Ana Sayfa Blog Sayfa 675

Kardeşlerim 44. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Resul Akif’i Bitirmek İçin Hazırlanıyor!

0

Atv’nin sevilen dizisi Kardeşlerim, 43. bölümüyle ekrana geldi. Dizinin yayınlanan yeni bölümünde; Harika, bulduğu paraların Tolga’ya ait olduğunu zannedip harcamaya başlıyor. Ömer, paraları Harika’nın aldığını öğreniyor. Harika, çantasını almaya çalışan kişiyi yaralıyor. Ömer onun yardımına koşuyor. Paraları alan Ömer, patronuna 16 bin lira borçlanıyor. Asiye, Ömer’in yaptığı işten çok huzursuzlanıyor. Doruk, bunu anlamak için Ömer’i takip ediyor ve onu bir adamı döverken görüyor. Kardeşlerim 44. bölüm 1. fragmanı yayınlandı. Resul, Akif’i bitirmek için hazırlanıyor.

Cumartesi Dizileri 2021

Resul Akif’i Bitirmek İçin Hazırlanıyor!

Kardeşlerim 44. bölüm 1. fragmanında; Ömer, Doruk’un kendisini gördüğünü fark ediyor. Resul, hırsızlık süsü verip Akif’in evinden aldırdığı Kaan’ın bilgisayarının içindeki videoyu ele geçiriyor. Akif’in cinayet işlediği videoyu alan Resul, onu bitirmek için harekete geçiyor. Olanlardan habersiz Akif, Suzan’a evlenme teklif etmek için onunla yemeğe çıkıyor.

İşte Kardeşlerim 44. bölüm 1. fragmanı…

KARDEŞLERİM 43. BÖLÜMDE BAŞKA NELER OLDU?

Ömer, çantayı kaybettiğini anlayınca her yerde çantayı arıyor. Ama bulamıyor. Harika, bulduğu çantanın içindeki paraları görünce mutluluktan havalara uçuyor. O paraların Tolga’ya ait olduğunu zannedip hemen soluğu güzellik merkezinde alıyor. Orada üç bin lira harcıyor.

Daha sonra kendisine en pahalısından bir telefon alıyor. Daha sonra bir sürü kıyafet alıyor. Mağazadaki görevli Harika’nın çantasının paralarla olduğunu görüp ona yardım etmek istiyormuş gibi davranıp onu ıssız bir sokağa götürüyor. Restorana gideceğini zanneden Harika, adamın paralarını almasını istemesiyle onun hırsız olduğunu anlıyor.

Hemen eline geçirdiği taşla adamı yaralıyor. Harika, Ömer’in telefonunu açıyor ve ona durumu anlatıyor. Ömer, gelip adamı hastaneye götürüyor. Harika’dan kalan parayı alıp onun aldığı kıyafetleri geri veriyor. Yine de 16 bin lira açığı kalıyor. Patronunu götürüp parayı veriyor.

Eksik para için ise bir senet imzalıyor. Kendisine gelen hırsız Harika’dan para istiyor. Alamayınca da onu polise şikayet ediyor. Suzan ile Akif, karakola koşuyor. Akif, Harika’dan bir söz aldıktan sonra onu kurtarıyor. Harika, annesine Ömer’in parasından 16 bin lira harcadığını söylemiyor. Ona paraları iade ettiğini söylüyor.

Nebahat, Resul’un şirketine şikayet üzerine maliyeden adamlar geldiğini duyuyor. Hemen onu arayıp bunun Akif’in işi olduğunu, onun hisselerini ucuza kapatıp almaya çalıştığını söylüyor. Akif, Resul’e hisselerini alabileceğini söyleyince Resul uyanıyor. Hemen onun evine hırsız süsü verip adamlar gönderip bilgisayarları aldırıyor.

Kaan ile Akif, eve geldiklerinde hırsız girdiğini anlıyor. Bilgisayarını bulamayan Kaan, içinde babasının cinayet işlediği anların videosu olduğu için tutuşmaya başlıyor. Doruk, Asiye’nin Ömer’in işiyle alakalı huzursuz olduğunu anlayıp Ömer’in peşine düşüyor. Ömer’in bir adamı dövdüğünü görüyor. İkili göz göze geliyor.

Kardeşlerim 43. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Doruk Ömer’i Takibe Alıyor!

Lider Şahin: “Babam İle Hayalim Gerçek Oldu”…

‘Mesela’, ‘Oldu Mu?’ ve ‘Bir Tek Sen’ adlı şarkıları ile müzik dünyasında büyük beğeni toplayan başarılı sanatçı Lider Şahin, sözü ve müziği kendisine ait olan dördüncü projesi ‘Rezil Rüsva’yı babası Selami Şahin’in sürpriz düeti eşliğinde müzikseverlerin beğenisine sunuyor. Lider Şahin: Lider Şahin: “Babam İle Hayalim Gerçek Oldu” diyor. Detaylar Haberimizde…

Selami Şahin: İrem’le Sorunum Yok

Lider Şahin: “Babam İle Hayalim Gerçek Oldu”…

Arabesk pop tarzında bir çalışma olarak dikkat çeken şarkıcı Lider Şahin’ in yepyeni şarkısı ‘Rezil Rüsva’ nın düzenlemesini Febyo Taşel üstleniyor. Projede Fatih Ahıskalı, Baki Kemancı, Caner Güneysu, Birkan Şener, Cengiz Ercümer, Bülent Ay ve Fatih Ertür gibi değerli birçok müzisyen bulunuyor…

Klipte Ailesi Ve Yakın Dostları İle Aynı Masada!…

İstanbul Sarıyer’ de Hünkar Suyu Kasrı’ nda Bedran Güzel yönetmenliğinde çekilen klipte Lider Şahin, ailesi ve yakın dostları ile bir araya geliyor. Lider Şahin, babası Selami Şahin, kardeşleri Emirhan ve Meryem İrem Şahin başta olmak üzere yakın dostları Mehmet Turgut, Suzan Şen, Gökhan Güldağ, Nur Güldağ, Yalın Cengiz ve İpek Bağrıaçık ile kamera karşısına geçiyor.

Lider Şahin: “Babam İle Hayalim Gerçek Oldu”…

Yeni şarkısı ‘Rezil Rüsva’ için bir hayalin gerçekleştirdiğini ifade eden Lider Şahin, projesi hakkında şu sözleri kaydediyor; ‘’Rezil Rüsva’nın okuma kaydını bitirdiğim gün stüdyoya babam geldi. Şarkıyı dinledi ve çok beğendi. ‘Benimle okumak ister misin?’ diye sordum. ‘Seve seve’ yanıtını verdi ve şarkının finalindeki o muhteşem imzasını attı. Febyo Taşel’in sihirli dokunuşuyla da şarkımızın kayıtlarını tamamladık. Çok mutluyum!’’

11 Mart Cuma Günü Tüm Dijital Platformlarda Yayında!

Projenin kapak görseli Erdem Aydın’ a, basın görselleri ise Erdem Şirin’ e ait. Kapak tasarımı Berkcan Okar imzası taşıyor. Usta yönetmen Bedran Güzel’in on iki saatte çekimini tamamladığı klibin görüntü yönetmenliğini ise Fırat Lita Sözbir gerçekleştiriyor. Lider Şahin’in yeni şarkısı ‘Rezil Rüsva’, Lider Entertainment etiketiyle 11 Mart Cuma günü tüm dijital platformlarda yayında!…

Lider Şahin Kimdir?

Selami Şahin kimdir?

İşte Lider Şahin’ in yeni şarkısı ‘Rezil Rüsva’;

Son Nefesime Kadar 4. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Mihri Umut’un Yeni Öğretmenini Görünce Şok Oluyor!

0

Fox Tv’nin büyük bir ilgiyle izlenen yeni dizisi Son Nefesime Kadar, 4. bölümüyle 16 mart çarşamba günü ekrana gelecek. Dizinin yeni bölümünde; Mihri, Ejder’i hapse attırmanın mutluluğunu yaşar. Ancak Umut, Mihri’ye karşı tavır almaya başlar. Onun kendisini babasından ayırdığı için suçlar. Vedat, Mihri’den hoşlandığını itiraf eder. Ama ondan bir yanıt alamaz. Gökçe, Mihri’yi kocasından uzak tutmak için elinden geleni yapar. Ona, kızının derdindeyken kendisinin Ferzan’la dolu dizgin aşk yaşadığını söyler. Son Nefesime Kadar 4. bölüm 2. fragmanı yayında. Mihri, Umut’un yeni öğretmenini görünce şok oluyor.

Son Nefesime Kadar Dizisi Final Mi Yapıyor?

Mihri Umut’un Yeni Öğretmenini Görünce Şok Oluyor!

Son Nefesime Kadar 4. bölüm 2. fragmanında; Mihri, Ferzan’ın daha kızı ölmeden Gökçe’yle birlikte olduğunu öğrendikten sonra onunla görüşüp yüzleşiyor. Ferzan, hala Mihri’yi sevdiğini anlayıp Gökçe’ye ayrılmak istediğini söylüyor. Gökçe, sinir krizleri geçiriyor. Umut Mihri’ye yeni öğretmenini çok sevdiğinden bahsediyor. Mihri, torununun yeni öğretmenini görünce çok şaşırıyor.

İşte Son Nefesime Kadar 4. bölüm 2. fragmanı…

 

SON NEFESİME KADAR 3. BÖLÜM ÖZETİ!

Mihri, Sevda’nın yanına gidiyor ve onun ölmüş olduğunu görür. Onun ölümünden kendisini suçlar. Olayın Ejder’e bağlandığını öğrenen Mihri’nin amiri, onun haklı olduğunu anlar. Ama Mihri, ondan önce gidip Hazan’ı, Ejder’in tuttuğu yerde bulur. Mihri, tam Hazan’ı kaçıracağı sırada Ejder gelir ve ona silah çeker.

Mihri, Hazan’ı arkasına alıp onun silahını atmasını sağlarken onunla boğuşma olur. Son bir hamleyle Mihri, Ejder’e biber gazı sıkıp Hazan’ı alıp oradan uzaklaşır. Hazan’ı, arabaya kilitleyip Ejder’le hesaplaşmak için tekrar onun yanına dönmek ister. Ama arabadan çıkar çıkmaz Ejder onu vurur. Hazan’ın, polisleri aramasıyla ekip gelir.

Ejder, oradan kaçmayı başarır. Mihri, karnına aldığı kurşunla hastaneye kaldırılır. Emre, annesinin başından bir an olsun ayrılmaz. Onu kaybetmekten çok korkar. Taner, Hazan’ın kaçırılıp fidye alınmasına ortak olduğu için tutuklanır. Mihri, hastanedeyken Ferzan Umut’a bakacağını söyler. Onu eve götürüp onu rahat ettirmek için elinden geleni yapar.

Saliha, Umut’un oyuncağına takılıp ayağı kayıp yere düşer ve bebeğini kaybeder. Gökçe, kocasına ve Saliha’ya bunu Umut’un bilerek yaptığı yalanını söyler. Hazan, intihar etmek ister. Tam uçurumdan kendisini boşluğa bırakacağı sırada onu Emre bulur ve intihar etmesini engeller.

Ejder, Umut’u okuldan alıp tekneye götürür. Onunla kaçmayı planlayıp bir otele gider. Kimlik sorununu çözer. Ama onun kandırdığı kadınla bir problemleri olur. Vedat, onların yerini bulup Miihri’ye iletir. Mihri, torununu Ejder’in elinden kurtarır. Mihri’ye, inanmayan ve onun rozetini bırakmasını isteyen amiri ondan işe geri dönmesini isteyip ondan özür diler.

Son Nefesime Kadar 4. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Ejder Tutuklanıyor!

Elvin Beşikçioğlu ve Selin Tekman’dan Açıklamalar

Tatbikat Sahnesi, ‘Gidion’un Düğümü’ adlı iki kişilik oyunla seyirci karşısında. Veli-öğretmen ilişkisi üzerinden eğitim sistemini eleştiren oyunun, performanslarıyla adlarından söz ettiren oyuncuları Elvin Beşikçioğlu ve Selin Tekman’dan açıklamalar geldi.

* Uzun bir aradan sonra sahneye dönmek nasıl hissettirdi?
Elvin Beşikçioğlu: Pandemi başladığında çevrimiçi tiyatrolar gündeme gelmişti. “Olabilir mi olamaz mı, o bir tiyatro mudur değil midir” tartışmaları esnasında ‘Fahrenheit’ı hazırlamıştık ama o koşullarda sahneleyemedik. O sırada bu oyunu hazırladık. Başta çevrimiçi oynayacaktık ama tiyatrolar kademe kademe açılınca seyirciyle buluştuk. Kaç yıllık sanatçı olmama rağmen o kadar aradan sonra sahneye çıkınca elim ayağım kesildi.
Selin Tekman: Normalde sezon biter, en fazla iki ay ara verirsiniz ve tekrar başlarsınız. Pandemide uzun bir ara verip dönünce heyecanlandım; dizlerim titriyordu.

‘Çocukları kaybediyoruz’

*Nasıl hazırlandınız role?
Elvin Beşikçioğlu: Önce karakterin doğrularına yanlışlarına, gördüğü açılardan bakmaya çalışıyorum. Bu bedenden başka bir bedenim yok; mecburum onunla oynamaya, bu nedenle kendimi olabildiğince geride tutmaya çalışıyorum. Doğru da yapsa yanlış da yapsa o insanın doğru bildiklerine güvenip onunla beraber ilerlemeye gayret ediyorum.

* Oyun bir veliyle bir öğretmenin buluşması üzerine. Siz ülkemizdeki eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Elvin Beşikçioğlu: ‘Gidion’ yurtdışındaki bir yazarın yazdığı bir oyun, Amerika’da geçiyor. Sistemler neredeyse aynı. İsterseniz çocuğu özel okula verin veya devlet okuluna, birçoğunu kaybediyorsunuz. Okulları suçlayabiliriz ki ben özellikle şu açıdan suçluyorum: Okullar çocukların mutlu, önyargısız ve özgüvenli birer birey olmalarını sağlama görevlerini unutuyor. Onlara sadece diretilen matematik, fizik, kimya dersleri ve akademik başarı… Bu kalıba son derece gıcık oluyorum. Korkunç bir şey, çok büyük bir ötekileştirme. Çocuklarımı okuttuğum bütün okullara bu sisteme karşı olduğumu söyledim. Benim için çocuğun mutluluğu, özgüveni, ayaklarının yere basması, sanatla ilgilenmesi, kendini ifade edebilmesi daha mühim.

* Selin Hanım, siz bir öğretmeni canlandırıyorsunuz…
Selin Tekman: Örnek aldığım ya da kötü etkilendiğim öğretmenlerim vardı. Onlar çok etkili oldu bu karakteri çözmemde. Selin olarak baktığımda durmayacağım bir yerde duruyor. Haklılıklarını anlamaya çalıştım.

* Günümüzde çocuk yetiştirmek zor mu sizce?
Elvin Beşikçioğlu: Bence her dönem zordu. Anneme sorsanız o dönemde de zordu mesela (gülüyor). Çocuk hep zor. Çocuk dediğiniz şey her dakika büyüyen bir canlı… Gören, duyan, beyni sünger gibi olan, her türlü bilgiyi anında çeken. Bebekliği en kolay zamanları… Çocuk okulla tanışana kadar çocuk. Anaokuluyla beraber sosyal çevreye katılmaya başlıyor, iyi ve kötüyü görmeye başlıyor.

* Sosyal medyanın çocukların hayatındaki yeri çok büyük…
Elvin Beşikçioğlu: Benim oğlum bilgisayara öyle bir alıştı ki artık onunla yaşıyor. Küçükken sınırlama getirebiliyordunuz ve buna uyabiliyorlardı çünkü dışarıda bir sosyal hayat vardı. Okuldan geliyorlardı, bahçeye çıkıyorlardı. Her ay en az iki öğrencinin doğum günü kutlaması oluyordu. O zamanlar kim götürecek diye hesaplar yaptığım partilerin ne kadar önemli olduğunu anladım. Şimdi çocukların böyle bir talebi yok. Odalarına kapanıyorlar, hem yazışıyorlar hem oyun oynuyorlar.

* Sanat çocuk için ne kadar önemli?
Elvin Beşikçioğlu: Çok… Sanat çocukta özgüveni yükseltir, kendini ifade edebilmeyi sağlar. Zihnini geliştirir, vizyonunu açar. Görüş alışverişi yapmayı, anladığını anlatmayı öğretir. Sanat hayatına ne kadar erken girerse o kadar iyi.

* Oyunculuk size ne ifade ediyor?
Selin Tekman: Benim için yaşamsal. Oyuncu olduğunda her şey olabiliyorsun. Sonsuz, sınırsız ihtimaller dahilindesin, bu çok büyülü geliyor bana. Ölebiliyorsun mesela, doğabiliyorsun… Beni ilk alan şey buydu. Çocukken her mesleğe heves ederdim. Hepsini olabileceğim tek bir meslek vardı, o da oyunculuktu. Tiyatro, bire bir etkileşimi olan bir sanat olduğu için çok kıymetli.
Elvin Beşikçioğlu: Bizim zamanımızda televizyon yaygın değildi. Ben tiyatro sahnesinde Işık Yenersu’yu ‘Hırçın Kız’da seyrettikten sonra oyuncu olmaya karar verdim. Yani yaş aldıkça aslolanın oyunculuk değil, o büyüyü yaratmak olduğu gerçeğiyle karşılaşıyorsun.

‘Gözümüzü açtık beraberiz, iki çocuğumuz var, yine beraberiz’

* Elvin Hanım, oyunu eşiniz yönetiyor. Birlikte çalışırken size karşı tutumu nasıl?
Elvin Beşikçioğlu: Çok sert çıkışları oluyor, hiç kibar değil (gülüyor)… Bu bir yaratım süreci ve biz o süreçte çok iyi anlaşıyoruz Erdal’la. Elbette benim direndiğim, onun ısrar ettiği oluyor. Biz konservatuvara girdik, gözümüzü açtık beraberiz, şimdi iki çocuğumuz var, yine beraberiz…

* Hep tiyatro mu konuşursunuz?
Elvin Beşikçioğlu: Hep tiyatro konuşuyor gibiyiz. Seçmelere aldığımız çocuklar derlerdi ki: “Hocam hiç sıkılmıyor musunuz, hayatınız tiyatro!” Film seyrettiğimizde oyunculuklar üzerine konuşuyoruz, roman okuduğumuzda bunun uyarlaması yapılır mı diye düşünüyoruz…

* Selin Hanım, sizce nasıl bir yönetmen Erdal Bey?
Selin Tekman: Çalışmaktan çok keyif aldığım bir yönetmen. Gerçekten kati kuralları olan, ne istediğini iyi bilen biri. Bu da oyuncunun savrulmasını engelliyor.
Elvin Beşikçioğlu: Erdal’ın mükemmel bir yönetmen olması oyuncuya güven veriyor. Sırtını ona dayayabiliyorsun.

Erdal Beşikçioğlu Kimdir?

Gülşen’den Ozan Çolakoğlu İddiaları Hakkında Açıklama

Son dönemlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Gülşen’in geçtiğimiz günlerde Ozan Çolakoğlu ile boşanma arifesidne olduğu iddia edilmişti. Ünlü şarkıcı o iddialara daha fazla sessiz kalamadı. Gülşen’den Ozan Çolakoğlu iddiaları hakkında açıklama geldi. İşte Gülşen’in o açıklaması;

Onur Akay Bombayı Patlattı

Ses sanatçısı ve yazar Onur Akay, ünlü popçu Gülşen ve eşi Ozan Çolakoğlu’nun boşanacağını iddia etmişti.

Onur Akay yazısında, “Müzik piyasasında her şey çabuk duyulur. Gülşen ve eşi Ozan Çolakoğlu’nun zaman zaman boşanacakları iddia edilmişti ve o iddialar aslında hep doğruydu. Bir süredir Gülşen’in sahnelerde tercih ettiği kıyafetler, bu evlilikte hep kriz çıkarıyordu ve her zaman araya birileri giriyor, çifti barıştırıyordu. Ancak bu sefer aralarında çıkan ‘Lolipop’ ve ‘Kucak Dansı’ krizini aşabilecekler mi bilmiyorum. Ozan Çolakoğlu ve eşi Gülşen boşanma kararı aldı. Ozan, Gülşen’in yeni şarkısı ‘Lolipop’ için çektirdiği fotoğrafları görünce çok sinirlenmiş ve şarkının o fotoğraflarla çıkmasını onaylamamış. Kucak dansı ise uzun süredir yaşanan bu krizde bardağı taşıran son damla oldu. Ozan Çolakoğlu boşanmak istediğini dile getirerek evi terk edince, Gülşen de dün o fotoğrafları paylaştı. Şu anda bazı müzisyenler çifti barıştırmak için araya girdi ama ‘Lolipop’ ve ‘Kucak Dansı’ krizi bu evlilikte son noktayı koyacak gibi.” ifadelerini kullandı.

Seren Serengil Ve Arto’ dan Gülşen’ e Ağza Alınmayacak Sözler!…

Gülşen’den Ozan Çolakoğlu İddiaları Hakkında Açıklama

Gülşen’in uzun süredir üzerinde çalıştığı yeni şarkısı “Lolipop” dün DMC etiketiyle yayınlandı. Ünlü popçunun single için çektirdiği fotoğraflar sosyal medyada gündem oldu. Gülşen’in son sahne programında bir arkadaşının kucağına oturduğu görüntüler de çok konuşuldu. Önceki akşam bir alışveriş merkezinde görüntülenen Gülşen’e sosyal medyadaki yorumlar soruldu.

Gülşen, “Pozlarınız ve arkadaşınızın kucağına oturmanız çok konuşuldu. Neler söylemek istersiniz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Ben sadece konser veriyorum. Sonra başka konserler de vereceğim. Bana değil, bu olayları çok konuşanlara sorun.”

Gülşen “Eşiniz Ozan Bey’in herhangi bir tepkisi oldu mu peki?” sorusu üzerine de şöyle dedi:

“Ne tepkisi? Dediğim gibi ben sadece konser veriyorum ve böyle de devam edecek bu.

Ozan Çolakoğlu kimdir

Gülşen kimdir?

Selami Şahin ve Lider Şahin Birlikte Röportaj Verdi

Selami Şahin ve Lider Şahin birlikte röportaj verdi. İşte baba oğlun birlikte yaptığı açıklamalar;

* Selami Şahin gibi Türkiye’de herkesin tanıdığı, şarkılarını bildiği, ünlü bir baban olduğunu ilk kaç yaşında kavradın?
Lider Şahin: Konserlerde, kulislerde ve sahnelerde büyüdüm. Tabii çok küçükken bunu idrak edemiyorsunuz. Ne zaman büyüdüm, o zaman anladım. Unutmuyorum, bir baktım babam sahnede şarkı okuyor ve herkes ona eşlik ediyor. Sahnede onu izlemek beni hep çok etkilemiştir. Hele ‘Ben Sevdalı Sen Belalı’yı okuduğu zaman…

* Nasıl bir evdi sizinki?
Lider Şahin: Evimizde hep sanatçılar, müzisyenler vardı. Mesela benim adımı, biliyorsun
Zeki Müren koydu.

*O hikâyeyi anlatsanıza…
Lider Şahin: Babam 1981’de Lider Müzik’i kurmuş, Zeki Müren’in dört albümünün hem prodüktörü hem yönetmeni olmuş. Tabii Paşamızla da çok sıkı fıkılarmış. 1985’te ben doğmuşum. Babam hastaneden Paşa’yı aramış, “Paşam, bir erkek evladım oldu, adını ne koyalım” demiş.
Selami Şahin: Zeki Müren “Senin Lider isimli şirketin var. Oğlunun isim babası da ben olayım, adını Lider koy” dedi. Çok güzel hediyeler, altınlar alıp hastaneye ziyarete geldi.
Lider Şahin: Kız kardeşime İrem ismini de Ajda Pekkan koydu.

* Bu kadar ünlü birinin oğlu olmak nasıl bir şey?
Lider Şahin: Kimilerine göre bir handikap, kimilerine göre avantaj…

* Senin için?
Lider Şahin: Ben hep avantajını yaşadım. Çünkü ondan ne öğrenirim; müziği, tecrübelerini üzerime nasıl işleyebilirim diye çabaladım. Şarkılarımı bitirdiğimde ilk ona dinletirim, “Burayı böyle mi yapsan” diye notları olur. Benim için çok önemli çünkü kendisi büyük bir tecrübe.

* Dezavantajları neler?
Lider Şahin: Babam “Biz haftada 8 gün sahne alıyoruz” derdi. Bir de turneleri olurdu. Amerika’ya giderdi, annem de bazen ona eşlik ederdi. Cep telefonu da yok, çok özlerdim onları. Rahmetli büyükanneanneme bırakırlardı beni, alfabeyi de ondan öğrendim. Konser dönüşlerini kapılarda dört gözle beklerdim.

* Şarkı söylemeye başladığında “Torpillidir” gibi önyargılar oldu mu?
Lider Şahin: “Sanatçı çocuğu sonuçta, her daim torpilli” gibi görebiliyorlar.
Selami Şahin: Ama güzel okumadan, iyi beste yapmadan olmazdı. Zaten ben oğluma Balık ısmarlamadım, balık tutmasını öğrettim. Şimdi de bestelerini kendi yapıyor, şarkı sözlerini yazıyor.

Lider Şahin: Selami Şahin bestesiyle de çıkış yapabilirdim ama ben şu an dördüncü şarkımı çıkarıyorum. Hepsinde kendi söz yazarlığımı ve besteciliğimi ortaya koymaya çalışıyorum. Kendi şarkım, kendi kaderim. Ben de onun besteleri gibi ölümsüz şarkılar yapmaya çalışıyorum.

* Dördüncü şarkın ‘Rezil Rüsva’ çıktı. Ve ilk kez babanla düet yapıyorsun…
Lider Şahin: Evet. Babamla aynı sahneyi paylaşmak, bir şarkıda düet yapmak çocukluk hayalimdi.

* Peki, nasıl gerçekleşti bu hayal?
Lider Şahin: 2017’de şarkıyı yazıp besteledim. Ve “O şarkı, bu şarkı galiba” dedim. Çünkü bir Selami Şahin havası da vardı. Sonra şarkıyı okudum, bitirdim. Stüdyoya babam geldi. Dinledi ve çok beğendi…

* Ve sonra “Birlikte söyleyelim” mi dedin…
Lider Şahin: Aslında planlamamıştım, birden içime doğdu ve “Şarkıyı benimle okumak ister misin” dedim… O da “Seve seve” dedi. Beş dakikada girip okudu ve çıktı. Şarkı bir anda düet projesine dönüştü. Harika bir anı oldu hepimize. Ardından klip için Bedran Güzel’i aradım, o da şarkıyı duyunca çok heyecanlandı. Klipte de ailem ve arkadaşlarım rol aldı.

* Şarkıda “Bizdeki gönlü yıkıp rezil rüsva edenler, ömrümüzden çalıp, çırpıp yola devam ederler” diyorsun. Kim yaşattı bunu sana?
Lider Şahin: Hepimizin severken yarım kalmışlığı vardır. ‘Rezil Rüsva’ sevenlerin şarkısı, gidenlerin marşıdır.

* Selami Bey siz Lider’in şarkılarına müdahale eder misiniz?
Selami Şahin: Kendim beste yaptığımda da müzisyen arkadaşlarımla paylaşıyor, fikirlerini soruyorum. Eleştiriye açık olmazsak doğruyu bulamayız. Bu yüzden fikrimi söylüyorum.

* Siz Lider’i sahnede ilk izlediğinizde ne hissettiniz?
Selami Şahin: Gökyüzünde bir yıldız gibi uçuyordum.

* Selami Bey, 400’ün üzerinde eseriniz var, bunların 150’si hit…
Selami Şahin: Çok beste yapmak hüner değil, önemli olan yazılmamışı yazmak. Eser sözcüğü zaten kalıcı demektir. 1969’da yaptığım şarkı Altın Kelebek’te birincilik ödülünü aldı mesela, ‘Sen Mevsimler Gibisin’. Üzerinden 53 yıl geçmiş. Sen kaç doğumlusun Hakan?

* 1981 doğumluyum…
Selami Şahin: Ama şarkıyı biliyorsun. O halde eser kalıcı olmuş demektir.

* Neden şimdi kalıcı şarkı yapılamıyor?
Selami Şahin: Bilemiyorum ama buradan bütün müzisyen evlatlarımıza sesleniyorum: Lütfen mevsimlik eser yapmayın. Kalıcı eser yapın. İlla slow şarkılar olması da gerekmez. Ben ritmik parça da yaptım, hâlâ dillerde, ‘Boş Vere Boş Vere’, ‘Sefam Olsun’, ‘Kasımpaşalıyım Eli Maşalıyım’… Eserlerimi de okumayan sanatçı kalmadı.

* Şarkılarınızı neredeyse okumayan isim yok ama ‘Selami Şahin eserlerinin herkes tarafından okunmasına izin vermiyor’ gibi haberler çıkıyor…
Selami Şahin: “Selami Şahin eserini vermiyor, okutmuyor” demeleri yanlış, öyle bir şey olamaz. Bu işin standart bir prosedürü var. Muvafakat alınacak, telif hakkı ödenecek, ondan sonra kim isterse okusun, memnuniyet ve şeref duyarım.
Lider Şahin: Aslında bu konu yapımcıların dikkat etmesi gereken bir husus. Türkiye’de birçok müzik yarışması, müzik programı var. Yapımcılar dikkat etmeli, söz yazarı ve bestecilerden bu şarkıların izinlerini alıp öyle performans ettirmeleri gerekiyor. Müzisyenlerin ve müzik emekçilerinin haklarının korunması için bu çok önemli.

* Selami Şahin olmak, bu kadar sevilmek zor mudur?
Selami Şahin: Bu Allah’ın verdiği bir lütuf. Her insanın başarılı olduğu bir yön var, o yönü bulup o yönde ilerlemesi lazım. Ben ilkokul mezunuyum, köyde okudum, 15 yaşında tek başıma İstanbul’a geldim şarkıcı olacağım diye. Notayı kitapların yardımıyla kendi kendime öğrendim. Mektup gibi yazıyorum.
Lider Şahin: Ve bir gün Zeki Müren’in müzik yönetmeni oluyorsun.

Selami Şahin: Hiç unutmam, Sıraselviler’deki Kulüp 12’ye gideceğim. Zaman öldüreyim diye bir kafeye girdim. Restoran şefi geldi, “Zeki Müren içeride, sizi davet ediyor” dedi. 17 yaşındaydım ve tanışmıyorduk. “Paşam ellerinizden öperim” dedim. “Estağfurullah yavrum, oturmaz mısın” dedi, yanında da arkadaşları var. “Sen günün birinde çok güzel bir yere geleceksin, sesin çok güzel. Ben senden ‘Yaprak Yeşili Gözlüm’ şarkısını okudum biliyorsun. Seni bu akşam Maksim Gazinosu’na davet ediyorum. Sevgilinle beraber misafirimsin” dedi. Gittik. Sonra sahnede kendisine gelen çiçeklerin notlarını okurken birinden “Eskimeyen dostum” diye bahsetti. Hemen orada not alıp ‘Eskimeyen Dost’ şarkısını yazdım. Ertesi gün bunu kendisine söylediğimde “Selamiciğim, kimseye verme, bunu ben okuyayım” dedi. Bergen, Tüdanya, Kibariye, Yıldıray Çınar… Türkiye’de şarkılarımı okumayan sanatçı kalmadı diyebilirim.

* Çok acayip hikâyeler… Siz ilkokulu bitirip İstanbul’a geliyorsunuz, ekmeğin yanında zeytin çekirdeğini emerek besleniyorsunuz diye hatırlıyorum…
Selami Şahin: Evet, kazandığım parayı anne-babama gönderiyordum çünkü.

* Hayatınız film olsun ister miydiniz?
Selami Şahin: İsterim tabii. Mesela hiç unutmadığım bir anım daha var.
Her zaman ruhuna Fatiha okuyorum. Tarlabaşı’nda Lades tavukçusunda çalışıyor, komilik yapıyordum, beni işten çıkardılar, kalacak yerim yok. Anne-babama para göndermemezlik yapmayayım diye 10 gün Gülhane Parkı’nda yattım.
Bir sabah kalktım, açım. En azından 7-8 defa çöp kutularından atılmış tost ekmeği yediğimi biliyorum. Yine bidonlara bakıyordum, yaşlı bir teyze geldi, “Evladım ne yapıyorsun” dedi. “Bir şeyimi düşürdüm” dedim. İnanmadı. Bana iki hamburger ve kola alıp cebime biraz para sıkıştırdı. Hâlâ gözlerim doluyor. Ruhuna Fatiha okuyorum. Ben öyle acılı günler yaşadım.
Lider Şahin: Bu arada babamın hayatını anlatan bir Film üzerinde de çalışıyoruz. Senaryo çalışmasını tamamladıktan sonra prodüksiyon aşamasına geçeceğiz.

* Selami Şahin’i kim canlandırır?
Lider Şahin: Aklımdan geçen bir-iki isim var. Türkiye’de hem sesi iyi olup hem oyunculuk yapacak kişiler konusunda çok alternatif olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Selami Şahin’in eşi benzeri yok bana göre. Eğer hiç bulamazsak da ben talibim bu role (gülüyor).

* Lider’in özel hayatına, aşklarına karışır mısınız?
Selami Şahin: Hayır, çocuklarım büyüdü, onlar kendi hayatlarını kuracak, karışmam. Bana sorduğu zaman “İyi tanı, iyi tahlil et, öyle yola çık” diyorum.

* Evlenmeden önce siz çok çapkınmışsınız…
Selami Şahin: E, yaşadım tabii.

* Lider’e geçti mi bu huyunuz?
Lider Şahin: Çapkın olduğumu düşünmüyorum.

* Selami Bey, siz şarkılarınızdaki kadar romantik misiniz?
Selami Şahin: Bende, benden öte bir ben var. Çok duygusalım. Bu biraz da yokluk çekmekten geliyor. Çekmeyen, çekenin halinden anlamaz. Ben çok acılı, çok fakir bir anne-babanın çocuğuyum. Fakir olup çalışamayan ailelere yardımcı olacaksın. Benim öyle bir duygusallığım var.
Lider Şahin: Ben de öyle yetiştirildiğim için sevgiyi, imkânım varsa imkânlarımı paylaşmayı seviyorum.
Selami Şahin: Hani bir söz var: Bir insan bir topluma girdiği zaman karşılanmazsa üzülmemeli, uğurlanmazsa üzülmeli. Bu çok önemli, ne ekersen onu biçersin. Ben hayatımda benden büyük insan görmedim, benden küçük insan da yok. İnsanlar birbirini tamamlar. “Merhaba Selami Bey, resim çektirebilir miyiz” diyenlere “Şu anda olmaz” diye asla havalara girmem. Onların sevgisiyle varım, saygıyla eğilirim. İnsan kalbiyle güzel olsun, ben başıma taç ederim.

Selami Şahin: Çöpten Ekmek Yedim

* Birbirinizi nasıl anlatırsınız?
Selami Şahin: Ben çocuklarımla gurur duyuyorum. Başımı önüme eğecek bir kusur yapacaklarını hiç ummuyorum.
Lider Şahin: O, benim her şeyim.

* Lider 37 yaşında. Birlikte geçen 37 yılda birbirinizden ne öğrendiniz?
Lider Şahin: Söz nasıl yazılır, nasıl bestelenir babamdan öğrendim. Selami Şahin benim hocam, öğretmenim, yol göstericimdir. Mesela ‘Özledim’ gibi klasikleşmiş şarkılar gözümün önünde yazıldı, bunlara şahit olmak büyük bir şans.
Selami Şahin: Çocuk sevgisi, “Benim annem-babam beni bu kadar mı çok seviyordu, vay anasını ya” dedirtti.

* Birbirinizde bir şeyi değiştirecek olsanız neyi değiştirirdiniz?
Selami Şahin: Değiştirmek değil ama oyunculuk konusunda daha fazla görmek isterim Lider’i.
Lider Şahin: ‘Seninle Başım Dertte’ müzikalinde başrolde oynadım. Ümit Çırak’tan bir yıl oyunculuk eğitimi aldım. Kliplerimde de oyunculuğumu yansıtmaya çalışıyorum. Öğreneceğim daha çok şey olduğunu düşünüyorum ama öğrenirken bir yandan da projelere dahil olup oyunculuğumu sergilemek istiyorum.

* En büyük hayaliniz ne?
Selami Şahin: En büyük hayalim torun. Evlat fındık, torun fındık içi. Çocuklarımdan torun göreyim yeniden dünyaya gelmiş gibi hissedeceğim.
Lider Şahin: Üniversite içmimarlık okurken Lider Müzik’in yapımcısı olarak çalışmaya başladım. Babam hiç Harbiye konseri yapmamıştı. Menajerliğini aldıktan sonra 50’nci yıl konserlerini Zorlu, Harbiye, Bodrum Antik Tiyatro ve Bostancı Gösteri Merkezi’nde dört ayaklı olarak gerçekleştirdik. Hep kurduğum bir hayaldi. Şimdilerde YouTube’da müzikseverlerin izleyebileceği bir performans videosu haline getirdik.

* Menajerliğini yaptığın Selami Şahin ile evdeki Selami Şahin arasında ne gibi farklar vardı?
Lider Şahin: O evde de işte de Selami Baba. Selami Şahin zaten sadece benim değil, herkesin babasıdır.

Serenay Sarıkaya’nın Takıntılı Hayranı Hakkında Karar Çıktı

Geçtiğimiz günlerde Etiler’de evine giren Serenay Sarıkaya’yı taciz eden 26 yaşındaki T.D’nin değelerndirme süresi tamamlandı. Serenay Sarıkaya’nın takıntılı hayranı hakkında karar çıktı. İşte o karar;

Serenay Sarıkaya’dan Kades Çağırısı

Sarıkaya paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Herkese merhaba, son günlerde basına da yansıyan ve geçtiğimiz birkaç aylık süre boyunca bana, iş arkadaşlarıma, yakın çevreme zarar verme eğiliminde olan, korku dolu anlar yaşatan, tehdit eden ve psikolojik baskı yaratan şahısla ilgili emniyet teşkilatımızın olaya müdahale etmesi ve konuyu adli birimlere taşıması sonucu mahkeme tarafından bir karara varıldı. Bu süre zarfında kendimi ne kadar çaresiz hissettiğimi, etrafımdaki sevdiğim insanları koruyamadığım duygusu ile ne kadar kahrolduğumu sizlere tarif etmem mümkün değil. Çok ama çok üzgünüm… Bu ve benzeri nice hikayeleri her gün bir sürü kadının yaşadığını bilmenin verdiği sorumluluk ile bu mesajı paylaşmak istedim. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı, Aile İçi ve Kadına Şiddet Mücadele Birimlerinden Komiser Nurdan Hanım, Komiser Betül Hanım, Komiser Züleyha Hanım ve ekiplerine bu süreci müthiş bir hassasiyetle yürütüp ben ve benim gibi kadınların yalnız olmadıklarını hatırlattıkları için teşekkür ederim. Onlar gibi güçlü polis kadınların varlığını bilmek açıkçası içimi bir nebze daha rahatlattı. Nurdan Hanım bir de ‘KADES’ uygulamasından bahsetti. Tüm kadınların telefonunda MUTLAKA olması gereken bu uygulama; doğrudan yakınınızda olan ilgili birimleri haberdar ediyor ve daha hızlı müdahaleyi mümkün kılıyor. Lütfen yükleyin… Dilerim yazdıklarım faydalı olabilir. Sevgiyle kalın…”

Serenay Sarıkaya kimdir?

Serenay Sarıkaya’nın Sapığına Uzaklaştırma Cezası

Geçtiğimiz yıl ekim ayında Serenay Sarıkaya’nın danışmanlığını yapan şirketin Beşiktaş’taki ofisini basan Tayfur Demirtaş, gözaltına alınmış, ardından  serbest bırakılmıştı. Sarıkaya’yı takibe devam eden Demirtaş 20 Ocak’ta bu kez de Etiler’de ortaya çıktı. Serenay Sarıkaya’nın otomobiline yumruk ve tekmelerle saldıran Demirtaş, sevk edildiği mahkeme tarafından ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde gözlem altına alındı.

Sarıkaya ifadesinde, “Bu şahsın beni ısrarlı bir şekilde takip etmesi, ölümle tehdit etmesi ve en sonunda ikâmetimin önüne gelip aracıma zarar vermesi can güvenliğim açısından beni çok tedirgin etmektedir. Şüphelinin beni takıntı haline getirdiğini düşünmekteyim. Şüpheli, psikolojimi altüst etti. Canıma kastetmesi düşüncesiyle iş hayatımın durmasına ve dışarı dahi çıkamaz hale gelmeme sebep olan şüpheliden şikâyetçiyim” dedi. Talebi değerlendiren mahkeme, Tayfur Demirtaş’ın 2 ay süreyle uzaklaştırma almasına karar verdi.

Burak Deniz’den Serenay Sarıkaya’ya Sürpriz Ziyaret

Serenay Sarıkaya’nın Takıntılı Hayranı Hakkında Karar Çıktı

Serenay Sarıkaya, şoförüyle Etiler’deki evine girerken takıntılı hayranı tarafından saldırıya uğramıştı. Sarıkaya, polise şikayette bulunmuştu.

Şikayet üzerine gözaltına alınan şüpheli, emniyette verdiği ifadesinde Sarıkaya ile ruh eşi olduklarını belirterek “Allah katında onunla benim eş kılındığımızı hissediyor ve düşünüyorum” demişti.

İfadesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilen şüpheli T.D’nin akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde gözlem altına alınmasına karar verilmişti. Yaklaşık 1 ay gözlem altında tutulan şüphelinin, akli dengesinin yerinde olmadığı tespit edildi.

Aslı Bekiroğlu ve Çağrı Telkıvıran Ayrılığının Nedeni İhanet Mi?

Geçtiğimiz senelerde mutlu bir birlikteliğe başlayan Aslı Bekiroğlu ve Çağrı Telkıvıran çifti geçtiğimiz günlerde nedeni bilinmeyen bir şekilde yollarını ayırmış hatta kısa sürede iki isimde başakalarıyla görüntülenmişti. Aslı Bekiroğlu ve Çağrı Telkıvıran ayrılığının nedeni ihanet mi? Aslı Bekiroğlu ayrılık hakkında açıklama yaptı. İşte konu hakkında merak edilen detaylar;

Aslı Bekiroğlu ile Kubilay Aka El Ele Yakalandı!

Kubilay Aka ile Aslı Bekiroğlu’nun el ele görüntüleri kafaları karıştırdı. Gözler Aslı Bekiroğlu’nun sevgilisi Çağrı Telkıvıran’a çevrildi. Telkıvıran dün akşam sevgilisiyle olan fotoğraflarını silip, takipten çıktı.

İddiaya göre; Geçtiğimiz hafta final yapan Maske Kimsin Sen yarışmasında yer alan Aslı Bekiroğlu ile Kubilay Aka, çekimlerde yakınlaştı. İkilinin arkadaşlığı kısa süre içinde aşka dönüştü.

Aslı Bekiroğlu ile Can Koçkan Çifti Ayrıldı Mı?

Aslı Bekiroğlu, Çağrı Telkıvıran ile olan aşkını sessiz sedasız bitirdi.

Çağrı Telkıvıran’dan Hamle Gecikmedi

“Maske Kimsin Sen” adlı televizyon programında yarışan Aslı Bekiroğlu ve Kubilay Aka geçtiğimiz günlerde birlikte görüntülenmişti. Bekiroğlu’yla ilişkisi kısa süre önce sona eren Çağrı Telkıvıran da önceki gece Kuruçeşme’deki bir mekanda, aynı programda yarışan Biran Damla Yılmaz ile görüldü.

Biran Damla Yılmaz’la ilgili konuşmak istemeyen Çağrı Telkıvıran, “Aslı Bekiroğlu’yla ilişkinizin Kubilay Aka yüzünden bittiği haberleri doğru mu?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Hayır üçüncü bir kişi yüzünden bitmedi. Başka sebeplerden ayrıldık.”

Aslı Bekiroğlu ve Çağrı Telkıvıran Ayrılığının Nedeni İhanet Mi?

Aslı Bekiroğlu, Çağrı Telkıvıran’la ayrılığı hakkında konuştu. Oyuncu, ilişki bittikten sonra Kubilay Aka ile görüntülenmiş, Telkıvıran da Biran Damla Yılmaz’la yeni bir aşka yelken açmıştı.

Önceki gün Arnavutköy’de görüntülenen Aslı Bekiroğlu, “ihanet” iddiası hakkında şöyle dedi: “Biz 1 ay önce ayrılmıştık. Bu bilinmediği için öyle düşünüldü. Tatlı tatlı, severek ayrıldık.

Burcu Esmersoy 50 Yaştan da Ümidini Kesti

Berk Suyabatmaz’dan boşandıktan sonra aşk hayatında yüzü gülmeyen ünlü sunucu Burcu Esmersoy bir gözlük markasıyla iş birliği yaptı. Ürün çekimlerinde konuşan Burcu Esmersoy 50 yaştan da ümidi kesti. İşte detaylar;

Burcu Esmersoy’dan Yıllar Sonra Şaşırtan İtiraf

Kendisi hakkında samimi açıklamalarda bulunan Esmersoy seneler önce yaşadığı bir anısını şu şekilde anlatıyor;

Burcu Esmersoy kimdir?

Burcu Esmersoy Dekoltesiyle Yürek Hoplattı

Burcu Esmersoy ve gözlük markası Hermossa’nın işbirliğiyle oluşturulan koleksiyon, önceki gün Mandarin Oriental Hotel’de tanıtıldı. Etkinlikte gazetecilerle buluşan Esmersoy, “Sosyal medyadan evlilik teklifleri alıyor musunuz?” sorusu üzerine şöyle dedi: “Benden umudu kestiler. Artık 50 yaşındayım. İki kere evlenmiş, boşanmış kadına sosyal medyadan böyle bir teklifle kimse gelmez.”

Alina Boz ve Nur Fettahoğlu’ndan İtiraflar

Oyuncu Alina Boz ve Nur Fettahoğlu, Ferit Ömeroğlu’nun konuğu oldu.  Alina Boz ve Nur Fetthahoğlu’ndan itiraflar geldi. İşte o açıklamalar;

14 dakikalık “Babamın Öldüğü Gün” kısa filminde sizi ne etkiledi?

 Nur Fettahoğlu :  Öncelikle Emre çok yetenekli bir arkadaşımız. Ben, onunla 2 sene boyunca aynı sette bulundum. Daha önce çektiği kısa filmleri izledik. Daha sonra senaryo ortada yokken böyle bir şey söylediği zaman kabul ettim. Okuduktan sonra da gerçekten çok etkilendik.

Daha önce Alina ile bir arada olduğunuz bir senaryo var mı?

 Alina Boz : Birlikte yok. Nur, hep geliyordu bizim setimize. Aslında orada tanıştık. Hiç yabancılık çekmedim ben. Çok da sevdim. Emre, bana Nur’un da olduğunu söyledi. Ben açıkçası birlikte olacağımız için çok heyecanlandım. Tabii ki ben de Emre’ye destek olmak istedim. İlk kısa filmim. Böyle bir tecrübede kalemine ve bakış açılarına güvendiğim biriyle de olmak bana güvende hissettirdi.

Filme müzik eklenmemiş. Müzik eklenmesi, drama döndürecekti meseleyi. Orada direkt durumu vermek istemiş olabilir. Siz, bir izleyici gözüyle bu kısa filmde başka birisi oynamış olsaydı nasıl yorumlardınız?

Nur Fettahoğlu : Müzik dışındaki o kirli sesler, beni her zaman çok etkilemiştir. Çünkü müzik olduğu zaman algı mutlaka dağılıyor. Müziği dinliyorsun, görüntüleri izliyorsun, oyunculuğa bakıyorsun. Bütün duygu karışıyor. Ama burada o kadar naif, sade ve güçlü bir anlatım vardı ki müzik olmaması çok güzel bir tercihti. Duyguyu karıştırmama açısından. Bunu bize söylediği zaman ben çok mutlu oldum.

 Alina, sen ne hissettin?

 Alina Boz : Açıkçası müzik olmaması, benim de çok hoşuma gitti. Evet, duyguların dağılmaması açısından müziğin olmaması güzel oldu.

Vermek istenen mesajı, oyunculuğunuz ile çok net verebiliyorsunuz. Burada oyunculuğunuz dışında sizi besleyen güçlü cast’lar neler?

 Alina Boz : Duruma göre değişiyor bu. Bazen kağıt üstünde yazılı olan şey seni etkilemeye yetiyorken bazen yetemiyor. Başka şeyler düşünmek durumunda kalıyorsun. Daha önce yaşadığın ve sana bunu hatırlatan bir tecrübeye dayanarak geçmişe gitmeye çalışıyorsun.

Etkili oluyor mu?

 Alina Boz : Setteki atmosfere göre de değişiyor. Rahat etmem ve o gün ki modumla da alakalı.

Nur Fettahoğlu : Ben de mesela duygunun gerçekliği önemli. Orada anlatılan duygu, gerçek mi yoksa zoraki bir şeye entegre mi edilmiş? Zoraki bir senaryo varsa gerçekten çeşitli teknikler uyguluyorsun. Müzik dinliyorsunuz, kendi başınıza kalıyorsunuz. Ben çok yürürüm o duyguyu bulabilmek için. Setin tam ortasına giderim, nerede çekeceksek orada ararım o duyguyu. Gerçekten ben de bir açık kapısı varsa. Burada çok netti duygu. Belli bir cast o anda bir şekilde geliyor.

Filmin girişinde senin ciddi derecede ağladığın ve koluna girdikleri kısım vardı. O anda kendi ebeveynini kaybettiğini düşünmek mi vurucu yaptırır?

 Alina Boz : Oralar çok tehlikeli. Açıkçası ben bugüne kadar çok ölüm tecrübesi yaşamadım. Bir tek köpeğimi kaybetmiştim. O, beni çok sarstı çünkü çok zaman geçirdik hastalık sürecinde.

Senin köpeğin ile aranda olan ilişki, gerçekten bir çocuk ilişkisi gibiydi.

Alina Boz : Ben çok seviyorum. Onların yanında olmak, yardımcı olmak bana iyi geliyor. Belki de hayatta edindiğim bir görev gibi de olabilir. Açıkçası bu projede şöyle oldu; Emre’yi kırmamak için, senaryoyu beğendiğim için, bir arada olmaktan çok heyecan duyduğum için tabii ki bu işe geldim ama çok yorgundum. “Maraşlı” projesi yeni bitmişti ve ben 1 günlük tatile kaçıp sonra çekim için geri dönmüştüm. Ben izlediğim zaman ağlamaktan ziyade yorgunluğumu gördüm. Özellikle o sahneyi çektiğimizde ilk set günümüzdü. Açıkçası orada yorgunluğumu gördüm. İyi mi kötü mü olmuş bilmiyorum ama yansımış.

İkinizin de kariyerinde kült olan sahneler var. Oyuncu, bu duruma bazen hangi sahneydi o diyerek yaklaşabiliyor. Tabii ki devamlılık önemli sizin için. Projeler gelip geçiyor ve onları en iyi şekilde aktarmak sizin işiniz. İzleyici, o sahneleri izlerken çok duygulanıyor ve siz o sahnenin figürüsünüz. Oyuncuların biraz daha duyarlı olması gerekmiyor mu? Siz, kendinizle alakalı kült olan sahneleri biliyor musunuz?

 Nur Fettahoğlu : Tabii ki tüm sahneleri hatırlıyoruz ve bizim için çok önemli. Ama o kadar çok projede o kadar çok sahne oynuyoruz ki şu sahne vardı dendiği zaman ilk etapta gerçekten gelmiyor insanın aklına. Sonra bir detay verilince onun en ince detayına kadar hatırlıyorsun. Çünkü o sette çok büyük bir emek ve özveri var. Bir tek biz değil arka taraftaki bütün arkadaşlarımızın da çok ciddi emeği var. Onları bile hatırlıyoruz. Bize gösterdikleri nezaketi, yalnız bırakması, kibar davranması… Ama ilk etapta sorulduğunda hangisiydi diyorsun.

Alina Boz : Belki de hep daha üstünü aradığımız için mi böyle yapıyoruz. Evet, oldu öyle sahnelerim ama ben daha yolun başındayım. Hep daha ileriye mi bakıyorum acaba? Ama hatırlıyorum oynadığım sahneleri. Biz izlediğimiz zaman sizin gibi değil de bunu da yapsaymışım, daha iyisi olurmuş diyoruz.

 Hiç tatmin olmayacak gibisin.

 Nur Fettahoğlu : Bu arada gerçekten oyunculuk, hiç tatmin olunacak bir durum değil. Çünkü hep bir üstü var.

Nur Fettahoğlu ile Umut Evirgen Arasında Neler Oluyor?

 Alina Boz : Kendini izlemek o kadar sevimli değil. Ben sevmem mesela kendimi izlemeyi. Dizilerini severek izleyen arkadaşlarım var. Ben, onlardan biri olamadım hiçbir zaman.

Nur, sen izler misin?

 Nur Fettahoğlu : Benim surat ifademden kendimi izlediğimi anlıyorlar. Burada neden bunu yaptın ki diye çok sorguladığım oldu mesela.

Bunun sonu olmayacaktır.

 Nur Fettahoğlu : Olmaz, olmasın da zaten. Düşünsenize bu meslekte doyum noktasına geldiğinizi işini yapamazsın. Hep aynı şeyde kalırsın.

İzleyicinin çok etkilendiği bir sahneye siz hiç oynayamamış diyebiliyorsunuz. Sıradan bir sahnede ise inanılmaz oynamış diyebiliyorsunuz. Projeyi izlerken izleyici çok mu avam bakıyor? Bunun bir matematiği mi var? Orada neye bakıyorsunuz?

 Nur Fettahoğlu : Arkadaşlarımızı eleştirmek, benim haddim değil. En fazla neden bu duyguyu kaçırmış diyebilirim özel sahnelerde. Eleştirmek haddim değil. O da o şekilde yorumlamış çünkü.

Alina Boz : Öyle yorumlarda çok kriter var. Yönetmen, senaryo, diyalog… O mu söylemek istemiş yoksa senarist mi yazmış? O kadar çok şey var ki bütün doneler yan yana gelince çok güzel bir şey çıkıyor. Senin bakış açın başkadır. Sen siyah-beyaz fotoğraf seversin, ben renkli fotoğraf severim. Birisi bitter çikolata sever, birisi sütlü çikolata. Sinema bir nevi öyle bir şey değil mi? Herkesin bakış açısına göre çok değişen bir şey.

Alina setteyken pozitif anlamda agresif, zıpır, yerinde durmayan ve öğrenmeye aç biri gibi geliyor. Nur, Alina nasıl biri sette? Nasıl geçti?

 Nur Fettahoğlu : Biz, “içinde hayvan var bunun” deriz. Gerçekten böyle ve böyle gitsin. Onu hiç öldürmeden dört nala koşsun.

Alina Boz : Ama ben genelde daha sakin ve sessiz kalıyorum.

Nur Fettahoğlu : Her şeyi sorgular Alina. Çünkü karakterini destekleyecek bir şey bulmaya çalışıyor ki daha güzel bir karakter ortaya çıksın. Bence çok yetenekli ve çok daha güzel yerlere gelecek.

Alina Boz : Evet, ben hep öğrenmeye aç bir kişilik olmuşumdur. Ama saygısızlık edip kimsenin işine de karışmamaya çalışırım.

Alina, kendini başarılı bulmuyor musun?

 Alina Boz : Başarılı olmayı hedefliyorum. Her projemde ilk projem gibi hissediyorum.

Kendini yetenekli buluyor musun?

 Alina Boz : Bilmiyorum, hiç bugüne kadar kendimle ilgili böyle bir eleştiride bulunmamayı tercih ettim. Evet, hoşuma giden şeyler oluyor kendi hakkımda. Evet yetenekliyim ve iyi ki bu sektöre girdim gibi bir bakış açım istesemde olamıyor. Menajerim de söylüyor bunu. Ben hep yeni bir şey de keşfedeyim, sadece bununla olmaz derdindeyim. Hep yeni yollar keşfetmeye çalışıyorum.

Alina Boz: Aşkın Tarifi Zor

 Nur Fettahoğlu : Biz, öğrenmeye aç insanlarız. Başarı, başarı, başarı…

Nur, sen kendinin yetenekli olduğunu düşünmüyor musun?

 Nur Fettahoğlu : Yetenek değil; hep başarılı olma arzusu. Hep ileriye götürme, bir şey daha ekleme… Hiçbir zaman tatmin olmayacağım kendimden. Ben, öğrenmeye aç küçük bir kız çocuğuyum. Ben, kendimi böyle değerlendiriyorum.

Dilediğin kişiye, dilediğin bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi sana. Bu kim olurdu ve ona ne sorardın?

Nur Fettahoğlu : Napolyon gerçekten “Para, para, para.” demiş midir?

Alina Boz : Ben, sorudan ziyade biriyle sohbet etmek isterdim. Dünya nereye gidiyor? Ne yapalım biz? Birine sormak istediğim çok spesifik bir soru yok.

Alina Boz: Aşkın Tarifi Zor