Ana Sayfa Blog Sayfa 727

Yasak Elma 131. Bölüm Fragmanı Yayınlandı Mı? Kumru Çağatay’ın Ender’le Evleneceğini Öğreniyor!

0

Fox Tv’nin büyük bir beğeniyle izlenen dizisi Yasak Elma, 130. bölümüyle ekrana geldi. Dizinin yayınlanan yeni bölümünde; Çağatay, Ender’in teklifini asla kabul etmeyeceğini söylüyor. Ekin’den yardım isteyen Çağatay, ondan umduğunu bulamıyor. Meriç’in Doğan’a ismiyle hitap etmesi Yıldız’ı kıskandırıyor. Doğan da, Çağatay’dan Yıldız’ı kıskanmaya başlıyor. Kumru, hamile olduğunu öğrenip Çağatay’la konuşmaya gidiyor. O sırada Ender içeri giriyor ve Çağatay’la nişanlandığını söylüyor. Kumru, Çağatay’ın Ender’le evleneceğini öğreniyor.

2021 Pazartesi Dizileri

Kumru Çağatay’ın Ender’le Evleneceğini Öğreniyor!

Yasak Elma 131. bölüm fragmanı henüz yayınlanmadı. Yıldız, Ender’in yapacaklarından korkup onunla arasını düzeltmeye çalışıyor. Onu, Doğan’ın bir arkadaşıyla tanıştırmak için yemek organize ediyor. Doğan’la konuşup onun onayını aldıktan sonra Ender’i yemeğe çıkarıyor. Restoranda buluşan Yıldız ile Ender, rezervasyonları olmadığı için içeri alınmıyor. Ender, kendisini tanıtıyor. Yine alınmıyorlar. Yıldız, kendisinin Doğan Yıldırım’ın eşi olduğunu söyleyince hemen bir masa ayarlanıyor.

YASAK ELMA 130. BÖLÜMDE BAŞKA NELER OLDU?

Ender, bu duruma çok bozuluyor. Çağatay, Ender’in evlenme teklifini kabul etmiyor. Ender ise ona, bu konuyu bir kez daha düşünmesini istiyor. Çağatay’ı takibe alan Ender, onun birinden destek almak için uğraştığını anlıyor. Onu kendisine mecbur etmek için Çağatay’ın görüştüğü Sami’nin oğlu Ekin’i kafaya alıyor.

Onunla yakınlık kurup onun Çağatay’la işbirliği yapmasını engelliyor. Şirkette Doğan’ın, genel kurulu toplayıp sermaye artırımına gitmesini istemesini sağlıyor. Sami’nin oğlu Ekin’den de yardım alamayan Çağatay, toplantıda Ender’in kararına kalıyor. Ender, Çağatay’ın gözlerine bakıp bu sermaye artırımını düşünmek istediğini söylüyor.

Bu arada Kumru, babasıyla konuşuyor ve bu evliliği daha fazla sürdürmemesini, onların aynı odada bile kalmadıklarını bildiğini söylüyor. Doğan, Halit Can’ın küçük ve annesiyle yatmak istediği için Yıldız’la ayrı yattıklarını söylüyor. Yıldız, Ender ve Doğan’ın arkadaşıyla akşam yemeğine çıkıyor.

Ender, Yıldız’ın kendisini biriyle tanıştırmasına çok bozuluyor ve yemek fiyaskoyla bitiyor. Kumru, babasıyla Yıldız eve gelince Halit Can’ın kendi odasında uyuduğunu söyleyip onların rahat rahat birlikte uyuyabileceklerini söylüyor. Yıldız, Kumru’nun oyununa yenilmek istemiyor ve Doğan’la birlikte onun odasına gidiyor.

Doğan, koltukta yatıyor. Yıldız ise, onun yatağında uyuyor. Doğan, Yıldız uyurken onu hayran hayran izliyor. Ertesi gün Asuman, kızıyla Doğan’ın birlikte kaldıklarını öğrenip çok mutlu oluyor. Meriç, kahvaltıya geliyor ve onun Doğan’a ismiyle hitap etmesi Yıldız’ın gözünden kaçmıyor.

Doğan Meriç’i, Kumru’nun isteğiyle işe alıyor. Kumru, hamile olduğunu öğrenip Çağatay’la konuşmaya onun yanına gidiyor. Orada Ender’i görüyor ve onların evleneceklerini öğrenip şok oluyor.

Yasak Elma 130. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Kumru Hamile Olduğunu Öğreniyor!

Ozan Çınar’ dan İkinci Single ‘Kalp Yangını’…

Kendi şarkılarını yazıp, besteleyen genç müzisyen Ozan Çınar, müzik kariyerinin ilk eseri olan ‘Hain’ den sonra ikinci çalışması olan “Kalp Yangını” teklisini sanatçı Soner Sarıkabadayı prodüktörlüğünde, PDND Müzik etiketiyle tüm müzikseverler ile  buluşturdu. Detaylar Haberimizde…

Ozan Çınar İlk Single’ı ‘Hain’ Yayında!

Ozan Çınar’ dan İkinci Single ‘Kalp Yangını’…

Ünlü Türk halk ozanı Feyzullah Çınar ’ın yeğeni olan Ozan Çınar, sözleri ve müziği kendisine, düzenlemesi ünlü DJ, prodüktör İlkay Şencan’a ait olan şarkı için Mustafa Özen yönetmenliğinde kameralar karşısına geçti.

Ozan Çınar’a klipte partner olarak güzel model Anastasia eşlik ederken, müzisyen arkadaşları da klibin belirli sahnelerinde yer aldı.

“Şarkım Aşkını Bitirmeye Çalışanların Mücadelesini Anlatıyor…”

Ozan Çınar, menajeri Şebnem Özberk ve ekibi ile uzun süre üzerinde yoğunlaştığı projesi “Kalp Yangını” için şu sözleri söyledi : “Düzenleme olarak uzun bir zaman üzerinde çalıştığımız, her dokunuşta duygusunu korumak için çaba sarf ettiğimiz bir şarkı oldu. Şarkının hikayesi ise; aşkı artık kafasında bitirmeye çalışanların, hâla aynı hikaye için yaşayan duygularını bastırma çabasını ve yeni bir adım atmak için taşıdıkları kararsızlığı anlatıyor.”

Aziz Kedi Kimdir?

0

Exxen’de yayımlanan “Gibi” dizisinin senaristi Aziz Kedi kimdir? Aziz Kedi kaç yaşında? Aziz Kedi projeleri neler? Aziz Kedi hangi burç? Aziz Kedi aslen nereli? Aziz Kedi hakkında merak ettiğiniz ve bilmeniz gereken her şeyi sizin için bu yazımızda yazdık.

Aziz Kedi Kaç Yaşında? Aziz Kedi Aslen Nereli? Aziz Kedi Hangi Burç?

Aziz Kedi, 1 Ocak 1978’de Antalya’da doğdu. Aslen Antalyalı olan Aziz Kedi, Oğlak burcudur.

Aziz Kedi Kimdir?

Aziz Kedi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu Bir süre Ekşi Sözlük’ün dergisi “Ekşi”nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Ardından bir süre sonra Milliyet gazetesinde düzenli yazılar yazdı.

Bildiği kadarıyla Tempo dergisi ve Radikal için halen yazı yazmaya devam ediyor.  Ayrıca Okan Bayülgen’in yapım şirketi Makina Medya Yapımevi bünyesinde editör ve metin yazarı olarak görev yapan Aziz Kedi bugüne dek izlediğimiz pek çok dizinin de senaristi.

Çok sayıda televizyon programı, medyanın çeşitli başka alanlarında yazar ve danışman olarak hizmet vermeye devam eden Aziz Kedi, şuan da Exxen’in en sevilen dizisi “Gibi”nin bölümlerini yazıyor.

Hatta diziyle ilgili verdiği bir röportajında “Sen absürt komediye nasıl bakıyorsun, Gibi’yi nereye oturtuyorsun?” sorunu şu ifadelerle yanıtlamıştı;

İçinde oynadığımız kümeyi sınırlayan şey “possible but unlikely” çizgisi. Yani “mümkün ama düşük olasılıklı.” En şahane, en komik şeyler TAM o sınırda durduğun zaman çıkıyor. Bugüne kadar yaptığımız şeyler absürtün kitap tanımına giriyor evet ama absürt dendiğinde yaygın anlayış, “possible”ın ötesinde yapılan şeyler. Orada bildiğimiz dünyanın fizik kurallarını takmayabiliyorsun. Buna da itirazım yok. Ama “Evet yahu çok saçma ama bu olabilir!” dediğin sürece bunu bir hile olarak değil, imkânları genişleten bir araç olarak algılıyoruz. Yani ne filmlere ne de Gibi’ye “absürt” demeye dilim varmıyor. Hepsi “possible but unlikely.

Yılmaz Bey Banyo” bölümünün ilk editini izleyince Feyyaz’ın eşi Sedef oturup ağlamış. Çok ağırdı. Sonra birkaç ek yazdık da ajitasyon etkisinden kurtardık. Kendi adıma ofansif, defansif mizah falan tanımıyorum. Bir reklamcı, mühendis ya da politikacı bir takım insanların “rahatsızlığı”nı dikkate almak zorunda kalabilir. Ama hiçbir sanatçı için bu geçerli değildir. Ofansif mizah diye bir şeyi kabul ettiğin zaman ofansif olmayanı da varmış gibi anlaşılır ve yaptığın işi bir kategoriye koyma izni vermiş olursun. Sonra da bu kategori tartışmaya açılır. Hayır, yaptığım şeyin kimi “rahatsız” ettiği benim problemim olamaz. Saygı ve hoşgörüden de bahsetmiyorum. Söylediğim sözün varlığını kabul etmek zorundasın. Çünkü bu sözler ve bu düşünceler var. Onları görmezden gelmek ya da kabul etmek ya da küçümsemek ya da onlara kızmak senin kendi içinde halledeceğin şeyler.”

Ünlü Mankenden Fatura İsyanı!

Son dönemde ülkemizde doğalgaza gelen zamlar herkesin cebini yakıyor. Ünlü mankenden fatura isyanı geldi. İşte detaylar;

“Dar Gelirliler Ne Yapacak?”

Yeni yılla birlikte tüm enerji fiyatlarına gelen zamlara en çok dar gelirli vatandaşlar adına
üzüldüğünü dile getiren ünlü güzel, yetkililerin konuya daha fazla hassasiyet göstermesini istedi.

Dorsa, “Biz sanatçılar her fırsatta insanlara tiyatroya, konserlere gelin diye çağrı yapıyoruz ama şu durumda dar gelirli vatandaş faturalarını bile ödeyemeyecek durumda. Ben bu faturayı elbette öderim. Ama düşük gelirli kalabalık aileler ne yapacak?” dedi.

Nilay Dorsa Kaymadan Döndü

Ünlü Mankenden Fatura İsyanı!

Nilay Dorsa, evine gelen son doğalgaz faturasıyla şaşkına döndü. İstanbul’daki mütevazi evinde tek başına yaşayan Dorsa, 1,396 liralık faturanın haksızlık olduğunu söyledi.
Uzun yıllar modellikte ve şarkıcılıkta gösterdiği başarıyı şu sıralar tiyatroda sergileyen Nilay
Dorsa, yeni oyunu ‘Seni Gidi Beni’nin turnesinden even dönüşte karşılaştığı doğalgaz faturasına isyan etti. Gelen 1,396 liralık faturayı sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaşan Dorsa,

“Ben İstanbul’da oldukça mütevazi bir evde tek başıma yaşıyorum. Dolayısıyla bu kadar enerji harcamam söz konusu bile değil. Şimdi ne yapalım? Karda kışta kombiyide mi çalıştırmayalım?” ifadelerini kullandı.

Nilay Dorsa Kimdir?

Mustafa Ceceli’den Genç Yetenek Gökhan Kunt’a Büyük Destek!

İkinci şarkısı ‘Kendimi Kandıramadım’ ile müzik dünyasına hızlı bir giriş yapan
Gökhan Kunt büyük bir başarı elde edecek gibi duruyor. Mustafa Ceceli’den genç yetenek Gökhan Kunt’a büyük destek geldi.

Gökhan Kunt Büyük Çıkış Yapacak

Ünlü müzisyen Mustafa Ceceli’nin aranjesini yaptığı şarkısı için Gökhan Kunt ile adeta stüdyoya kapandılar. Yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalışılan şarkı geçen hafta müzik severlerin beğenisine sunuldu.

“Aşk Adam Seçer Mi?” Mustafa Ceceli ‘ye Emanet…

Mustafa Ceceli’den Genç Yetenek Gökhan Kunt’a Büyük Destek!

Yayınlandığı ilk gün 150.000 izlenme oranıyla trendler arasına giren şarkı sosyal medyada büyük ses getirdi. Sony müzik imzalı şarkının klibini şarkıcı Gökhan Kunt Üstlendi. Klibini kendi çeken şarkıcı ‘Klip ve şarkı içime çok sindi, şarkıyı adeta ilmik ilmik ördük umarım müzik severler şarkımı beğenir’ dedi.

Sinan Akçıl ve Burcu Kıratlı Boşanmasına Yayın Yasağı!

Ayrılmalarıyla, barışmalarıyla, çocuk isteyip yeniden ayrılmalarıyla gündemden düşmeyen Burcu Kıratlı ve Sinan Akçıl çifti reklam ayrılığı eleştirilerinin ardından önlem alma yoluna gitmişe benziyor. Sinan Akçıl ve Burcu Kıratlı boşanmasına yayın yasağı kararı alındı. Peki neden? İşte detaylar;

Sinan Akçıl: İki Evliliği De İyi ki Yapmışım

Basın mensupları ile sohbet eden Akçıl, Burcu Kıratlı ile boşanma süreciyle ilgili sorulara “Denedik ama düzlüğe çıkamadık maalesef, Türkiye’ye örnek olacak bir ayrılık göreceksiniz, çünkü sonuçta biz birbirimizi çok sevdik ve bitişi de öyle olmalı diye düşünüyorum” yanıtını verdi.

2. Sayfa programına da konuk olan Sinan Akçıl, geçen yıl ikinci kez evlendiği Burcu Kıratlı ile aldıkları bu boşanma kararı hakkında yöneltilen soruları yanıtladı: “Bu karardan dönmem. Karşılıklı bir karar bu. Birisinin bir hamle yapması gerekiyor ya, o yüzden boşanma davasını ben açtım.” Kıratlı ile 2 kez nikâh masasına oturan Akçıl, sözlerine şöyle devam etti: “Bu 3 yıl çok değerliydi. Ben sevdiğim kadınla iki kez evlendim ve asla pişman değilim. İyi ki bu iki evliliği yapmışım.”

Burcu Kıratlı ve Sinan Akçıl’ın Ayrılık Nedeni Çocuk Mu?

Dövmeyi Sildirmeyeceğim

Sinan Akçıl, Burcu Kıratlı’nın adının baş harfini yazdırdığı dövmesini sildirmeyeceğini söyledi: “Burcu’dan kalan dövme var, dursun. Geçmişteki fotoğrafları da silmek bana ihanet gibi geliyor. Burcu da ben de kıskanç insanlardık. Ben gizli kıskançtım.”

Burcu Kıratlı Kimdir?

Sinan Akçıl ve Burcu Kıratlı Boşanmasına Yayın Yasağı!

Öğrenilene göre yeni boşanma davasını Sinan Akçıl açmış. Akçıl, çekişmeli olarak açılan davaya gizlik kararı ve yayın yasağı getirtti.

Sinan Akçıl’ın avukatı mahkemeye verdiğ dilekçede, “Taraflar arasındaki davaya ilişkin hususların gerek ulusal yazılı ve görsel basında ve yine gerekse de internet ortamında yayınlanmasının müvekkilimin kişilik haklarına, aile mahremiyetine, müşterek çocuğa ve müvekkilimin ticari itibarına zarar verme ihtimali olduğundan yayın yasağı verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Mahkeme Sinan Akçıl’ın avukatı aracılığıyla yaptığı bu talebi kabul etti.

Sinan Akçıl ile Burcu Kıratlı arasında görülecek davaya ilişkin her türlü haber ve yayının, görsel ve yazılı radyo, gazete kuruluşlarında, internet ortamında haber, röportaj ve benzeri isimlerle yayınlanması yasaklandı.

Hande Yener’den Taciz İtirafı

Son dönemlerin en çok konuşulan isimlerinden biri olan Hande Yener dün Etiler’de kameralara yakalandı. Çok özel açıklamalar yapan Hande Yener’den taciz itirafı geldi. İşte ünlü şarkıcının o itirafı;

Sağlık Durumunu Açıkladı

Sağlık durumu hakkında bilgi veren ünlü şarkıcı, kırılan sağ ayak orta parmağını göstererek, “Şu anda iyiyim. Sargıyı çıkardılar. Bir hafta daha topuğuma basarak idare edeceğim. Ondan sonra devam” diye konuştu.

“Konuşulmuyorsan Sıkıntı Var Demektir

Kırık ayak parmağıyla sahneye çıkan Hande Yener, çok konuşulan sahne performansı ve sahne kıyafeti ile ilgili konuştu: “İşimi çok seviyorum. Sevenlerimi heyecanlandırmayı da seviyorum. Sahne şov dünyası. Orada şovumuzu yapıyoruz. Konuşulacaksın tabii. Konuşulmuyorsan sıkıntı var demektir. Böyle bir derbi gibi olmak zorunda. Yarısı olmuş diyecek yarısı olmamış diyecek. O zaman zaten başarı vardır. İnsanların gözlerinin alışması diye bir şey var. Biz şimdi ilk kez yaptığımızda tuhaf geliyor ama sonra gözler alışıyor. Polemiksiz yeni tarzımız bu. Kostümler, sahne şovları.”

Yeni bir sahne şovu hazırlığı içerisinde olduğunu belirten Hande Yener, “Yine çok konuşulacağını düşünüyorum. Bomba bir şov daha geliyor. Taklitler çok, şu an anlatamam” dedi.

“Sokakta Yürüyemiyoruz”

Hande Yener, muhabirlerin soruları üzerine son günlerde şiddet ve taciz haberleriyle gündeme gelen sanatçılara ilgili, “Bu dünyada kadınsan bunun sıkıntısını her zaman yaşıyorsun. Hepimiz çocukluktan itibaren kendimizi sokakta okula giderken, alışverişte orada burda korumak zorunda kalıyoruz. Böyle gönül rahatlığıyla bir genç kız için sokakta yürümek zor. Kendimizi koruyarak büyütüyoruz. Hepimiz bazı tacizler yaşadık. Maalesef önünü geçilemeyen bir konu. Kadına yönelik şiddetin her türlüsünü kınıyorum” yorumunda bulundu.

Hande Yener: Özgüven Böyle Birşey Olmamalı

Kendisinin de zaman zaman tacize maruz kaldığını ifade eden Yener, muhabirlerin “Tacize uğrayınca siz ne tepki verdiniz?” sorusu üzerine “Çok agresifleştim. Sokakta oldu. Bindiğim otobüste oldu. Başkalarına da yapılırken görüyorum. Çoğu yerde denk geliyor. Yolda yürüseniz laf atıyorlar, peşinize takılıyorlar. Bunlar her genç kızın, her kadının başına gelen hikayeler. Hepimiz paranoyak olduk. Sokakta arkamıza bakarak yürüyoruz. Böyle savaşçı olarak büyüdük, yaşadık. Bütün kadınlar bu şekilde. O yüzden hep kendimizi korumak zorunda kalıyoruz” yanıtını verdi.

Evliliğe Onay

Rapçi Misha ile aşk yaşayan Hande Yener, Sevgililer Günü planlarının sorulması üzerine “Bizim için her gün keyifli geçiyor. Özel günlere takıntılı değiliz” açıklamasında bulundu. Hande Yener’in oğlu Çağın Kulaçoğlu, “Annenizi evlilik kararı alması üzerine tepkiniz ne olur?” şeklindeki soruya “Ben her zaman onun tercihine saygı duydum. O mutlu olunca ben daha mutlu oluyorum” diye yanıt verdi.

Ali Atay ve Hazal Kaya’dan Duygusal Yıldönümü Kutlaması

2019 senesinde nikah masasına oturan Ali Atay ve Hazal Kaya’nın geçtiğimiz gün evlilik yıldönümleriydi. Ali Atay ve Hazal Kaya’dan duygusal yıldönümü kutlaması geldi. İşte ünlü isimlerin o paylaşımı;

“Fiko ile Her Şey Değişti”

*Fiko hayatımda çok şey değiştirdi. Daha cesur hissediyorum. Daha her şeyi yapabilir buluyorum kendimi. Bir de çok tatlı bir tip. Sıfır bir şey geliyor dünyaya. Önce ‘bunu hayatta tutmalıyım’ başlıyor. Sonra öğreniyor. Bu çok keyifli bir yolculuk. İnsanlara karşı daha yumuşadım. Eskiden çok sinirleniyordum.

Ali Atay kimdir?

Hazal Kaya: Acayip Kocam Köylüyüm

*Ben feci kocam köylüyümdür. Çok aşığım. Ve biraz içtikten sonra Ali’ye ne kadar aşık olduğumu herkese anlatmak zorundaymışım gibi bir duyguyla yaşıyorum. Kimse bunu dinlemek istemiyor. Ve Ali inanılmaz utanıyor böyle şeylerden…

Ali Atay ve Hazal Kaya’dan Duygusal Yıldönümü Kutlaması

Hazal Kaya ile Ali Atay, 3. evlilik yıl dönümlerini kutladılar.

Hazal Kaya düğün fotoğrafını “Bu fotoğrafın üstünden nasıl üç yıl geçer aklım almıyor? Seninle geçen her yıl birbirinden güzel! Nice yıllarımız olsun beraber… Sana çok aşığım” notuyla paylaştı.

Çift, yüzlerini değiştirdikleri videoyu da Instagram’da yayınladılar.

Hazal Kaya’nın dijital bir platformda yayınlanacak olan yeni filminin fragmanı yayınlandı. Ali Atay, fragmanı ‘Helal olsun sevgilime be! Gurur duyuyorum.’ notuyla Twitter sayfasında paylaştı. Kaya ise ‘Sevgilim’ diyerek karşılık verdi.

Cenk Eren’in Magazin Programı Pişmanlığı

Son dönemde açıklamalarıyla gümdene gelen Cenk Eren geçtiğimi gün samimi bir röportaj verdi. Cenk Eren’in magazşn programı pişmanlığı olduğu ortaya çıktı. İşte o röportaj;

◊ “Repertuar” adlı serinizde şarkılarını seslendirdiklerinizden hangisine kendinizi daha yakın hissettiniz: Tanju Okan mı, Ferdi Özbeğen mi?
– Aslında kendime yakın hissetmekten ziyade, ikisinden de bir şeyler buldum kendimde. İkisinden de etkilendim. Ferdi’nin nafliği, Tanju’nun o muhteşem yorumculuğu…
– Peki serideki hangi albümün geri dönüşü daha büyük oldu: Selda Bağcan mı, Barış Manço mu?
– Selda Bağcan’ın.

◊ Hangisini bırakmak daha ağır oldu: Kültür Bakanlığı Devlet Halk Dansları Topluluğu mu, Ankara Radyosu mu?
– Ankara Radyosu’nu keşke bırakmasaydım, biraz daha devam edebilseydim… Çok üzgünüm bunun için. Ama maalesef o zamanki şartlar sahneye itti beni.
◊ Sunuculuk yaparken yemek programları mı daha keyifli, magazin programları mı?
– İkisi de değil. Pişmanım. Yemek ve Magazin programı yapmasaydım daha iyi olurmuş. Ben bir şarkıcıydım. Kendi arkadaşlarımla ilgili magazinsel konular konuşmam doğru değildi.
◊ Gece kulübü işletmeciliği de yaptınız. Mekânlarınızdan siz hangisinde daha çok eğlendiniz: Piyasa mı, My Pavyon mu?
– İlk göz ağrım My Pavyon’du. Çok enteresan bir konseptti. Orada olağanüstü yıllar geçirdik. Ben de arkadaşlarım da çok eğlenmiştik My Pavyon’da.
◊ Mekân patronu olarak… Mümkün olsa mekânınızda hangisini çıkartmak istersiniz: Cem Yılmaz mı, Ata Demirer mi?
– Bilmem… Ata Demirer herhalde. Şarkı da söylebildiği için onu tercih ederdim.

Büyük Jest!… Cenk Eren ‘e Sezen Aksu Eli Değdi…

Nükhet Duru’dan çok şey öğrendim

◊ Kişiliğinize hangisi daha çok damga vurmuştur: “Sahne ismi babanız” Murathan Mungan mı, birlikte program ve albüm yaptığınız Nükhet Duru mu?
– Uzun dönemler birlikte çalıştığımız için Nükhet Duru. Sahne anlamında, hayat anlamında çok şey öğrenmişimdir.

◊ Yeşilçam’dan: Türkan Şoray mı, Filiz Akın mı?
– Filiz Hanım’ı çok severim. Çok, çok severim. Çok zarif bir kadın. Ama tabii ki Yeşilçam dendiğinde Türkan Sultan.
◊ Tarık Akan mı, Ediz Hun mu?
– Bak bu sorun yanlış bence. İkisini aynı döneme denk getiremeyiz ki. Farklı yılların aktörleri. Ama seç diyeceksen ki diyorsun… Ediz Hun o zaman.
◊ Hangisiyle ev arkadaşı olmak daha şamatalı olurdu: Çatlak Şanzel mi, Yıldız Tilbe mi?
– E yok, ikisiyle de istemezdim. (Gülüyor) Madem seçmem şart, Yıldız’ı alayım ben. Hem de arkadaşım…

HAYAT BİLGİSİ

Kendi adıma söyleyeyim: İçgüdü güder
◊ Hayatınız bir film olsa macera mı olurdu, romantik komedi mi?◊ Hayatınız bir film olsa macera mı olurdu, romantik komedi mi?
– Kesinlikle aksiyon filmi olurdu. 30 senedir bitmeyen bir aksiyonum var.
◊ 3 Şubat Kova erkeği… Nesinden daha çok çektiniz: Dediğim dediklikten mi, fazla kibarlıktan mı?
– Fazla kibarlıktan.
◊ Mantık mı, içgüdü mü?
– Kendi adıma söyleyeyim: İçgüdü güder… Ben maalesef hep içgüdülerimle hareket ediyorum ama birazcık da mantık lazım yani.
◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?
– Gece adamı olduğum için kafam gece daha iyi çalışıyor. Bütün planlarımı gece yaparım.
◊ Para saadet getirir mi, getirmez mi?
– Tabii ki getirir. Sıkıntısı olmayan insan mutludur. İlle de mutludur denemez ama para önemli. Parasız hakikaten saadet olmuyor.
 ◊ Sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ama çirkin doğmak mı, fakir ama güzel doğmak mı?
– Fakir ama yakışıklı doğmak. Daha güzel bir şey bu.
 ◊ Zaman makinesi icat ettiniz, nereye giderdiniz: Geçmişe mi, geleceğe mi?
– Geçmişim çok keyifliydi, çok mutluydum. Geleceğin ne olacağını bilmiyorum. Bilmediğim bir şeye gitmek de istemezdim. Geçmişe gidip orada kalabilirdim.
◊ Pozitif ama sıkıcı insanlar mı, negatif ama ilginç insanlar mı?
– Negatif ama ilginç insanlar. Beni hep daha çok eğlendirmişlerdir.
◊ Hatır için çiğ tavuk… Yenir mi, yenmez mi?
– Şimdi kimin hatrına binaen? Orası ayrı tabii ama… Kimse kusura bakmasın, hatır için çiğ tavuk falan asla yemem.

KÜÇÜK KEYİFLER

İskender, mantı, makarna… Üçü birden!
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz: Mantı mı, iskender mi?
– Sana şöyle söyleyeyim, yanına bir tabak da makarna koy, üçü birden! (Gülüyor)
◊ Peki İstanbul’un… Yemekleri mi, sesleri mi?
– (Gülüyor) Sanki sesleri… Dünyanın başka hiçbir yerinde duyamayacağınız, bir sürü değişik ses duyarsınız İstanbul’da. Çok başka bir şehir.
◊ Anadolu Yakası mı, Avrupa Yakası mı?
– Hiç Anadolu tarafında oturmadım. Hep Avrupa yakasında yaşadım. Onun için Avrupa yakası.
◊ Tatillerden… Bodrum mu, Çeşme mi?
– İkisi de, çalıştığım için güzel yerler ama benim gönlümde yatan her zaman Ayvalık’tır, Cunda’dır.
◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
– A zor soru. Orman-ağaç- temiz hava… Bana daha cazip geliyor.
◊ Hangi üçlü sizinki: Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?
– Bunun cevabı net: Rakı-balık-Ayvalık. Tartışmaya da kapalı.
◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsaydınız… Kırmızı et mi, deniz mahsulleri mi?
– Deniz mahsullerinden vazgeçerdim.
◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur: Obura mı, gevezeye mi?
– İkisine de. Mümkünse ikisiyle de oturmak istemem. Yok, ille bir tercihse gevezeye diyelim.
◊ Tren yolculuğu mu, gemi yolculuğu mu?
– Çocukluğumdan beri en sevdiğim şeylerden biri: Tren yolculuğu. Kesin.
◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?
– E günbatımı daha romantik şimdi. Değil mi? Bana mı öyle geliyor?
◊ Çaycı mısınız, kahveci mi?
– Kahveciyim. Ama akşamüzerleri çay severim. Çay da fincanda değil, tavşankanı rengini görebileceğim cam bardakta olacak.

ÖZEL MESELELER

Affederim ama asla unutmam
◊ Yeni single’ınız “Kadife Örtü”… Kadife, masaya mı daha çok yakışır, yatağa mı?
– Ay harika soru. (Gülüyor) Bence siyah, ince, kadife bir yatak örtüsü güzel olurdu.
◊ Madem işletmecisiniz söyleyin bakalım… Gece hayatında hangisi daha çok iç gıcıklar: Bakıp gülümsemek mi, göz kaçırmak mı?
– Göz kaçırmak elbette. O flörtöz bir durum oluyor; gördü mü, görmedi mi, baktı mı, bakacak mı… Bunlar tabii güzel haller bence.
◊ Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?
– Ya ben sonbahar adamıyım. O sarı sarı yapraklar yerlere dökülecek falan… Beni benden alır.
◊ Eski bir hatıranın yâdına hangisi daha güzel eşlik eder: Sezen mi,Ajda mı?
– Hmm… “Kimler geldi, kimler geçti” diyeceğiz tabii buna: Ajda eşlik eder.
◊ Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?
– E her aşkımın kötü bitmesi tabii. Kim ister aşklarının kötü bitmesini? Ama öyle bitti benimkiler maalesef. (Gülüyor)
◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?
– Yaa… Herhalde nefret derim ben buna. Yani âşıkken çok tatlısınız, bittiği zaman nefret ediyorsunuz falan bu sefer.

◊ Hangisini tercih edersiniz: Tek başınıza ağlamak mı, birinin omzunda ağlamak mı?
– Tabii ki birinin omzunda ağlamak. O sana bir güven verir. Sevdiğin birinin omzunda ağlamak daha doğrusu.
◊ Affetmek mi, unutmak mı?
– Affederim, kinci değilimdir. Ama asla unutmam.
◊ Hangisinin aklını okuyabilmek isterdiniz: Sevgilinizin mi, en büyük düşmanınızın mı?
– Ne şeytani bir soru… Ben sevgilimin akılını okuyabilmek isterdim.

GÜNDELİK HALLER

Horlayan varsa otele giderim
◊ Az tanıdığınız birine… Telefon mu, mesaj atmak mı?
– Aaa mesaj atarım. Zarafet onu gerektirir bence. Telefonda konuşmak olmaz. Belki o anda müsait değil? Müsaitse o döner zaten sana.
◊ Evinize yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?
– Hemen evden çıkar bir otele giderim. Gerçekten uyandıramayacağım ya da uyandırırsam üzüleceğini düşündüğüm bir misafirimse yani. Ona da rahatsızlık veremem, kendi uykumdan da fedakârlık edemem. Hemen yakın bir otele.
◊ Uçakta/otobüste habire omzunuzda uyuyan bir teyze var… İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikâyet edersiniz?
– Böyle hafiften… Uyandırırım herhalde. Ya da ne bileyim mutlu mesutsa, dokunmam aslında. Hiç sorun yok.
◊ Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?
– Tabii ki telefon-YouTube-sosyal medya. Ama onları da pijama-terlikle yapıyorum.
◊ Ayaklarınıza kara sular inmiş: İyi bir roman mı, iyi bir film mi?
– Deli gibi iyi bir uyku!

HİÇ DÜŞÜNMEDEN HIZLI HIZLI…

◊ Güneş mi, ay mı?
– Ay.
◊ Twitter mı, Instagram mı?
– Twitter.
◊ Nâzım Hikmet mi, Orhan Veli mi?
– Nâzım.
◊ Kedi mi, köpek mi?
– Köpek.
◊ Tavla mı, satranç mı?
– Tavla.

Gülşen’den Öpücüklü Yanıt

Giydiği her kıyfatele adından söz ettiren Gülşen geçtiğimiz gün Nişantaşı’ında bir mekandan çıkarken görüntülendi. Muhabirlerle ayak üstü sohbet eden Gülşen’den öpücüklü yanıt geldi. İşte ünlü şarkıcının o yanıtı;

Gülşen’den Ses Getiren Açıklama

Şimdi tüm o ‘ama’ların sonrasındaki cümlelerinize cevaben:

Ben bir kadın bedeninde dünyaya gelmiş bir insanım. İsmim Gülşen. 26 yıldır tek başıma ayaklarımın üzerinde duruyor ve arı gibi çalışıyorum. Hiç kimseye muhtaç değilim. Pop müziğe değer ve yenilik katabilmek adına sayısız şarkı yazdım. Tabii bu uzun yolculukta hiçbir şey bana altın tabakta sunulmadı. Düştüğüm, kalktığım, mücadelesini verdiğim, çok da yaralandığım oldu elbet. Ama bugün geldiğim noktada ve her zaman, ihtiyacım olan gücü hep kendi içimde buldum. Taştan duvardan olmadığımı, sadece bir insan olduğumu hep hatırlattım kendime.

Mesleki hayatım boyunca hep zamanın ruhunu okumaya inandım. Müziğimin, bedenimin, zihnimin hep özgür ve bağımsız kalabilmesine gayret ettim.

Meğer insan performansına gösterdiği özeni giyimine de gösterince sanatkârlığı yok oluyormuş.

Vazgeçmem istenen şey, daha az göze batmak ya da daha çok onay görmek için kendimi, bedenimi, vizyonumu yok etmem mi? Yoksa asla inanmadığım belirli yaftalara itaat etmem mi?

Kıyafet üzerinden farklı farklı ‘ama’larla sırf beni ya da sizden olmayanları nasıl alaşağı ederiz diye düşünerek çıktığınız bu yolda aslında kendi ayaklarınıza, hemcinslerinizin ve evlatlarınızın ayaklarına takmaya çalıştığınız prangaların farkında mısınız? Bir gün gelip kadını ya da kendinden olmayanı yok saymaya, baskılamaya ve gerektiğinde yok etmeye hevesli bu ataerkil sistemin sizin gibi düşünenlerden de aldığı güçle gelip sizi de boğabileceğini, hatta boğmakta olduğunu görmüyor musunuz?

Evet, ben bir anne babanın kızı, evet bir erkeğin eşi ve bir yavrunun annesiyim. Babasının kızı, bir erkeğin karısı, bir çocuğun annesi olmaktan öte ben aklı ve düşünme yeteneği olan, özgür iradeye sahip bir insanım. Bu sıfatlardan fazlasıyım. Hiçbir sıfatın kölesi değilim. Kimseye ait değilim. Ben kendimim. Kendime aitim.

Kadınlara ‘anne’ olma, ‘evlat’ olma, ‘eş’ olma; erkeklere ‘erkek olma’, ‘hükmetme zorunluluğunda olma, aksi takdirde eksik olacağı’ üzerinden uygulanan tüm tahakkümün nasıl bir cehennem olduğunu ve bu tahakkümün en sonunda erk’lik taşımayanın ya da onun yasalarına uymayanın yaşamdan silinmesini meşrulaştırmaya hizmet etmekte olduğunu ne olur görelim artık hep birlikte. Bir insanın yaşam hakkı, yaşam tercihleri bir başkası tarafından belirlenemez. Bir cins ya da insan bir diğerinden üstün olamaz.

Bana kıyafetim, yaşım, anneliğim, cinsiyetim, eşliğim ya da sanatkarlığım üzerinden kurulmaya çalışılan tüm baskılar gibi eğer çeşitli baskıların içine hapsedilmiş, nefessiz, umutsuz, çaresiz bırakılmaya çalışılmış tek bir kişi dahi varsa okuyup nefes bulsun, küçük sandığı dünyada aslında yalnız olmadığını, kabul görüldüğünü ve çok sevildiğini bilsin istedim. Çünkü yaşam, bu zihniyetler kadar küçük değil. Yaşam kocaman ve yaşamak çok güzel.”

Aylin Aslım’dan Gülşen’i Eleştiren Işın Karaca’ya Sert Çıkış!

Gülşen’den Öpücüklü Yanıt

Gülşen, önceki gün Nişantaşı’ndaydı. Kostüm provası için modacısına giden şarkıcı, muhabirlerle selamlaştı. “Keyfim yerinde maşallah” diyen Gülşen, cesur sahne kıyafetleri nedeniyle aldığı eleştiriler hakkında konuşmaktan kaçındı.

Ünlü şarkıcıya Işın Karaca’nın “Ben de kız annesiyim, Gülşen bu ülke normlarına göre hareket etmeli” açıklaması hatırlatıldı. “Arkadaşlar konuşmayacağım” diyen Gülşen, muhabirlere öpücük gönderdikten sonra uzaklaştı.