Ana Sayfa Blog Sayfa 611

Masumlar Apartmanı 67. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Safiye Han’ın Köpeğini Kabul Ediyor!

0

TRT 1’in sevilerek takip edilen dizisi Masumlar Apartmanı, 67. yeni bölümüyle 19 nisan salı günü ekrana gelecek. Dizinin son bölümünde; Doktor hanım Safiye’yle konuşmaya her gün gelir. Ceylan’ın kaza geçirmesiyle Han, içine kapanır. Gülben, Ceylan’ın abisini terk ettiğini duyunca ona ağır konuşur. Safiye, doktor hanımın annesiyle konuşmasından sonra, ilk kez annesinin mezarına gider. Naci’ye sarılıp onu elinden tutup eve getirir. O gece Naci ile Safiye, birlikte uyur. Han, terk edilen bir köpek bulur ve onu eve getirir. Safiye, Han’ın eve köpek aldığını görür. Masumlar Apartmanı 67. bölüm 1. fragmanı yayınlandı. Safiye Han’ın köpeğini kabul ediyor.

Salı Dizileri 2022

Safiye Han’ın Köpeğini Kabul Ediyor!

Masumlar Apartmanı 67. bölüm 1. fragmanında; Safiye, artık annesinin kıyafetlerini giymekten vazgeçmeye karar veriyor. Hikmet, köpeği görünce çocukluğuna gidiyor ve köpeği alıp odasına kapanıyor. Han, ablasına eğer köpeği kabul etmezse onu da alıp başka bir yerde yaşayacaklarını söylüyor. Gülben, Esad’la birlikte kızının adının ne olacağını düşünüyor. Safiye, Naci’nin elini tutup onunla dışarıda geziyor. Han’a da, köpeğiyle onun hiçbir yere gitmeyeceğini söylüyor.

İşte Masumlar Apartmanı 67. bölüm 1. fragmanı…

 

MASUMLAR APARTMANI 66. BÖLÜM ÖZETİ!

Ceylan, kaza geçirir. Han, onun da İnci gibi öleceğini zanneder. Ceylan, hafif yaralı bir şekilde kazadan kurtulur. Ancak ne Han’ı ne de onun yakınlarını görmek istemez. Hatta, tekrar Türkiye’ye döndüğü için pişman olur. Doktor hanım Gülben ve Safiye’yle birlikte yaptıkları seansta onlara kendilerini önemli hissetmelerini sağlar.

Onların mutlu olmayı hak ettiklerini anlatır. Gülben, Ceylan’ın kaza geçirdiğini öğrenir. Ama ablasına söylemez. Safiye, onu Esra’yla konuşurken duyar. Gülben, Ceylan’ın yanına gider. Ceylan’ın Han’ı terk ettiğini duyunca ona ağır konuşur. Eve geldikten sonra ise yaptıklarından pişman olur.

Yine, temizlik yapmaya başlayacakken Esad ona engel olur. Han, terk edilmeyi kabullenmeye çalışırken birinin bir köpeği terk ettiğini görür ve adamla kavgaya tutuşur. O terk edilen köpek gibi hisseden Han onu alıp kazan dairesine götürüp orada beslemeye başlar.

Doktor hanım, yine seans için Safiye’yle konuşmaya gelir. Onun annesiyle konuştuğunu anlayıp, annesiyle bir de kendisinin konuşmak istediğini söyler. Safiye, annesinin bunu istemeyeceğini söylese de doktor hanım, Safiye’nin annesine onu çok iyi anladığını, annesinden sevgi görmediğini, onun kendisini hep uğursuz olduğuna inandırdığını ve ondan gördüklerini de çocuklarına uyguladığını bildiğini söyler.

Safiye, çöp evde annesinin anneannesine ve babasına yazdığı mektupları bulur. O mektupları okuduktan sonra annesinin ne kadar sevgisiz ve yalnız olduğunu daha iyi anlar. Ertesi gün Safiye, annesinin mezarına kardeşleriyle birlikte gider. Hiç doğum günü kutlanmayan annesinin doğum gününü kutlar.

Kardeşlerinden de kutlamasını ister. Annesine hala kızgın olan Han, annesinin doğum gününü kutlamaz. Safiye, Naci’ye sarılıp onu eve getirir. O geceyi aynı yatakta uyuyarak geçirir. Sabah Han’a bakmak için odasına gittiğinde onun yatakta bir köpekle yattığını görür. Safiye, köpeği gördükten sonra ne yapacak?

Masumlar Apartmanı 67. Bölüm Fragmanı Yayınlandı Mı? Safiye Han’ın Eve Köpek Aldığını Görüyor!

Emre Altuğ’ dan Çok Özel Evlilik İtirafı!…

Usta müzik adamı Emre Altuğ, Hakan Gence’ ye çok özel bir röportaj verdi. Yeni şarkısı Bal Gibi’ den, Çağla Şikel‘ le olan evliliğine herşeyi anlatan ünlü sanatçı bakın neler neler anlattı…

Emre Altuğ Yazı Yepyeni Teklisi ‘Bal Gibi’ İle Karşılıyor…

Emre Altuğ’ dan Çok Özel Evlilik İtirafı!…

İşte Emre Altuğ ‘un Hakan Gence’ ye verdiği röportaj…

  • “Bu hafta 52 yaşına girdin, doğum günün kutlu olsun. Ne hissettiriyor yeni yaş?”
    “Hissiyatı 30’larda olan bir adamım. Çünkü biraz geç kabullenenlerdenim.”
  • “Nasıl yani?”
    “Mesela bir şey çok moda olur ama benim onu içselleştirmem gerekir.”

Emre Altuğ Kimdir?

  • “Hiç yaşlanmamanın sırrı ne? Botoks, estetik, kremler…”
    “Krem falan kullanamam, öyle bir sabrım hiç yok. Estetik de yaptırmadım. Yüzüm gözüm genetik. Sadece bir arkadaşım aracılığıyla arada bir vitamin iğnesi yaptırıyorum. Rahmetli annem de yaşını göstermezdi. Babam 90 yaşında, hâlâ yaşını göstermiyor.”
  • “50’ler sana ne hissettiriyor?”
    “Çok yaşanmışlık var. Biriyle konuşurken anlatacak çok şeyim oluyor, sonra ben anlatırken şaşırıyorlar.”
  • “Neden?”
    “Çünkü gördükleri şeyin o kadar şey yaşamış ve o yaşta olmadığını düşünüyorlar” (gülüyor).
  • “Şimdi nasıl bir dönemdesin?”
    “Pandemi beni çok aşağıya çekti. Biraz durdum. ‘Testosteron’ ve ‘Azizname’ isimli iki oyunum vardı. Sadece ‘Güldür Güldür’ ve ‘Sihirli Annem’ dizisini yaptım. Zaman geçip kafamı toparladıktan sonra pandemi miskinliğini üzerimden attım. Şu an bir albüme yakın şarkı üretmiş durumdayım. Onların heyecanını yaşıyorum.”
  • “Biraz başa dönsek… ‘İbreti Alem’ şarkın listelerde zirvede. Esmer, yakışıklı bir çocuk hayatımıza giriyor…”
    “Yine yaşını göstermeyen (gülüyor). O zaman herkes beni 20 zannediyordu ama 30’larıma yaklaşmıştım.”
  • “O dönemden ne hatırlıyorsun?”
    “Belki bu kadar zamana çok daha albüm sığardı ama oyunculuk gibi ikinci bir işim olduğundan biraz daha az albüm yaptım. Yaptığım çok şeyden memnunum, bir-iki şarkı hariç.”
  • “Neden ki?”
    “O zamanlar her şeyi çok kastım.”

“İçselleştirmediğin Şeyi Yapma.”

  • Böyle şöhret bekliyor muydun?
    “Hiç! Tahmin ettiğimden çok daha fazla meşhur oldum. Açıkçası ilk başta amacım eve gelen 5-6 arkadaştan biraz daha fazlasına şarkı söylemekti.”
  • En ibretlik hikâyen nedir?
    “Alaçatı’daki Turizm işine gereksiz para harcadım. Her şeyi aşkla, sevgiyle yap; içselleştirmediğin şeyi yapma.”
  • Çok çelme takan oldu mu sana?
    “Çelme takmaya çalışan olmuştur ama enerjim yüksekse kimse bana çelme takamaz, yırtarım hepsinden.”
  • Gelelim meşhur dudaklarına…
    (Gülüyor) Gelelim bakalım…
  • ‘Bal Gibi’de birçok şarkın gibi dudak geçiyor. Dudak fetişin mi var?
    “Güzel dudak severim ama bu bir takıntı değil. Bu biraz dolandırarak anlatma biçimi. ‘Kimi öpeceğim ben şimdi’ demiyorum da ‘Kime değsin dudaklarım’ diyorum. ‘Sıcak’ şarkısını yaptığımda ‘Aman şehvetli olsun’ diye yapmamıştım. Sonra dinleyenlerden öğrendim ki öyle bir şarkıymış.”
  • Dudakların hep çok beğenildi. Kalın olmaları hayatına nasıl yansıdı?
    “(Gülüyor) Konservatuvara ilk girdiğimde dudağım kalın olduğundan diğer arkadaşlarım kadar seri konuşamıyordum. Dönmüyordu dudaklarım. Babam doktor, bizde çözüm nettir; kes, biç ya da ilaç kullan. Ben de dudaklarımı kestirmeye karar verdim.”
  • Gerçekten mi?
    “Evet, küçülttürecektim. Bir estetik cerrahtan bunun randevusunu da aldım. Gidecekken vazgeçtim.”
  • Neden?
    “Okulda dudak çalışma yöntemlerini çeşitli aletlerle öğrettiler.”
  • Ve o dudaklar meşhur oldu…
    “Belki dudaklarımı kestirseydim, Emre Altuğ, Emre Altuğ olmayacaktı.”
  • “O dönem kliplerinde ruj mu sürüyordu” diye soranlar var…”
    “O zamanlar yolda çevirip “Kaç numara ruj kullanıyorsunuz” derlerdi. Ama hiç kullanmadım tabii. Ömer Faruk Sorak’ın ‘Bu Kadar mı?’ klibinde renk ayarı hatası oldu. Renkler patladı. O klipte herkes ruj sürdüm zannetti ama neden süreyim? Bu dudakların ihtiyacı mı var ruja Hakan!”
  • 23 sene önce bir ‘popstar’dın…
    “O zaman popstar diye bir şey vardı”.
  • Şimdi yok mu?
    “Bence yok. Vardır belki… Ben star olmayı hiç istemedim ki. Sağ olsunlar, var olsunlar; beni dinleyenler, takip edenler star yaptılar. Yoksa ben star olmayı bilmem, halkçıyımdır.”

“Evlilikte Asıl İstediğim Şey de Çocuktu.”

  • O ne demek?
    “Pasaja, markete gitmekten vazgeçemem. Starlık müessesesinde halktan biraz uzak yaşamak gerekiyor. Ben öyle olamam. Çocukları dışarıda ilk, mahalledeki bakkalla tanıştırdım.”
  • 35 yaşına kadar şarkıların çok tutuldu. Ama sonra sanki bir durdun. Oyuncu olarak adını daha çok duyduk. O ışıltılı hayat mı seni rahatsız etti?
    “Evliliği tercih ettim. Evlilikte asıl istediğim şey de çocuktu. Belki kadınlar bunu daha çok görür ama rüyamda çocuğumu görüyordum. Çocuklarımla, bebekliklerinden itibaren yan yana, dip dibe olmak istedim. Bu da bana keyif verdi. Şimdi büyümeye başladılar. Birlikte Film izliyor, spor yapıyoruz ve yemeklerimizi mutlaka birlikte yiyoruz.
  • Yeni şarkın ‘Bal Gibi’ ne anlatıyor?
    “Terk edilen ama aşkından vazgeçmeyen bir adamı anlatıyor. Söz, beste benim. Erkin Arslan düzenlemeyi, Sarp Özdemiroğlu miksi yaptı.”
  • Ne kadar sensin?
    “Bayağı benim. Çünkü ben giderim ama içimde o acıyı, çileyi yaşarım.”
  • Böyle çileli aşk yaşadın mı?
    “Yaşamaz mıyım…. Günlerce ağladığım oldu. Ağlarım ama kasarım da. Peşinden gitmem.”
  • Yedi senedir bekârsın. Hayatında birinin olduğunu duymadık, görmedik…
    “Yok çünkü.”
  • Neden, kendini aşka mı kapattın?
    “Hayır ama böyle bir şey yaşamadım. İstek ya da çabam yok. Olacağı varsa olur.”
  • Hiç mi kaçamak olmuyor?
    “Bir ilişkim olursa saklayan, gizleyen biri olmam biliyorsunuz. Ama şu an benim için önemli olan işimi yapmak ve çocuklarımla vakit geçirmek.”
  • Aşk yokken nasıl bu şarkılar çıkıyor?
    “Yaşarken, içindeyken aptallaşıyorum. Dışarıdan bakmam lazım. Oyunculuk okuduğum için hikâye oluşturabiliyorum ama duygusu yaşadıklarımdan geliyor tabii…”
  • ‘Sıcak’ klibiyle ilgili ‘Ülkeye üstsüz adam figürünü getirdi’ gibi yorumlar yapmışlar senin için…
    “Ahmet Çelenk’in fikriydi. Benim için de okey’di. Daha açık halde plajda dolaşıyoruz. Orada altımda kot var. Ama televizyonda başka görünüyor işte. Bu işin ekmeğini de Okan Bayülgen benden çok yedi, “Bir Okan Bayülgen klasiği Emre Altuğ Sıcak’ yazardı. Dokuz programda klibim gösterildi. Ben de o programa hizmet ettim. Safa yattığım anlar da oldu.”
  • Şarkıların, bir dönem çektiğin klipler ve pozlarınla adeta pop dünyasının seks ikonu gibisin…
    “Ben ne içimden gelirse onu yaptım.”
  • Şarkı sözlerinde de erotizm var.
    Evet. Aşk şarkıları yapıyorum, içinde erotizm de olabiliyor. Zaten ikisinin birbiriyle uyumlu duygular olduğuna inanıyorum. Erotizm benim sevdiğim bir şey ve bunu hiç gizlemedim. Hangimiz elde edemediğimiz bir insan için bile hayal kurmadık. Elde ettiğimizle de yaşadık. Bunu yapmayacağım da “Hadi kardeşim yoluna” diye mi şarkı yapacağım? Ben esas atarlı giderli şarkıları anlamıyorum. Yapmaya çalıştığımda da zorlanıyorum. Çünkü ben hayatımda kimseye hiç o kadar sert gider yapmadım. Bir ilişkiden sert giderim ama sert gider yapmam.”
  • Kendini seksi bulur musun?
    “Hayır canım, zamanında öyle şeyler söyledim.”
  • Çapkın mısın?
    “Çapkın değilim, çapkın olmaya da cesaretim yoktur. Utangaç biriyim. Hiçbir kadına o şarkı sözlerindeki gibi cümleler kuramadım ben. Hele ne yapıp edip girişimde bulunup bir de reddedilirsem yerin dibine girerim.”
  • Reddedildin mi hiç?
    “Olmuştur ama kayıtlardan silmişimdir.”
  • Çocukların Kuzey 13, Uzay 10 yaşında. Bu isimleri neden seçtiniz?
    “Kuzey yön gösteren lider yıldız, oradan aklımıza geldi. Uzay Heparı benim arkadaşımdı. Bir insan ardında hiç mi kötü bir şey bırakmaz! Aynı zamanda sonsuzluk anlamı olduğu için bu ismi seçtik.”
  • Babalık sana ne öğretti?
    “Sabır. Koç Burcu sabırsızlığına sahibim. Dinsizin hakkından imansız gelir derler ya, çok sabırlı oldum. Bir de babalık hiçbir zaman bitmeyecek bir endişedir.”
  • Instagram’da bol bol Kuzey ve Uzay’la birlikte anlarınızı paylaşıyorsun. Seninle mi kalıyor çocuklar?
    “Hafta içi annelerindeler, hafta sonu bendeler. Zaten aynı sokakta oturuyoruz, yan yana evlerimiz.”
  • Çağla Şıkel’le hem evlenme hem boşanma sürecin hep magazin gündemindeydi. Eski eşin çok tanınan birisiyse, ayrılınca hep medyada karşına çıkıyor. Bu daha mı zor?
    “Yok. Ben onunla ömrümün sonuna kadar görüşmek üzere ayrıldım. Çünkü çocuklarımız var. O da, ben de çocukları hep en ön planda tuttuk; egomuzdan, mesleğimizden…”
  • Senin ‘Altuğ Parfümeri’lerin sahibi bir ailenin çocuğu olduğun söylenir.
    “O nereden çıktı? O amcamın. Benim ailem devlet memuru.”
  • Nasıl bir aileydi seninki?
    “Babam diş hekimi, annem ev hanımıydı. Son 20 senelerini Çeşme’de geçirdiler. Babam 90 yaşında. Annemi kaybedince onu yanıma aldım, birlikte yaşıyoruz. Bir abim var, Amerika’da yaşıyor. Eski müzisyen. Benim bugünkü büyük müzisyenleri tanımama da o sebep olmuştur.”
  • Ailede yokken tiyatro okuyorsun. Oyunculuk merakı nasıl başladı?
    “Hem oyunculuk hem müzik 16 yaşımda kanıma girdi. Liseden itibaren hem gitar hem tiyatro bölümündeydim ve sonra da hayatım hiç değişmedi.”
  • Neden tiyatro okudun?
    “Onu tercih ettim o zaman… Ama barlarda gitar çalıp paramı öyle kazanarak okudum. Zaten uzun vadede sadece oyuncu olup müziği bir süre sonra bırakacağımı düşünüyordum. Ama Sezen Aksu bunu değiştirdi.”
  • Nasıl?
    “Onun hayatımda çok önemli yeri var. Şarkıcılık yapmaya başladıktan sonra onunla çalıştım. Albüm fikrini ilk o kafama koydu. “Ama ben oyuncu olacağım” dedim. Ne zaman kendi şarkılarımı üretmeye başladım, o zaman albüm yapmam için bir sebep oldu. O dönemde maalesef Onno’yu (Tunç) kaybettik. Sezen mahvoldu. Ben de Sezen’e ‘evet’ dediğim için kimseyle çalışmadım. Bekledim, üretmeye devam ettim. Sonra Sezen biraz toparlayınca icazet aldım. “Şu an üretecek durumum yok” dedi. Amacım şarkı istemek değildi. Ben hep birilerinin şarkısıyla bir yere gelirsem ve bir gün onlar şarkı vermezlerse nasıl olacak diye düşündüm. Bu beni korkuttuğu için şarkı yazmaya devam ettim.”

Çağla Şikel kimdir?

Kardeşlerim 49. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Şengül Orhan’ı Gönül’e Kaptırıyor!

0

Atv’nin sevilen dizisi Kardeşlerim, 48. bölümüyle ekrana geldi. Dizinin yayınlanan yeni bölümünde; Tolga ile Emir, Oğulcan ile Ömer’in aralarının bozuk olmasından faydalanıyor. Oğulcan’ın motosikletini saklayıp, onunla Ömer’i düşman edecek bir plana zorluyor. Gönül, her gün Orhan’a ve çocuklara yemekler gönderiyor. Bunu duyan Şengül, hapishanede kavga çıkarıyor. Nebahat, Akif ile Suzan’ın düğününü sabote ediyor. Oğulcan, bir inşaat kuyusunda mahsur kalıyor. Kardeşlerim 49. bölüm 1. fragmanı yayınlandı. Şengül, Orhan’ı Gönül’e kaptırıyor.

Cumartesi Dizileri 2022

Şengül Orhan’ı Gönül’e Kaptırıyor!

Kardeşlerim 49. bölüm 1. fragmanında; Aybike ve Asiye, Oğulcan’dan haber alamıyor. Oğulcan ise, umutsuzca kurtarılmayı bekliyor. Gönül’ün dükkanını birileri yıkıp döküyor. Nebahat ile Ayla, Suzan ile Akif’in nikahlarının iptal olmasını büyük bir sevinçle kutluyor. Şengül’ün tahliye günü geliyor. Bu sırada Gönül, Orhan’a çok iyi bakıyor. Orhan, ilk kez evde büyük bir huzur yaşıyor.

İşte Kardeşlerim 49. bölüm 1. fragmanı…

KARDEŞLERİM 48. BÖLÜMDE BAŞKA NELER OLDU?

Çocuklar zehirleniyor ve hastaneye kaldırılıyor. Şengül, yaptığı şeyi itiraf ediyor. Polis gelip Şengül’ü götürüyor. Gönül, ondan şikayetçi olmuyor. Orhan, Şengül’ün bu yaptığını affetmiyor ve ondan şikayetçi oluyor. Şengül, böcek ilacıyla çocuklarını ve yeğenlerini zehirlemek suçundan hapse atılıyor.

Oradaki koğuş ağası kadın onun suçunu öğrenip Şengül’e göz açtırmıyor. Çocuklar hastaneden çıkıyor. Oğulcan, bir büfede dağıtım görevlisi olarak işe başlıyor. Patronu ona verdiği motosikleti gözünden sakınıyor. Emir, Harika’ya çok kötü davranıyor.

Harika da, onunla lüks lokantalara gidip lüks arabalarla gezebilmek için onun aşağılamalarına ses çıkartmıyor. Oğulcan, bu durumu fark edip Harika’yla konuşuyor.  Liseler arası dans yarışması olduğunu öğrenen okul müdürü, Asiye ile Doruk’la konuşuyor ve iki günleri olduğunu söylüyor.

Önce okulda yapılacak dans yarışmasında birinci çift seçilecek ve seçilen çift liseler arası dans yarışmasında okulu temsil edecek. İki gün içinde hazırlanabileceğini düşünen 4 çift yarışmaya başvuruyor. Harika Emir ile, Ömer Süsen ile, Doruk Asiye ile, Tolga da Emir’in kardeşiyle katılıyor.

Emir, Tolga ile birlikte Oğulcan’ın motosikletini alıp saklıyorlar. Motosikletin yerini söyleme karşılığında ondan Ömer sahneye çıktığında içi boya dolu kovanın ipini çekmesini istiyorlar. Oda, kabul etmek zorunda kalıyor. En son gösteriye çıkan Ömer’in başına boya dolu kova dökülüyor.

Suzan ile Akif’in nikah günü geliyor. Nebahat, Akif’in düğün organizasyonunu yapan kadınla anlaşıyor. Tam nikah başlayacağı sırada Akif, Suzan’a ona bestelediği şarkının videosunu ona izlettirmek istiyor. Ama videoda, Akif ile Nebahat’ın mutlu aile pozları çıkıyor. Üzerine Akif’in Suzan hakkında söylediği kötü sözler de yayınlanınca Suzan, nikah masasından kalkıp gidiyor.

Oğulcan, motosikletini bir inşaat kuyusunda buluyor. Almaya çalışırken içine düşüyor. Bir çimento arabası geliyor ve kuyuya çimento boşaltmaya başlıyor. Oğulcan, sesini kimseye duyuramıyor. Harika, annesinin nikah öncesi Emir ile Tolga’nın Oğulcan’ı motosikletini saklayarak bunu yapmaya zorladığını anlatıyor. Ömer, Oğulcan’ı kurtaracak mı?

Kardeşlerim 48. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Dans Yarışmasında Herkes Hünerlerini Gösteriyor!

Hakan Taşıyan’ ın Hayranlarını Hüsrana Uğratacak Açıklaması!…

0

Ünlü şarkıcı Hakan Taşıyan, en büyük pişmanlığının ‘mesleği’ olduğunu itiraf etti. . Usta şarkıcı, “Engebeli bir yolculuğum oldu, zor şartlarda çalıştım. Keşke zamanım o ortamlarda geçmeseydi. Keşke böyle bir hayatım olmasaydı, mesleğim beni sağlığımdan etti. Oysa ben bir hukukçu almak isterdim” dedi. Çarpıcı Hakan Taşıyan Röportajının tüm ayrıntıları Haberimizde…

Hakan Taşıyan ‘dan Güzel Haber Geldi

Hakan Taşıyan’ ın Hayranlarını Hüsrana Uğratacak Açıklaması!…

Karaciğer ve böbrek nakli olarak tekrar hayata dönen Hakan Taşıyan, Akşam Tv’den Yasemin İlan’ın sunduğu ‘Akşam Yıldızı’ ismli programına konuk oldu. Hakan Taşıyan 25 yıl önce ‘Sensiz İki Gün ‘ ardından da ‘Güz Gülleri’ şarkılarıyla müzik piyasasına giren ve büyük ses getiren Hakan Taşıyan, 2020 yılında karaciğer ve böbrek yetmezliği nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Bir buçuk yıllık bir tedavi sürecinin ardından da kadavradan karaciğer, kız kardeşinden de böbrek nakli olarak tekrar hayata döndü. Doktorların ‘bir ay ömrü kaldı’ dediği Hakan Taşıyan ikinci kez hayata başlamanın mutluluğuyla müzik piyasasına da hızlı bir dönüş yaptı. Söz ve müziği Yıldız Tilbe ‘ye ait ‘Böyle Halim’ şarkısına bir de klip çekti. Akşam Gazetesi ‘nden Yasemin İlan ile Akşam Yıldızı programında bir araya gelen Hakan Taşıyan yaşadığı sıkıntılı süreci, şimdiden sonra yapmak istediklerini, pişmanlıklarını ve bilinmeyenlerini anlattı. Manevi değişimini de içtenliğiyle dile getiren usta sanatçı Akşam Tv izleyicileri için bir de ilahi seslendirdi.

“Alacağım Dersi Aldım”

‘Ölümle burun buruna geldiğiniz o günlerde ‘keşke şunu yapsaydım ya da yapmasaydım’ dediğiniz oldu mu?’ sorusuna ise tüm içtenliğiyle şu şekilde cevap verdi: “Ankara ‘da doğup büyüdüm, 9 kardeşiz kalabalık bir aileyiz. Benim babam da müzisyendi, çok küçük yaşta onunla birlikte gece hayatının içine girdim, eğlence mekanlarının içinde geçti yıllarım. Engebeli bir yolculuğum oldu, zor şartlarda çalıştım gece alemi, müzikhollerde çalıştım. Pişkinlik verdi o hayat bana, alacağım dersi aldım ama keşke zamanım öyle geçmeseydi ona üzülüyorum. Yazık o zamanıma yazık, keşke böyle bir hayatım olmasaydı, mesleğim bana hastalık getirdi.”
“Cumhurbaşkanımıza Teşekkür Ederim”
Bir buçuk yıl süren hastalık aşamasında kendisine en büyük desteği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Orhan Gencebay, Sevim Emre  çifti ile Erol Köse ‘den gördüğünü ifade eden usta sanatçı hepsine tekrar teşekkür etti. ‘Kimler yanınızda yoktu’ sorusuna ise ‘Kimsenin kalbini kırmak istemiyorum, herkes kendi hayat telaşında, vardır bir bildikleri, ‘Neden yanımda değildiniz’ diye hesap soramam’ şeklinde cevap verdi.
Okuyamamış olmanın da içinde büyük bir uhde olduğunu dile getiren Taşıyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalışmak zorundaydım, müzik yaparak ailemin geçimini sağlama mücadelesi verirken okuyamadım, tıp eğitimi alabilirdim, bir hukukçu olabilirdim bir paşa, hakim, savcı olmayı çok isterdim. Oğlum 20 yaşında şimdi o askeri eğitim alacak, inşallah paşa olur, benim hayalimi o gerçekleştirir.”
‘Kutsal Topraklara Gitmek İstiyorum’
‘Ciddi bir hastalık atlattınız, şimdi yeniden başladığınız hayatınızda manevi anlamda bir değişim oldu mu sizde?’ şeklindeki soru üzerine Hakan Taşıyan ‘Kutsal topraklara gitmek istiyorum’ dedi. Daha önce anne ve babası ile hac vazifesini yapmak istediğini ama babasının 6 yıl önce vefat ettiğini dile getiren Taşıyan ‘Allah’ım gönlümü biliyor, şimdiden sonra annemle birlikte bu görevi yerine getirmeyi çok istiyorum. O kutsal topraklarımızı ziyaret etmek niyetindeyim. Bu dünya yalan dünya, nasip olur inşallah. Şeytana uymadan, rahmani bir hayat yaşayabilmek çok önemli. Allah’ıma çok teşekkür ediyorum hep dua ediyorum beni sağlığıma kavuşturduğu için” dedi. Çocukken kardeşleriyle birlikte kuran kurslarına gittiğini o zaman orada ilahiler okuduklarını söyleyen Hakan Taşıyan, Akşam TV izleyicileri için bir de ilahi seslendirdi.

“Arabesk’ i Herkes Söyleyemez”

“Arabesk zor bir tarzdır, arabesk bir felsefedir, yaşantımızın sesidir, herkes söyleyemez. Gönül işidir arabesk söylemek, söylediinde burnunu sızlatmalı. Şaklabanlık yapıp güldürmek çok kolay ama insan ağlatmak çok zordur, o ayrı bir meziyettir…”

 

“Müslüm Gürses’ in Filminde Oynamak İsterdim”

Kariyeri boyunca benzetildiği Müslüm Gürses ‘e olan sevgi ve saygısıyla bilinen Hakan Taşıyan, “Müslüm Gürses’in filminden teklif gelseydi rol alabilirdim” dedi. Sözlerini şöyle sürdürdü; ‘Onu canlandırmak isterdim zaten, bizim hayatımız arabesk. Şimdiden sonra güzel bir dram filminden teklif gelirse oynamak isterim.”

“Kuş Ve Yağmur Sesi Dinledim Psikolağa Gitmedim”

Hastalık döneminde ve sonrasında psikolojik destek alıp almadığını sorduğumuz Hakan Taşıyan’ın yüzünde bir gülümseme belirdi ve cevap verdi: “Hiç ihtiyaç duymadım, tabletten kuş ve yağmur sesi açtırıyordum, onu dinledikçe kendimi daha iyi hissediyordum. Gerçi yağmur sesini uzun süre dinleyince insan üşüyor, gerçekten hemşireleri çağırıp bana battaniye getirmelerini istediğim zamanlar oldu. Kuş sesi dinlemek bende alışkanlık oldu hala dinliyorum.”

Ebru Şallı’nın Pars’a Özlemi Yürekleri Burktu

Ebru Şallı’nın oğlu Pars, 2020 yılında hayatını kaybetmişti. Şallı, oğlunu ikinci ölüm yıl dönümünde andı. Ebru Şallı’nın Pars’a özlemi yürekleri burktu. İşte ünlü mankenin o paylaşımı;

Pars’ı Duygusal Bir Paylaşımla Andı

Ebru Şallı’nın Harun Tan ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Pars Tan, 2 yıl boyunca mücadele ettiği lenfomaya yenilerek 16 Nisan 2020’de hayatını kaybetti. Oğluna olan özlemini her fırsatta dile getiren Ebru Şallı, ölümünün ikinci yıl dönümünde Pars’ı Instagram sayfasında yaptığı duygusal paylaşımlarla andı.

Ebru Şallı’nın Pars’a Özlemi Yürekleri Burktu

Pars ile fotoğraflarını sayfasında paylaşan Ebru Şallı altına “Ponçiğim sen benimlesin. 2 yıl degil, 200 yıl da geçse seninle bu anı tekrar yasayacağız. Kavusacağız biliyorum. O eşsiz kokunu yine içime çekeceğim.. Kelimelerin yetmediği bir noktadayım… Seni tarifsiz seviyorum!” notunu düştü.

Gözyaşlarını Tutamamıştı

Ebr Şallı, Pars’ın hastalık sürecini katıldığı programda gözyaşları içinde anlatmıştı.

“Tanıyan Pars’tan çok etkilenirdi. ‘Bu nasıl bir çocuk’ derlerdi. Gerçek bir melekti. Bu hayatta bir melek doğurmuşum ve dokuz yıl bir melek ile yaşamışım. Kimseyi kıramaz, azıcık üzüldüğü an onu toparlamaya çalışır, müthiş bir sevgi çıkıyordu içinden. Pars hep başkaydı. Boyun ağrısı üzerine hastaneye gittik. Doktorlar bir hafta boyunca çabalamalarına rağmen tam olarak sorunun ne olduğunu bulamadılar, kan tahlillerinin iyi çıkmasına rağmen ağrısında bir değişiklik olmadı. Ultrasonda da çıkmadı. MR çekildi, o zaman öğrendik. İlk duyduğunuz an bir annenin ya da babanın dünyasının yıkıldığı an. Çok büyük bir acı. Meğer ağrıları zaman zaman yaşıyormuş ve ‘geçer’ diye düşünüp söylemiyormuş. İlk defa okulda ağladığı bir an oldu, ağrısı çok fazlaydı. Çok hızlı ilerleyen bir türdü.
2.5–3 yıllık süreçte tedavi ile çok güzel cevaplar aldığımız dönemler oldu. Cevap vermesi büyük bir şeydi. Bıraktığımız an tekrar hızlı şekilde atak yaptı, ağrılar başladı. Doktor aynı protokolü uygulayamayacağı için kemik iliği nakline geçmemize karar verdi…Dünyada bu iliği bulamadık. Aile bireylerine bakıldı. Bende literatürde olmayan bir doku çıktı ve o doku Pars’ta da vardı. Doktor ‘iliğiniz tutmuyor ama bu doku sizde var ve Pars’ta da olduğuna göre bir anlamı var’ dedi. İlik dahil her şeyimi vermek istiyordum. İlik verdim…Çok başarılı bir nakil gerçekleştirdiler. İlik yüzde 100 tuttu. Bu mutlu haberi alıp, evimize geçtik. Herkes çok sevindi ve ‘artık bir şey olmaz’ dedik. Olmayan çok var çünkü. B negatif kan bulmak çok zordu…Bir yandan ünlü biri olmak zor ve çocuğa böyle bir anı bırakmak istemiyordum. O yüzden kimseye anlatmadık, paylaşmadık. O hastane odasında o kadar güzel günlerimiz geçti ki. O hastane odası benim için cennet bahçesiydi.Pars görünmez oldu işte. Ben onun hakkında konuşurken her zaman böyle ağlamam, sık sık yanına giderim, güzel şeyler konuşurum, gülerim. Acımı daha farklı yaşıyorum. Kimseye bunun hesabını vermek zorunda değilim. Benim onunla aramda olan diyalogu, duyguyu kimse bilemez.”

Cem Yılmaz Soruları Yanıtsız Bıraktı

Yeni aşk dedikoduları ve nafaka davasıyla son dönemlerde sık sık gündeme gelen Cem Yılmaz geçtiğimiz gün oğluyla birlikte vakit geçirdi. Oğlu yanındayken objektiflere yakalanan komedyen biranda soru yağmuruna tutulunca Cem Yılmaz soruları yanıtsız bıraktı. İşte olayın detaylar;

Nafakayı TL Olarak Ödemek İstemişti

Cem Yılmaz 9 yaşındaki oğlu Kemal için aylık 10 bin dolar Nafaka öderken, Ahu Yağtu’ya 500 bin dolar tazminat ödemişti. 8 yıl boyunca oğlu için 10 bin dolar nafaka ödeyen Yılmaz, nafakanın azaltılması için İstanbul Aile Mahkemesi’ne başvurmuştu. Eski eşi Ahu Yağtu’ya dava açan Cem Yılmaz, nafakayı dolar bazında değil Türk lirası olarak ödemek istemiş ve 10 bin dolarlık nafakanın 40 bin lira olması talebinde bulunmuştu.

Cem Yılmaz kimdir?

Cem Yılmaz ve Ahu Yağtu Nafaka Davasında Yeni Gelişmeler

İstanbul 11. Aile Mahkemesi’ndeki duruşmaya, davacı Cem Yılmaz ile davalı Ahu Yağtu katılmadı. Tarafları avukatları temsil etti. Gizli görülen duruşmaya basın mensupları alınmadı. Mahkeme kararında, 10 bin dolarlık nafakanın 70 bin TL olarak belirlenmesine hükmetti.

Cem Yılmaz Ahu Yağtu Davasında Yeni Gelişme

Cem Yılmaz Soruları Yanıtsız Bıraktı

Cem Yılmaz önceki gün Ahu Yağtu ile evliliğinden olan oğlu Kemal ile Etiler’deki bir mekandan çıkarken görüntülendi. 9 yaşındaki Kemal’in büyüyüp saçına yeni bir imaj vermesi objektiflere yansıdı.

Baba-oğul, gazetecileri fark edince hızlı adımlarla yürüdü. Yılmaz, “Çocuk var, şimdi olmaz. Sonra konuşuruz” diyerek özel hayatına dair soruları geri çevirdi. Aracına binen ünlü komedyen oğluyla birlikte oradan uzaklaştı.

Kör Kütük Sarhoş Olan Nejat İşler Yerden Kalkamadı!

Bir dönem objektiflere sık sık sarhoş halde yakalanan ve ekranlardan bir süre uzak kaldıktan sonra kendini toparladığı düşünülen Nejat İşler son dönemlerde gündemden düşmüyor. Geçtiğimiz gün bir mekanda içtikten sonra kör kütük sarhoş olan Nejat İşler yerden kalamadı! İşte detaylar;

Alkolün Dozunu Fazla Kaçırdı

Yıllar önce 3 ay yoğun bakımda yatan ve alkol tüketmesi yasaklanan oyuncu Nejat İşler, önceki akşam Asmalımescit’te meslektaşı Rıza Kocaoğlu ile alkolün dozunu fazla kaçırdı. Kocaoğlu ile eğlenen İşler, alkolün dozunu kaçırınca kendisini görüntüleyen basın mensuplarına küfür ederek orta parmak işareti yapmıştı.

Uzun zamandır gece hayatında görünmeyen oyuncu Nejat İşler, önceki akşam Asmalımescit’de Rıza Kocaoğlu ve yönetmen Uluç Bayraktar ile görüntülendi. Gecenin ilerleyen saatlerinde alkolü fazla kaçıran Nejat İşler, mekan kapısında kendisini görüntüleyen muhabirlere ağza alınmayacak küfürler etmişti.

Taksiye Zor Bindirmişlerdi

Gazete Magazin‘de yer alan habere göre; mekan kapısında duran müşteriler, muhabirleri teskin ederek, “Arkadaşlar aldırmayın tanımıyor musunuz hiç değişmemiş her zamanki Nejat İşler siz takılmayın” diyerek araya girdi. Gecenin ilerleyen saatinde mekandan ayrılmak isteyen İşler, Kocaoğlu’nun omzuna tutunarak kendilerine çağrılan taksiye doğru yürürken ayakta güçlükle durdurmuşlardı.

Kör Kütük Sarhoş Olan Nejat İşler Yerden Kalkamadı!

Nejat İşler önceki gece Asmalımescit’teki bir mekandan çıkarken görüntülendi. Ayakta durmakta zorlanan İşler birkaç kez yere düştü.

Arkadaşlarının yeniden mekana götürdüğü Oyuncu, içeriden birkaç saat sonra, birlikte eğlendiği kadınla çıktı. Ve tam taksiye bineceği sırada muhabirlerle tartışmaya başladı.

Ünlü oyuncu, “Zor yürüyorsunuz” diyen muhabire “Asıl siz ayakta duramıyorsunuz” diyerek karşılık verdi.

Arkadaşlarının taksiye bindirmeye çalıştığı İşler, dengesini kaybedip bir kez daha düştü. Taksiye bindikten sonra, yüzünü gizlemeye çalışan kadına sarılan oyuncu, bir yandan da muhabirlere parmak işareti yaptı.

Johnny Depp ile Amber Heard Hesaplaşması Bitmiyor!

0

2017’ye damgasını vuran en büyük olaylardan biri kuşkusuz Jhonny Depp ve Amber Heard boşanması olmuştu. Şiddet nedeniyle boşandıkları iddia edilen çiftle ilgili ardı ardına gelen skandallar tüm dünyayı şaşkına çevirmiş kimin haklı, kimin haksız olduğu konusunda yargı bile karar vermekte güçlük çekmişti. İkili arasında hala devam eden bir dava var ve hergün yeni gelişmeler yaşanıyor. Johnny Depp ile Amber Heard hesaplaşması bitmiyor!

Çarpıcı Detaylar Ortaya Çıktı

Büyük bir aşkla başlayan evlilikleri sadece iki yıl süren ve giderek hasarı büyük bir kasırgaya dönüşen ünlü çiftin hesaplaşması bitmek bilmiyor. Bir haftadır devam eden iftira davası kapsamında her ikisiyle de iletişimde bulunan tanıklar dinlendikçe de çarpıcı ayrıntılar ortaya çıkıyor.

Johnny Depp ile Amber Heard Hesaplaşması Bitmiyor!

Bir zamanlar her yerde el ele göz göze görüntülenen Johnny Depp ile Amber Heard’ün boşanmasının üzerinden beş yıl geçti ama eski çiftin hesaplaşması bitmek bilmiyor.

Depp’in; eski eşi Amber Heard aleyhine açtığı iftira davası Manhattan’da devam ediyor. Basının da büyük ilgi gösterdiği dava kapsamında, çiftin geçmişte iletişimde bulunduğu kişiler de tanık olarak ifade veriyor. Davanın dünkü duruşmasında Amber Heard’ün eski asistanı konuştu. Onun açıklamaları da çiftle ilgili bugüne kadar pek bilinmeyen bazı ayrıntıları gözler önüne serdi.

Heard’ın Eski Asistanından Çarpıcı Açıklamalar

Geçmişte Amber Heard’ün özel sekreterliğini yapan Kate James, dün duruşmada dinlenen tanıklardan biriydi. Video konferans yöntemiyle soruları yanıtlayan James, Heard ve eski eşi Johnny Depp’in ilişkisiyle ilgili tanık olduklarını ve kendi deneyimlerini anlattı. Kate James yaptığı konuşmada, yanında çalıştığı süre içinde Amber Heard’ün eski eşi Johnny Depp’den şiddet gördüğüne hiç tanık olmadığını söyledi. Eski sekreteri, konuşmasında tam tersine Amber Heard’e yönelik hoş olmayan sözler sarf etti.

“Zam İstedim, Yüzüme Tükürdü”

Kate James, Amber Heard’ün yanında çalıştığı sırada güzel oyuncuyu sık sık sarhoş ya da uyuşturucu etkisi altında gördüğünü belirtti. Bir keresinde de öfke nöbetine kapılıp kendisine sabah saat 04:00’da telefon mesajları gönderdiğini anlattı. Kate James’in anlattıkları  bununla da sınırlı kalmadı. Heard’ün eski sekreteri; ücretini yeterli bulmadığı için daha yüksek maaş istediğini anlattı. Fakat Amber Heard’ün buna karşılık olarak yüzüne tükürdüğünü ileri sürdü.

“Kendi Annesi ve Kardeşlerine Bile Sözlü Tacizde Bulunuyordu”

Kate James, duruşmada Depp hakkında ise “Sakindi, neredeyse utangaçtı. Tamamen Güneyli bir beyefendi gibiydi” diye konuştu. Konuşmasında Johnny Depp’in sakin taraf olduğunu tekrarlayan Kate James, Amber Heard’ün ise kendi öz annesine ve kardeşine bile sık sık sözlü tacizde bulunduğunu söyledi. Hatta Heard’ün kız kardeşine tıpkı ‘tekme atılmış bir köpek gibi’ davrandığını da iddia etti.

“Elbiselerini Kuru Temizlemeden Ben Alıyordum”

2012 ile 2015 arasında Amber Heard’ün yanında çalıştığını söyleyen Kate James, başlangıç olarak saati 25 dolardan ücretlendirilmek üzere anlaştıklarını söyledi. Görevleri arasında Heard’ün Hollywood’daki ajansı ile konuşmanın yanı sıra elbiselerini kuru temizlemeden almanın da bulunduğunu sözlerine ekledi.

“Kör Bir Öfkeye Kapılıyordu”

Kate James’in anlattığına göre Amber Heard, hakkında haber çıkan her derginin iki kopyasını aldırıyordu. Bunları garajda saklamak ve Johnny Depp’in görmesini önlemek de görevleri arasındaydı. Eğer bu konuda bir aksama olursa, yani dergileri garajda saklamayı unutursa Amber Heard’ün ‘kör bir öfkeye’ kapıldığını da anlattı güzel oyuncunun eski özel sekreteri.

“Sokakta Gezerken Beni Ağlayarak Aradı”

Kate James, Amber Heard ile Johnny Depp’in ilişkisiyle ilgili gözlemlerini de anlattı. Ona göre ilişkide güvensiz olan taraf Amber Heard idi. Genç kadın, Heard’ün sık sık kendisini telefonla arayıp Depp’ten şikayet ettiğini de anlattı. Hatta bir keresinde Heard’ün, New York’ta yalnız başına sokakta yürürken ağlayarak kendisini aradığını sözlerine ekledi. Sonra da şöyle konuştu: “Ona içeri girmesini söyledim. Çünkü paparazzi tarafından o şekilde görüntülenmesinden endişe etmiştim.”

Çift Terapisti Karşılıklı Taciz Olduğunu Açıkladı

Duruşmada Amber Heard ile Johnny Depp’in bir dönem gittikleri evlilik terapistinin tanıklığına da yer verildi. Çiftin 2015 yılında görüşmeler yaptığı terapist Laurey Anderson; Heard ile Depp’in ilişkisini “karşılıklı taciz” olarak nitelendirdi. Anderson, her ikisinin de çocukluk yıllarında istismara uğradığını ileri sürdü.

“Onu Kavga Ederek Yanında Tutmak İstiyordu”

Evlilik terapistinin değerlendirmesine göre Amber Heard, Johnny Depp’in kendisini terk etmesi fikrinden rahatsızlık duyuyordu. Onu bulunduğu yerde tutmak için de çareyi onunla kavga etmekte bulmuştu. Bu arada Anderson, Heard’ün kendisine eski eşiyle ilgili söylediği bazı ayrıntıları da tekrarladı tanıklığı sırasında. Buna göre Heard bir keresinde Depp’in kendisine “Kimse senden hoşlanmıyor. Benim sayemde ünlü olmak istiyorsun. Artık sana aşık değilim” dediğini de anlattı.

“Babam Anneme Şiddet Uyguladı”

Bu arada Amber Heard ile Johnny Depp’in her ikisinin de çocukluk dönemlerinde aileleriyle ilgili bazı travmalar yaşandığı biliniyor.  Heard, 2020 yılındaki duruşmalardan birinde, babası David’in annesi Paige’e yönelik şiddet eğilimi olduğunu anlatmıştı. “Biz büyürken babam anneme karşı şiddet uygulandı. Birbirlerini severlerdi ama babam, annem ölünceye kadar ona şiddet uyguladı” diye konuştu. Heard’ün annesi 2020 yılının yaz aylarında hayata veda etti. Oyuncu, babası David’in bir türlü çözülemeyen bir alkol ve uyuşturucu bağımlılığı sorunu olduğunu ama buna rağmen onu çok sevdiğini de ifade etmişti.

Bu arada Heard’ün, annesi ölmeden birkaç yıl önce ona yazdığı mesajlardan birinde Johnny Depp ile ilişkisini her an patlamak üzere olan bir trende yolculuk etmeye benzettiği de ortaya çıkmıştı. Depp’in değişken bir ruh hali olduğunu belirten Heard mesajında “O trenin her an patlayabileceğini hissediyorum ama trenden inmek istemiyorum, aşkımı geride bırakmak istemiyorum” diye yazmıştı.

“Johnny’de Her Çocuk Gibi Ağlardı”

Bu arada Manhattan’da görülen duruşmada Johnny Depp’in ablası Christie Dembrowski de tanık olarak dinlendi ve oyuncunun çocukluğunun da tıpkı eski eşi Amber Heard gibi travmalarla dolu olduğunu söyledi. 61 yaşındaki Dembrowski, ifadesini verirken hem kendisi gözyaşlarını tutamadı hem de kardeşi Johnny çok duygusallaştı. Christie Dembrowski, küçükken annelerinden duygusal ve fiziksel şiddet gördüklerini anlattı. Dembrowki, annelerinin gergin bir kadın, buna karşılık babalarının ise kibar ve sakin bir insan olduğunu anlattı. Depp’in ablası, anne ve babalarının tamamen farklı kişilik yapılarına sahip olduğunu da sözlerine ekledi. Aktörün ablası, çocukluklarına dair sözlerini sürdürürken duygusallaşan Depp bakışlarını yerden kaldırmadı.

Christie Dembrowski, kendisine yöneltilen “Anneniz Johnny’e hitap ederken bir takma isim kullanır mıydı?” sorusuna da şöyle yanıt verdi: “Tek gözlü” onun en sevdiği takma isimdi. Çünkü Johnny büyürken doktorlar gözlerinden birinde göz tembelliği olduğunu söylemişti. O yüzden de o gözünün normal fonksiyonlarını yerine getirmesi için sağlam gözünü kapatmışlardı bir süre için.” Dembrowski, annesinin kendilerine taktığı bu isimlere alıştıklarını ve hayatlarının normal bir parçası olarak gördüklerini de sözlerine ekledi. Christie Dembrowski, annelerinin kendilerine fiziksel şiddet uyguladığını yani dövdüğünü de belirtti. Fakat kendisinin sorun çıkarmamak ve cezalandırılmamak için dikkatli davrandığını de söyledi. Christi Dembrowski, annesi kendisini dövdüğü zaman Johnny’nin de bütün çocuklar gibi ağladığını ifade etti.

Büyük Aşk Sette Başlamıştı

Amber Heard ile Johnny Depp, yönetmenliğini Bruce Robinson’ın yaptığı The Rum Diary adlı filmde başrol paylaşıyordu. Set arkadaşlıkları aşka dönüştü. O sırada Depp, 14 yıldır Fransız oyuncu ve şarkıcı Vanessa Paradis ile birlikteydi. Fakat Heard, uğruna ondan ayrıldı. Depp ile Heard, 2015 yılında evlendiler. Mutlulukları çok uzun sürmedi. Çift, 2017 yılında resmen boşandı.

Hadise 250 Bin Euro’yu Vaiziyle Ödeyecek!

Hadise, bir dönem işbirliği yaptığı Trendyol markasının ‘sözleşmeye aykırı davrandığı’ iddiasıyla açtığı davayı ikinci kez kaybetti. Hadise 250 bin Euro’yu faziyile ödeyecek.

Tahilsizlikler Yakasını Bırakmıyor!

Son dönemlerde Mehmet Dinçerler’le sık sık magazin gündemine gelen ünlü şarkıcı Hadise’nin yakasını talihsizlikler bir türlü bırakmıyor. Henüz 4 Milyon TL değerindeki yüzüğün tartışması bitmemişken ünlü şarkıcıya geçmişten gelen bir dava adeta şok etkisi yarattı.

Hadise 250 Bin Euro’yu Vaiziyle Ödeyecek!

TRENDYOL markasının sahibi DSM Grup ile karşılıklı davası bulunan Hadise Açıkgöz, davayı ikinci kez kaybetti. Mahkeme, sözleşmeye aykırı davranan Hadise’nin 250 Bin Euro (yaklaşık 4 milyon TL) cezai şart parasını 2012 yılından itibaren en yüksek faiziyle DSM Grup Şirketi’ne ödemesine hükmetti.

Neler Olmuştu?

İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne açılan davaya göre, DSM Grup ile Hadise arasında 15 Şubat 2012 tarihinde bir sözleşme yapıldı. Taraflardan birisinin sözleşmeyi ihlal etmesi halinde karşı tarafa 250 bin Euro cezai şart parası ödeyeceği sözleşmeye eklendi. Sözleşmeye göre Hadise, DSM ürün ve hizmetlerinin tanıtımını yapacak, moda çekimlerine katılacaktı. Ünlü şarkıcı, 28 Şubat 2013 tarihine kadar başka hiçbir moda ve e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren firma, kurum, ticari işletme veya markaya ait ürün ve hizmetlerin reklam-tanıtım ve diğer faaliyetlerine katılamayacaktı.

Şirket Sözleşmeyi Feshetti

Ancak iddiaya göre Hadise, stilist kardeşi Derya Açıkgöz’ün hazırladığı rakip firmalara ait giysileri giyip bu giysilerin reklamını yaptı. DSM Grup, daha sonra bir ihtarname göndererek sözleşmeyi feshettiğini bildirdi ve ardından 250 bin Euro’luk cezai şart parasının tahsili için dava açtı.

Başka bir mahkemede karşı dava açan Hadise’nin avukatı ise “Müvekkilim sadece moda ve e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren firmaların ürünlerinin reklam ve tanıtımına katılamayacağı sözleşmede belirtilmiştir. Müvekkilimizin oynadığı reklam moda ve e-ticaret sektöründe değildir. Kız kardeşiyle arasında bir ticari ilişki de yoktur. Bakiye 250 bin Euro’nun tahsilini istiyoruz” dedi.

İki ayrı dava bir mahkemede birleştirildi. Mahkeme, Hadise’nin istediği 250 bin Euro’luk davayı reddetti, DSM Grup’un açtığı davayı kabul etti. Tarafların itirazı üzerine Yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu. İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde yeniden görülen duruşmada mahkeme, Hadise’nin 250 bin Euro cezai şart bedelini 26 Kasım 2012 tarihinden itibaren en yüksek faiziyle DSM Grup’a ödemesine hükmetti.

Hadise kimdir?

Sosyal Medyada Olay Oldu

Sık sık adından söz ettiren isimlerden olan ünlü şarkıcının dava haberide sosyal medyanın gündemine bomba gibi düştü. Ünlü şarkıcının hayranları dava kararı karşısında şok geçirirken bazı sosyal medya kullanıcıları ise Hadise’yi haksız gördü. Dava sonucuna ilişik Hadise’den ise henüz bir açıklama gelmedi.

Berkar Güven: Birşey Ummadan Çok Şey Buldum

Son dönemlerde yıldızı parlayan isimlerden biri olan Berkar Güven geçtiğimiz gün samimi bir röportaj verdi. Özel itiraflarda bulanan Berkar Güven “Birşey ummadan çok şey buldum” dedi. İşte ünlü oyuncunun o röportajı;

‘Üç Kız Kardeş’te canlandırdığın Somer karakteri biraz duygudan uzak ve maço. Sen nasıl anlatırsın?

Özünde maço değil. Açık vereceği ya da içinden çıkması gereken bir  durum olursa maçoluğu bir araç olarak kullanıyor. Mücadeleci, kırılgan, âşık ve acı dolu bir şövalye. Biraz asil bir durumu var.

* Menfaatleri adına sevmediği bir kadınla evleniyor. Bir de sevgilisi var. Somer’i haklı görüyor musun?

Bir insanın hayatını mahvetme konusunda asla haklı görmüyorum. Ama onun da bir sebebi var. Annesi tarafından çok büyük bir baskı görüyor ve kendisi de ilişkide çıkmazda.

‘İlişkim olduğunda sadığım’

* Sen menfaatin için böyle bir şey yapar mıydın?

Hayır. Menfaatim uğruna biriyle birlikte olmam; evlilik hiç yapmam.

* Bir yanda yılların aşkı Mine, diğer tarafta yeni eşi Türkan. İkisine karşı da hisleri var gibi. Bir insan iki kişiden hoşlanabilir mi?

Ben bir ilişkim olduğunda sadığımdır. Kendi adıma söylemiyorum ama bir insan iki insandan hoşlanabilir ama âşık olamaz. İnsani ve estetik bir yerden etkilenip ilişkisini sürdürebilir ama duygusal bir şey yaşamaz.

* Mine tutkuyu, Türkan masumiyeti temsil ediyor. Sen tutkuyu mu yoksa masumiyeti mi seçerdin?

Tutkulu bir masumiyeti tercih ederim. Masumiyetin içinde de tutkulu bir alan olduğunu düşünüyorum. Türkan’la Somer arasında bazen bunu görüyoruz. Yakınlaşmaları, kendilerini geri çekmeleri… Masum bir karakter üzerinden de insanlar ‘tutkulanabiliyor’ demek.

* Peki, senin aldatma kavramına bakışın nedir?

Lise ve Üniversite zamanlarında birtakım şeyler yaşadım. İlişkiye karşı duyarlı değildim, ilişki nasıl yaşanır bilmiyordum. Ama zaman içinde sadakatin nasıl bir şey olduğunu, ne kadar kıymetli olduğunu öğrendim.

Bir şey ummadan birçok şey buldum

* ‘Üç Kız Kardeş’ bir aile hikâyesi anlatıyor. Senin nasıl bir ailen vardı?

Bir abim var, Hollanda’da yaşıyor. Anne tarafından Hollanda vatandaşlığımız var zaten.

* Annen Hollandalı mı?

Hayır, Türk. Dedemler çok eskiden gitmişler, annem de orada okumuş. Babam tekstilci, o da Almanya’da okumuş. Bir noktada Türkiye’ye dönmüş, tanışmış, evlenmişler. Ben 13 yaşımdayken ayrıldılar. Bir annemde, bir babamda kalıyordum. Bu boşanma bizi etkilemedi.

* Oyunculuk kanına nasıl girdi?

Sekiz yaşında okul tiyatrosunda sahneye çıktım ve “Ben oyuncu olacağım” dedim. Tüm hayatımı bunun üzerine kurdum. Sinema ve televizyon okumak için İstanbul’a geldim. Sonra New York Film Academy’de eğitim aldım. Türkiye’de Craft’a başladım. ‘Babam’ filmi için Susan Batson’dan oyuncu koçluğu aldım.

* Birçok yeni oyuncu var. Senin farkın ne?

8 yaşından beri kendimi donatarak gelmiş olmam. İşimi çok iyi yapmak için çok çaba sarf etmem. Bir yerde keşfedilmedim ya da mankenlikten gelmedim. Hayatım boyunca oyunculuk yaptım. Benim için önce oyunculuk, sonra televizyonun ve dizi matematiğinin kaygıları geliyor.

* Ve diziler… Ne umdun, ne buldun?

Beklentileri çok yüksek biri değilim. Bir şey beklemiyordum, iyi insanlarla tanıştım, iyi oyuncularla çalıştım. Bir şey ummadan birçok şey buldum.

* Beş sene sonrası için hayallerin ne?

Çok fazla yazıyorum; dizi, film… Bunları çekmek istiyorum. Yönetebilir, oynayabilir, yapımcılığını üstlenebilirim.

* Sen jön müsün?

Jönlük kavramı tuhaf. Bugün jön diyebileceğiniz bir karakter oynuyorum ama bundan öncesinde başka karakterler de canlandırdım. Ben karakter oyuncusuyum. Gerektiğinde jönlük de yapıyorum.

Kalabalığa karışmıyor, izole yaşamayı seviyorum

*  Mutluluk nedir?
Bir sonuç duygusudur.

*  Biraz açsak…
Neden çoğu film mutlu sonla bitiyor? Çünkü mutluluktan sonra seyircinin izleyeceği bir şey yok. Hayat içinde de mutluluğu diğer duygulardan ayıran tek fark, diğer duyguların süreç, mutluluğun sonuç olması.

* Sen mutlu musun?
Şu an çok mutluyum. Güzel bir ilişkim, işim ve hayatım var. Mutluluk kısa bir anın içinde kendini iyi hissetmeye izin vermek demek. Kendimi çok kolay mutlu edebilirim.

*  Neleri kafana takarsın?
İnsanlarla çok problem yaşıyorum. Duyarsızlığa, saygısızlığa, hadsizliğe, adaletsizliğe ve nezaketsizliğe tahammül edemiyorum. Toplumdaki bireyler çok fazla bencil, birbirinin hayatını kolaylaştırmakla ilgili hiçbir şey düşünmüyorlar. Bu trafikte de, sokakta da böyle…

*  Bu hayat sana zor…
Evet, çok fazla kalabalığa karışmıyorum, izole yaşamayı seviyorum. Bunun tanınmakla da alakası yok. İngiltere ya da Amerika’da da uzakta olmayı seviyorum.

Sevgilimin yorganı olmak isterdim

* Tanınmak, hayatında neleri değiştirdi?

Çok bir şey değişmedi. Müdavimi olduğum yerler var. Yeni yerler keşfetmem. Günlük hayatımda tanınır olduğumu hissetmiyorum.

* Instagram’da 700 bin takipçin var…

Aa, o kadar olmuş mu?

* Evet. Aldığın en garip iltifat ne oldu?

‘Köpekdişleri güzel adam’ (gülüyor).

* Kendini seksi bulur musun?

Kendimle barışığım, beğenirim ama kendimi seksi ya da başka bir şey bulmam.

* Libidosu yüksek bir adam mısın?

Libido Yaşam enerjisi olarak tanımlanır. Yaşam enerjim yüksektir. Cinsel açıdan soruyorsan, o da yüksektir (gülüyor).

* Kendini nasıl anlatırsın?

Prensipli, kuralları olan, anlayışlı, çok iyi dinleyen, sevgi dolu, yumuşak ve nezaketli.

* Kendinde bir özelliği değiştirecek olsan…

Hepsi bana ait ve bir yapbozun parçası.

* Arkadaşlarının sende en çok şikâyet ettiği özellik nedir?

Çok karışmam; ‘öyle yapma, böyle yap’.

* Sevgilinin odasında bir obje olsan…

Yorganı olurdum. Hem sarıp sarmalar, hem ısıtır hem de rahat ve güvende hissettiririm.

* Dizide üstsüz sahnelerin var. Soyunmak hangi noktada sorun olmaktan çıkıyor?

Karaktere göre… Mesela Somer estetik anlamda bir şeylere hizmet eden bir rol. Aylarca spor yapmadığımda kendimi o sahnelerde güvende hissetmeyebilirdim. Ama estetik kaygıları olmayan bir karakterde bunu düşünmem.

İlişkimizde ‘yaş’ sadece kimlikte yazan bir şey

* Aşk nedir senin için?

Duygunun sevgiye dönüşüp bakileşmesinden önce yaşadığın; hataların, heyecanın ve tutkunla içinde var olduğun; yaratıcılık duygunu sonuna kadar arttıran, eşsiz bir duygu.

* Nihal Yalçın’la ilişkiniz nasıl?

Çok güzel, keyifli. Çok mutluyum.

* Evde iki oyuncu olunca gündem hep diziler, festivaller ve sanat mı?

Hayatımız çok fazla oyunculuk bazlı. Tabii film, tiyatro izlemek hoşumuza gidiyor ama bütün hayatımızı bununla donatmıyoruz. Beraber eğleniyoruz. Nihal çok yetenekli bir oyuncu; ondan ne öğrenebiliyorsam öğreniyorum.

* 13 yaş fark ilişkinizi nasıl etkiliyor?

İkimizin de içinde çocuk ruhu var. Dolayısıyla çok müşterek bir ilişki kuruyoruz. Eşitiz. İlişkimizde ‘yaş’ sadece kimlikte yazan bir şey. O yüzden de çok keyifli ve mutluyuz.

Diziyi, tamamen bittikten sonra izlerim

* Kendini ekranda izler misin?

Hayır.

* Nasıl? ‘Üç Kız Kardeş’ dizisini hiç baştan sona izlemedin mi?

İzlemedim.

* Neden?

Yadırgayan suratını görüyorum şu an…

* E, bir garip ama…

(Gülüyor) Başlarda rol aldığım dizileri izliyordum. Sonra oynarken akışı bozduğumu fark ettim. Çünkü yaptığım bazı şeyleri oyunun içerisindeyken düzeltmeye çalışıyordum. Oyunculuk yaparken her şeyin hayat gibi akmasını isteriz. Ama kendimizi hayatın içinde izleyemeyiz, bu yüzden oyunculuk yaparken de izlememeliyiz ki kendi gerçeklik algımızın dışına çıkmayalım. Bu sebeple dizi bittikten sonra izliyorum. Düzeltmek ve geliştirmek istediklerimi görüp, onları sindirip öyle devam ediyorum.

Berker Güven kimdir?

Kaynak:Hürriyet