmak zorunda kalıyoruz. Birçok yerin ve zamanın sıkıntısı da bu. Sevmediğimiz işlerle, sevmediğimiz insanlarla, nefret ettiğimiz kişiler olarak yaşıyoruz. Umarım herkes ufacık bir şey bile yapıyorsa aşkla yapacak hali bulur.

Aşkta mantık olur mu?

Tek cevabı var, ne bileyim ben (gülüyor)!

Senin hayatında?

Sadece aşk özelinde değil, hayatımı hep mantık öncelikli yaşadım ve yaşıyorum. Mantığın süzgecinden geçen duygulara varım.

O halde aşkta mantığın kurbanı oldun mu?

Aşkta birçok şeyin kurbanı oluyorsun. Çok sevmenin, yanlış karar vermenin, mantığının… Ama senin soruna gelirsek; ben mantığın kurbanı olmadım.

Dizilerde genelde maço adamları oynadın, ne kadar maçosun?

Öyle bir tarafım yok, ona da gerek yok. Önemli olan ne kadar anlattığın ve birbirinizi ne kadar anladığınız. Geri kalan maçoluk, kendinle ilgili problemleri karşı tarafa çözdürmeye çalışmak. Bilinmeyen ‘X’i sen bulmadığın sürece karşı taraf bulamaz.

Ses tonunu seksi buluyorlar. Bu, üzerinde çalıştığın bir şey mi?

Hayır, hiç çalışılmış bir şey değil. Dediğim gibi göçmen bir aileyiz. Benim evde duyduğum Türkçe hep biraz kırık, biraz aksanlı oldu. Bu sebeple benim derdim Türkçeyi en iyi şekilde konuşmak. Bunu yapmanın yollarından biri de ses. Çünkü neyi ne kadar  anlatırsam anlatayım, beni çıkardığım ses kadar duyabilirsin. O yüzden iyi sesin peşindeyim ve çok severim. Yazışma dilim de böyledir. Bütün imla kurallarına dikkat ederim, etmeyeni de sevmem.

Kendini seksi buluyor musun?

Hayır. Benim derdim dış görünüşümün nasıl olduğu değil. Dış görünüşe, bir yemeğe baktığın kadar bakarsın. O yemek bittiğinde hissettiğin çok önemli. Benim derdim, birlikte oturup kalktıktan sonra benimle ilgili ne hissettiğin…

 

Bergüzar Korel’ in Psikolojisi Neden Bozuldu…

0

Güzel oyuncu Bergüzar Korel, bugün öyle bir paylaşım yaptıki, “Psikolojimi Bitirdi” ifadeleri takipçilerini bir hayli telaşlandırdı. Sonrasında ise tam 7 aylık hamile olan güzel anne Bergüzar Korel’ in durumu ortaya çıktı. İşte Bergüzar Korel’in O Açıklamaları…

Bergüzar Korel Çocuklarının Fotoğraflarının İzinsiz Çekilmesine Tepki Gösterdi

Bergüzar Korel’ in Psikolojisi Neden Bozuldu…

Bu yıl üçüncü defa anne olmayı planlayan ve Leyla ismini vereceği kızını kucaklamak için heyecanla bekleyen başarılı oyuncu Bergüzar Korel, Covid 19 için aşılanmaya nasıl karar verdiğini takipçileri için açıkladı. Bergüzar Korel sosyal medya hesabından, “Psikolojimi Bitirdi” dedi…

“Psikolojimi Bitirdi”

“Açık konuşacağım. Aşı olmak için doğumu bekliyordum. Riskleri konuştuğumuzda sahada çalışmadığım ve ilk günden bugüne çok izole yaşadığım için dayanacaktım…….

…..Han’ı doğurup, eve geldikten sonra pandeminin başlaması, yalnız bir bebek büyütmek, tam rahatladık derken vakaların en yüksek olduğu zamanda sürpriz bir şekilde tekrar hamile olduğumu öğrenmem ve yine büyük korkularla oldukça dikkatli bir şekilde yaşamak, hiç bitmeyen bir kaygı….

“Çok Yoruldum”

…Gerçek anlamda evden hiç çıkmadan geçen bir lohusalık ve tekrar gebelik. Çok yoruldum. Yoğun bakımdaki gebelere virüsün bulaşma ihtimalinin üç kat daha daha yüksek olması psikolojimi bitirdi.”

“En Önemlisi Yüz Yüze Eğitim”

“Ama en en en önemlisi yüz yüze eğitim olacağını ve okulların açılacağını öğrendiğim gün karar verdim. Bu sabah aşımı oldum. 30. haftayım. Bu süreçten en çok etkilenenler, okul sürecindeki çocuklar oldu. Unutmayın, bu hastalığı çocuklar değil biz bulaştırıyoruz. ve onlar bizim yüzümüzden 1,5 yıldır evdeler. Öğretmenler, veliler lütfen ama lütfen aşınızı olun. Bu yavruların hayatlarından yeterince çaldık. Buna hakkımız yok. Ben en başta geleceğimiz, çocuklarımız için bu aşıyı oldum. Doktorunuzla konuşun ve birlikte karar verin. “ dedi…

Bergüzar Korel kimdir?