Miss Turkey 2018 birincisi Şevval Şahin ile sosyal medya fenomeni Şeyma Subaşı’nın bir dönem arasından su sızmıyordu. İkilinin arkadaşlığını bitmesine neden olduğu düşünülen olaylar çok konuşulmuştu. Eski dostlar, geçtiğimiz günlerde ise küslüklerini bitirmiş, Bodrum tatilinde birlikte objektiflere yansımıştı. Şevval Şahin’e Şeyma Subaşı yorumu geldi. İşte detaylar;
Nesrin Cavadzade ve Gökhan Alkan Yolun Sonuna Mı Geldi?
Yaklaşık iki yıldır aşk yaşayan ve nikah masasına oturması beklenen Nesrin Cavadzade ile Gökhan Alkan ayrılık iddialarıyla gündeme geldi. ‘Yasak Elma’ dizisinin setinde tanışıp aşk yaşamaya başlayan oyuncu çiftten Alkan, Cavadzade ile olan fotoğraflarını da sildi. Nesrin Cavadzade ve Gökhan Alkan yolun sonuna mı geldi?
Öpüşme Sahnesinden Rahatsız Oldu
Öte yandan daha önce Nesrin Cavadzade ile Gökhan Alkan arasında ‘Kalp Yarası’ dizisi ile ilgili kıskançlık krizi yaşandığı ileri sürülmüştü. 39 yaşındaki Nesrin Cavadzade’nin, Alkan’ın rol arkadaşı Yağmur Tanrısevsin’le senaryo gereği öpüşmesini istemediği konuşulmuştu.
Nesrin Cavadzade ve Gökhan Alkan Yolun Sonuna Mı Geldi?
Aşklarını gözlerden uzak yaşamaya devam eden çift, son olarak ayrılık haberleriyle gündeme geldi. Birlikteliklerini noktaladıkları konuşulan çiftten yakışıklı oyuncu, Cavadzade’yi sosyal medyada takip etmeyi bıraktı. Alkan, ayrıca nişanlısıyla birlikte olan fotoğraflarını da kaldırdı.
Ancak Nesrin Cavadzade’nin, nişanlısı Alkan ile birlikte çekilen fotoğraflarını kaldırmaması ve takibi bırakmaması dikkatlerden kaçmadı.
Nesrin Cavadzade Açıklama Yapmıştı
Çıkan haberlerin ardından Nesrin Cavadzade, konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapmıştı. Ünlü oyuncu, gönderisinde şu ifadelere yer vermişti:
Değerli basın mensupları; Bugün hakkımda çıkan haberleri şaşkınlıkla okudum! Aylardır bazı yapımların ve bunların üzerinden pr çalışması yapan menajerlerin adımı kullanarak kendini gündemde tutma çabasına sessiz kaldım ama bugün hem şahsi hayatımda hem de meslek etiğime dil uzatacak kadar çizgiyi aşmış olmalarından dolayı bir cavabı hak ettiğine kanaat getirdim. Benim kimsenin icra ettiği sanata bir müdahalem olamaz! Bu kişi sevgilim bile olsa. Çünkü ben de aynı işi, sevgiyle ve tutkuyla yapıyorum. Benim yaptığım işe kimsenin karışamayacağı gerçeği gibi ben de kimsenin işine karışamam. Ayrıca oyunculuk sanatını anlamak için önümde 20 yılım vardı, emin olun anladım. Darısı anlayamayanların başına. Sevgilerimle…
Eypio ve Faruk Sabancı’dan Samimi Açıklamalar
House/elektronik müzik yapan DJ ve prodüktör Faruk Sabancı bu sefer rap müziğin önemli isimlerinden Eypio ile gücünü birleştirdi. Eypio ve Faruk Sabancı’dan samimi açıklamalar geldi. İşte detaylar;
* Ne zamandır tanışıyorsunuz?
Faruk Sabancı: Yeni bir dostluğumuz var, üç-dört ay kadar önce tanıştık.
* Daha önce birbirinizin müziklerini dinler miydiniz?
Eypio: Evet. Faruk Sabancı’nın çalışmalarını beğeniyorum.
Faruk Sabancı: Ben uzun zamandır Eypio’nun çalışmalarını yakından takip ediyorum. Özellikle ‘Günah Benim’ parçasını, Türkçe rap’i anaakıma taşıyan kült parçalardan biri olarak görüyorum.
* Peki, bu proje için nasıl bir araya geldiniz?
Faruk Sabancı: Arkadaş ortamımızda organik olarak gelişen bir diyalog sonucu muhabbetimizi stüdyoya taşıdık, altyapı fikrim üzerine bir parça inşa ettik.
Eypio: Daha öncesinde Arem ve Arman (Özgüç) ile bir çalışma yapmıştım. Onların aracılığıyla tanıştık diyebilirim. “Böyle bir beat’im var” dedi, bana yolladı, ben de kayda girdim. Bu şekilde başladı.
Tüm tarzlar iç içe
* Faruk’un Norm Ender’le ‘Kötü Kasa’ diye bir WhatsApp grubu vardı. Sizin var mı? Adı ne?
Eypio: (Gülüyor) Benim kimseyle öyle bir WhatsApp grubum yok, adı da yok.
Faruk Sabancı: Ama kuracak olsak adını eminim ki Flemenkçede ‘kardeş, bro’ anlamına gelen ‘niffo’ koyardık.
* Şarkınız ‘Anakonda’ neden bahsediyor?
Eypio: ‘Anakonda’ aslında senaryosu olan bir şarkı. Bir hikâye. Mahallede takılan kişi, bir tezgâha gelmiş ve onun hikâyesi.
Faruk Sabancı: Parçada Eypio polisiye bir senaryoda yaşanan bir ihaneti, kaba tabirle ‘dost kazığını’ anlatıyor. Dost dediğimiz insanların bize zaman zaman geri dönülmez yanlışlar yaptığını gördüğümüz bir düzende, herkesin hayatından tecrübeler taşıyan hikâye bence.
* Sizin yılan taraflarınız var mı?
Eypio: Vardır. Herkesin yılan tarafı da var, kuzu tarafı da…
Faruk Sabancı: Kuralları bozduğum oluyor diyebilirim.
* Sizce müzik dünyasında ne kadar anakonda var?
Eypio: (Gülüyor) Yeterince fazla olduğunu düşünüyorum.
Faruk Sabancı: Solucanlar daha fazla bence, anakondalara pek rastlamıyorum.
Genelde DJ’ler yaz gelince pop şarkıcılarıyla düetler yapardı. Sizce elektronik ve rap’in birleşimi nasıl oldu?
Eypio: Yılan gibi.
Faruk Sabancı: Benim tarzıma ve çizgime çok uyan bir sentez. Elektronik müzik ve rap’in ortak noktası uzun süre altkültür olarak kalıp son yıllarda anaakımdaki en popüler müzik türlerine evrilmiş olmaları. Türler arası sentez parçaların, biz sanatçılar için de dinleyicilerimiz için de farklı bir yeri var bence.
* Bir tarafta rap dünyasının asiliği, sokak kültürü var. Eypio’nun güçlü ve güçsüz dengesi üzerine yazdığı sözler… Diğer tarafta Sabancı soyadı… Aranızda nasıl bir denge oluşturdunuz peki?
Faruk Sabancı: Sokak kültürüne uzak bir insan olmadığım biliniyordur diye düşünüyorum zira daha önce Eypio gibi rap dünyasının köklü ve büyük başka isimleriyle de çalışmalarım oldu. Dinleyici bu dışarıdan tezat gibi görünen ama aslında son derece doğal olan ortaklıklara alıştı.
Eypio: Ben olaya hiç böyle bakmadım ya da ona öyle davranmadım. Sabancı falan diye düşünmedim. Ben ona iş başvurusunda bulunmadım (gülüyor). “Abi beat var, okur musun” dedi, ben de okudum. Buna güzel müzik yapmak isteyen iki kişinin bir araya gelmesi diyebilirim. Onun dışında Faruk çok düzgün, saygılı ve kibirsiz bir adam.
* Müzik türleri arasında son dönemde iyice bir kavram kargaşası yaşandığını düşünüyor musunuz? Pop parçalar rap gibi, elektronikler pop gibi sanki… Sizce neden?
Eypio: Çünkü tüm tarzlar birbiriyle iç içe. Kargaşa var tabii ama bu normal zaten. Tüm müzikler birbirini doğuruyor, birbirini üretiyor, birbirinin üzerine koyuyor, birbirine ilham veriyor, birbirinden bir şey çalıyor, ekliyor. Devam ediyor, değişiyor, dönüşüyor… Müzik böyle ve bundan sonra da böyle olacak. Bu anlamda kargaşa kötü bir şey değil bence.
Faruk Sabancı: Müziği kategorize etmek zorunda hissediyoruz, sanatsal çalışmaları bir kutunun içine koymak, “Bu iş rap’tir”, “Bu iş poptur” demek zorunda değiliz. Oysa iyi ya da kötü diye ayırt etmemiz yeterli.
* Sizce iyi müzik nedir?
Faruk Sabancı: Bir parçayı oluşturan tüm teknik ve duygusal elementlerin ahenk içinde çıkardığı sonuç olarak görüyorum.
Eypio: İyi müzik hoşuna giden müziktir. Bu kadar basit yani.
* “Rap, pop müziği öldürecek” diye çok söylendi. Sizce bir müzik türü diğerinin katili olabilir mi?
Faruk Sabancı: Bir türün daha popüler olması diğerini öldürmez. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” derler, konu tam olarak bu. Trendler ve tercihlerin döngüsünde bugün rap müzik ön planda, ileride bu konu farklı yerlere gidebilir elbette.
Eypio: Kesinlikle olamaz. Aksine yaşatır. Çünkü rap, her türle uyum içerisinde olabilir. Zaten rap müzik, müziklerin, sound’ların, tarzların ürettiği, çıkardığı bir şeydir. Rap’in çıkışı bile bazı tarzların bir araya gelmesinin sonucudur. Rap müzik, doğuran, üreten, büyüten, adapte-entegre olabilen bir tarzdır. Olduğu yeri küçümsemeyen, uyum sağlayan ve büyüten, orayla beraber yaşayan bir müziktir.
Dekolteme ben karar veririm
* Eypio’nun “Rap’in ölüsü bile en kral pop şarkısından iyidir” diye bir lafı var röportajında… Hâlâ böyle mi düşünüyorsun?
Eypio: Ben “Rap’in ölüsü bile en kral pop şarkısından iyidir” diye bir şey söylemedim. Ben “Rap’in ölüsü bile en kral pop şarkısından daha çok şey söyler” dedim. Ama gazeteci arkadaş farklı yazmayı tercih etti. Sonuçta rap’in matematiği gereği, lirikal yapısı, uzunluğu gereği çok şey söyler, daha kapsayıcıdır, sosyal içeriği daha fazladır. Bu bir gerçek sonuçta. Yoksa ‘popçulara laf atayım durumu’ değil olay. Müzikal içeriklere dair bir tespit ki kimse aksini iddia edemez.
*Son günlerde şarkılardan çok sahne kıyafetlerinin konuşulması, “Sahnede dekolte ne kadar olmalı” gibi sohbetler hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Faruk Sabancı: Herkesin değer yargısı kendine, dolayısıyla sahnede kimin ne giydiğiyle ilgilenmiyorum.
Eypio: Sahnede ne giyeceğime, dekolteme kendim karar veririm. Sahneye çıkan karar versin. Herkes sahnesinde istediğini giyer, yapar.
FARUK SABANCI: Realist bir romantiğim
* Birlikte çalışmak keyifli olmuştur ama zor yanları nelerdi?
Dürüst olmak gerekirse Eypio’yla çalışmanın hiçbir zorluğu olmadı benim için. Müzikal olarak aynı noktada buluşup ikimizin de içine sinen bir çalışma yaptık. Yoğun programlarımıza rağmen konu parçamız olunca her zaman işin üzerinde olduk.
* Şu an dinlemekten zevk aldığın müziği mi yapıyorsun?
Bu her zaman için öyle oldu, bana hitap etmeyen ve dinlemekten haz almadığım bir çalışmayı dinleyiciyle buluşturmam mümkün değil. Kendi tarzımın çok dışında kalan müzikleri de ilgiyle takip edip severek dinliyorum aynı zamanda.
* Norm Ender, Eypio… Neden çoğunlukla rap’çilerle çalışmayı tercih ediyorsun?
Rap ve elektronik müzik çok fazla ortak nokta barındırıyor. İki türün de altyapısı elektronik her şeyden önce. Ortak bir temel olunca da stüdyoda aynı dili konuşabiliyoruz. Nedendir bilinmez ama rap sanatçılarıyla insan olarak da daha iyi anlaşıyorum.
* Hayatında her şey tam mı?
Şükretmek lazım. Çok şükür, kaybettiğimiz büyüklerimiz dışında hayatımda her şey tam.
* Son konuştuğumuzda bir ilişkin vardı. Aşk hayatı nasıl gidiyor?
Mutluyum, mutluyuz. Her şey iyi gidiyor.
* Romantik misin, realist mi?
Tek başına romantik veya realist olmak yeterli değil sanırım, ikisi de olmalı. Realist bir romantik olduğum söylenebilir.
EYPİO: ‘Sen şusun, busun’ diyorlar, kimsenin bir şey olduğu yok
Evet, bizimkiler Afganistan Türkmeni. 1980’de Türkiye’ye gelmişler, annem, babam burada evlenmiş, ben de burada doğdum. Yani sürünün dışında olmak, herkesin gördüğünden farklı görebilmek, daha fazla gözlemlemek, daha farklı görebilme avantajı sağlıyor. Zaten bütün dünyada rap’çiler çoğunlukla ‘ötekiler’in arasından çıkıyor çünkü bu kültür onu gerektirir. Elbette böyle bir kural yok ama genelde böyle gelişiyor. Amerika’da Afro-Amerikalılar, Almanya’da Türkler, Fransa’da Afrikalılar ve Araplar, Hollanda’da yine Araplar ve Türkler.
* Müzikle nasıl tanıştın?
Müzikle kendimi bildim bileli bir aradayım. Evimizde Hintçe, Farsça, Türkmence şarkılar çalardı. Bizim kendi kültürümüz zaten müzikle çok iç içe. Okulda koroya, Kuran kursunda ilahi grubuna girdim, maçlarda statta marşlar okudum, müzikleri dinledim, şarkıları ezberledim. Müzik küçüklüğümden beri vardı yani benim için.
* Müzik dünyasının en zor tarafı neydi senin açından?
İnsanlar seni bir şeymişsin gibi hissettirmeye çalışıyor. Yani “Sen şusun, busun” falan. Oysa kimsenin bir şey olduğu yok bence.
* Daha önce yoksulluktan gelip aradaki sınıf farklılıklarını eleştirirken şimdi geldiğin noktada, hayatında ve sende neler değişti?
Aslında bir şey değişmedi. Bulunmadığın yerden bulunmadığın bahçeye taş atmak gibi bir şey de değil bu. Ben yine Zeytinburnu’nda, yine kendi mahallemde yaşamaya devam ediyorum, yine aynı arkadaşlarlayım. Eskiden de çok kötü bir hayatım yoktu ama tabii ki birtakım zorluklar yaşıyorduk. Şimdi buradayım diye ya da öbür taraftayım diye mevcut şeyleri yokmuş gibi görmezden gelmiyorum.
Erdal Şeyda Lafçı’nın Ölümüyle Sarsılan Gülçin’den Duygusal Röportaj
Erdal Şeyda Lafçı’nın ölümüyle sarsılan Gülçin’den duygusal röportaj geldi. İşte ünlü şarkıcının açıklamaları;
*‘Gökyüzü Çağırdı Aşkı’ hangi duygularla yazıldı?
Şarkımın sözleri, kendimi şeffafça ifade edebilmem amaçlanarak, yönlendirmelerim ve katkılarımla, Genco Ecer’le online ortamda çalışarak yazıldı. Müziği tamamen Genco’nun. Talihsiz kazanın üzerinden bir ay geçmişti, demosunu Evrencan Gündüz’le kaydettim. İçimden “Sözleri düşünmeden söyle Gülçin, yoksa bu kayıt bitmez” dedim. O kadar yoğundu duygularım. Evrencan güzel sesiyle ve gitarıyla bana eşlik etti. Demo öncesinde çok ağlamıştım. Ama kayıttan sonra müziğin acıları dindirdiğini hissettim ve içim buruk da olsa her şeye rağmen gülümseyebilmeyi başardım. Erdal için bir şey yapabilmiş olmak da beni avutuyordu. Şarkımız yayımlandığında en yakın dostum Fırat’la saatlerce duygu seli yaşadık. “Erdal bak senin için yaptık” dedik. Müziksever-sanatsever bir insandı ve hayatımda beni en çok destekleyen, bana en çok inanan kişiydi. Onu gururlandırmak hayaliyle en iyisi için çalıştık.
Gökten mi inmişti?
* Bu zorlu süreçte kimlerin desteğini gördünüz?
İlk konuştuğum dostum Fırat’a (Kanburoğlu) ambulansta yatarken “Beni yalnız bırakma lütfen Fırat” dedim. ‘Hemen geliyorum arkadaşım’ dedi ağlayarak ama o gelene dek dört saat yalnız kalmışım. Çünkü Balıkesir’deydik. Müzik sektöründen tanıdığım herkes beni çok destekledi; aradı, sordu. Ailem ve dostlarım da aynı şekilde. Telefonda konuşacak durumda olmadığım zamanlarda Fırat hep arayan, soran kişileri bana rapor etti. En çok da kedilerim beni her şeye rağmen sevgiyle gülümsetebilmeyi başarıyor. Onlar bizim kedilerimiz.
* Şarkıda ‘Yürümek kolay mı sensiz bu yolu’ diyorsunuz. Yeniden başlamak, tekrar şarkı yapmak konusunda sizi neler motive etti?
Yeniden başlamak diye nitelendirmiyorum ben aslında bunu. O süreçte ağlaya ağlaya hep şarkılar yazdım. Bizim gibi müzikle yaşayan kişiler acılarını da
sevinçleri gibi müzikle yaşıyor. Yaratıcı sanat terapisi çok mühim bir şey; psikolojiyi iyiye götüren, güç veren bir faaliyet. Ürettikçe kendimizi tanır, duygularımızı izler, tanımlar, kabul ederiz ve hafifletiriz bence. Bu süreçten geçmek şifalıdır. 17 senedir müzik sektöründeyim ama Erdal’ın dahil olduğu dönem çok sihirliydi benim için. Gökten mi inmişti? Bozulan hayal kurma mekanizmamı yeniden yapılandırmıştı diye düşünüyorum bazen. Şimdi de onun izinden, onun bugünün işini yarına bırakmayan heyecanlı ve hiperaktif tavrıyla devam ederek, projelerimizi onun anısına gerçekleştireceğiz. Çok özel ve yetenekli olduğumu sürekli söylerdi, bu sözlere layık olmak benim görevim.
* Yaşam ve ölüm size ne ifade ediyor?
Hiçbir şey yok olmuyor. Form değiştiriyor derler. Kendimizin daha iyi bir versiyonunu deneyimlemek üzere yaşıyoruz, şimdilik bu kadarını görüyorum.
Kimseye kırgın değilim
* Kazadan sonra Hepsi grubu üyeleriyle bir araya gelebildiniz mi?
Hayır. Yasemin’le (Yürük) bir kez görüştük yıllar sonra. Lafladık.
*Onlara karşı bir kırgınlık hissediyor musunuz?
Eren bildiğiniz üzere Bursa’da yaşıyor. Cemre’nin de bebeği var. Ben zaten bir süre İstanbul’da değildim. Olaydan sonra konuştuk ama görüşmedik. Kimseye kırgın değilim.
* Hayatta neler için ‘iyi ki’ diyorsunuz?
Belki başıma gelen her şeyi anlayamıyorum ve zalimce ya da talihsizce gelebiliyor. Onlar keşke böyle olmasaydı dedirtiyor ama onun dışında yaptığım her şey diyebilirim. Çünkü her şey gerektiği şekilde oluyor; biz anlasak da anlayamasak ve isyan etmeye meyilli olsak da. Buna teslim olmaktan başka bir yol yok. Güçlenmekten başka çaremiz yok. Kırsa da altın kaplama bir yapıştırıcıyla yeniden bütünlüyoruz kendimizi ve değerleniyoruz tecrübelerle, acılarla. Hayat bir mücadele, hepimiz bu mücadelenin farklı biçimlerini yaşıyoruz. Bu yüzden farklı olsak da aynı bütünün parçalarıyız. Bunu müziğin gücüyle hissediyoruz.
Spor, kediler, müzik…
* Şu sıralar bir gününüz nasıl geçiyor?
Spora kendimi atana kadar her şey biraz zor. Ama sporla, kedilerimle, amaçlarımla, müzikle, anılarla ve geçmişten taşan bir aşkla hayatıma sarılmaya gayret gösteriyorum. Ikigai (Japonca ‘varlık nedeni’ anlamına gelen bir kavram) felsefesi oldukça önemli hayatta, misyon ve amaçlarımız olmalı bağlanabilmek için. Ve şarkımıza gelen güzel yorumlar, destekleyen, yalnız olmadığımı bana hatırlatan her cümle beni hayata daha da sıkıca bağlıyor. Çünkü bu, sesimle, şarkılarımla ve yaptığım prodüksiyonlarla başka hayatlara dokunabildiğimi anlatıyor bana. Müziğin sihri burada. Mucizevi şekilde hayatta kalıp o arabadan çıktıysam demek ki daha yapacak şarkılarım ve onların dokunacağı hayatlar var. Müzik küçümsenecek bir eğlence aracı değil yalnızca. Ruha dokunan bir güzellik.
Üç Kız Kardeş 16. Bölüm 1. Ön İzleme Yayında! Somer’den Türkan’a Sürpriz Evlenme Teklifi!
Kanal D’nin büyük bir ilgiyle izlenen dizisi Üç Kız Kardeş, 16. yeni bölümüyle yarın akşam ekrana gelecek. Dizinin yeni bölümünde; Türkan ile Somer, artık birlikte çok mutludurlar. Rüçhan, onları ayırmak için elinden geleni yapar ve Nesrin’i yanına çağırıp ona yaptıklarını tek tek anlatır. Nesrin, Türkan’ın o evde yaşadıklarını öğrendikten sonra fenalaşır. Dönüş, annesini uyandıramayınca babasına haber verir. Üç Kız Kardeş 16. bölüm 1. ön izleme yayınlandı. Somer’den Türkan’a, sürpriz evlenme teklifi geliyor.
Somer’den Türkan’a Sürpriz Evlenme Teklifi!
Üç Kız Kardeş 16. bölüm sezon finali 1. ön izlemesinde; Somer, Türkan’a evlenme teklifi etmeden annesinin zoruyla evlendiği için ona bir sürpriz yapmak istiyor. Türkan’a, evlenme teklifi ediyor. Türkan’da, bu teklif karşısında çok mutlu olup kabul ediyor. Somer, Türkan’a tekrar yüzüğünü parmağına takıyor.
İşte Üç Kız Kardeş 16. bölüm sezon finali 1. ön izleme…
ÜÇ KIZ KARDEŞ 15. BÖLÜM ÖZETİ!
Somer, Türkan’ı hastaneye kaldırır. Orada Türkan’ın midesi yıkanır. Nezahat, Türkan’ın eve bıraktığı veda mektubunu okuyup onun intihar ettiğini anlar ve korkuyla hemen Somer’i arar. Somer, ona Türkan’ın midesinin yıkandığını iyi olduğunu söyler. Nezahat, hastaneye gidip yeğenini görür ve bu durumdan Sadık ile Nesrin’e bir şey bahsetmez.
Hastaneden çıktıktan sonra Somer Türkan’ı da alıp onun evine götürür. Onların barıştığını gören Sadık ile Nesrin çok mutlu olur. Somer, Türkan’la birlikte yaşayacakları evi alana kadar annesiyle birlikte yaşayacaklarını, belki bu arada aralarındaki buzların çözülebileceğini söyler.
Rüçhan, Türkan ile Somer’in birlikte eve geldiklerini görünce ses çıkarmadan onları buyur eder. Ama ertesi gün Türkan’a, onu affetmeyeceğini imalarıyla anlatır. Somer, Türkan’a sürpriz yapıp kızları ve arkadaşlarını tekneye çağırıp Dönüş’ün başarısını kutlarlar. Birlikte oyun oynayıp doyasıya eğlenirler.
Türkan, Somer’e bisiklet sürmeyi öğretir. Fatih’in evi satışa çıkarması Sadık ile Nesrin’i düşündürür. Rüçhan, Fatih’le konuşup ablasının hissesi için ondan imza alması gerektiğini söyler. Oda, bir kızının olduğunu ve onların büyüttüğünü, ancak devlete haber vermeden nüfuslarına geçirdiklerini anlatır. Bunun suç olduğunu söyleyip ablasından imza almayı planlar.
Rüçhan, girdikleri ihalede Mine’nin kocasına fiyatı bildireceğini anlayıp onun ihaleyi kaybetmesini sağlar. Nihat, ihaleyi kaybedince Rüçhan’a gidip Türkan’ı tuzağa düşürenin Mine olduğunu itiraf eder. Rüçhan, Mine’nin yanına gidip ondan bunun hesabını sorr. Mine, dengesini kaybedip merdivenlerden aşağı düşer.
Türkan ile Somer, eve geldiklerinde babasının bitkin bir şekilde evin önünde oturduğunu, evin üzerinde de satılık ilanı yazdığını görür.
Üç Kız Kardeş 16. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Nesrin Öğrendiklerini Kaldıramıyor!
Hakim Dizisinden Flaş Final Kararı! Dizi Ne Zaman Final Yapacak?
Atv’nin büyük bir heyecanla izlenen dizisi Hakim, 10. yeni bölümüyle yarın akşam ekrana gelecek. Dizinin yeni bölümünde; Azem, Ozan’ın astım hastası olduğunu ve oğlunun öldüğü yerde bulunan astım ilacının ona ait olduğunu anlar. Özlem savcı, Ömer’in bu davayla bağlantısını sorgulamaya başlar ve tüm bağlantıların ucunun ona dokunduğunu anlar. Bu durumu Yasemin’le de konuşur. Yasemin de mahkemede Ömer’le Azem’in bakışmalarını görüp ondan şüphelenmeye başlar. Asaf ise, kardeşinin intikamını almak için onların dilinden konuşmak ister. Hakim dizisinden flaş final kararı geldi. Dizi ne zaman final yapacak?
Hakim Dizisinden Flaş Final Kararı!
Hakim dizisi yarın akşam final bölümüyle ekrana veda edecek. Usta oyuncuları bir araya getiren diziden beklenti çok büyüktü. İzleyiciler dizinin sezon finali yapmasını beklerken kanal son dakika final kararını açıkladı.
İşte Hakim 10. bölüm final fragmanı…
"Hakim Ömer senin bu davayla esas bağlantın ne?"
Hakim final bölümüyle Pazartesi 20.00'de atv'de!#Hakim @atvcomtrDaha fazlası için➡https://t.co/45hVUBhGwT pic.twitter.com/fmbzAxwZHO
— Hakim (@Hakimatvdizi) June 11, 2022
HAKİM 9. BÖLÜM ÖZETİ!
Ömer, Cevdet’in Aylin’in ölümüyle alakası olduğunu öğrendikten sonra masadan kalkar. Bir el silah sesi duyup döndüğünde Cevdet’in kendisini öldürdüğünü görür. Azem, Ayşe’ye kaza süsü verip onu öldürür. Onun cebindeki oğluna ait videoyu alır. Ömer, Ayşe’nin kendisinin yüzünden öldüğü için büyük vicdan azabı çeker.
Ayşe’nin mezarının başına her gün gidip göz yaşı döker. Daha sonra Azem’e gidip Ayşe’yi onun öldürdüğünü bildiğini söyleyip artık bu işte olmayacağını söyler. Azem ise, onu Ozan’ı öldürmekle tehdit eder. Ömer, mecburen onun isteklerine boyun eğer. Yasemin, Özlem savcıyla birlikte Metehan’ın suçlu olduğunu ispatlamak için uğraşır.
Ömer, Yasemin’in verdiği anahtarla onun evine gider. Ona evlenme teklif edip yüzük hediye eder. Yasemin Ömer’in evlenme teklifini çok beklediğini söyleyip kabul eder. Ömer, Yasemin’e Metehan davasından çekilmesini, onun sonunun da Ayşe gibi olmasından korktuğunu söyler.
Yasemin ise, Metehan’ın suçlu olduğunu bildiğini ve asla bu davadan çekilmeyeceğini söyler. Ozan, Deniz’den ayrılıp Ceren’le görüşmeye başlar. Deniz, üzüntüsünden yataklara düşer. Annesi ile babası onun durumuna çok üzülür. Azem, durumu öğrenip Ozan’ın yanına gidip kızını üzdüğü için onu tehdit eder.
Ozan, mecburen Deniz’e mesaj çekip onu kahve içmeye davet eder. Metehan davasının ilk günü gelir. Yasemin davanın ilk gününde, Cuma’nın ölümüne neden olan demir sopayı mahkemeye sunar ve o demir sopada Metehan’ın DNA’sının bulunduğunu açıklar. Ömer, taraflı davranıp davayı ertesi güne erteler.
Yasemin davanın ikinci gününde Metehan’ın yakın arkadaşını şahit olarak getirir. Onun şahitliğiyle Metehan’ın hapse gireceğini bilen Ömer, sakinleştirici ilacı ezip suyun içine karıştırır ve onun içmesini sağlar. Genç tam her şeyi anlatacağı sırada fenalaşır. Ömer onun uyuşturucu kullanıp kullanmadığını anlamak için hastaneye sevk ettirir.
Zümrüt, Yasemin’e keşke o dondurucudan sağ çıkmamış olmasını istediğini söyler. Davanın üçüncü günü Deniz ile Ozan’da davaya gelir. Yasemin, mahkemede Mert’in ölmeden önceki son ses kaydını dinletir. Ozan o sesin kendisinin astım krizi geçirirken ki sesi olduğunu anlayıp fenalaşır ve hemen mahkemeyi terk eder.
Arkasından Azem’de çıkar. Ozan, astım ilacını içerken düşürür. İlaç Azem’in ayağının dibine kadar gelir. Azem, oğlunun öldüğü yerde bulunan astım ilacıyla, Ozan’ın ilacının aynı olduğunu anlar.
Hakim 10. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Özlem Savcı Ömer’den Şüphelenmeye Başlıyor!
Kardeşlerim Sezon Finali Bölümüyle Ekrana Geldi! Ömer Ve Kardeşleri İstedikleri Hayata Kavuşuyor!
Atv’nin büyük bir beğeniyle izlenen dizisi Kardeşlerim, 56. bölümüyle ekrana geldi. Dizinin sezon finali bölümünde; Aybike, hastaneye kaldırılıyor. Şengül, kızının yaralanmasında Asiye’yi suçluyor. Ayla ile Nebahat, Suzan’ın da yardımıyla Akif’in kaçırdığı malları ele geçiriyor. Akif, beş parasız kalıyor. Şengül, Nebahat’in yardımıyla oturduğu eve satın alıp kümesi kapatıp çocukları kapı dışarı ediyor. Ömer ile kardeşleri sokaklarda kalıyor. Tam ümitlerini yitirmişken İsmail gelip Sevgi’nin onlara bir hediyesi olduğunu söyleyip onları lüks bir eve götürüyor. Ömer ve kardeşleri istedikleri hayata kavuşuyor.
Ömer Ve Kardeşleri İstedikleri Hayata Kavuşuyor!
Aybike, yaralı bir şekilde hastaneye kaldırılıyor. Şengül, kızının yaralandığını öğrenip hastaneye koşuyor. Gelir gelmez ortalığı birbirine katıyor ve kızının yaralanmasında Asiye’yi suçluyor. Aybike, ufak sıyrıklarla kurtuluyor. Gönül, Orhan’la baş başa kalabilmek için onunla birlikte iki günlüğüne bir tatile çıkıyor. Oğulcan, Aybike’nin hastanede olduğunu babasına bildirmek için onu arıyor.
KARDEŞLERİM 56. BÖLÜMDE BAŞKA NELER OLDU?
Gönül, Orhan’ın telefonunu özellikle saklayıp o tatili kimsenin bozmasını istemiyor. Ömer, Sevgi’nin hastaneye kaldırıldığını öğreniyor. Asiye’yle birlikte onun yanına gidiyor ve onun ileri derecede kanser hastası olduğunu, tedaviyi kabul etmediğini öğreniyor. Ömer, ağlayarak Sevgi’ye, annesini babasını ve abisini kaybettiklerini onu da kaybetmek istemediklerini onu çok sevdiklerini söylüyor.
Sabaha kadar Sevgi’nin başından Asiye ile birlikte kalıyor. Sevgi, İsmail’e yurt dışında tedavi olmayı kabul edeceğini söylüyor. Akif, Nebahat ile Ayla’nın şirketinin üzerine sakladığı tüm mal varlığını tekrar alabilmek için Doruk’un üzerine bir şirket kuruyor. Ancak onun bir imzasının eksik olması işlerini aksatıyor.
O sırada Ayla ile Nebahat, Akif’in mallarını satıp paraya çeviriyorlar. Suzan’ın oturduğu evi ona veriyorlar. Akif, işlemleri tamamlayıp mallarını almak isteyince Ayla ile Nebahat’in oyununa geldiğini hiçbir şeyinin kalmadığını öğreniyor. Bitkin bir şekilde eve gidiyor. Ancak Suzan onu eve almıyor. O evi Nebahat’in kendisine verdiğini, onun yaptıklarını yüzüne vurup onu kapı dışarı ediyor.
Cebinde benzin parası bile kalmayan Akif, Tolga’nın evine gidiyor. O da onu eve almayınca parka gitmek zorunda kalıyor. Bir kadın onu dilenci zannedip 5 lira veriyor. Şengül, Nebahat’in yardımıyla evi üzerine alıp kümesin kapısını kapatıp Ömer ve Asiye’yi kapı dışarı ediyor.
Ömer, kardeşleriyle birlikte parkta sabahlıyor. Sabah, amcasının yanına gidiyorlar. İsmail bey oraya geliyor ve Sevgi’nin yurt dışına tedavi olmaya gittiğini, onlara da bir hediye bıraktığını söyleyip onları lüks bir malikaneye götürüyor. İsmail çocuklara, Sevgi’nin onlarla tanışmadan önce yaşamak istemediğini, onlarla tanıştıktan sonra hayata tutunduğunu, okulun yeni sahibinin de o olduğunu, artık okulda burslu okuyabileceklerini söylüyor.
Artık o lüks evde yaşayacaklarını öğrenen Ömer, kardeşleriyle birlikte artık hak ettikleri hayatı yaşayacakları için çok mutlu oluyor.
Kardeşlerim 56. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Akif Her Şeyini Kaybediyor!
Demet Özdemir İle Buğra Gülsoy ‘un Yeni Dizisinden İlk Kareler Geldi…
Disney Plus, 14 Haziran günü yayın hayatına başlayacak ve açılışıyla eş zamanlı ilk yerli orijinal dizisi olan ‘Kaçış’ ı seyircisinin beğenisine sunacak. Orijinal yerli içeriklerine bir yenisini daha ekleyen Disney Plus, ikinci yerli orijinal dizisi olarak ‘Dünyayla Benim Aramda’ dan ilk kareleri sinemaseverler için yayınlandı. İşte Detaylar…
Demet Özdemir Düğün Hakkında Açıklamalar Yaptı
Demet Özdemir İle Buğra Gülsoy ‘un Yeni Dizisinden İlk Kareler Geldi…
Dünyaca ünlü şirket The Walt Disney Company ‘nin tüm dünya üzerinde binlerce üyeye sahip olan dijital yayın platformu Disney Plus için soluksuz bekleyiş devam ederken, yepyeni yerli olan orijinal dizisini duyurdu. Yapımını MF Yapım ‘ın gerçekleştireceği, yazar Pınar Bulut ‘un kaleminin Hülya Gezer ‘in rejisiyle kaynaştığı, Disney Plus platformu, geçtiğimiz günlerde set çekimlerine start veren ikinci yerli dizisi olan ‘Dünyayla Benim Aramda’, tüm enerjisiyle devam ediyor…
Dizinin Güçlü Oyuncu Kadrosu!…
‘Dünyayla Benim Aramda’ nın olağanüstü oyuncu kadrosunda ilk olarak Demet Özdemir, Buğra Gülsoy var. Diğer oyuncular ise Metin Akdülger, Hafsanur Sancaktutan, Melisa Döngel, İbrahim Selim, Zerrin Tekindor ve Ali Yoğurtçuoğlu bir araya geliyor.
Metin Akdülger Kimdir? Hafsanur Sancaktutan Kimdir?
Melisa Döngel Kimdir? İbrahim Selim Kimdir?
Ali Yoğurtçuoğlu Kimdir? Zerrin Tekindor Kimdir?
İçindeki Boşluğu Aşkla Doldurmaya Çalışan Bir Kadını Anlatıyor!…
Seyircisinin kendi hayatlarından pekçok duygu seline kapılacağı dizi olan ‘Dünyayla Benim Aramda’, içindeki boşluğu aşkla doldurmaya çalışan bir kadının, zaman geçtikçe yabancılaşmaya başladığı sevgilisine, ilişkilerini ayakta tutmak adına sosyal medya üzerinden oynadığı oyunu ve ardından yaşananları anlatıyor. Seyircinin, ilişkilerin insanlar üzerindeki etkilerine ve ilişkiler üzerinden yaşadıkları büyük içsel değişimlere tanıklık edeceği dizi, yakında Disney Plus ‘ta yerini alacak…
Ünlü Oyuncu Buğra Gülsoy Baba Oldu!
İşte ‘Kaçış’ Dizisinden İlk Kareler…






Boşanacakları Konuşulan Zeynep Bastık ‘dan İlk Açıklama!…
Zeynep Bastık ‘ın Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında dünya evine girdiği aynı zamanda menajeri olan eşi Tolga Akış ile boşanma kararı aldıkları iddiası magazin gündemini adeta sarsmıştı. Ünlü şarkıcı sessizliğini bozdu ve ilk açıklamasını yaptı. Birinci yıldönümlerini henüz kutlayamayan çiçeği burnunda çift gerçekten boşanıyormu? İşte Detaylar…
Son Dakika!…Zeynep Bastık Tolga Akış ‘dan Boşanıyor Mu?…
Boşanacakları Konuşulan Zeynep Bastık ‘dan İlk Açıklama!…
Ünlü Gazeteci İsmail Bayrak ‘ın hazırlamış olduğu özel haberine göre; başarılı şarkıcı Zeynep Bastık, reklamcı Tolga Akış ile uzun zamandır süren aşklarının ardından Çeşme ‘de, 7 Temmuz 2021 ‘de yollarını birleştirme kararı almışlardı. Son bir hafta Ünlü Çiftin boşanma kararlarını bildirmeleri üzerine yakın çevrelerinin şaşkınlığa uğradığı konuşuluyordu…
Evleri Ayırdılar Bile!…
Ünlü şarkıcı, evliliğini sonlandırmak konusunda Tolga Akış ile aralarında anlaşmaya ulaştıktan sonra beraber yaşadıkları Levent ‘deki evlerinden ayrılarak kendisine Ulus ‘ta yeni bir daireye geçti. Evliliklerinin üzerinden 1 yılı tamamlamadıkları için kanunen anlaşmalı boşanma davası yoluna gidemeyen ünlü çiftin, mahkeme yolunu temmuz ‘da tutacakları öğrenildi.
“…Ve Birbirimizi Çok Seviyoruz”
Aldıkları boşanma kararının magazin dünyasında bomba etkisi yaratmasının ardından sosyal medya sayfasından Tolga Akış ‘ı öptüğü bir pozlarını paylaşarak açıklama yazan Zeynep Bastık, boşanma iddiasını doğrulamış oldu. Eşi Tolga Akış ile çalışmalarını süreceklerini söyleyen Zeynep Bastık, “Tolga benim için bir sevgiliden veya eşten çok daha fazla oldu hep. O yüzden bu evliliği sonlandırma kararı alırken çok dramatize etmedik. Çünkü biliyoruz ki 4 sene boyunca bizi asla endişeye düşürmeyen sonsuz sevgimiz, birbirimize duyduğumuz güven en başta geliyor, öyle olmaya da devam edecek. Kurduğumuz tüm hayalleri gerçekleştirmek için çalışmaya ve aile kalmaya devam edeceğiz. Kısacası birbirimizin hayatından çıkmıyor, sadece şekil değiştiriyoruz. Ve birbirimizi çok seviyoruz” dedi.
Henüz evliliklerinde 1 yılını dolmadan boşanma kararı alan çift, kanuni olarak anlaşmalı boşanma davası açamadıkları için Temmuz ayını bekedikleri öğrenildi…

Merve Boluğur ‘un Sütyensiz Pozuna Adeta Yorum Yağdı…
Sürpriz bir kararla müziğe yönelerek iki gün önce ‘Şşşşttt’ adını verdiği şarkısını çıkaran Güzel oyuncu Merve Boluğur, adeta sosyal medyayı yaktı geçti. Sütyensiz bir pozunu paylaşan güzel oyuncuya çok kısa sürede binlerce beğeni ve yorum geldi. İşte Detaylar…
Merve Boluğur: Ben Derin Yaşayan Bir Kadınım
Merve Boluğur ‘un Sütyensiz Pozuna Adeta Yorum Yağdı…
Sözlerini kendisinin yazdığı ve aranjesini Mert Aydın ’ın yaptığı yeni şarkısını Instagram hesabından yayınladı Merve Boluğur, şu not ile paylaşmıştı…
“Şşşşttt benden gitmemişsin gittiğini sanmışsın anca. Piişşşt kendine gelememişssin ölüyorsun anlasana. Acıttığın ‘geçmiş’ artık koymaz ki bana. Kimse kesmez seni hadi gölgelerde ara. Tehlike çanları çalıyor dayanabilir misin? Geliyorsun şeytanına:) Hadi dizginle beni birleştir, al aşk işte bu doya doya. Senin kalbini alacağım istediğimde de çıkarıp oynayacağım. Rap kısmı her yanımız ateş alanı. O duygu bizi tutsak etti içine. Bir ben senden geçir kendinden. Duvarlar aşk diye haykırıyor. Tutkuları boylayalım arzular örtüstüğünde. Sesler çığlıkları alt etsin. Tenler birbirini ölesiye sevsin.”
Hayranlarını şaşırtan ünlü oyuncunun ‘Şşşşttt’ adlı şarkısı hakkında kısa sürede sosyal medyada yüzlerce yorum yapılırken Merve Boluğur, cesur paylaşımlarına bir yenisini daha ekledi.
Yepyeni Bir Fotoğraf Yayınladı…
Ünlü oyuncunun sütyensiz pozuna çok kısa sürede binlerce beğeni ve yorum gelirken Takipçileri, Merve Boluğur ‘un son pozunu beğendiklerinide ifade ettiler…
İşte Merve Boluğur ‘un Olay Olan O Pozu;


