Ana Sayfa Blog Sayfa 2732

Çukur 2. Sezon 10. Bölüm 2. Fragmanı Geldi!

0

Show TV’nin sevilen dizisi Çukur, 19 Kasım Pazartesi akşamı 2. sezon 10 bölümü ile ekranda olacak. Toplamda 43. bölüme ulaşan dizide neler olacağı merakla bekleniyor. Başrollerinde Aras Bulut İynemli, Dilan Çiçek Deniz ve Erkan Kolçak Köstendil’in oynadıkları dizinin son bölümünde;Çeto, Salih’i çağırdığı mekruh yerde bir odanın içinde Saadet’i göstermişti. Saadeti o halde gören Vartolu, deliye dönmüş ve Çeto’ya ‘ne istiyorsun?’ diye sormuştu. Çeto’nun ne istediğini yeni bölümde göreceğiz ancak ilk gelen fragmanda Salih’in dizinin ilk bölümlerindeki Vartolu Saadettin hallerine döneceği işaretleri verilmişti. 2. fragmanda da önemli detaylar var. Koçovalılar ve Karakuzuların girdiği mücadelede çekilen silahlar heyecanı yükseltirken, Yamaç ve Cumali karşılarına kalabalık bir grubun çıkmasıyla neye uğradığını şaşırıyor. Aralarında bir hain olma düşüncesi Mahsun’u çıldırtırken Çeto, “İçimizde bir sızıntı var mı Ersoy?” sorusuyla Ersoy’u şaşırtıyor. Cumali’nin adamları arasında tanıdık bir yüzle karşılaşan Yamaç’ın tepkisi ise merakla bekleniyor.

Çukur Dizisi Oyuncu Kadrosu

Önemli detaylar var:

Çukur dizisi 2. sezon 10. bölüm fragmanını haberimizden okuyabilirsiniz. Dizinin 43. bölümünde Çeto’nun elindeki en büyük kozu olan Saadet’i devreye sokması Vartolu’nun Salih’ten vazgeçmesine ve eski günlerdeki Vartolu’ya dönüşmesine neden olacak. Çeto’nun Vartolu’dan ne isteyeceği merakla beklenecek. Ersoy’u koz olarak elinde tutan Yamaç, onun aracılığıyla Karakuzuların planlarını öğrenmeye çalışırken, karşısında hiç beklemediği anda Veysel’i bulacak. Çeto sadece Vartolu’yu değil, Celasun’u da kullanmak için yeni planlar yapacak ve Koçovalılarla arasındaki mücadele kızışacak.

Yeni bölümde yaşanacakların detayı ise şu şekilde;

Çeto’nun elindeki en büyük kozu olan Saadet’i devreye sokması Vartolu’yu Salih’ten vazgeçmesine ve eski günlerdeki Vartolu’ya dönüşmesine neden olacak. Çeto’nun Vartolu’dan ne isteyeceği merakla beklenecek. Ersoy’u koz olarak elinde tutan Yamaç, onun aracılığıyla Karakuzular’ın planlarını öğrenmeye çalışırken, karşısında hiç beklemediği anda Veysel’i bulacak. Çeto, sadece Vartolu’yu değil, Celasun’u da kullanmak için yeni planlar yapacak ve Koçovalılar’la arasındaki mücadele kızışacak.

Senaryosunu Gökhan Horzum’un kaleme aldığı Çukur’un yönetmenliğini Sinan Öztürk üstleniyor. Çukur’da Aras Bulut İynemli, Dilan Çiçek Deniz, Erkan Kolçak Köstendil, Rıza Kocaoğlu, Öner Erkan, Necip Memili, Erkan Avcı, Berkay Ateş, Kubilay Aka gibi son dönemin gözde oyuncuları ile usta oyuncular Ercan Kesal, Perihan Savaş yer alıyor. Dizide bu isimlere Kadir Çermik, İrem Altuğ, Boncuk Yılmaz, Mustafa Kırantepe, Mehmet Yılmaz Ak, Cem Uslu, Uğur Yıldıran, Aytaç Uşun, İlayda Alişan, Ece Yaşar, Gökşen Ateş eşlik ediyor.

Yeni Gelin Final Yapıyor!

0

Yeni Gelin 63. bölüm fragmanı yayınlandı. Önümüzdeki hafta ekrana gelecek olan Yeni Gelin final bölümü izleyiciler tarafından heyecanla bekleniyor. Peki, gelecek hafta Yeni Gelin’de neler yaşanacak? İşte, Yeni Gelin 63. bölüm fragmanı…

Yeni Gelin 63. bölüm ile final yapacak. Önümüzdeki hafta Cumartesi günü ekrana gelecek olan Yeni Gelin final bölümünde şimdiden nelerin yaşanacağı merak konusu. Yeni Gelin 63. bölüm ile ilgili ipuçlarını taşıyan Yeni Gelin final fragmanı yani Yeni Gelin 63. bölüm fragmanı yayınlandı. İşte, Bella’nın doğum yapacağı Yeni Gelin final bölümü fragmanı..

Yeni Gelin Dizi Konusu ve Oyuncu Kadrosu!

Bella doğuma giriyor!

Show TV’de ekrana gelen Süreç Film imzalı, Yeni Gelin’in final bölümü tanıtımı yayınlandı. Doğum sancıları tutan Bella’nın apar topar hastaneye götürüldüğü tanıtımda Bozoklar büyük bir heyecan yaşıyor. Konservatuar için seçmelere giden Şirin’e Baran’ın desteği dikkat çekerken, Bella doğuma giriyor!

Yeni Gelin 62. Bölümde neler yaşandı?

Yeni Gelin’in bu akşam ekrana gelen 62. bölümünde yaptıkları oyunla konağa dönen Ayşe ve Möhteber’i karşısında bulan Asiye deliye dönse de kumalarını affetmesi uzun sürmedi. İkiz bebekleri olacağını öğrenen Şirin ve Baran sevinçlerini Bozoklarla paylaşırken, Bella konak halkını muma çevirmekle meşguldü. Herkes, hamilelikle birlikte gürültüye tahammülü kalmayan Bella’yı memnun etmeye çalıştı. Bella’nın aşerdiği meyveyi bulmak için elinden geleni yapan Hazar ve Kağan’ın başları yine belaya girdi. Hazar nezarethanede, Kağan soğuk hava deposunda kurtarılmayı bekledi.

Bella, sağlıklı bir hamilelik ve sağlıklı doğum mottosuyla aile bireylerine sırasıyla görev ve sorumluluklar verdi. Bella’nın verdiği görevle bütün konak yumurta peşine düşerek, hayatlarını birer yumurtaya adadı. Bozokların en yeni üyesi, asıl sürpriz yumurta ise erken gelmeye karar verdi. Doğum sancıları tutan Bella’nın “Kızımız geliyor!” sözleriyle doğumun başladığının sinyallerini verdiği final sahnesi izleyenleri ekran başına kilitledi.

Yeni Gelinde final ne zaman?

Yapımcılığını Süreç Film Ali Gündoğdu’nun üstlendiği, Yeni Gelin’de başrollerindeki Jessica May ve Tolga Mendi’nin yanı sıra Mustafa Avkıran, Sema Keçik, Dağhan Külegeç, Yonca Şahinbaş, Zeynep Kankonde, Lale Başar ve Renan Bilek gibi usta oyuncular da yer alıyor.

Yeni Gelin merakla beklenen final bölümüyle 24 Kasım Cumartesi akşamı saat 20.00’de Show TV’de!

 

Sen Anlat Karadeniz’in Yıldızı İrem Helvacıoğlu’nun Sevgilisi İle Paylaşımı!

0

Son dönemin fenomen dizileri arasında yer alan Sen Anlat Karadeniz, izleyiciler tarafından ilgiyle takip ediliyor. Ekranın fenomen dizilerinden Sen Anlat Karadeniz, yeni sezona hızlı girişi ile dikkat çekti. ‘Sen Anlat Karadeniz’in başarılı yıldızı İrem Helvacıoğlu, sosyal medya paylaşımı ile dikkat çekti. Atv’de yayınlanan Sen Anlat Karadeniz dizisindeki Nefes karakteriyle gündemde olan İrem Helvacıoğlu’nun sürpriz paylaşımı…

Sen Anlat Karadeniz oyuncularından Ulaş Tuna Astepe İle İrem Helvacıoğlu Cannes’e Damgasını Vurdu!

“Sen Anlat Karadeniz” dizisindeki başarılı performansı ile dikkat çekiyor!

Ekranın sevilen oyuncularından İrem Helvacıoğlu, başarılı oyunculuğu ile son dönemin dikkat çekici oyuncuları arasında yer almayı başarıyor. “Sen Anlat Karadeniz” dizisindeki başarılı performansı ile, izleyiciden tam not aldı…

İrem Helvacıoğlu, popüler bir isim olmasına rağmen, ilişkisini gözlerden uzak yaşamayı tercih ediyor…

Güzel Oyuncu İrem Helvacıoğlu, her ne kadar diziyi takip edenlerin, Tahir karakterini oynayan Ulaş Tuna Astepe ile kendisini sürekli olarak yakıştırmalarına maruz kalsa da uzun süredir bir ilişkisi var. İrem Helvacıoğlu, yaptığı son paylaşımla bir anlamda dedikodulara yanıt vermiş oldu. Güzel oyuncu, sevgilisiyle mutlu anlarını paylaştığı fotoğrafına bir not da düştü. Özel hayatını magazinden uzak yaşayan güzel oyuncu İrem Helvacıoğlu, bu kadar popüler bir isim haline gelmesine karşın, ilişkisini gözlerden uzak yaşamayı tercih ediyor…

İrem Helvacıoğlu 

İşte Oyuncu İrem Helvacıoğlu’nun paylaştığı o fotoğraf:

 

İşte Oyuncu İrem Helvacıoğlu’nun fotoğrafa düştüğü not;

“Sevgi emekmiş,

Emek ise vazgeçemeyecek kadar, ama

özgür bırakacak kadar çok sevmekmiş…”

Naim Süleymanoğlu Anısına!

0

Dünya halterinin efsane ismi Naim Süleymanoğlu, ölümünün birinci yıl dönümünde mezarı başında anıldı. Edirnekapı Mezarlığı’nda Türkiye Halter Federasyonu tarafından düzenlenen törene, federasyon başkanı Tamer Taşpınar, Süleymanoğlu’nun ailesi, sevenleri ve halter dünyasından birçok isim katıldı. Efsanevi sporcu Naim Süleymanoğlu ölümünün 1.yılında TRT Spor ekranında anılacak. İşte Detaylar…

Naim Süleymanoğlu’nun Babalık Davasında Flaş Karar!

“Cep Herkülü”, 18 Kasım 2017 tarihinde 50 yaşında karaciğer yetmezliği nedeniyle vefat etmişti…

Herkes tarafından tanınan ünlü sporcu Cep Herkülü lakaplı Naim Süleymanoğlu, yaşamı boyunca başarılı ile gündemde sık sık yer aldı. Kariyerinde, üst üste 3 olimpiyat, 7 dünya şampiyonluğu, Avrupa şampiyonalarında 7 altın madalya kazanıp, 46 dünya rekoruna imza atan “Cep Herkülü”, 18 Kasım 2017 tarihinde 50 yaşında karaciğer yetmezliği nedeniyle vefat etmişti. Siroza bağlı karaciğer yetmezliği ile Memorial Ataşehir Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi gören ve 6 Ekim’de de Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat ile ekibinin gerçekleştirdiği ameliyatla karaciğer nakli olan Süleymanoğlu, son olarak beyindeki kanama ve buna bağlı artan ödem nedeniyle 11 Kasım’da acil ameliyata alınmıştı. Uzun süredir tedavi gördü. Çok geçmeden hastalığa yenik düştü ve vefat etti…

Kapıkule’nin Anahtarı Naim Süleymanoğlu, 18 Kasım Pazar saat 17.30’da TRT Spor’da…

Hayatına dokunanlar, Naim Süleymanoğlu’nu anlatacak. Bulgaristan’dan dünyanın zirvesine uzanan başarı hikâyesinde yanında olan önemli isimler cep herkülünü anlatacak. Naim Süleymanoğlu için özel olarak hazırlanan Kapıkule’nin Anahtarı Naim Süleymanoğlu, 18 Kasım Pazar saat 17.30’da TRT Spor’da…

Fazilet Hanım ve Kızları Dizisinin Yağız’ına Ne Oldu?

0

Geçtiğimiz sezon hakkında çok konuşulan isimlerden birisi de Star TV ekranında Yağız Egemen karakteriyle Fazilet Hanım ve Kızları dizisinin başarılı isme Çağlar Ertuğrul idi…

Genç ve yakışıklı oyuncu Çağlar Ertuğrul, önceki gün sevgilisi Kalya Manukyan’la beraber Nişantaşı’nda görüntülendi. Bir kafede oturan oyuncu, gazetecilerle kısa süreli sohbet etti.

Çağlar Ertuğrul Kimdir?

Fazilet Hanım ve Kızları’nın Yağız’ı Çağlar Ertuğrul şu aralar ne yapıyor?

Ünlü oyuncunun birlikte rol aldığı Hazan karakterine hayat veren Deniz Baysal, şimdilerde Söz dizisinde Savcı Derya karakterine hayat vermekte. Aynı zamanda dizideki bir diğer rol arkadaşı Alp Navruz ise TRT 1 ekranındaki Elimi Bırakma dizisinde Cenk olarak izleyicinin karşısına geçmekte.

Ancak Çağlar Ertuğrul ortalarda görünmüyor. Ekranda yer almayan ve magazin gündeminden de uzakta duran final yapmış Fazilet Hanım ve Kızları dizisinin popüler oyuncusu Çağlar Ertuğrul önceki gün Nişantaşı’nda ortaya çıktı.

Sevgilisi Kalya Manukyan ile birlikte bir kafede görüntülenen oyuncu İstanbul’u terk ettiğini söyledi.

Milliyet Cadde’nin haberine göre yakışıklı oyuncu ağlar Ertuğrul, “21 Aralık’ta vizyona girecek olan ‘Yanımda Kal’ filminin tanıtımı için İstanbul’a geldim. Bu arada ben İzmir’e taşındım” dedi.

Gazetecilerin, “Neden taşındınız?” sorusuna Ertuğrul, “Zaten İzmirli’yim. İstanbul’dan çok sıkıldım. Orada bir çiftlik evim var. Sebze ve meyve yetiştiriyorum ama hayvanda alacağım” cevabını verdi.

‘Dağ’ filmi serilerinin devam edeceğini söyleyen oyuncu Çağlar Ertuğrul , serinin üçüncüsünün çekileceğini söyledi.

Amine Gülşe ve Mesut Özil 3 Ayrı Ülkede Düğün Yapacak!

0

Güzel oyuncu Amine Gülşe ile Arsenal’de oynayan başarılı futbolcu Mesut Özil, Almanya, İsveç ve Türkiye olmak üzere 3 ayrı ülkede düğün yapacak

Amine Gülşe Kimdir?

2014 Türkiye Güzeli Amine Gülşe ile İngiltere- Arsenal’de oynayan başarılı futbolcu Mesut Özil 2017’de nişanlanmıştı. Yakın bir zamanda dünya evine girmeyi planlayan ünlü çift, Almanya, İsveç ve Türkiye’de düğün yapacak.

3 ÜLKEDE 1 MİLYONLUK DÜĞÜN YAPACAKLAR

1 milyon liraya mal olacak yapılacak olan düğünler, Mesut Özil’in dünyaya geldiği ve büyüdüğü Almanya, Amine Gülşe’nin dünyaya geldiği İsveç ve her ikisininde akrabalarının yaşadığı Türkiye’de yapılacak.

Mesut Özil Kimdir?

EVLİLİK SÖZLEŞMESİ İMZALAMAYACAKLAR

İlişkilerini basın önünde yaşamayan ünlü çift, düğün için evlilik sözleşmesi imzalamayacaklar.

“TÜRK ADETLERİNE GÖRE YETİŞTİM AMİNE, BUNU BİLİYOR”

Güzel oyuncu Amine Gülşe evlenince oyunculuğa devam edecek. Fakat yeni kurallar getirdi. Oynayağı rolun senaryosunu eşi Mesut Özil’e de gösterecek. Öpüşme sahnelerini de kabul etmeyecek.Başarılı futbolcu Mesut Özil bir röportajında şu açıklamayı yapmıştı: “Almanya’da doğup büyüdüm. Ama Türk örf ve adetlerine göre yetiştirildim. Amine bunu gayet iyi biliyor.”

 

Dizicilik Ölmez!

0

Milliyet Blog yazarlarından Anibal Güleroğlu, dizilerle ilgili önemli bir yazı kaleme aldı. Dizilerin ölmeyeceğini, erken finallerin dizileri bitme sürecini işaret ettiği algısının yanlış olduğunu yazan Anibal Güleroğlu, bu fikrini de güçlü ifadelerle temelledirdi. Dizilerin toplum için ne kadar önemli ve etkili bir noktada olduğunu anlatan yazının detayları şöyle;

Diziler peş peşe final yaparken, acaba bu durum diziciliğin ölümünü mü işaret ediyor?

Hani mezarlık kapısına yazıldığında tartışmalara neden olan ve sıkça kullanıldığı halde özünden pay çıkartılma hususunda boş geçilen ‘Her canlı bir gün ölümü tadacaktır’ sözü var ya… İşte bu cümle her insanın ve dahi her işin yol haritası olmalı aslında! Neden derseniz… Zamanın boşa harcanması ve anlamsızlıklar üretmek, bu hakikati akıldan çıkartmamakla sağlanabilir büyük ölçüde de ondan. Ne var ki kolaycılıktan medet uman insanoğlu ölümün varlığını da, ‘son’ kavramını da düşünmekten hoşlanmaz. Dahası başkalarıyla ilgili olarak bunları dile getirirken, aynı akıbetin kendisi için de geçerli olduğunu hiç düşünmez. Oysa hayatın kanunu, her canlının bir gün ölümü tadacağı yani bu dünyadaki rolünü noktalayacağı, her başlangıcın bitişe varacağı üstüne yazılmıştır.

Nitekim bu kanun ekranda varlık bulan diziler için de geçerli. Dolayısıyla ‘Her dizi bir gün finali tadacaktır’ diyoruz. Ancak tıpkı insanların ölüm olgusunun varlığını kabullenemediği gibi dizicilikte de yola çıkılırken final durumu akla getirilmek istenmez pek. Bundan dolayı da planlı programlı hareket edilmeyerek yakalanan ekrana çıkma fırsatı boşa harcanır. Böylece zamansız ölümlerin acılığı misali hiçbir şeyi neticelendirmeden yaratılan erken finaller, dizi dünyasında sıkça yaşanır. Günden güne sıklaşan ve çoğunlukla hak etmeyenlerin başına gelen bu üzücü durumun izleyicide sebep olduğu hayal kırıklığı malumunuz. Bunun diziciler tarafından ne denli umursandığı bir yana, asıl üstünde durulması gereken konu böylesi erken finallerin dizicilik sektöründeki tehlikenin bir işareti olup olmadığı hususu! Yani bu sezon da tam gaz yaşanan kısa ömürlülükler diziciliğin ölüm sürecinin başladığına dair bir işaret mi?

Diziciliğimiz için ‘son’ gelebilir.

Kimilerine göre gerek ödemeler açısından, gerekse süre uzunluğu yönünden sektördeki durum parlak değil. Bu mantık doğrultusunda bir süre sonra dış satışlar da düşebilir ve diziciliğimiz için ‘son’ gelebilir. Peki, böyle bir tehlike gerçekten var mı? Mevcut şartlarda ve düzende devam edildiği takdirde diziciliğin ölümüne yani batacağına kesin gözüyle bakabilir miyiz? Bana göre cevap, ‘Hayır’. Gelin bu ‘Hayır’ın nedenlerine birlikte bakalım şimdi.

Gerçek şu ki; Şimdiye dek diziciliğimizi eleştiren, keyfi finalleri kınayan pek çok yazım olmuştur. Özgün işler üretemeyişimizi, uyarlama merakımızı ve bu merakın uygulamadaki yetersizliklerini farklı işler üstünden ele almış, gereksiz ve izleyici sabrını sınayan uzatmaların yarattığı olumsuzluklara değinmişimdir. İlaveten dış satışların diziciliğimizin geleceği açısından yüzde yüz garanti olarak görülmemesi gerektiğini de vurgulamışımdır. Lakin tüm bunlar diziciliğimizin bu olumsuzluklardan dolayı öleceğine, batacağına inandığımı kesinlikle göstermez. Zira diziciliğimizi yaşatacak pek çok detay bulunmakta orta yerde. Bunları görmezden gelerek dizi sektörünün kaderini değerlendirmek yanlış neticede. Ayrıntıları kısaca sıralayacak olursak…

Dizicilik ölmez. Çünkü..

-Dizicilik ölmez. Çünkü toplumların günümüzdeki başlıca eğlencesi, kurgular. Yarışmaların, gündüz programlarının, reality show’ların içeriklerinin dahi kurgular çerçevesinde geliştiğini düşünürsek kurgularla iç içe olmanın hayatımızdaki önemi daha net çıkıyor ortaya. Daha açık şekilde ifade edecek olursak… Kurgular; olanca mantıksızlıklarına ve gerçek hayatla zıtlaşmalarına rağmen, insanlara yaşamın sorunlarının ötesinde bir zaman aralığı sunuyorlar. Böylece vazgeçilmeze dönüşüyorlar. Dolayısıyla bu vazgeçilmezlik olduğu sürece de, ister TV ekranından isterse internet ortamından diziler daima izlenecektir. Toplumsal talebi karşılamak için de yeni yeni işler yaratılacaktır.

Erken finaller diziciliğin öleceğine işaret olamaz. Çünkü her biten dizinin yerine derhal bir yenisi devreye sokulmakta. Zaten bu olanak mevcut olduğu içindir ki, kanallar ‘Nasılsa yedeği var. Belki yeni gelen daha maddi avantaj sağlar’ düşüncesiyle hareket edip kolayca final yapabilmekte. Öte yandan belli bir süre ekranda kalıp noktalanan işlerin yerlerini başka yapımlara bırakmasının farklı kişilere ekmek kapısı sağlama gibi bir yönü olduğunu da unutmamak lazım. Yani uzun süre hep aynı kişilerin kazanmasındansa, sık sık yeni işler çekerek buralarda görev alacaklara da yaşam şansı tanınabiliyor. Gerçi yapım şirketleri kadrolaşma havası estirdiği için çalışılan isimler genelde aynı oluyor ama yine de arada başkalarına da ekmek çıkabiliyor. Anlayacağınız erken finaller, emeğe saygı yönünden hoşa gitmese de, dizi sektöründeki çarkların dönmesine engel değil. Aksine iş sirkülasyonunu ve üretkenliği hızlandırıcı kıvamında. Tabii bunun alışkanlık kazanması da yanlış.

-Dizi süreleri, diziciliğin devamlılığını etkileyen güçlü bir faktör olamaz. Çünkü her ne kadar tepki gösterilse, şikâyet edilse de sürelerin uzunluğu, şu an için değiştirilecek bir durum değil. Öncelikle kanallar Ana Haber sonrasını tek bir işle doldurmanın ve uzun süreli reklam almanın avantajını yakalıyor bu yolla. Yapımcı deseniz… Kanal isteği doğrultusunda hareket edeceği muhakkak. Hem kısa bölüm de çekse aynı kaşeyi ödeyecek başrollere. Hal böyleyken Brezilya yapımlarından boş konuşmalara alışkın izleyicinin de umursamadığı bu uygulamada tek alta gidenler arka planda çalışanlar olmakta. Onların da tepkisi önemsiz kalıyor, iş arayan eleman bolluğunda.

-Maddi darboğazların yaratacağı sıkıntı diziciliğin geleceğini kökten etkilemez. Çünkü durağan süreçler yeni atılımları doğurma gücünü de içinde barındırır. Bu durumun en güzel göstergesi, Yeşilçam döneminden günümüze, sinemacılığın geçirdiği evrede gözlemlenebilir. Kıt olanaklarla yaratılan filmler ve tiyatrocularla başlayan sinema yolculuğumuz, İkinci Dünya Savaşı sonrasında atağa kalkmış ve halkın en ucuzundan tek eğlencesi olan film üretimini artırmıştır. Ancak 70’li yılların başında TRT’nin televizyon yayınlarını devreye sokması bu gidişatı değiştirmiş ve evden bedavaya izlenen televizyon, sinemamızda kriz başlatmıştır. Sonra 80’li yıllara gelinmiş ve bu kez de video devreye girerek sinemanın krizini büyütmüştür. Ardından yabancı filmlerin çoğalması yerli sinemayı iyiden iyiye darboğaza sokmuştur. Lakin tüm bu gelişmeler kriz doğursa bile sinemacılığımız ölmemiştir. Dibe vuruşun ardından 90’lardan sonra durum değişmeye başlamış, olumsuzluktan olumlu işler yaratmaya yönelik bir düzen kurularak Türk sinemasının ayakta kalması, hatta uluslararası düzeyde ödüller alan filmlere imza atılması sağlanmıştır. Yani darboğazdan yeni bir gelişim doğmuştur. Aynı durum diziciliğimiz için de geçerli. Maddi problemler hâlihazırda sıkıntı doğursa bile bir şekilde aşılır.

SONUÇTA DİYECEĞİM O Kİ;

İflas ilan etme modasının yaygınlaştığı, kimi durumlarda kriz bahanesiyle fırsatçılığa girişildiği günümüzde diziciliğin geleceğiyle ilgili abartılmış kötümserlik sergilemek gerçekçilik değil, yanlışa düşmektir.

Öte yandan dizi sektörünün bu mantıkla rehavete kapılması, özgünlükten iyice taviz vermesi, senaryoları kökten boşlaması ve izleyicinin aklını küçümsemesi de hata olur! Yanı sıra yenilik yaratmamak, sürekli aynı konular çevresinde dönüp durmak, aynı yüzlerle çalışmak, ücret hususunda birilerine hevenkle verirken diğerlerine koklatmak da diziciliğin dış piyasada zayıflamasına yol açar. Bu faktörler içerisi için pek önemli olmayabilir. Zira bizdeki izleyicinin oyuncu merakı ve balık hafızasıyla konulara yaklaşıp, benzer işleri izlemeyi önemsemeyen yapısı malum. Buna karşılık sektörü finanse etmekte büyük yeri olan dış pazarda bu detaylar uzun vadede göze batar ve yenilikçilik zorunlu hale gelir… Ki bu noktada, sezonlar boyu süren işler yerine ‘mini dizi’ yaratmaya yönelme ihtiyacı bir kez daha açığa çıkıyor!

Velhasıl peş peşe bitirilen işler karşısında paniğe kapılmak yerine, dengeli bir analizle duruma hâkim olmak ve enseyi karartmadan sektörü geliştirmek şart. ‘Diziler elbet günü gelince veya vaktinden önce ölebilir ama dizicilik sektörü öyle veya böyle varlığını her daim sürdürür’ diyerek koyalım noktayı.

Anibal GÜLEROĞLU – Milliyet Blog

Hülya Koçyiğit, Sinema Sektörüne Neden Kızgın?

0

Unutulmaz filmlere imza atan sanatçı Hülya Koçyiğit, başarılı oyunculuğu ile uzun süre hafızalara yer etmiştir. Başarılı oyuncu Hülya Koçyiğit, sinema sektörüne kızgın. Yeşilçam sinemasının usta isimlerinden Hülya Koçyiğit sinema sektörüne neden kırıldı? Detaylar Haberimizde…

Hülya Koçyiğit, Neden Hastaneye Kaldırıldı?

Ünlü sanatçı hastahaneye kaldırıldı ve öğrenilen bilgiye göre sağ ayağının topuğu çatlamıştı…

Ünlü Sanatçı Hülya Koçyiğit, görevli olduğu Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Kültür Sanat Politikaları Kurulu’nun Sultanahmet’teki toplantısına yetişmek için aracından indikten sonra ilerlerken yerdeki çukuru göremeyince takılarak yere yığılmıştı. Ünlü sanatçı acilen hastahaneye kaldırıldı ve öğrenilen bilgiye göre sağ ayağının topuğu çatlamıştı. Olayın ciddiyetini hastaneye gittiğinde öğrenen Türk Sinemasının ünlü yıldızı Hülya Koçyiğit, ayağının alçıya alınmasının hemen sonra evinde dinlenmeye çekilmişti..

Hülya Koçyiğit kimdir?

Hülya Koçyiğit, kendisine hiç teklif gelmemesinden şikayet ediyor…

Hülya Koçyiğit, sinema sektörüne kızgın! Türk sinemasının önemli isimlerinden biri olan Hülya Koçyiğit oyunculuk kariyeri boyunca 200’ün üstünde film ve 10 televizyon dizisi ile karşımıza çıkarak başarılarla dolu hayat hikayesi ile sık sık gündemde yer almıştır. En büyük hayalinin geçmişte olduğu gibi iyi bir sinema filminde başrol oynamak olduğu öğrenilen usta oyuncu Hülya Koçyiğit, kendisine hiç teklif gelmemesinden şikayet ediyor. Ömrünün sonuna kadar işini yapmak istediğini belirten Hülya Koçyiğit, bunu sosyal medya hesabında yaptığı canlı yayınlarda da dile getiriyor…

Hülya Koçyiğit’ten Samimi Açıklama! “Atatürk’ün huzurunda iyi bir sanatçı olacağımın sözünü verdim”

 

Ebru Gündeş’den Mehmet Ali Erbil Paylaşımı!

0

Geçtiğimiz günlerde evinin banyosunda düşerek yaralanan ve Maslak’ta götürüldüğü hastanede ameliyata alınan ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil’in sağlık durumu nasıl? Yaklaşık bir aydır yoğun bakımda tedavi gören Mehmet Ali Erbil’in sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Şarkıcı Ebru Gündeş, sosyal medya hesabından sağlık durumu ciddiyetini koruyan Mehmet Ali Erbil ile ilgili paylaşımda bulundu. İşte Ebru Gündeş’in paylaşımı…

Yeşim Erbil’den, Mehmet Ali Erbil Açıklaması! Abim Uçurumdan Düşüyordu!

Ünlü şovmenin sağlık durumu ciddiyetini koruyor…

Geçtiğimiz günlerde evinin banyosunda düşerek yaralanan ve Maslak’ta götürüldüğü hastanede ameliyata alınan ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil’in sağlık durumuyla ilgili açıklama yapmıştı. Jan Klod Kayuka açıklamasında, “Şu an için bir şey söyleyemiyoruz, beklemedeyiz. Bunun kaburga kırıklarıyla alakası yok. 16 yıllık hastalığını tetikledi. Bu kez diğer dönemlerden daha ağır. Şimdilik bunları söyleyebilirim demişti” Sonrasında ise durumu ağırlaşan Mehmet Ali Erbil, göğüs içinde kanama nedeniyle ikinci kez operasyon geçirmişti. Ünlü şovmenin sağlık durumu ciddiyetini korurken, yakın dostları ise ünlü şovmen için sosyal medyada paylaşımda bulunuyor. Son olarak ise Ebru Gündeş’de yakın dostu Mehmet Ali Erbil için bir paylaşımda bulundu. İşte Ebru Gündeş’in paylaşımı…

Mehmet Ali Erbil Kimdir?

Gülen yüzünü özledik. Bir dahaki uçakta beraber gideceğimize eminim. Hep aklımızda ve dualarımızdasın”

Mehmet Ali Erbil’in sağlık durumu ciddiyetini korurken, yakın dostlarından da ünlü şovmen için iyileşmesi adına paylaşımlar geliyor. Bu tarz bir paylaşımda bulunan isimde Ebru Gündeş oldu. Şarkıcı Ebru Gündeş, bir konser için yaptığı uçak yolculuğunda Mehmet Ali Erbil ile ilgili  bir paylaşımda bulundu. Şarkıcı, sosyal medya hesabından Mehmet Ali Erbil’in fotoğrafını paylaşarak,”Gülen yüzünü özledik. Bir dahaki uçakta beraber gideceğimize eminim. Hep aklımızda ve dualarımızdasın” notunu düştü. İşte Ebru Gündeş’in paylaşımı…

Ebru Gündeş’in Mehmet Ali Erbil Paylaşımı…

 

 

 

Ferhat Göçer, Sahne Sonrası Bakın Kimin Yanına Koştu?

0

Son dönemde Ferhat Göçer ile kızı Yağmur arasındaki kavga, gündeme bomba gibi düşmüştü. Kanal D ekranlarında yayınlanan ‘2. Sayfa’ programında şarkıcı Ferhat Göçer’in kızı Yağmur Göçer konuk olmuş, anlattıkları ile çok şaşırtmıştı. Yağmur Göçer, “Bir baba kızını, 8,5 ay neden aramaz, ben ona ne yaptım?” sözleriyle, babasına sitem dolu sözler ile iddialarda bulunmuştu. Şarkıcı Ferhat Göçer, Kıbrıs Lord’s Palace Hotel’deki konseri sonrası bir süredir tartışmalı olduğu kızı Yağmur Göçer’in yanına koştu. İşte Detaylar…

Ferhat Göçer’in Açıklaması…

“Kızım Yağmur’un daha fazla zarar görmemesi adına bu konuyla ilgili ilk ve son kez bir açıklama yapıyorum” diyen şarkıcı Ferhat Göçer’in açıklaması dikkat çekiciydi. Ferhat Göçer, “İki tane evladım var hiçbir zaman birini diğerinden ayrı tutmadım, ikisini de dünyadaki en değerli varlıklarım olarak çok sevdim ve seveceğim. Yağmur’un donanımlı, kendi ayakları üzerinde duran bir birey olması adına, gerek sağlığı, gerekse eğitimi için bugüne kadar maddi ve manevi hiç bir fedakârlıktan kaçınmadım, bundan sonra da kaçınmayacağım. Bir baba olarak iyi bir evlat yetiştirebilmek için gördüğüm yanlışları uyarmak, müdahale etmek ve her koşulda onun yanında olmak bu hayattaki en önemli varlık sebebim. Benim için her şeyden önce evlatlarım gelir. Bu konunun aile arasında halledilmesi gereken bir problem olması, magazine daha fazla yansımaması ve Yağmur’un daha fazla zarar görmemesi adına kızımla iletişime geçtim. Magazin dünyasından ricam kızımın içinden geçtiği zorlukların hassasiyetini göz önünde bulundurarak bugüne kadar göstermiş oldukları özeni devam ettirmeleridir. Bu zor süreçte gerek kendi adıma gerek kızım adına göstereceğiniz anlayış ve destek için şimdiden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı…

Ferhat Göçer kızına koştu…

Cumartesi gecesi Girne’deki Lord’s Palace Hotel’de sahne alan Ferhat Göçer, muhteşem konseri ile dikkat çekti. Yaklaşık üç saat sahnede kalan ünlü şarkıcı Ferhat Göçer, eski ve yeni şarkılarından oluşan tüm şarkılarını dinleyicilerinin beğenisine sundu. Şarkıcı, muhteşem sahnesi ve iddialı sesi ile hayranlarından tam not aldı. Sahne öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen Ferhat Göçer, kızı Yağmur ile aralarında geçen tartışmayla ilgili konuştu. Basın mensuplarının soruları üzerine şarkıcı, “Benim iki evladım var. Onlarla aramızda her zaman tartışmalar olabilir ancak küslük olmaz. Daha önce sosyal medya hesabımdan bir açıklama yapmıştım fakat size ek olarak şunu söyleyebilirim. Konser sonrası yani yarın kızımın yanına gideceğim ve sorunlarımızı baba-kız konuşup halledeceğiz. Ben kızımı çok seviyorum” dedi…