Ana Sayfa Blog Sayfa 398

Burak Çelik: Risk Almayı Hep Sevdim

“Senden Daha Güzel” dizisinin sevilen oyuncusu Burak Çelik, Hakan Gence ile söyleşi yaptı. Samimi açıklamalarda bulunan Burak Çelik “Risk almayı hep sevdim” dedi. İşte o açıklamaları;

 Son röportajımızın üzerinden dokuz yıl geçmiş. O zaman Best Model’ı kazanmış ve ardından Dünyanın En İyi Modeli unvanını almıştın. O zamanlar genç ve heyecanlı bir çocuk vardı karşımda, şimdi daha olgun bir adam. Sen yaşadığın değişimi nasıl anlatırsın?

Çok şey değişti… Her yaşın ayrı bir güzelliği oluyor. Daha da olgunlaştım, o zamanlar 21 yaşındaydım. Sakinleştim, ruhum dinginleşti. Mesela eskiden metropolde yaşamak isterken şu an ormanın içinde daha sakin bir hayat yaşamayı seviyorum. Bunun yanında hayatı hep dolu dolu geçirmeye çabalıyorum. 30 yaşına girdim bu sene ve hayatımın ikinci yarısı başlıyor diye heyecanlı ve gelecekten ümitliyim.

 Geleceğe dair beklentilerin neler?

Pandemiden sonra anladık, çok uzak dönemlere dair hayaller kurmamak lazım. Ben de daha dönemsel planlar yapıyorum. Şunu veya bunu mutlaka yapmam lazım diye kendimi kasmıyorum.

 Büyük hırsların yok yani…

Benim hırsım yok, azmim var. Atıyorum, şunu yapmam lazım diye kendimi sıkmıyorum. Şu an elimde bu iş varsa, bu işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.

 30 yılda hayattan çıkardığın
en önemli ders neydi?

Hiçbir şeyi fazla kafaya takmayacaksın Hakan.

 Demekle olmuyor ama… Sen bunu başarabiliyor musun? Hele sosyal medya varken…

Dönem dönem başarıyorum, bazen de başaramıyorum, bocaladığım zamanlar oluyor ama hızlı toparlıyorum. Sosyal medyaya gelince… Yorumları okuyorum, güzel şeyler yazan da kötü şeyler yazan da var ama ben çok takılmıyor, sadece işimi yapıyorum. Mesleğim bu sonuçta.

 Genç, yakışıklı ve başarılısın, hayat sana mı güzel?

Hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değil, herkesin kendi problemleri var. Önemli olan problemleri aşıp pozitif bir şekilde devam etmeyi başarmak. Ben de onu yapmaya çalışıyorum.

 Sen hep böyle yakışıklı mıydın?

Şu an da yakışıklıolduğumu söylemiyorum ama lisede çok zayıftım. 1.90 boy, 55 kilo… Sonra kilo almak için spora başladım, iştahım yoktu ama çok zor olsa da kilo almayı başardım. 1.5 senede yaklaşık 30 kilo aldım.

 O dönemlerde aşk acıları çekildi mi?

Lisede hepimizin yaşadığı şeyler olmuştur tabii (gülüyor).

 Peki, sonra pişman olup dönenler oldu mu?

Oldu tabii ama kabul etmedim. Lise yıllarında hayata yeni başlıyorsun, her şeyi yeni yeni öğreniyorsun ya, bana biraz sabun köpüğü gibi geliyor. Oradan devam eden aşklar vardır ya, ben öyle ciddi bir şey yaşamadım.

Biri “Benimle olmadığın için
cehennemde yan” yazmış

 Dizide iki zıt karakterin çekimini görüyoruz. Sence aşkta gerçekten zıt kutuplar birbirini çeker mi?

Yani değişir ama ben sürekli beni onaylayan bir insanla yaşamak istemem.

 Dizide bu çift arasında sürekli bir gerilim var, sen aşkta sükünetten yana mısın itişmeden yana mı?

Ben aşkta huzurdan yanayım. İtişme tatlı bir yerden olabilir ama sürekli didişme hali yorar. Zaten yorucu bir iş yapıyorum, ilişkimde de daha dinginlik ve huzur isterim.

 Aşk seni nasıl biri yapar?

Delidolu. Kalıpların dışına çıkarım.

 Romantik misin, realist mi?

Yani ölçülü romantiğim.

 O nasıl oluyor?

Çok değil, mesela Yemek sırasında mum falan yakacaksam o mumu yakamayınca gülebilirim (gülüyor).

 Öyle şiirler falan da yazmıyorsun yani…

O ben değilim.

 Tavlar mısın, tavlanır mısın?

Ben istersem tavlarım. Birinden hoşlandıysam ilk adımı atarım, gider söylerim.

 Bir kadında en tahammül edemediğin şey nedir?

Bakımsızlık olabilir, temizlikten bahsediyorum.

 Bir ilişkiye başlamadan ilk neye dikkat edersin?

İyi insan olmasına, pozitif olmasına, güzel gülüşlü olmasına. Hayatta bir derdi olsun. Dürüstlük ve samimiyet de önemli.

 Sosyal medyada da 2 milyon takipçin var. Çok ahlaksız teklif alıyor musun?

Çok ahlaksız teklif almıyorum ama değişik mesajlar geliyor.

 En ilginç iltifat neydi şimdiye kadar aldığın?

Mesela geçen gün biri fotoğraf atmış, ona cevap vermemişim. Sonra baktım, sürekli fotoğraf gönderen biri var. Açtım baktım. “Benimle olmadığın için cehennemde yan” yazmış ve ateşlerin içine benim fotoğrafımı yerleştirmiş. Çok güldüm ama bir yandan da korkutucu.

Bu işi sevmeyen sadece
para için yapamaz

 Baban Ordulu, annen göçmen. Kaç kardeşsiniz?

Üç kardeşiz; bir kız, bir erkek kardeşim var. Ben en büyükleriyim. Eyüp’te doğdum, büyüdüm. Annem ev hanımı, babam müteahhit. Sevgiyle büyüdüm. Ama ergenlik dönemlerim biraz çalkantılıydı. Çok haylazdım. Mesela ilkokul birinci sınıfta kavga ettim diye okuldan atıldım.

 Sonra duruldun mu?

Öyle olur ya, genelde çocukken çok yaramaz olanlar ileride daha ağırbaşlı, durgun olurlar. Bende de öyle oldu.

 Baba mesleğini devam ettirmeyi düşünmedin mi?

Hayır. Ama amcam futbolcuydu.
Ben de futbolu çok seviyordum. 13 yaşında astım hastalığım ortaya çıkınca devam etmemi istemediler, bıraktım. Oyuncu olmasaydım futbolcu olabilirdim herhalde.

 Dünyanın En İyi Modeli olmaya giden yolda seni kim yönlendirdi?

Tesadüf, o dönemki menajerimle tanıştım, o beni yönlendirdi. Ne kaybederim, deneyeyim dedim. Yoksa kesin kazanmalıyım gibi büyük hedeflerim yoktu.

 Modellik yaptın mı?

Yaklaşık altı ay. Hakan Akkaya defilesine falan çıkmıştım, sonra klip çekimleri oldu ve bıraktım.

 Oyunculuk teklifi nasıl geldi?

‘Karagül’ dizisi için deneme çekimine çağırdılar. Gaziantep’te sete gittim. Kostümlü falan çektik. Çok heyecanlıydım, “Üç, iki, bir” dediler, düşünsene ilk defa içinde olduğum bir dünya. Ve role seçildim. O iş 125 bölüm sürdü.

 İlk çekim gününü hatırlıyor musun?

Hatırlamaz mıyım? 3-5 saniye dondum kaldım. Sonra bir anda içimde bir şey başladı, oynama hissi. Ardından kamerayı, açıları öğrendim. O setbenim için okul oldu.

 Hangi noktada ‘Bu iş benim artık mesleğim olur’ dedin?

Setler ve bu meslek çok zor, gerçekten kamera arkasını da önünü de bu işi sevmeyen sadece para için yapamaz, mümkün değil. Ve ben bu işi çok sevdim.

 Şimdi ne ifade ediyor oyunculuk?

Oyunculuk benim için yaşam şekli çünkü hayatta hepimiz oynuyoruz. Sen
3 yaşında veya 5 yaşında annenin ilgisini çekmek için oyuncağı yere atıyorsun, kendini düşürüyorsun, ağlıyorsun, bu da bir oyunculuk ve orada başlıyor aslında her şey.

 Mesleki hayallerin neler?

Hayalim farklı rolleri denemek, formları bozabilmek.

 150 kilo olacaksın ya da 30 kilo vereceksin deseler kaslarından vazgeçer misin?

Tabii, bana Emir karakteri geldiğinde fiziği çok düzgün ve kendine bakan biri olduğu söylendiği için ben de fiziğimi bu hale getirdim. Ama rol için başka bir şey gerekirse ona bürünürüm.

Sokakta
üstsüz gezemem

 Türkiye’nin en seksi adamlarından biri olarak gösteriliyorsun.Bu kadar arzulanmak nasıl bir his?

Güzel bir şey tabii, hepimizin içinde beğenilme, onaylanma gibi dürtüler var ama ben buna çok takılmıyor, o denizde de boğulmuyorum.

 Peki, fiziğini nasıl koruyor, nasıl çalışıyorsun?

Haftanın beş günü, günde en az iki saat spor yapıyorum. Bir saat kardiyo, ardından antrenman.

 Setin yok mu?

Var. Sabahları 5.00’te uyanıyorum. 7.00’ye kadar spordayım, sonra sete geçiyorum artık.

 Fit kalmanın en zor yanı ne senin için?

Eskiden tatlı yememekti ama buna da alıştım. Şimdi çok abartmadan yiyorum. Best Model’a hazırlandığım zamanlar çok daha koyu diyetler yapıyordum ama bu sürdürülebilir bir şey değil. Hayatta ne yapıyorsan sürdürülebilir olması lazım.
Şu an diyete falan çok takılmıyorum. Yediklerimden kısmıyorum, sadece dengelemeye çalışıyorum. Bir gün çok yediysem ertesi gün az yiyorum.

 Üstsüz sahneleri çok sık gördük. Bir insan için hangi noktada ekranda soyunmak sorun olmaktan çıkıyor?

Sana bağlı. Yani senin değerlerine bağlı. Ben buna tamamen iş olarak bakıyorum,
o yüzden de utanmadım. Yoksa şimdi bana burada üstünü çıkart, sokakta öyle gez desen gezemem.

 Fiziğinden dolayı önyargılarla karşılaştın mı? “Yakışıklı olduğu için başrolde” gibi…

Bana gelip kimse bir şey söylemedi. Alaylı olup çok iyi olan oyuncular var ki, illa bunun okulunda okuman gerekmiyor ama kendini yetiştirmen gerek. Dezavantajı şu: Seni bir forma sokuyorlar ve hep o forma uygun rollerde oynamanı istiyorlar. Kimse risk almak istemiyor yani. Ama dediğim gibi; ben hikâyeye inanırsam bu formumu bozarım.

 İsminin başına eklenen ‘yakışıklı, seksi’ sıfatlarından rahatsız oluyor musun?

Oluyorum galiba, sürekli böyle anılmaktan hoşlanmıyorum. Yani finalde hepimiz insanız.

At benim için tutku; sana sabrı, empatiyi öğretiyor

 Oyunculuk bir yana, hayatında tutku duyduğun başka neler var?

At, benim için yeni ama çok büyük bir tutku. Kendime ait atım yok, arkadaşlarımın var. Birlikte arazide, sahilde biniyoruz, çok keyifli oluyor. At sana sabrı, empatiyi öğretiyor. Çünkü her atın farklı bir karakteri var. Onu, ne istediğini, neden korktuğunu anlamaya başladıktan sonra da onunlabütünleşiyorsun, arkadaşın gibi. Bir de sörfe başladım, şimdi Riva’da dalga sörfü yapıyorum.

 Sörfte seni çeken neydi?

Sörfe giderken telefonunu götüremiyorsun, sadece şortun ve tahtan var, denizin içindesin. O sessizlik beni çekiyor.

 Yapmaya başladığında duramadığın bir şey söyle.Çekirdek yemek, beş saat falan yerim Hakan.
Gelir biri önümden alır yani.

 Sevgilinin odasında bir obje olsan ne olurdun?

Yatak olurum.

Ciddi göründüğümü söylerler ama tam tersiyim
◊ Görünmeyen dünyanda neler var?
Dışarıdan sert mizaçlı ve ciddi göründüğümü söylerler ama aslında tam tersiyim.
◊ “Çok titizim” demişsin eski bir röportajında…
Evet, bir şeye başlamadan önce her şeyi kontrol ederim, ondan sonra başlarım. Takıntılarım da vardır, mesela bir şey yamuksa düzeltirim.
◊ Hayattaki en büyük pişmanlığın…
Doğru zamanda sevdiğin birine sevdiğini söyleyememek. Sonra da onu kaybetmek. Keşke daha çok ilgilenseydim, daha sevdiğimi söyleseydim.
◊ Hayata dair dertlerin...
Kimsenin kalbini kırmamak.
◊ Hakkında ne söylesen şaşırırız?
Gece yemeği çok yerim. Uykudan uyanıp yemek yiyebilirim. Makarna ve pizzaya karşı koyamam.
◊ Kendinde en rahatsız olduğun özelliğin…
Bir şeye çok zor başlarım. Son güne bırakırım. Başlayınca da sonunu getiririm.
◊ Mutluluk karende neler vardır?
Deniz, kum, güneş. Yaz insanıyım.
◊ Seni son zamanlarda en heyecanlandıran şey ne?
Kara deliğin fotoğrafı çıktı ya geçenlerde, çok enteresandı.

Risk almayı hep sevdim

 Sen jön müsün?

Ben oyuncuyum.

 Başrol olmak korkutuyor mu?

Ben hayatta hep risk almayı sevdim. O anlamda bir korkum yok.

 Seni romantik komedide izliyoruz. Dram oynamak çok zor, romantik komedi daha kolay gibi bir algı var.
Sen dram ve aksiyon işleri de yapmış bir oyuncu olarak ne dersin?

Daha kolay diye bir şey yok. Bir kere romantik komedide sürekli yüksek bir enerjide olman gerekiyor. Bunun da zor yanları var. Ama şartlara bakacak olursak, bundan önceki işim aksiyondu; doğa şartları, kostümler, daha zordu ama finalde ikisi de oyunculuk.

 Dizinde bir estetik cerrahı canlandırıyorsun. Senin estetiğe bakışın nasıl?

Kim nasıl mutlu oluyorsa hayatını öyle yaşamalı. Ama bunun da bir ölçüsü var, görüyorsun bazıları takıntı seviyesinde düzenli olarak yaptırıyor, bu bence yanlış. Ama bu karakteri canlandırdıktan sonra yolda gördüğüm insanlara bakıyorum. “O var, bunu yaptırmış” falan diye anlayıp hemen sayabiliyorum.

 Senin için güzellik nedir?

Enerji.

 Dizideki lakabın Erik neden?

Binnur karakteri taktı. Emir, Erik gibi kütür kütür (gülüyor).

 Sen bir meyve olsan ne olurdun?

Erik kalsın ya.

 Bütün yazı sette geçirdin. Seni bu karakterde bu kadar motive eden neydi?

Plastik cerrahı oynama fikri beni heyecanlandırdı çünkü her zaman gelebilecek bir rol değildi. Daha önce de yapılmadı bildiğim kadarıyla.

 Karakter çok soğuk, cool…
Ne kadar sen?

Emir’i travmaları biraz o noktaya getirmiş; sürekli mükemmel, başarılı olmak zorunda kalmış, o yüzden böyle duvarı olmuş Emir’in. Ama ben öyle soğuk değilimdir. Özellikle arkadaş çevremde komiğimdir, eğlenmeyi, espri yapmayı, kendimle dalga geçmeyi severim.

 Cemre Baysel ile partnerliğiniz nasıl?

Cemre ile daha önceden tanışıyorduk. Çok tatlı, karşısındakine oynama alanı bırakıyor, bu çok önemli.

Sinem Ünsal’dan Aldatılma İtirafı

Halit Özgür Sarı ile yeni bir aşka yelken açan güzel oyuncu Sinem Ünsal geçtiğimiz gün Hakan Gence ile söyleşi yaptı. Sinem Ünsal’dan aldatılma itirafı geldi. İşte detaylar;

Bir röportajında “Çok iç açıcı çocukluk yaşamadım” demişsin. Ne yaşadın?

Denizli’de doğdum. Annem ev hanımı, babam asker. Onun tayini sebebiyle Eski Foça’da büyüdüm. Şimdi bu halimle, çocuklarla olan ilişkime ve onlara yaklaşımıma baktığımda bana pek benim arzuladığım gibi yaklaşımda bulunulmamış.

Ne gibi?

Tabii dönemler farklı, şimdi başka bir bilinçteyiz hepimiz… O dönemin şartları öyleymiş. Ama müthiş mutlu değildim, bu ortanca çocuk olmanın verdiği bir şey de olabilir. Zaten içedönüktüm, dolayısıyla küçük dertleri bile içimde çözmeye çalışıyordum. Ebeveyn olarak anne ve babam daha bilinçli yaklaşsalardı, bence bu yaşımda daha dışadönük olurdum. Yani asıl hayıflandığım şey o.

Baban askermiş, çok mu disiplinliydi ailen?

Biraz öyleydi ama ben mesleğiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Çok genç yaşta anne-baba olmuşlar, onun verdiği panikle fazlaca disiplinlilerdi. Hatta biraz katılardı.
O katılık da zaten içine dönük olmaya çok müsait olan bir çocuğu daha da içine kapatıyor.

Küçük bir yerde büyümek, hem öyle disiplinli bir hayata nasıl yansıdı?

Avantajdı. Çünkü sosyal ortam onlar için büyük tehlike arz etmedi. Ben küçük şehri çok seviyorum. İstanbul’a hâlâ alışamadım. Metropoller hiç benlik değil.

İstanbul’a nasıl geldin?

Üniversiteyi Eskişehir’de okudum. Karşılaştırmalı edebiyat bölümünü bitirdim. Okulu bitirdiğim hafta sonu hemen bavulumu topladım, İstanbul’a geldim.

Ne sebeple?

Çok çalışmak istediğim bir yayınevi vardı, orada işe girdim. Gerçi işe girerken de biraz kandırmaca yaptım ama artık beni seviyorlar, affediyorlardır herhalde.

Ne yaptın?

Telefonlarını buldum, aradım, “Benim sizinle iş görüşmem var ve insan kaynaklarına asla ulaşamıyorum, onlar da aramadılar beni. Oysa yarın beni İstanbul’a çağırmışlardı” dedim. Onlar da insan kaynaklarına bağladılar.

Bunu yuttular mı yani?

Evet, güzel oynamışım. Sonra “Ben az önce bir yalan söyledim çünkü sizin yayınlarınızı çok beğeniyor ve orada çalışmak istiyorum, isterseniz staj da yapabilirim” dedim. Onlar da “Yarın gel, görüşelim” dediler. Editör asistanı olarak altı aya yakın çalıştım. Ama aslında amacım İstanbul’da oyunculuk eğitimi almaktı. Bir oyunculuk atölyesine başladım. Oyunculuk üzerine yüksek lisans giriş sınavlarına hazırlandım. Tek isteğim tiyatroydu. O zamanki menajerimle de o dönem karşılaştık. Bir ay sonra ilk işim ‘Çoban Yıldızı’ geldi. Tabii yüksek lisans falan yalan oldu.

Hayatının kırılma noktaları neydi?

Televizyona adım atmam ve anneannemi kaybetmem hayatımda çok büyük kırılma noktalarıydı. Onu annem gibi severdim, birbirimize çok bağlıydık. Hayatta insanların bir ruh eşi olur ya, benimki anneannemmiş galiba… Gittiğinde sanki onun bıraktığı bütün o yükü ben üstüme almışım gibi hissettim, bu durum beni çok değiştirdi, çok büyüttü.

Güçlü kadın karakterleri canlandırdın. Sence kadın olmak nasıl bir şey?

Kadın olmak hep zordu ve hâlâ zor, çok zor. Sadece bizim ülkemizde değil, global olarak zor bir şey.

Oyunculuk mesleğinde de öyle mi?

Bu meslekte de çok zor. Bu Hollywood’da da böyle, burada da… Kadın erkek çifte standardı var, çok ayan beyan. Buna da kimse itiraz edemez. Yani senaryolarda “Kadının güçlü olduğu işler istiyoruz” diyorlar. Ne münasebet, kadının güçlü olduğu iş ayrıcalık olmamalı. Kadın zaten güçlü. Neden güçsüz olsun ki!

Sen erkek oyunculara karşı maddi eşitliğini sağladın mı?

Hiçbir zaman tam olarak sağlamış sayılmayız. Her oyuncunun birtakım basamakları vardır, denk olduğu diğer oyuncu arkadaşları gibi… Ben o noktada eşitliği sağladığımı düşünüyorum ve bu konuda biraz dik durmaya çalışıyorum.

Altı senedir setlerdesin. Hiç tacize, kötü davranışamaruz kaldın mı?

İlk setimde bile bunu yaşadım. Yani tecrübesizliğimden dolayı kimse anlayış göstermek zorunda değil ama daha da aşağı çekmek kötü niyettir. “Keşke biraz bilseydin de gelseydin” gibi laflar… Kilo konusunda da baskı gördüm. Ben genellikle çok zayıftım, kilo almam gerektiği söyleniyordu. Eğer karakter için gerekiyorsa olabilir de… Ama bu tamamen estetik açıdan bir eleştiriyse hadsizce ve taciz oluyor. Bunu çok yaşıyoruz, sadece setlerde de değil.

İlişki, karşıdakinin bilinci kadar oluyor

‘Aydınlıkevler’ oyununda ilk perdede seni bir tablo olarak izliyoruz. Zor mu?

Fiziksel olarak sabit durmak zor değil de Salih
(Bademci) oynarken gülmek falan istiyorum… Seyircinin anlamadığı birbirimize bulaşmalarımız oluyor…

Oyunda ressam sana takıntılı şekilde âşık. Sen hiç takıntılı bir aşk duydun mu?

Çevremde oldu. Ben yaşamadım.

Hiç aldatıldın mı?

Aldatıldım, birden çok kez yaşadım. Hissettim, anladım, sordum. Kabul eden de oldu, inkâr eden de oldu.

Sen ne yaptın?

Affettiğim de oldu ama bir daha aldattı ve öyle bitti zaten. İşte, ilişki karşıdakinin bilinci kadar oluyor.

Bu kadar güzel, yetenekli, ünlü bir kadınsın…

Bunlarla alakası yok ki… Aldatmak, aldatan kişinin kendi kompleksidir, karşısındakiyle alakası yok.

Aşka inancını kaybettin mi?

Aldatılınca insana, hayata inancını yitiriyorsun.

Daha önce hiç yaşamadığım bir şeydi

2021’de “Aşkı yaşayıp yaşamadığımı bilmiyorum” demişsin…

Evet, söylemiştim (gülüyor).

Hâlâ öyle mi hissediyorsun?

Aşkı yaşadım…

Nasıl anladın?

Çünkü bu daha önce hiç yaşamadığım bir şeydi ve bence aşk bu.

Neymiş aşk?

Karşındakini bütünüyle görmek istiyor, her dakika sevebilecek yeni bir şeyini arıyorsun. Aşk bence olumlama… Bu onun olumsuz özelliklerini görmemek değil, olumluları daha çok gördüğün için onu tolere ediyorsun.

Son ilişkin Halit’ten mi (Özgür Sarı) bahsediyorsun?

Evet. Birlikteliğimiz güzel gidiyor, nazar değmesin; mutluyuz.

Son işinizde birlikte oynuyordunuz. Dizide mi başladı ilişkiniz?

Hayır, aslında biz Halit’le birbirimize o kadar zıt iki insanız ki… İlk tanıştığımızda birbirimizin arkasından bile konuşmuşuz.

A, ne demiştin arkasından?

Sete çıkmıştık, “Ben bu çocukla yapamam” dedim. O da aynısını demiş.

Neydi size böyle hissettiren?

Ortak noktamız yoktu, hayata bakışlarımız çok farklıydı.

Sonra ne değişti?

Onda bir şeytan tüyü var, bende de sabır. İş arkadaşı olarak çok iyi dost olduk. Vakit geçirdikçe bir anda oldu.

Onda neye vuruldun?

Kendisine. Tek bir şey değil, tamamen kendi varlığı…

O kadar kırgınım ki sisteme…

-Hiç umulmayan işler çok tutuyor, çok beklentisi olan işler kısa sürede kalkıyor. Bunlar seni nasıl etkiliyor?
Yer yer umutsuzluk yaratıyor. Ama şuna karar vermek gerek; işin tutup tutmaması mı önemli, yoksa senin içine sinmesi mi…
-Son işin reyting kurbanı oldu…
O kadar kırgınım ki bu sisteme…
İlk bölümü çekmek en az bir ay. Yüzlerce insan, gece gündüz çalışıyor. Sonra iş bitiyor ve hayalleriniz gidiyor… Şehir dışından gelen oyuncular tam düzen kurmuşken işsiz kalıyor.
-Popülerliğin hayatındaki yeri ne?
Şöhret beni daha da içime kapattı. Yani tanındıkça insan kabuğuna çekiliyor, en azından bana öyle oluyor.
-Özgürlüğün mü kayboluyor?
O değil de temkinli olmaya başlıyorsun. Her adımını düşünüyorsun.İki kere düşünüp konuşmak gerekiyor.

Tavlarım, ne istersem söylerim
Hayattaki en büyük korkun nedir?
Sevdiklerimi kaybetmek.
Tavlar mısın, tavlanır mısın?
Tavlarım bence. Ben ne istersem söylerim.
2 milyon takipçin var. Aldığın en garip iltifat neydi?
Evlenme teklifleri. Çok geliyor.
Mutluluğun resmini çizsen ne olur?
Kalabalık bir aile; annem, sevgilim, kardeşim, köpeğim… Bunu geçen sene sorsan başka bir cevabım olurdu ama şu an hayat enerjim böyle ve kalabalığı seviyorum.

Sinem Ünsal Kimdir?

Defne Samyeli’den Teşir Açıklaması

Eski haber spikeri Defne Samyeli, şimdilerde şarkıcı kimliğiyle adından sıkça söz ettiriyor. Çıkardığı ‘Abidin’ şarkısına çektiği klip nedeniyle gündemde olan 50 yıl yaşındaki tescilli güzel, önceki gün Etiler’de bir mekan çıkışı objektiflere yansıdı. Klibinde elleriyle çikolata yediği sahne çok konuşulan Defne Samyeli, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Defne Samyeli’den teşir açıklaması geldi.

“Müzik Bizi Kurtaracak”

Defne Samyeli, geçtiğimiz hafta sözü Sibel Algan’a, müziği Sezen Aksu’ya, düzenlemesi Mustafa Ceceli’ye ait ‘Abidin’ parçasını sevenleriyle buluşturdu. Yeni eseriyle ilgili olarak, “Bundan sonra hiçbir şeyi kafama takmayacağım’ diyenleri dansa davet ediyorum. Tek bildiğim şey de bizi müzik kurtaracak” açıklamasını yaptı.

Yorum Yağmuruna Tutuldu

Bir dönem oyunculu olarak kamera karşısına geçen, son dönemde ise müzik kariyeriyle ön planda olan eski haber spikeri, önceki gün Etiler’de bir mekan çıkışı objektiflere yansıdı. İlk şarkısına çektiği klipte adeta avuç avuç çikolata yediği sahnelere sosyal medyada yorum yağan ünlü şarkıcıdan olumsuz mesajlara cevap geldi.

Defne Samyeli’den Teşir Açıklaması

Elleriyle çikolata yediği anlar sebebiyle teşhircilikle itham edilen Defne Samyeli, söz konusu eleştirilere sert çıktı:

Benim çikolata yememde ne varmış? Çikolata yemiyor mu insanlar, ben yiyorum. Canım sıkıldığı zaman özellikle daha çok yemek yiyorum. ‘Duygusal yiyicilik’ diye bir şey var. Bu bir gerçek. Bir klibin orasına burasına bakıp, onunla ilgili yapılan yorumlar sahibine aittir. Kim ne gözle izliyorsa ona göre yorum yapar. ‘Teşhirci’ ne demek? Hangi gözlükle insanlar bakıyorsa ona göre bir yorumda bulunuyorlar. Kimin teşhirci olduğuna bununla ilgili yorum ifade eden kişi karar veremez ki! Kime göre, neye göre kimin teşhiri? Bana göre değil, nokta. Ben bildiğim yolda ilerlerim her zaman.

 “15 Yıldır Yaşlanma Etkilerini Hissetmiyorum”

1991’de katıldığı güzellik yarışmasında üçüncü olan, formda görüntüsü ile yıllara meydan okuyan 50 yaşındaki ünlü isim, “Son 15 yıldır neredeyse yaşlanma etkilerini hissetmiyorum bile. Bu nedenle yaş konusu endişe boyutunda gündemimde değil. Yaşım ilerledikçe yeni yapabildiklerim, geliştirdiğim yeteneklerim, yeni tecrübelerim beni o kadar heyecanlandırıyor ki korku değil hevesle bekliyorum önümdeki yılları. Mantalite buyken, zaman neredeyse duruyor. Anlıyorum ki çok kişiye bu anlamda faydam dokunacak, bir ilham kaynağı olduğumu görüyorum; kadınlar ve genç kızlar bana her ulaştıkları platformda bunu bana söylüyorlar” şeklinde konuşmuştu.

“Evde Trambolinde Zıplıyorum”

Tescilli güzel, “Spor yapmaya 20’li yaşlarımda başladım. Ağırlık, kardiyo, pilates… Hatta pilates hocalık sertifikam da var. Egzersizi çok seviyorum fakat zaman yaratamıyorum istediğim kadar. Haftada 2-3 günle sınırlı. Elimde olsa daha çok yapmak isterim. Bununla birlikte her gün düzenli yaptığım birkaç egzersiz var. Örneğin trambolinim var evde, zıplıyorum. Ayrıca çok aktif yaşayan biriyim. Yürürüm, asansöre binmem, merdiven çıkarım. Yüzümü de egzersizle çalıştırıyorum, son 19 yıldır. Çok büyük faydasını gördüm” demişti.

İlayda Alişan’dan Aşk Açıklaması

Kariyerine 2011 yılında ‘Bir Çocuk Sevdim’ dizisinin ‘Merve’si olarak başlayan, ‘Çukur’da ‘Akşın’ karakterine hayat veren, şimdilerde Kanal D’nin beğenilen dizisi ‘Seversin’de ‘Asya’ karakterini canlandıran İlayda Alişan; kendisini, set anılarını, mutluluğun formülünü ve aşka bakışını MAG Eylül sayısında anlattı. Samimi açıklamalarda bulunan İlayda Alişan’dan aşk açıklaması geldi. İşte o açıklamalar;

“Geleceğimi Düşünmek Beni Çok Heyecanlandırır”

İlayda Alişan, kendisini “Yirmi altı yaşında, oyunculukla uğraşan, ‘kendinin’ en iyisi olmaya çalışan, ufak tefek bir kızım. Hayatı ve insan sevmeyi çok severim; sohbet etmeyi, müzik dinlemeyi, insanı anlamayı… İletişim benim için önemlidir. Benimle anlaşmak, benim diye demiyorum ama hiç zor değildir. Sevdiklerimle upuzun masalarda buluşup bir şeyler içip, yemek yemek en keyif aldığım şeydir. Bir de geleceğimi düşünmek beni çok heyecanlandırır” sözleriyle anlattı.

“Başıma Ne Gelirse Gelsin Olduğu Gibi Kabul Ediyorum”

Yoğun çalışma temposuna rağmen enerjisini hep koruyan sempatik oyuncu, “Ben yaşamı seviyorum; yaşamayı, yeni güne uyanmayı, pozitif kalmayı. Başıma her ne gelirse gelsin olduğu gibi kabul ediyorum. ‘Bu da benim, bu da bana ait bir duygu’ diyebiliyorum. Mutluluğun formülü sevmek bence. Bir kişiyi, bir durumu, bir duyguyu, hayatı ama en çok da kendini” diye konuştu.

Dizinin Sırrını Açıkladı

Alişan, Kanal D’de yayınlanan ‘Seversin’ dizisi hakkında, “Seversin; enerjisi güzel, naif ve seyri keyifli bir iş oldu. Bence tamamen ekip enerjisi işe yansıyor. Setimiz o kadar keyifli, kamera arkasında o kadar çok gülüyor ve eğleniyoruz ki ortaya dinamik bir iş çıkıyor. İşin mutfağında yaptığınız şeyden keyif alıyorsanız, çıkan malzeme de güzel oluyor. Sanırım sırrı bu oldu” açıklamasını yaptı.

“Beş Dakika Aralıksız Güldük”

Eğlenceli bir set anısını anlatan oyuncu, “Geçenlerde ‘kayıt’ dendiğinde o kadar güldüm ki defalarca kaydı kesmek zorunda kaldık. Başka bir oyuncu arkadaşım da çok tekrar aldığımız bu sırada kulağıma eğilip bir şey söyledi. ‘Bunu düşün gülmeyeceksin’ dedi. Ne söylediğini söylemeyeyim ama daha çok gülmeye başladım. Beş dakika ara verip, yeniden çektik ama o beş dakika aralıksız güldük. Böyle anlatınca olmuyor ama inanılmaz komik bir andı. Bu çok sık geliyor başıma. Özellikle Seversin setinde” dedi.

İlayda Alişan’dan Aşk Açıklaması

26 yaşındaki güzel, “İlayda Alişan için aşk nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:

Aşkı tek kelimeyle anlatmak zor. ‘Ne yaşıyorum ben?’ dedirten bir duygu. İnsana, her şeyi yapabilirmişsin gücü kodlanıyor sanki. Her şey çok daha sıra dışı, karmaşık, çok daha büyük görünüyor gözüne. Yani ‘bütün hislerinin sınırsız oluşu gibi bir şey’ diyebilirim.

Ünlü oyuncu, “İlayda’ya bir mesaj vermenizi istesek, neler söylerdiniz?” sorusuna ise “Sakin ol, acele etme, akışa bırak” şeklinde ceavpladı.

Şevval Şahin’den Haberlere İsyan

Bir dargın bir barışık uzun süre aşk yaşadığı yazılım mühendisi Yiğit Marcus Aral’dan ayrılan, daha sonra iş insanı Burak Ateş’le aşk yaşadığı iddiasını yalanlayan 2018 Türkiye Güzeli Şevval Şahin, Murat Kazancıoğlu ile yeni bir aşka yelken açmıştı. 22 yaşındaki tescilli güzel, “Kazancıoğlu’nun ailesinin kendisini istemediği” şeklindeki haberlere yanıt verdi. Şevval Şahin’den haberlere isyan geldi.

Yeni Aşka Yelken Açtı

Şevval Şahin, geçtiğimiz haftalarda sevgilisi Murat Kazancıoğlu ile görüntülenmişti. Sürpriz bir ilişkiye başlayan ikili, ilk kez objektiflere yakalanmıştı. El ele Bebek sokaklarında dolaşan Murat Kazancıoğlu ve Şevval Şahin, kameraları fark edince panik olmuştu.

Görüntülendikleri anda birbirlerinin ellerini bırakmayı tercih eden çift, kısa süre konuştuktan sonra bir mekana yönelmişti. Şahin ve Kazancıoğlu, basın mensuplarının “Hayırlı olsun” sözlerini, “Teşekkürler” diye cevaplandıktan sonra koşar adım mekana giriş yapmıştı.

“Geçirdiğim En Güzel Yazdı”

Şevval Şahin, Etiler’de objektiflere takılmıştı. Sosyal medya hesabından yayınladığı tatil pozlarıyla adından sıkça söz ettirmeyi başaran 22 yaşındaki model, alışveriş turuna çıktığını söyledi. Yazın nasıl geçtiğini soran muhabirlere ise “Şu ana kadar geçirdiğim en güzel yazdı. Aksiyonu bol bir yaz geçirdim” yanıtını verdi.

“Özelim Bana Kalsın”

Son dönemde magazin gündeminin en çok konuşulan isimleri arasında yer alan Şevval Şahin, yeni ilişkisi hakkında konuştu. Özel hayatıyla da magazin gündeminden düşmeyen tescilli güzel, “Aşk hayatımda mutluyum ama fazla detaya girmek istemiyorum. Özelim bana kalsın” ifadelerini kullandı.

“Her Şey Kazanca Bağlı Değil”

Şahin, kariyer planlamasında oyunculuk olmadığını ifade ederek, “Şu an oyunculuk düşünmüyorum. Gelen rol teklifleri var fakat modellik üzerinden ilerlemek tercihim olur. Her şey kazanca dayalı değil. Oyunculuk çok kazandırıyor ama benim için bu öncelik değil” dedi.

Şevval Şahin’den Haberlere İsyan

Murat Kazancıoğlu’ya yeni bir aşka yelken açan Şevval Şahin, önceki gün Arnavutköy’de yürüyüş yaparken görüntülendi. Kazancıoğlu’nun ailesinin kendisini istemediği haberleri hatırlatılan tescilli güzel, şaşkınlıkla, “Her şey yolunda, öyle bir şey yok. Haberi de görmedim bu arada, nereden çıktı?” diye konuştu. İlişkinin nasıl ilerlediği sorularına ise Şahin, “Süper, dört dörtlük” şeklinde cevapladı.

İkinci Çocuğuna Hamile Olan Hazal Kaya Bebeğinin Cinsiyetini Açıkladı

İkinci kez anne olmak için gün sayan Hazal Kaya’nın bebeğinin cinsiyeti belli oldu. 2019 yılında nikâh masasına oturduğu yönetmen ve oyuncu Ali Atay ile mutlu bir evlilik sürdüren yaşındaki güzel, dün akşam yakın arkadaşı Selin Şekerci ile gittiği Melike Şahin konseri çıkışında basın mensuplarıyla sohbeti sırasında açıklama yaptı. İkinci çocuğuna hamile olan Hazal Kaya bebeğinin cinsiyetini açıkladı.

Takipçilerini Endişelendirdi

Son dijital platformda yayınlanan ‘Pera Palas’ta Gece Yarısı’ dizisinde kamera karşısına geçen Hazal Kaya, bir süredir sosyal medyada paylaşım yapmıyordu. Önceki gün Instagram hesabı üzerinden sessizliğini bozan ünlü oyuncu, sağlık sorunları yaşadığını yazdı. Kaya’nın sözleri takipçilerini endişelendirdi.

“Evde Baygın Yatıyorum”

“Nasıl açtım arayı ama? İsteyerek olmadı valla” diyen Hazal Kaya, yayınladığı fotoğrafa şu notu düştü:

Fiziksel olarak aşırı zorlandığım bir dönem sadece, sonra anlatırım. Psikolojik olarak kaldırabildiklerimin de ciddi bir sınırı oldu. Ayrıca 9’a 3 tansiyonla ya evde baygın yatıyorum ya da sette hayatta tutunmaya çalışıyorum. ‘Ay çok güzel şeyler geliyor neyse’ böyleyken böyle. İki üç haftaya toparlarım gibi, yani umarım! Öptüm.

“Feci Kocam Köylüyümdür”

Geçtiğimiz aylarda Youtube’da yayınlanan ‘İbrahim Selim ile Bu Gece’ programına konuk olan Hazal Kaya, uzun süredir birlikte olduğu Ali Atay’a olan aşkından bahsetmişti.

Ben feci kocam köylüyümdür. Çok aşığım. Ve biraz içtikten sonra Ali’ye ne kadar aşık olduğumu herkese anlatmak zorundaymışım gibi bir duyguyla yaşıyorum. Kimse bunu dinlemek istemiyor. Ve Ali inanılmaz utanıyor böyle şeylerden.

İkinci Çocuk Sevinci

Hazal Kaya ile Ali Atay, altı yıllık ilişkilerini 2019’da evlilikle taçlandırmıştı. Aynı yıl kasım ayında ilk kez anne ve baba olma mutluluğunu yaşayan ünlü çift, oğullarına Fikret Ali ismini vermişti. Şimdilerde ikinci çocuğuna hamile olan Hazal Kaya, bebeğinin cinsiyetini ilk kez açıkladı.

İkinci Çocuğuna Hamile Olan Hazal Kaya Bebeğinin Cinsiyetini Açıkladı

Yakın arkadaşı ve meslektaşı Selin Şekerci ile gittiği Melike Şahin konseri çıkışı objektiflere yansıyan 31 yasındaki oyuncu, basın mensuplarıyla sohbeti sırasında bebeğinin cinsiyetini paylaştı ve kız bebek beklediğini söyledi.

Merve Boluğur İkinci Kez Dünyaevine Giriyor

Beş yıldır oyunculuğa ara vermeyi tercih edip şarkıcılık yapmaya başlayan Merve Boluğur, Arnavutköy’de bir restoranda müzisyen sevgilisi Mert Aydın’ın evlilik teklifine ‘Evet’ yanıtını verdi. Merve Boluğur ikinci kez dünya evine giriyor! İşte detaylar;

“Hep Yanlış Seçtim”

Gece için yeşil uzun bir elbise giymeyi tercih eden ünlü isim, ilerleyen saatlerde ise, “Ben yanlış insan seçme bürosuyum. Hep yanlış seçtim, artık seçecek bir şey kalmadı. sonuç ortada!” şeklindeki sözleriyle dikkat çekmişti.

“O Yorumları Yazanlara Piskiyatr Denmez”

Merve Boluğur, kendisine gelen eleştirilerden sonra Instagram hesabından açıklama yapmıştı:

Ülkemin dedikoducu haset boş kafalılarına yazıyorum ilk ve son kez… Her zaman özgür kafalı hayallerimin peşinden koşan bir kadın oldum… Yapmak istediklerimi yaptım, yapmak istemediklerimi yapmadım. El alem ne der diye yaşamadım. Kendi dünyanızdaki problemlerinizi mutsuzluklarınızı başka tarafa kusun… Ne kimsenin pohpohlamasına ne eleştirmesine ihtiyacım var. Çünkü bir kere geldim bu hayata kendi yolumda yaşayacağım. O yorumları yazanlara psikiyatr yetmez, hadi kolay gelsin.

Mert Aydın’a Yorum

Şimdilerde ilişkilerine dolu dizgin devam eden Merve Boluğur-Mert Aydın çiftinden bir aşk pozu gelmişti. Güzel oyuncuya sarıldığı, siyah beyaz bir fotoğrafı 35.3 bin takipçisi bulunan Instagram sayfasından yayınlayan DJ Mert Aydın, paylaşımına “İlk ve son aşkımsın” notunu yazmıştı.

Ünlü isim de buna kayıtsız kalamayarak, sevgilisine; “Kocam” ve “Jelibonum” diyerek seslenmişti.

Merve Boluğur İkinci Kez Dünyaevine Giriyor

Uzun süredir ekranlardan uzak olan Merve Boluğur, bir süredir birlikte olduğu DJ sevgilisi Mert Aydın’ın evlenme teklifi aldı. Restoranda yemek yedikleri sırada masaya yüzük kutusu getiren bir drone yaklaştı. Neye uğradığını şaşıran oyuncu, sevgilisinin evlilik teklifiyle karşılaştı. Heyecandan gözleri dolan oyuncu, Aydın’ın teklifi karşısında, “Sonsuza kadar evet” cevabını verdi.

Boluğur, sevgilisinden evlenme teklifi aldığı anları Instagram hesabından paylaşıp, “I said yes (evet dedim) kocam” notunu düştü. Arnavutköy’deki restoranda evlilik yolunda ilk adımı atan çiftin paylaşımları sosyal medyada büyük ilgi gördü. Ünlü oyuncu, mutluluğunu sık sık tektaş yüzüğünü göstererek paylaştı.

Merve Boluğur kimdir?

Ünlü Çiftten Evlilik Açıklaması

Meken çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Boluğur, “Çok şaşkınım. Bana şu an rüya gibi geliyor. İlişkinin daha çok başındayız. Bu kadar kısa sürede sağlam ilerlemek beni çok mutlu etti. Drone yaklaşınca ben anlamadım. Bir anda bir şeyler olmaya başladı. Çok mutluyum” dedi.

Mert Aydın ise “Çok mutluyum. Bunu Merve ile birlikte yaşadığım için daha çok mutluyum. Mekanın alt katının sadece bize özel olmasını istedim. Bu anı sadece baş başa yaşamayı tercih ettim. Bize özel bir an oldu. Düğünümüzde en yakın zamanda olacak” şeklinde konuştu.

Genco Erkal Hastaneye Kaldırıldı!

Usta tiyatrocu Genco Erkal, KKTC’de ‘Şahdamarım’ adlı oyunu sergilediği sırada aniden rahatsızlık geçirdi. Genco Erkal hastaneye kaldırıldı! Peki usta oyuncunun sağlık durumu nasıl? İşte usta oyuncunun sağlık durumuyla ilgili merak edilen tüm detaylar;

Genco Erkal Hastaneye Kaldırıldı!

Genco Erkal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Şahdamarım adlı oyunu sergilediği sırada rahatsızlandı. Üsta tiyatrocu, sahnede yapılan ilk müdahale sonrası hastaneye kaldırıldı. İzleyiciler, Genco Erkal’ın rahatsızlığını oyunun bir parçası sandı. Olayı sahnedeki müzisyenlerin fark etmesi üzerine sanatçıya ilk müdahale yapıldı.

Genco Erkal’ın Sağlık Durumu Nasıl?

Ambulansla hastaneye kaldırılan Erkal’ın tansiyonunun düşmesi nedeniyle fenalaştığı belirtildi. Erkal’ın, bir süre daha hastanede gözlem altında tutulacağı öğrenildi.

Doğa Rutkay: İyi ki Evlenmişiz!

‘Güldür Güldür Show’ oyuncusu Doğa Rutkay, Piraye ve Rutkay Kerim adında ikiz çocukları olan eşi Kerimcan Kamal ile sekizinci evlilik yıl dönümünü sosyal medya paylaşımıyla kutladı. Doğa Rutkay “İyi ki evlenmişiz” dedi. İşte o paylaşım;

MasterChef’te Masterclass Oyununun Birincisi Kim Oldu?

0

Tv 8’in büyük bir beğeniyle izlenen yarışma programı MasterChef, Masterclass bölümüyle ekrana geldi. Danilo şef, kendi iş yerinde yarışmacılara Pizza, makarna ve rizotta eğitimi verdi. Daha sonra yarışmacılar stüdyoda üç aşamadan oluşan bir oyunla mücadele etti. Geçen haftanın ödülü hamur makinesi idi. Bu haftanın ödülü daha büyük olacağı duyuldu. MasterChef’te, Masterclass oyununun birincisi kim oldu? Büyük ödülü hangi yarışmacı aldı? Detaylar haberimizde…

MasterChef 2. Hafta 3. Takım Oyununu Hangi Takım Kazandı? 5. Ve 6. Eleme Adayları Kimler Oldu?

MasterChef’te Masterclass Oyununun Birincisi Kim Oldu?

MasterChef’te takımlar son haftanın son takım oyununu İzmir’de yaptı. Daha sonra Danilo şef, yarışmacıları İzmir’deki restoranına götürdü. Orada yarışmacılara Pizza, makarna ve rizotto yapımının inceliklerini anlattı. Elemanlarıyla birlikte bu yemekleri yapıp yarışmacılara tattırdı. Masterclass’ı alan yarışmacılar stüdyoya döndü.

BİRİNCİ TUR!

Birinci turda şefler yarışmacılardan, yaratıcılıklarını kullanarak pizza yapmalarını istedi. Verilen süre içinde yarışmacılar en yaratıcı pizzayı yapmak için yarıştı. Ancak, bir kaç yarışmacı bu turda yemeğini ya tamamlayamadı, yada istediği gibi bir pizza çıkartamadı. Verilen sürenin bitimiyle şefler, yarışmacıların yaptığı pizzaların tadımını yaptı. Yemeğini yetiştiren yarışmacılar otomatik olarak ikinci turda yarışmaya hak kazandı.

İKİNCİ TUR!

İkinci tura geçmeye hak kazanan yarışmacılardan şefler, makarna sosu yapmalarını istedi. Makarnalarını verip sadece sosu için onlara 15 dakika süre verdi. Bu süre içinde makarna soslarını yapıp makarnalarını haşlayan yarışmacılar, yemeklerini şeflerin beğenisine sundu. Şefler, tadımları yapıp 3. tura geçen yarışmacıları belirledi. Bu yarışmacılar; Yağız, Kaan, Onur, Çağatay ve Görkem oldu.

MASTERCLASS’IN BİRİNCİSİ KİM OLDU?

Şefler, son tura kalan yarışmacılardan Rizotto yapmalarını istedi. 3. tura kalan beş yarışmacı en yaratıcı rizottoyu yapmak için mücadele etti. Verilen sürenin sonunda yarışmacılar yaptıkları yemeği şeflerin beğenisine sundu. Şefler, beş yarışmacının yaptığı rizotto yemeğinin tadımlarını yaptı ve en başarılı tabağı belirledi.

Son turun 5. yarışmacısı Çağatay. 4. Görkem, 3. Onur, 2. Kaan ve birincisi Yağız oldu. Yağız, en başarılı rizotto yemeğini yaparak günün birincisi oldu ve büyük ödülün sahibi oldu. Bu haftanın büyük ödülünü Danillo şef açıkladı. Kazanan yarışmacının yani Yağız’ın, 3 günlük İtalya tatili kazandığını açıkladı.

Yağız, üç turdan da başarıyla geçerek birinci oldu ve masterclass’ın büyük ödülünün sahibi oldu. 3 günlük İtalya tatilini kazanmanın mutluluğunu yaşadı.

MASTERCHEF’TE BU AKŞAM!

MasterChef’te bu akşam, yedek kadro yarışacak ve ana kadroya girebilmek için mücadele edecek.

MasterChef 2. Hafta 2. Takım Oyununu Hangi Takım Kazandı? 3. Ve 4. Eleme Adayları Kimler Oldu?