Ana Sayfa Blog Sayfa 3044

Emre Altuğ İflas İddiaları ile İlgili Açıklama Yaptı!

0

Emre Altuğ iflas iddiaları ile ilgili açıklama yaptı! Ünlü şarkıcı son günlerde hakkında çıkan iflas ettiği ile ilgili haberler için ne söyledi? Ortak olduğu mekanla bağlantısı ne? İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…

Emre Altuğ’un İflas Ettiği İddialarına Açıklama Yapıldı

Emre Altuğ İflas İddiaları ile İlgili Açıklama Yaptı!

Geçtiğimiz günlerde magazin basınında sıkça yer bulan Emre Altuğ’un iflas ettiği söylentileri için sonunda ünlü şarkıcı sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.

Emre Altuğ’dan Tepki Çeken Paylaşım

Hukuki Süreci Başlatıyoruz

Emre Altuğ’un ortağı olduğu Alaçatı’daki gece kulübünün mali krize girdiği, kapanacağı iddia edilmiş; mağdur olduğunu iddia eden şarkıcı Deha Bilimlier’de “Bu piyasaya çok yeni girdikleri için bu devranın bu şekilde döneceğini zanneden bu işletmeye avukatım aracılığı ile ayrıca hukuki süreç de başlatıyoruz”” demişti. Tüm bu çıkan haberlerin ardından sessizliğini bozan ünlü şarkıcı Emre Altuğ, sosyal medya hesabından yayınladığı bir gönderi ile söylentilere açıklık getirdi.

Şok Gelişme: Emre Altuğ İflas mı Etti

Şarkıcı Arkadaşımın Yaşadığını Söylediği Mağduriyetle İlgili Konuyu Araştırıyorum

Mekanda sahne alan sanatçılara ücretinin ödenmediği iddialarının ardından mekan sahipleri sessizliğini korurken, sosyal medya hesabından iflas haberlerinin kendisi ile bir ilgisi olmadığını ifade eden ünlü şarkıcı Emre Altuğ yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Birkaç gündür adımın da dahil edildiği Gazino Soko meselesine bir açıklık getirmek isterim. Adımı geçirerek iflas etti haberlerinin herhangi bir gerçekliği yoktur. Gazino Soko’yla tüm ilgim sahne düzeni, mekanda çalışacak sanatçı bağlantıları ve reklamdan ibarettir. Kazançları bağlamında herhangi bir ortaklığım bulunmamaktadır. Buna rağmen şarkıcı arkadaşımın yaşadığını söylediği mağduriyetle ilgili konuyu araştırıyorum ve elimden gelen desteği de vereceğimi bildirmek isterim. Herkese huzurlu mutlu bayramlar dilerim”

Emre Altuğ Kimdir?

Sıla, Çeşme Konserinde Dekoltesi İle Dikkat Çekti!

0

Ekranın sevilen seslerinden ünlü şarkıcı Sıla, şu sıralar konserden konsere koşuyor. Son olarak ünlü şarkıcı Sıla, Çeşme konseri ile hayranlarına muhteşem anlar yaşattı. Ünlü şarkıcının derin dekolteli elbisesi ise dikkat çekiciydi. İşte Detaylar…

Sıla’dan Ayvalık Konserinde Ahmet Kural’a Gönderme!

Sıla, Çeşme Konseri İle Coşturdu!

Ünlü şarkıcı Sıla, ‘On’dan Kalan Şarkılar’ın Ege Turnesi’ne Çeşme Amfi Tiyatro’daki konseriyle devam etti. Sıla, Çeşme’de verdiği konserde izleyicileri kendisine hayran bırakmayı başardı. Ünlü şarkıcı Sıla, şarkıları ve sahne performansı ile dikkat çekti. Sıla sahnesinde, dinleyicilerine ilginç bir açıklama yaptı. Sahneye derin dekolteli kıyafetiyle çıkan Sıla, rüyalarında bile şarkı söylediğini açıkladı…

Sıla kimdir?

Sıla, Bu buluşmalarımız bende alışkanlık ve bağımlılık yaratmaya başladı. Rüyamda bile şarkı söylüyorum…

Ünlü şarkıcı Sıla, ”Bu buluşmalarımız bende alışkanlık ve bağımlılık yaratmaya başladı. Rüyamda bile şarkı söylüyorum. Hatta geçen birinizi sahneme alıp birlikte düet yaptım. Rüya bu ya işte… Bir uyandım baktım hâlâ şarkıyı mırıldanıyorum. Siz bana bakmayın. Siz direkt haykırıp, bağıra çağıra şarkılar söyleyin. Hadi bakalım bu gece her şey serbest” sözleriyle hayranlarına unutulmaz anlar yaşattı. Sahneye derin dekolteli elbisesiyle çıkan ünlü şarkıcı Sıla, ‘Bir kaç dakikalığına şirin görünecek ve mutluymuşuz gibi yapacağız. Sonrasında zaten öylesine bir coşacağız ki; siz bile neler olduğunu hatırlamayacaksınız. Hipnoz gibi bir şey. Çok takılmayın, akışına bırakın” dedi.

Sıla’nın 5 Saatlik Bakımı!

Genç Oyuncudan Kiralık Eve 150 Bin Liralık Tadilat!

0

Genç oyuncudan kiralık eve 150 bin liralık tadilat! Hangi genç ve başarılı oyuncu kiralık yeni evine yaptığı tadilat ile dudak uçuklattı? Yeni komşuları kimler? İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…

Aras Bulut İynemli 3 günde, 3 otel değiştirdi, yine yakalandı

Genç Oyuncudan Kiralık Eve 150 Bin Liralık Tadilat!

Show Tv’de yayınlanan fenomen dizi Çukur’da canlandırdığı Yamaç Koçavalı karakteri ile hayranlarının büyük beğenisini kazanan Aras Bulut İynemli, şehir hayatından sıkılarak yeni bir eve taşındı. Bülent Cankurt’un bugün köşesinde kaleme aldığı yazıya göre Aras Bulut İynemli, Zekeriyaköy’de bir villa kiraladı. Yeni evine aylık 10 bin lira kir ödeyecek olan genç ve başarılı oyuncu, villada 150 bin liralık tadilat yaptırdı. İşte usta magazin yazarı Bülent Cankurt’un ilgili haberi…

Çukur’un Yamaç’ı Aras Bulut İynemli, Otizmli Çocuklarla Buluştu

Kankası ile Komşu Oldu

“Şehir hayatından sıkılan ünlü isimlerin son dönemde kendilerini İstanbul’da doğaya vurması pek moda oldu. Ünlü oyuncu Aras Bulut İynemli de bu modaya uydu. İynemli, ‘İçerde’ dizisinde birlikte rol aldığı kankası Çağatay Ulusoy gibi, yeni evi için tercihini ormanlarla çevrili Zekeriyaköy’den yana kullandı. Kankası ile komşu olan İynemli; Çağatay Ulusoy gibi Cansit Villaları’nda oturmak yerine, hemen yanındaki, kirası daha mütevazı olan Garanti Koza Evleri’ni tercih etti.

Aras Bulut İynemli Kimdir

KİRALADIĞI EVE 150 BİN TL HARCADI!

Yaklaşık 2.5 ay önce aylık 10 bin liraya kiraladığı evinin içini gönlüne göre dekore ettirmek isteyen İynemli’nin, dekorasyon için yaklaşık 150 bin lira harcadığını öğrendim.
Uzun süren tadilat, nihayet bitmiş ve Aras Bulut İynemli, önceki hafta yeni yuvasına taşınmış.
Ünlü oyuncunun yeni yuvasını dostlarına göstermek için yakında bir parti vereceği de kulağıma geldi. Umarım iyi günlerde oturur…


Cansit Villaları’nda 600 metrekare büyüklüğünde, dört katlı, havuzlu bir villada oturan Çağatay Ulusoy, aylık 4 bin dolar kira ödüyor.”

Emre Kınay İsyan Etti!

0

Ünlü oyuncu Emre Kınay, başarılı oyunculuğu ile dikkat çeken isimlerin arasında yer alıyor. Emre Kınay, şu sıralar tatilin tadını çıkaranlardan. Emre Kınay, tatil sırasında toplanmamış çöpleri görünce çileden çıktı. İşte Detaylar…

Emre Kınay ‘ın Gözleri Hep Rol Arkadaşının Göğüslerindeydi!

Emre Kınay, sosyal medya hesabından yetkililere seslendi…

Ekranın sevilen oyuncularından Emre Kınay, çevreci tavrı ile hayranlarından tam not almayı başardı. Oyuncu Emre Kınay, Antalya’nın ünlü tatil beldesi Adrasan’da, çöplerin toplanmamış olmasına sosyal medya hesabından sert tepki gösterdi. Emre Kınay, çöp kutularının dolduğunu ve iki gün boyunca toplanmadığı için kötü kokuya neden olduğunu söyledi. Ünlü oyuncu Emre Kınay, çöplerin toplanmasını ve Adrasan’a sahip çıkılmasını istedi. Emre Kınay, sosyal medya hesabından ise yetkililere seslendi. İşte Detaylar…

Emre Kınay Kimdir?

Ben 20 yıl önce geldim Adrasan’a ilk kez geldiğimde aşık oldum doğasına, denizine, deresine, samimiyetine…

Emre Kınay, “Ben 20 yıl önce geldim Adrasan’a ilk kez. Geldiğimde aşık oldum doğasına, denizine, deresine, samimiyetine. Köylüsü ile işletmeciler ile ahbap olduk yıllar içinde. Deniz aynı, doğa aynı ama bu çöpler o yürüyüş yolu boyunca park etmiş araçlar taaa denizin dibine kadar. Çöpler gördüğünüz gibi otellerin dibinde ‘leşş’ gibi kokuyor. 2 gün bekledim bu çöpleri alırlar, günü vardır diye. Bu akşam artık dayanamadım. Var mı ilgilenecek biri? Adrasan Kumluca’ya, bu beldeye lütfen sahip çıkınız. Eski haline döndürün lütfen. Söz veriyorum takipçisi olacağım. Bayramınız mübarek olsun.”

İbrahim Kutluay’ın Aşk Tatili!

0

İbrahim Kutluay’ın aşk tatili! Eski milli basketbolcu İbrahim Kutluay, hangi güzelle aşk tatiline çıkarken yakalandı? Birlikte görüntü vermekten kaçınan çift, nereye gitti? İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…

İbrahim Kutluay’ın açıklamalarına Demet Şener’den yanıt geldi

Evliliğin Bitiş Nedeni Gösterilmişti

Eski milli basketbolcu İbrahim Kutluay, 2 çocuk sahibi olduğu eski manken Demet Şener ile geçtiğimiz ocak ayında boşanmıştı. 13 yıllık evliliğin bitiş sebebi olarak İbrahim Kutluay’ın Demet Şener’i sosyetik güzel Edvina Sponza ile aldatması olarak gösterilmişti. Aylarca Edvina Sponza ile olan ilişkisini gözlerden uzak yaşamak zorunda kalan Kutluay, boşanmasına rağmen bu gizliliği Demet Şener’in Sponza’ya açtığı 500 bin liralık ikinci kadın davası yüzünden devam ettiriyor.

Geçtiğimiz aylarda da Yunanistan’ın Antiparos adasına giden İbrahim Kutluay Edvina Sponza çifti, burada da yakalanmışlardı.

İbrahim Kutluay’dan Eski Eşi Demet Şener’e Sert Sözler

İbrahim Kutluay’ın Aşk Tatili!

İddialara göre geçtiğimiz günlerde kız arkadaşlarıyla Portekiz’de tatil yapan sosyetik güzel Edvina Sponza, İbrahim kutluay’ın hasretine daha fazla dayanamayarak önceki gün İstanbul’a geldi.
Demet Şener ve İbrahim Kutluay’ın evliliğinin bitmesine neden olarak gösterilen Edvina Sponza’nın havaalanına gelmesinin ardından 15 dakika sonra eski milli basketbolcu alanın kapısında görütülendi.
Magazin muhabirlerini karşılarında gören çift paniklerken, Edvina Sponza tatil için İspanya’ya gittiğini söyledi. Sorulara cevap vermeyen İbrahim Kutluay, telefonla kendisinden bir kaç metre uzakta duran Sponza’yı panikle aradı. Sevgilisiyle aynı fotoğraf karesine girmemek için bir hayli çaba sarf eden eski milli basketbolcu, pasaport işlemlerinin ardından terminalde Sponza ile buluştu.

​İbrahim Kutluay Kimdir?

Edvina Sponza Kimdir

Demet Şener Çocukları ile Tatilde

Eski milli basketbolcu İbrahim Kutluay sosyetik sevgilisi ile İspanya’yatatile giderken, eski eşi Demet Şener ise çocuklarıyla Antalya’da bayram tatili yapıyor.

Uğur Yücel: Çok İştahlıyım Ama Bir Japon Gibi Yiyorum!

0

Uğur Yücel: Çok iştahlıyım ama bir Japon gibi yiyorum! Nefes nefese dizinde canlandırdığı karakterle ekranlara geri dönen usta oyuncu Uğur Yücel, kendisi hakkında çok özel açıklamalar yaptı. Usta oyuncunun geçmişe dair en büyük üzüntüsü ne? Hangi yorumlara çok kızıyor? Bayramda nerede? İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…

Uğur Yücel görünümüyle şaşırttı

Uğur Yücel: Çok İştahlıyım Ama Bir Japon Gibi Yiyorum!

Star Tv’de yayınlanan Nefes Nefese adlı dizi ile ekranlara geri dönen usta oyuncu Uğur Yücel, hakkında merak edilenleri Milliyet Gazetesine verdiği bir röportajda açıkladı. İşte usta oyuncunun Senem Aydın ile gerçekleştirdiği o röportajı…

Uğur Yücel 30 kilo verdi! İşte zayıflama yöntemi

20’li Yaşlardaki Hayallerimi Gerçekleştiremedim

“- Nefes Nefese’nin çekimleri nasıl gidiyor?

İlk gün zordu çünkü çok sıcaktı. Ben tam kuzey insanıyım, soğuk iklim adamıyım. Mesela Kars benim için ideal, şu an gece 12 derece orada. Yazları Norveç’te iş arayacağım. İsveç dizilerinde göçmeni oynayayım. Ama hem Adana’yı hem de Antakya’yı seviyorum. Ülkede 4-5 şehir var, böyle çok bağlandığım. Antakya’da yaşayabilirim… Lezzet, insanlar ve dostlar mükemmel. İstanbul’dan tam anlamıyla koptum. İşimizin merkezi orası olmasa, semtime uğramam.

Uğur Yücel kimdir?

Oyunculuk ve Yönetmenlik Bir Arada Tımarhanelik Bir Durum

İlk bölümün yönetmenliğini de yaptınız. Oyunculuk ve yönetmenlik arasındaki farklar neler?

Bir orkestrayla şef arasındaki durum… Meraklısı bilir, şefin elindeki baget, eserin ruhunu değiştirir. Daha doğrusu şefin ruhu, eserin değerini değiştirir. Evet, koca bir oyuncu ve setten oluşan yüzlerce insan sana bakar. Bir sözüne… Ne büyük sorumluluk! Diğeri daha konforlu, sahnemi oynar giderim. ‘Haydi abi, senin sahneler geliyor kostüme alalım’ diyorlar. Ardından git monitöre, kendini izle. Tımarhanelik bir durum.

 

– Yazarlık, yönetmenlik ve oyunculuk… Uğur Yücel’i hangisinde daha iyi ifade edebiliyorsunuz?

Kıvrak cevap verme pratiğim yok… Hemen itirafa geçiyorum. Bir kere adımı ve soyadımı yan yana getirmiyorum. Bir Uğur Yücel müessesem yok. Kendimi ifade etme yerimi henüz bulamadım. Hissettiklerim, yaptıklarımdan ileride gidiyor. Hislerimi tatmin edemiyorum. Arada esintiler oluyor, o kadar. ‘Aha bu oldu’ dediklerim, bazı anlardan ve paragraflardan ibaret. Okuyup, izlediğinde gömüyorsun kendini ancak. Tatmini orada buluyorum, bir eserin içinde kaybolduğumda…

– Arabesk, Muhsin Bey ve Eşkıya gibi fenomen filmlerin efsane oyuncususunuz. Bu projelerin hayatınızdaki yeri nedir?

Seyircilerin övgüsü bitmiyor. Ruhumuz okşanıyor, mahcubiyet duyuyoruz.

 

– Eşkıya, Türk sinemasının yeni çağı olarak gösteriliyor. Buna katılıyor musunuz?

O projeden sonra uzun süre oyunculuk yapmadım. Kendimi de beğenmem orada. Ama iki ay önce Midilli’de arkadaşlar, Panayudu Köyü’ndeki buzikici Yorgo’nun evinin bahçesinde, duvara bez gerip, ‘Eşkıya’yı oynattılar. Yunanca alt yazılı… Uzun bir masa etrafında 20-25 kişi izlediler. Gösterimden önce bir şeyler söylememi istediler; ‘Bir başka zamanın ilk adımlarıydı’ dedim. Sonra film izlenirken arkalarda bir kalasın üzerinde zırlayıp, ağladım. İnsanın gençlik kırılganlığı, öfkesi çok uzağa fırlatıyor kendini. Ne kadar uzak düşmüşüm yaptığımıza o zamanlar… Birden eski bir günahımla karşılaşmış gibi oldum. Beslediğin duygular kırılıveriyor işte. Kırıldığın yerde çözülüyorsun. Esas önemli olan ne kadar gönül koyduğun o işe, çok duygulandım. Hiç duymadığım eleştiriler duydum. Yönetmene, yazara ve özellikle unutamayacakları insan yüzlerine övgüde bulundular. Galiba bir filmden çok başka şeylerle ilgilendiler. Kendilerine yakın bir dünya gördüler.

Eldeki Malzemeyi Pek Kullanamadım!

– Kariyerinin başındaki Uğur Yüce’i görseydiniz, ne derdiniz?

Genç Uğur’u eve kapatır, bütün geçimini sağlar, yazdırır, film çektirir, sonra da bir yaban kuşu gibi hayata salardım. Sahiden kendimle ilgili tek üzüntüm demeyeyim, bileni gülümsetir bu şiir, ‘Yazık Oldu Süleyman Efendiye!’… Orhan Veli Kanık… ‘Geçiniz efendim geçiniz’i de ekleyeyim. Ben çok şey atladım. Eldeki malzemeyi pek kullanamadım. Örneğin 20’li yaşlarımdaki sinema düşüncelerimi, öykü ve senaryo hayallerimi gerçekleştiremedim. Ama geçti bizden demek istemiyorum.

– Tekne hayatınız devam ediyor mu? Yazı nasıl geçirdiniz?

Devam… Arkadaşımın teknesi, zaten evde de yaşamıyorum. Sadece tekne ve oteller… Sırt çantasıyla geziniyorum. Bir nevi çadırcılık. Tekne deyince insanların aklına devasa bir şey geliyor. Gezen rezidans… Bizimki öyle değil. Yelken meraklısıyız. Sessizlik ve kimsesizlik. Yaz da öyle geçti. Baharda dört bölüm çekmiştik. Ağustosa kadar ara verdik. Midilli’ye götürdük tekneyi. Fırsat buldukça gittim. Orada arkadaşlarım var, çoğu müzisyen. Köy köy dolanıp, müzik yapıyorlar. ‘Rembetiko’ filmini yaşadım sanki. Bir de sinopsis çıkarttım. Güzel hikaye… İnceden senaryoya da giriştim.

– Bayramda neler yapacaksınız?

Dört gün boşum var. 1-2 gün yayla, sonra arkadaşlar gelecek. Antakya’ya giderim herhalde. Çok iyi hissediyorum kendimi orada. Terzi, çorbacı ve esnaf ahbaplarım var. Uzun çarşıda bir pöç yiyip, çayla hayatı seyretmek… Mesela Dönerci Tacettin Usta’ya gidip, izliyorum adamı. Arkadaşlarımı da götürüyorum.

Hayatını Kaybetmişlerden Biriyim

– ‘Nerede eski bayramlar…’ dediğiniz oluyor mu?

Ben hayatını kaybetmişlerden biriyim. ‘Neleri kaybettiniz?’ diye sorma… ‘Nerede eski zamanlar…’ diyeceğimi hiç düşünmemiştim. Ama buluyoruz işte ara sokaklarda. Bayramlık giyme telaşı var mı acaba şimdilerde? Sabah uyandığında baş ucuna bırakılmış gıcır bir kundurayla karşılaşmak.

– Neredeyse tüm genç oyuncuların hayali, sizinle kamera karşısına geçmek… Bu, nasıl hissettiriyor?

Bunu anlayabiliyorum, çoğu beni çok seviyor. Çalışması kolay bir insanım. Eksikliğim masanın üzerindedir, saklamam. Kendime gereksiz süsler yakıştırmam. Gençliğimde, biriyle oynamak hissine hiç kapılmadım. ‘Şöyle bir karşılıklı oynasak’, ilginç bir his. ‘Selfie çeksek’ hissiyatı mı acaba? Herif ölmeden bir anımız olsa mesela… Bugün de aynıyım. Kimseyle oynamak istemiyorum.

 

– Artık genç oyunculara daha çok şans veriliyor. Siz yeni nesli nasıl buluyorsunuz?

Çok iyi buluyorum, ama sahiden… Gençliğimizde, önümüzdeki jenerasyondan ilham alamıyorduk. Çok az sayıdaydı iyiler, yön verecek olanlar. Dünyayı yıllar sonrasından takip ediyorduk. Bizler klasik olandan kaçmaya başladık çünkü dünyayı izleme hevesine kapılmıştık. Video ve kasetlerle koyun koyuna yatıyorduk. Şimdikiler saat farkıyla her gelişimin farkında. Pozisyonlarını evrensel ölçeğe göre alıyorlar. Bizim kimi ihtiyarlar da iyiler. Üç kuşakla birlikte yaşıyorum. Evlat yaşındakilerle arkadaşım ve ilham alıyorum.

– Son dönemde en çok kızdığınız şey, ‘Çok kilo vermişsin’ yorumlarıymış. Zayıfladıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Kilo konusu bomba. Ben hep zayıftım, çocukken ve gençken. Hatta 45 yaşımdan sonra kilo aldım. Şimdi 2005 yılındaki kiloma döndüm. Dolayısıyla benim için sıra dışı olan kilo almaktı. Ömrümün dörtte üçünü ortalama bir kiloda geçirdiğim için eski yerime dönmekten mutluyum.

Tadarak Yaşıyorum

– Çekimlerin yapıldığı yerler, yemekleriyle meşhur… Yediğinize, içtiğinize dikkat ediyor musunuz? Arada küçük kaçamaklarınız oluyor mu?

Çok iştahlıyım. Özlediğim yemeklerle karşılaşmak heyecan veriyor. Yemek de yapıyorum. İlk iki lokma çatal ya da kaşık her neyse uçuruyor beni ama doymadan, tadarak yaşıyorum. Japon gibi yiyiyorum. Pişirirken de öyle. Az ve doygun lezzetler. Yumurta kızartırken bile istediğim olmazsa tekrar yapıyorum. Kıt kanaat yemeği artık bundan sonra.

 

Edis: Beynim Kaldırmadı Konservatuvarı Bıraktım!

0

Edis: Beynim kaldırmadı konservatuvarı bıraktım! Son senelerde müzik hayatına bomba gibi bir giriş yapan isimlerden olan Edis, hakkında bilinmeyenler ile ilgili çok özel açıklamalarda bulundu. Harbiye’de ki konseri ilk seferinde nasıl bu kadar doldu? Yurtdışı planları var mı? Tatil planı nedir? İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…

Edis’ten erotizm açıklaması

Harbiye’de Gelmiş Geçmiş En Kalabalık Konser

Edis: Beynim kaldırmadı konservatuvarı bıraktım! Türk Pop Müziğinin son senelerde kazandığı en büyük isimlerden biri olan Edis, verdiği Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesindeki konserinde binlerce hayranına unutulmaz bir gece yaşattı.

Harbiye’de gelmiş geçmiş en kalabalık konser olduğu iddia edilen bu gece ve diğer tüm ayrıntılar ile ilgili bir röportaj veren şarkıcı Edis, Tülay Demir’in sorularını cevapladı. İşte çok ses getirecek o röportaj…

İrem Sak ve Edis aşk mı yaşıyor? İlk açıklama geldi

Üstü Açık Araba Alıp da Yollarda Hava mı Atayım!

“◊ Geçtiğimiz günlerde Harbiye’deki ilk konserini verdin. Yer yerinden oynadı. Tek albümle böyle bir başarı yakalaman inanılmaz.
– Gerçekten çok büyülü bir akşamdı.

◊ Harbiye’deki gelmiş geçmiş en kalabalık “ilk konser”miş galiba…
– Bana da öyle söylediler. Genel konjonktüre göre de çok ciddi bir seyirci sayısına ulaşılmış. Ama benim seyircim her zaman iyidir, bu durumu Harbiye’de fark ettiler. Çünkü Harbiye hem basın için çok önemli bir yer hem de sanatçılar için bir nevi er meydanı. Yoksa daha önce 60 bin kişiye de konser verdim.

◊ Seni canlı canlı izlemek için Harbiye’ye akın eden 6 bin kişi, izledikleri şovdan memnun kaldı mı dersin?
– Evet, kaldılar. Dediğim gibi çok büyülü bir anı paylaştık. Ben konserlerime ve kliplerime bazı kodlar koyarım. Hep bir metaforum vardır.

◊ Ne gibi bir metafor?
– Onu anlatmam, özel kalsın (gülüyor). Ama ana düşüncesini söyleyeyim: Büyüle ve büyü. Tırnak içinde böyle bir cümleyle başladık konsere biz.

◊ İnsanlar senin sahnenin nesinden büyüleniyor olabilir?
– Bu karşılıklı bir durum, ben de onlardan büyüleniyorum ve bunu işime yansıtıyorum. Sonuç böyle oluyor.

Edis Görgülü kimdir?

DİPTE BAŞKA BİR EDİS VAR, ONU SAHNEYE TAŞIDIM

◊ İlk albümün adı neden “An”dı?
– Benim felsefi bir tarafım var. Dipte bir başka Edis var ve albümde onu göstermeye çalıştım. O Edis’i sahneye de taşımak istedim.

◊ Hangi “an”dan söz ediyorsun albümde?
– Birçok andan… Dalga geçtiğim anlar da var, çok mutsuz olduğum anlar da, şükrettiğim anlar da. Anda olabilmek önemli. Zaten sahne işi de anda kalmak üzerine kuruludur. Tiyatrocular da ses sanatçıları da anda, şimdide kalmalıdır.

◊ Sen sahnedeyken anda kalabiliyor musun? Bu çok zor bir şey, insanlar başarabilmek için özel spiritüel çalışmalar falan yapıyorlar bildiğim kadarıyla.
– Açıkçası zaman zaman zorlandım Harbiye’de… Bazen kopmuşum zaten. Onur Baştürk yazdı bunu. Hatta annem de söyledi.

◊ Ne dedi annen?

– “İlk üç-dört şarkıda bir yerlere bakıyordun” dedi. Ben de dedim ki “Büyülenmiştim”… “Büyüle” diye başladığımız gecede karşılıklı büyülendik gerçekten. Seyirciye ilk lafım da “Büyülediniz beni” oldu.

◊ Telaş, panik durumları ne alemdeydi? Madem ki Harbiye sanatçıların er meydanı…
– Sahneye kendinizden çok emin çıkıyorsunuz ama Harbiye’nin bir başka etkisi, bir başka gücü var. O özgüven sarsılabiliyor. Düşünün, ben yıllarca orada Sezen Aksu’yu, Tarkan’ı, Şebnem Ferah’ı, Kenan Doğulu’yu, MFÖ’yü, onlarca önemli sanatçıyı izledim. İşte bu gerçek sahnede bir anda dank etti. Yıllarca seyirci olduğum yerde bu kez şarkıcı olarak bulunuyordum. O yüzden ilk üç-dört şarkıda durumu hazmetmeye çalıştım, bir dağıldım. Ama sonra anda kalmayı başardım.

◊ Sözlerin spiritüel konulara yatkın olduğunu düşündürüyor bana…
– Doğru, spiritüel konulara çok meraklıyım. Parapsikoloji okudum, hâlâ okumaya devam ediyorum. Onun dışında dini şeyler de ilgi anlamında. Her türlü din, her türlü felsefi görüş ve spiritüel bakış açısına merakım var. Çünkü bütün insanların derdi aynı bence.

◊ Neymiş derdimiz?
– (Gülüyor) İnsanın zaaflarıyla derdi var. Sürekli kalıcı olmakla derdi var. Ölümsüz olmakla derdi var.

AŞK EN GÜZEL ANDA, AN EN GÜZEL AŞKTA YAŞANIR

◊ Anda kalabilmenin püf noktasını da alayım senden hazır yeri gelmişken…
– Aşk… Aşk en güzel anda yaşanıyor, an da en güzel aşkta yaşanıyor.

◊ Egoyla mücadeleyi kazanmış gibisin…
– Bu söylenmez ama benim egom yok.

◊ Onu ilk karşılaştığımızda anladım zaten.
– Teşekkür ederim. Hırslar, kalıcı olmak vesaire, bunların hepsi gelip geçici şeyler.

◊ Ama asıl zor günler şimdi başlıyor diye düşünüyorum, çünkü senden beklenti çok yükseldi.
– Beklentinin yükselmesi insanda stres yaratıyor, evet. Çünkü sahne işi de bir nevi hizmet sunmak ve ben onlara en iyisini sunmam gerektiğine inanıyorum. Bu işin başından beri bana söylenen, aynı zamanda kendi tecrübelerimle de sabit olan şu: Samimiyet bu işin en önemli parçası. Yetenek, çok çalışmak ve disiplin tabii ki olacak ama samimiyet de şart. Sanatta torpil olmaz.

AİLEM VE DOSTLARIM BENİ ÇOK AZ ÖVER

◊ Şöhret geç geldi diye düşündüğün oluyor mu hiç?
– Önceleri hep “Neden 20 yaşında çıkmadım da 24’ü bekledim” diye söylenirdim. Çünkü zaten 19-20 yaşından beri bu düzenin içindeydim.

◊ Şimdi ne düşünüyorsun?
– 27 yaşındayım ve iyi ki şimdi bunları yaşıyorum diyorum.

◊ Bu sürekli yükselen başarı grafiğinin temelinde neler yatıyor? Yani az önce bahsettiğin samimiyetin yanında…
– Çok çalışıyorum. Hep güncel tutuyorum kendimi. Disiplini elden bırakmıyorum. Egomun beni ele geçirip bazı şeyleri olduğundan farklı göstermesine izin vermiyorum. En önemlisi de ayakları yere basan bir ekibe, ayakları yere basan bir arkadaş çevresine sahibim. Beni çok az överler. Ailem de aynı şekilde. Bunlar çok önemli.

◊ Hayatın son birkaç yılda çok değişti mi?
– Hayır. Hayatım çok fazla değişmiyor, izin vermiyorum. Çünkü kafam parayla paralel ilerlemiyor. Geçen hafta ekip arkadaşım “Abi neden çok lüks bir araba almıyorsun?” diye sordu. “Niye alayım ki? Ne yapacağım alıp da?” dedim. Birincisi, işimin dışında çok fazla gezip dolaşmaya vaktim yok. İkincisi çıkacağım yollara da üstü açık arabamla hava mı atacağım! Bu bana göre bir şey değil. Konumumu seviyorum. Onu almak isteyeceğim zaman da olabilir ama bu iş temposunda sırf hava atmak için lüks araba edinmem.

BEYNiM KALDIRMADI KONSERVATUVARI BIRAKTIM

◊ Seni yurtdışındaki sahnelerde de görmek isterim. Böyle planların var mı?
– Hem de çok güzel planlarım var ama detaylı anlatmak istemiyorum. Çünkü o zaman seninle ilgili beklenti büyüyor.

◊ Bugüne kadar neden olmadı peki?
– Önce burada iyi bir yerlere gelmem gerekiyordu çünkü.

◊ Yok, senin şahsında sormuyorum. Genel olarak Türk şarkıcılar neden isimlerini yurtdışında duyuramıyor?
– Bu sektörde dünyaya hakim iki dil var, İngilizce ve İspanyolca. Şov dünyasının majör ülkelerinin dilleri bunlar. Bu dillere aksanlı veya aksansız hakim değilsen, geçiş yapamıyorsun. Kaldı ki biz o kültüre ait değiliz, dilimiz onlara ait bir dil değil. Bir de şöyle bir özeleştiri yapabilirim; bizim sektörde dışarıya pazarlama değil de burada günlük parayı kazanma fikriyle iş yapılıyor. Yatırımcılar ileriye dönük yatırımcı değil. Yatırım bile yapmıyorlar bize. Ne yetenekler nerelerde kim bilir… Ayrıca eğitim sistemimizde de pop müzikle alakalı tek bir dal yok. Ya Türk müziği dalında eğitim alıyorsun, ya opera. Ben müzikal eğitimi alabildim mesela.

◊ Ne zaman “Bu işi yapmalıyım” dedin?
– Kendimi bildim bileli. Anaokulunda bile gösterilerde rol alan, şarkı söyleyen, dans eden çocuktum. Bunun dışında bir iş hayal ettiğim tek bir dönemim olmadı.

◊ Yatıp kalkıp müzik deyip de sonra iletişim okuman enteresan.
– O okulu seçme sebebim İstanbul’a taşınmaktı. O sayede de işin arka planını, mutfağını öğrendim. İsabetli bir karar oldu. Güzel yere kapak attım farkında olmadan (gülüyor). Sonra konservatuvara da kayıt oldum, ikisini birden okumaya başladım. Ama konservatuvarı yarıda bıraktım, yapamadım o kadarını, beyin kaldırmadı. Yine de hâlâ konservatuvarlı gibiyim, haftada üç-dört gün eğitim alıyorum.

◊ Başlarda sadece gençler senin hayranındı, şimdi onlar anne-babalarını da peşlerinden sürüklüyor. Ne diyorsun bu duruma?
– Evet, konserlerime anne-babalar da geliyor, hep takılıyorum onlara (gülüyor).

◊ Anne-babaların çocukları için onaylayacağı bir rol modelsin sonuçta. Görüntü, donanım açısından dört dörtlük görünen bir model…
– Kimse dört dörtlük değil ama…

◊ Ama öyle bir imaj söz konusu ki istesen de hata yapma lüksün yok.
– (Kahkaha atıyor) Valla gerçekten şöyle. Ama anlık görüntüler bunlar. İnsan değişebiliyor.

◊ Bu hızlı çıkışta görüntünün payı yok mu hiç? Yakışıklılık/güzellik bu sektörde önemli bir sıçrama tahtası değil mi?
– Mutlaka görünümün bir etkisi olacaktır ama sunum şekli daha önemli. Sunumu standart üstü tutarsan fark yaratırsın. Bir de benimki çok hızlı bir çıkış değil aslına bakarsanız. İlk iki-üç senede de bunları yapıyor ama böyle bir reaksiyon almıyordum. Sonra bir gün bir arkadaşım “Sen kısık ateşte pişersin. Çünkü görünmeyi sevmiyorsun ortalıkta. Bekleyeceksin” dedi. Öyle de oldu.

MEKİK ÇEKERKEN ŞAN ÇALIŞIYORUM

◊ Dans ederken şarkı söylemek zor mu?
– Zor, hem de çok zor. Roma’da Beyonce’yi izledim, o bile playback yapıyordu. O an dedim ki “Ben de playback’e giriyorum, bu ne ya”. Sadece o da değil, Jay Z playback yapıyor. Rap’çi adam.

◊ Sen nasıl canlı söylemeyi başarıyorsun?
– Canlı söyleyebileyim diye mekik çekerek şan çalışıyorum. Ama haklılar onlar da… 2 günde bir konser veriyorlar. Ben bir Harbiye yaptım, 3 gündür kendime gelemiyorum.

KLiMALARI KAPATIN ÇOCUK ÜŞÜDÜ!

◊ Hiç sansasyonel bir haberine rastlamayacak
mıyız senin?
– Sansasyon da bu işin bir parçası aslında. Olabilecek şeyler. Bilemem o yüzden.

◊ Birkaç sene kaçarsın, sonunda yakalarlar.
– İnsanız yani. Robot değiliz, kral değiliz. Bir de başarı elde ettikçe daha çok irdelenmeye başlıyorsun, normal bu. Ben her şeye hazırlıklıyım. Bu işe ilk başlarken ailemle oturup konuştuk, birbirimize söz verdik. Her ne olursa olsun, her ne yaşarsam yaşayayım birbirimizi bırakmayacağız. Bunun sözünü aldım onlardan.

PARA İNSANLARI BİRBİRİNDEN UZAKLAŞTIRIYOR

◊ Anne-baba için zaten fark etmiyor, hiçbir koşulda evlatlarını bırakmazlar merak etme.
– Zaten bırakmıyorlar, her konserime geliyorlar. Annem millete kızıyor, “Klimaları kapatın çocuk üşüdü” falan diye (kahkaha atıyor).

◊ Aile desteği ne güzel şey.
– Aile desteği güzel, arkadaş desteği güzel. Farklı mesleklerden çok fazla arkadaşım var.
Hepimiz biriz. Kim daha çok kazanıyor muhabbeti yoktur aramızda. Para insanları birbirinden uzaklaştırıyor, bundan eminim çünkü çok örneğini gördüm çevremde. Bizde yok işte o durum.

◊ Hava atma durumunun olmadığından söz ettin az önce zaten…
– Valla babam ve annem de yıllarca canlarını dişlerine takıp çalıştılar, bir kere babamı ekstra lüks arabayla görmedim. O paranın nasıl kazanıldığını biliyorlar çünkü. Ben de biliyorum. Allah çalışan herkese sabır ve güç versin.

◊ Sevenlerine bir bayram mesajı vermek ister misin?
– Herkese aileleriyle, aileleri gibi gördükleri tüm sevdikleriyle birlikte, tüm yüklerini atacakları, sıkıntıdan ve stresten uzak, mükemmel bir bayram diliyorum.

TATiLE ZAMAN YOK BOĞAZ’DA YÜZÜYORUM

◊ Konser, reklam çekimi koşturup duruyorsun. Yok mu ufukta tatil planları falan?
– Çok istiyorum ama maalesef yok. Boğaz’da denize girebiliyorum ancak. Tekne kiralayıp açılıyoruz. 3. Köprü’nün orada çok güzel koylar var, Göcek’e benziyor. Ama arkalara doğru bakmayacaksın tabii (gülüyor).

◊ Yalancı tatil…
– Ne yapayım, uzun tatile vaktim yok. Çok yoğunum. Yeni albüm çalışmalarına başladık bile. Ayrıca reklam çalışmalarım var, onlar da çok zamanımı alıyor. İkisi bir arada gidiyor. Harbiye konserimin devamı olacak. Avrupa turnesi olacak. Ekim ayında yurtdışı konserlerim başlıyor. Bir yurtdışı maceram olacak, gidip geleceğiz. Detayları sonra veririm size, söz.

İZMİR’İN RUH HALİNİ KAYBETTİM

◊ Amerika mı yoksa Londra mı? Aklımdan geçen bu ikisi bak…
– Amerika. Geçen sene Londra’ya gitmiştim. Londra doğumluyum zaten ama 2 yaşındayken döndüm. Orada büyümedim yani, burası büyüttü beni. Ama yalan yok, çocukken Londra’da doğdum diye hava atıyordum (gülüyor). Şu anda bakıyorum da iyi ki dönmüşüz.

◊ İzmir’i çok seviyorsun sen…
– Zaten İzmirliyim, ondan. İzmir’dir beni büyüten yer. Aslında sadece ben değil birçok sanatçıyı büyüten yer. Homeros’tan başla hatta, sadece sanatçı da değil. Çok özel bir havası var. Gerçi İzmir’in ruh halini kaybettim, artık kozmopolit bir şehrin üyesiyim. Oraya her gittiğimde “Ben İstanbullu olmuşum” diyorum.

O KADAR MAKARNA, PiZZA YiYiNCE KAFAM iYi OLDU

◊ Yurtdışında nereleri seviyorsun?
– Çok yer gezdim ama Roma’ya ilk kez bu sene gittim. Resmen âşık oldum. Normalde hamur işi sevmem, gluten falan yemem ama orada mecbur kalıyorsun. O kadar makarna, pizza yiyince kafam iyi oldu herhalde, “Allah’ım ne kadar güzel bir hayat” demeye başladım. Arkadaşım “Sen normalde bunları yemiyorsun ya, ondan olabilir mi?” diye sordu. Dedim “Muhtemelen” (gülüyor). Burada hamur işi yemiyorum, alkali su içiyorum, çok sağlıklı beslenmeye dikkat ediyorum normalde. Bundan mıdır bilmem, Roma gerçekten çok sevilesi bir yer gibi göründü bana.

◊ Sadece Roma mı var “en sevilenler” listende?
– Hayır tabii ki… Stres atacaksam, kafamı dağıtacaksam, oralarda arkadaş çevrem geniş olduğu için ya Londra ya Paris oluyor tercihim. Geçen sene Londra’ya taşınma girişiminde bulundum. Prodüktörlerle konuştum, müzisyenlerle tanıştım. Buradan uzaklaşacaktım yani ciddi ciddi.

◊ Neden vazgeçtin?
– Buradaki kontrolümü kaybederdim, o yüzden. Bir de global bir iş yapmak için oralara gitmek zorunda değilsin, bunu fark etmiş durumdayım. Burada da çok yetenekli insanlar var. Arada gidip geleceğim, o yeterli.

Yeni Baba Olan Ozan Akbaba İlk Kez Anlattı!

0

Yeni baba olan Ozan Akbaba ilk kez anlattı! Geçtiğimiz ay baba olma mutluluğunu yaşayan ünlü ve başarılı oyuncu Ozan Akbaba, oğlu ile birlikte hayatının nasıl değiştiğini, evliliğini, eşine olan aşkını verdiği bir röportaj ile anlattı. İşte haberimizin tüm detayları…

EDHO’nun İlyas’ı Ozan Akbaba baba oldu

Ozan Akbaba ile Çok Özel

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde canlandırdığı İlyas karakteriyle milyonların hayran olduğu ünlü oyuncu Ozan Akbaba; geçtiğimiz yıl Buket Akbaba ile dünya evine girip, Temmuz ayında da baba olma mutluluğunu tatmıştı. Merve Yurtyapan ile bir röportaj yapan ünlü oyuncu, özel hayatı ile ilgili tüm sorulara bütün içtenliğiyle cevap verdi. İşte Ozan Akbaba’nın o röportajı…

EDHO’nun İlyas’ı Ozan Akbaba: Çok aç kaldım ama pes etmedim

Yeni Baba Olan Ozan Akbaba İlk Kez Anlattı!

Son birkaç yıldır hayatınız çok değişti. Hem ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisiyle kariyerinizde hızlı bir yükselişe geçtiniz, hem de özel hayatınızda bir sürü güzel şey yaşadınız. Siz son dönemde yaşadıklarınızı nasıl açıklarsınız?

Hem kariyerim, hem de özel hayatım ve elbette sosyal hayatım, bu gidişatla disipline edildi. Ama bu disipline edilmiş olma hali benim gibi planlı, programlı bir insana katbekat iyi geldi.

 

Buket Hanım’la geçtiğimiz yıl evlenme kararı alarak hayatınızı birleştirdiniz. Evlilik Ozan Akbaba’yı nasıl değiştirdi? Bekar yaşantınızla şu anı karşılaştırırsanız neler söylersiniz?

Üniversite yıllarından beri bekar yaşayan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; aşkın gücü yalnızlığa alışmış bir insana çok iyi geliyor. Sorumluluklarıyla baş etmeyi öğreniyor ve çift kişilik (artık üç kişilik) hayatı paylaşmayı, birlikte hareket edebilmeyi, kararlarını tartışmaya açmayı, planlarını doğrulatmayı öğreniyor. Paylaşımcı bir insansan işin zaten çok kolay. Evlilik bana çok iyi geldi.

Ozan Akbaba kimdir

AŞKI EVLİLİK DEĞİL, EGO ÖLDÜRÜR

Eşinize olan aşkınızı hangi sözlerle anlatırsınız?

Geçilmez defansı gibi zayıf taraflarının, en ünlü golcüsü gibi takımımın, en güzel şairlerin şiiri gibi hayatının, en serin denizi gibi yazının, en sıcak evi gibi kışının… Daha nasıl anlatayım ki…

 

Evlilik aşkı öldürür diye bir laf var. Sizce ne kadar doğru?

Evlilik aşkı öldürmez. Aşkı öldürürse ego öldürür, bencillik öldürür, dikta öldürür, empati kurma yeteneğinden gayrı yoksulluk öldürür.

 

Evlilikte bir yılı geride bıraktınız. Nasıl geçti bu süre?

Yaklaşık dört yıldır birlikte olduğumuz ve birbirimize alıştığımız için zaten evlilik hayatı birbirimize olan yaklaşımımızı fazlaca etkilemedi. Zaten iyi anlaştığımız için her şey yolunda.

 

İlişkiyi ilk zamanki gibi sevgi ve saygı dolu tutmanın sırrı nedir?

Paylaşmak. Ama her şeyi paylaşmak. İşi, arkadaşları, aileyi, her şeyi paylaşmak. Paylaştıkça değişiyor, bitmiyor konuşacaklar, anlatacaklar. Ve elbette romantik, şiirsel anlar yaratmalı. Paylaşmak dedim ya, en doğru yol bulunuyor elbet.

KENDİ ADIM OZAN ALİ OLSUN İSTERDİM

Bu aşkın meyvesi de dünyaya geldi. Aşkınız oğlunuzla daha da artıp güçlendi mi?

Annelik inanılmaz bir durum. Buket’e olan aşkım da, saygım da şu an daha güçlü durumda. İnanılmaz bir kadındı, daha da inanılmaz oldu. Dünyanın en güzel armağanına sahip olmama vesile oldu.

 

Bebeğinize Ozan Ali ismini koyma fikri kimden çıktı?

Hep ‘Adım Ozan Ali olsaydı keşke’ derdim. Buket bu isteğimi unutmadığı İçin ‘Oğlumuzun adının Ozan Ali olmasını istiyorum’ dedi, kalakaldım ve hiçbir şey diyemedim, çok sevindim. Başka isimler de düşündük ama hiçbiri Ozan Ali kadar enerjik ve sıcak gelmedi bize.

 

Sizi oğlunuzun doğumuna götürelim. O gün nasıl bir heyecan yaşadınız? Eşinizle doğuma girdiniz mi?

Harika bir gündü. Girdim doğuma ve bir doğuma şahit olmak inanılmaz bir tecrübe. Çok şükür her şey yolunda gitti ve eşim de, oğlum da şu an çok iyi durumdalar. Onlara bakıp bakıp her gün şükrediyorum.

 

Bebeğinizi kucağınıza aldığınızda ilk hissiyatınız neydi?

İnsanlığını, hayatını sorguluyor insan. Bu kadar masum ve temiz bir varlığı kucağa almak; insana sevaplarını, günahlarını sorgulatıyor. Sanki iyiliği, temizliği, ahlakı hatırlatmak için Allah tarafından gönderilmiş gibi. Bana hep bunları sorgulattı ve her bakışımda hâlâ aynı şeyi düşünüyorum. Her yönüyle mükemmel bir andı.

OKTAY ABİNİN HER HAREKETİ BİR ÖĞRETİ

Oktay Kaynarca ile çok güzel bir ağabey-kardeş ilişkisi kurdunuz. Nikah şahidiniz oldu, oğlunuz dünyaya gelince hemen ziyaretinize geldi. Hem oyuncu, hem de ağabey olarak ondan neler öğrendiniz?

Tecrübelerini, anılarını, hatalarını, doğrularını paylaşmayı seven yüce gönüllü bir adam Oktay Abi. Bu yüzden zaten kendime ‘Onun gibi olmalısın’ dedirtecek çok yönü var. Hem profesyonel bir oyuncu, hem meslektaşım, hem de benden katbekat tecrübeli. Onun her hareketi benim için bir yol, bir yordam. Kısacası ondan öğrendiğim çok şey oldu, olacak da.

 

‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisindeki rolünüz size neler kattı?

Her şeyden önce oyunculuk anlamında inanılmaz bir tecrübe yaşadım. Oyunculuk gelişiminde istikrar çok önemlidir. Hele ki ‘İlyas’ gibi harika yazılmış bir karakterin bana öğrettiği, beni eğittiği pek çok durum var. Ve çok sevildi karakter. Uzun lafın kısası bana her anlamda katkı sağladı.

 

İzleyici heyecanla ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın yeni sezonunu bekliyor. Sete başladınız mı? İzleyiciyi neler bekliyor?

Bu sezon diğer sezonlar gibi yine harika olacak. Ben de seyirciyle beraber bekliyorum yaşayacaklarımızı. Sete başlamak üzereyiz. Başlamak İçin de can atıyoruz.

OĞLUMUN BEZİNİ DEĞİŞTİRİYORUM

Baba olmak size neler kattı? ‘Babalık sonradan öğrenilir’ derler ama kimi erkek bu sürece eşi hamileyken de çok çabuk adapte oluyor. Sizde durum nasıldı?

Çok ama çok şey katıyor bana. Bu durumu kelimelere dökmek biraz zor, gerçek anlamda tecrübe etmek lazım. Ama şunu söyleyebilirim ki her sürece kolaylıkla adapte oldum. Galiba bu, ne kadar istediğinde alakalı.

 

Eşiniz Buket Hanım’a destek oluyor musunuz? Oğlunuzun altını değiştirmeye başladınız mı mesela?

Hastanedeyken dahi değiştiriyordum altını. Yıkıyorum, altını değiştiriyorum, uyutuyorum, vakit geçiriyorum. Sonra bana kalkıp ‘Baba sen hayırdır?’ demesin.

BAYRAMIN BAYRAM HAVASINDA GEÇMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPARIZ

İlk defa baba olarak bir bayram geçireceksiniz. Oğlunuz henüz çok minik ama ilerleyen dönemlerde ona gelenekleri öğretecek misiniz?

Tabii ki. Biz bayramlarda ne yapıyorsak, bir bayramın nasıl geçmesi konusundaki fikirlerimiz neyse; onun da bu fikirlerden, ananelerden haberdar olmasını çok isterim.

 

Bayramları nasıl geçirirsiniz?

Aile büyüklerini ziyaret eder misiniz? Harçlık alıp verir misiniz? Büyüklerimizi muhakkak ararız, göremesek de. Bayramın havasında geçmesi için elimizden geleni yaparız. Harçlık alıp vermek de çok keyifli.

Mustafa Ceceli’den Altın İcrası!

0

Mustafa Ceceli’den altın icrası! Daha önce altınları için açtığı icra takibi durdurulan Mustafa Ceceli, bu kez neden dava açtı? Altınların tutarı ne kadar? İşte haberimiz hakkında tüm merak ettiklerinizin detayları…

Mustafa Ceceli Kutsal Topraklardan Seslendi

Mustafa Ceceli’den Altın İcrası!

Mustafa Ceceli’den altın icrası! Altınları için açtığı icra takibi durdurulan Mustafa Ceceli cephesinde yeni gelişmeler yaşandı.

Mustafa Ceceli Tanınmamak için Ne Yaptı

Ceceli, Parasının Karşılığını Alamadığını İddia Etti

Ünlü şarkıcı Mustafa Ceceli’nin avukatları müvekkillerinin 2 Ağustos 2017’de 600 bin lirayı ve 17 Aralık 2017’de de 100 bin doları altın almak için şirket hesabına havale ettiğini, ancak karşılığını alamadığını iddia ederken; davaya itiraz eden şirket avukatı ise davanın reddini talep edip, Ceceli’nin de üstünde imzası bulunan teslim belgelerini delil olarak sundu.

Ceceli Hakkında Kötü Niyet Cezası Verilmesi Talep Edildi

Gram Kıymetli Madenler Şirketinin avukatı verdiği itiraz dilekçesinde, “Davacının 600 bin liralık ilk ödemesine karşılık fatura kesilmiş ve davacı bu meblağa karşılık müvekkil şirketten 4171 gram, 995 cins has altını teslim aldığına ilişkin teslim belgesine imza atmıştır. Davacının 100 bin dolarlık ödemesine karşılık yine fatura kesilmiş ve 2464 gram, 995 cins has altını aldığına ilişkin teslim belgesi karşılıklı imzalanmıştır” dedi.

Ayrıca karşı şirketin avukatı ünlü şarkıcı Mustafa Ceceli hakkında yüzde 20 kötü niyet tazminatı cezası verilmesini talep etti. İki tarafında açtığı davalar devam ediyor.

Mustafa Ceceli Kimdir?

Sıla’dan Ayvalık Konserinde Ahmet Kural’a Gönderme!

0

Son dönemde konser maratonu ile gündemde sık sık yer alan ünlü şarkıcı Sıla, muhteşem sesi ile konser maratonuna devam ediyor. Şarkıcı Sıla son olarak Ayvalık konseri ile hayranlarını büyüledi. Sıla verdiği konserde sarf ettiği sözler ile, Ahmet Kural’a gönderme mi yaptı? Hepsi ve daha fazlası haberimizde…

Sıla’dan düğün müjdesi!

Ünlü Şarkıcı Sıla, Ayvalık Konseri İle İzleyenleri Büyüledi…

Şarkıcı Sıla, Ayvalık konseri ile hayranlarına muhteşem bir gece yaşattı. ‘On’dan Kalanlar’ adlı Ege Turnesi’ne devam eden şarkıcı Sıla, 20 gün aradan sonra ikinci kez Ayvalık’ta Amfi Tiyatro’da binlerce hayranına bir konser daha verdi. Şarkıcı Sıla muhteşem sesi ve sahne performansı ile adeta izleyenleri büyüledi. Ünlü şarkıcı Sıla, ‘Ailecek Şaşkınız’da ‘Beyaz atlı prens’ sahnesi olan eski sevgilisi Ahmet Kural’a bu kez, ”Bizim beyaz atlı prens ata ters bindi herhalde. Baksanıza hâlâ bekarım” sözleriyle bir göndermede daha bulundu. Sıla’nın bu sözleri ise gündeme bomba gibi düştü…

Sıla kimdir?

Ahmet Kural kimdir?

Sıla, Bizim beyaz atlı prens ata ters bindi herhalde baksanıza hâlâ tescilli bekârım…

Şarkıcı Sıla, konserine ‘Evleniyor’ şeklindeki söylentilere de cevap verdi. Ünlü şarkıcı Sıla, “Babam apar topar annemi aramış. ‘Haberleri okudun mu? Bizim kız evleniyormuş’ demiş. Annem tabii rahat. ‘Merak etme, öyle bir şey olsa önce bizim haberimiz olur’ cevabını vermiş babama. Ben de bir an evleniyorum filan sandım. Bizim beyaz atlı prens ata ters bindi herhalde baksanıza hâlâ tescilli bekârım. Neyse şükürler olsun ki bununla yaşamayı öğrendik” dedi. Sıla, ayrıldıktan 1.5 ay sonra ‘Sıla’ adındaki bir kayığın fotoğrafını paylaşarak ‘O kayığa binip gitmek öyle zor değil. Yüzüp de bilmeyenlere gelsin’ demişti. Ünlü şarkıcı 13 Ağustos’ta da Can Yücel’in ‘Farzet ki hiç ayrılmadık’ şiirini yine sosyal medya hesabından paylaşarak Ahmet Kural’a bir göndermede bulunmuştu. İki ünlü ismin aşkında neler oluyor? Bekleyip görelim…

Sıla’nın 5 Saatlik Bakımı!