Ana Sayfa Blog Sayfa 749

Son Nefesime Kadar Dizisinin İlk Tanıtımı Yayınlandı! Dizi Ne Zaman Yayınlanacak?

0

Fox Tv’nin yeni dizisi Son Nefesime Kadar, bomba gibi geliyor. Başrollerini Nurgün Yeşilçay, Emre Kınay ve Ertan Sabah’ın paylaştığı dizinin büyük bir beğeniyle izleneceği tahmin ediliyor. Son Nefesime Kadar dizisinin ilk tanıtımı yayınlandı. Dizi ne zaman yayınlanacak? Detaylar haberimizde…

Emre Kınay Kimdir?

Nurgül Yeşilçay kimdir?

Son Nefesime Kadar Dizisinin İlk Tanıtımı Yayınlandı!

Nurgül Yeşilçay’ın Son Nefesime Kadar dizisinin ilk fragmanı yayınlandı. Dizinin tanıtımında; Polis memuru olan Mihri, 46 yaşında bir polis memurudur. İki çocuğu olan Mihri bir çocuğunu kaybediyor. Diğer çocuğu ise kocasıyla birlikte kendisini terk ediyor. Kardeşi ise hala, alkol tedavisi gören Mihri, hayatın kendisi için çok tıkırında ilerlemediğini düşünüyor.

İşte Son Nefesime Kadar Dizisinin ilk fragmanı…

 

Pastel film imzalı dizi Fox Tv’de ekranlara gelecek. Nurgül Yeşilçay’ın bir polisi canlandırdığı dizinin fragmanı sosyal medyada büyük beğeni topladı. Geçen sezon Kefaret isimli diziyle aynı ekranda izlediğimiz Nurgül Yeşilçay, bu sefer polisiye bir dizi ile izleyicilerin karşısına çıkması izleyicilere de sürpriz oldu. Dizinin hem hikayesi hem de oyuncu kadrosu çok dikkat çekiyor.

Birçok başarılı formatın daha önce de yerel uyarlama çalışmalarını yapan Hatice Meryem’in uyarladığı “Son Nefesime Kadar” dizisinin yapımcılığını Yaşar İrvül ve Efe İrvül üstlenirken, yönetmen koltuğuna Deniz Çelebi Dikilitaş oturuyor. Happy Valley’nin yerli uyarlaması ‘Son Nefesime Kadar’ adıyla FOX TV’de yayınlanacak.

SON NEFESİME KADAR DİZİSİNİN KONUSU!

Özel hayatındaki sorunların dışında kasabada yıllardır hüküm süren uyuşturucu sorununu çözmeye çalışan kadın polis Mihri, bu sırada kasabada bir kaybolma vakasının meydana gelmesi ile kendisini zorlu bir mücadelenin içinde buluyor.

Öte yandan, kırsal bir kasabada yaşayan polis çavuşudur. Yıllar önce kaybettiği kızının acısını yaşayan Mihri, bir yandan oğlu ile ilgilenmeye çalışırken bir yandan da alkol tedavisi gören kardeşi ile ilgilenmek zorunda kalmaktadır.

SON NEFESİME KADAR DİZİSİ OYUNCULARI

Nurgül Yeşilçay, Emre Kınay ve Ertan Saban’ın başrollerini paylaştığı dizide; Begüm Birgören, Rojda Demirer gibi başarılı isimlerin yanı sıra genç yıldızlar İpek Filiz Yazıcı, Emre Bey ve Baran Bölükbaşı da rol alıyor. Nurgül Yeşilçay bu haberi “Geliyor gelmekte olan” diyerek paylaştı.

Ertan Saban kimdir?

Camdaki Kız 28. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Nalan Hamile Olduğunu Mu Öğreniyor?

0

Kanal D’nin sevilen dizisi Camdaki Kız, 28. yeni bölümüyle 27 ocak perşembe günü ekrana gelecek. Dizinin son bölümünde; Nalan, Sedat’la Meliha’nın ilişkisi olduğunu öğrenince Billur’un yanına gider. Sedat, Feride’ye durumu anlatıp yardım etmesi için ayaklarına kapanır. Rafet, büyük bir dar boğaza girer. Sedat, Cana’yla birlikteyken Alp gelir. Alp, Sedat’ın o gece evde olduğunu öğrenip çocuklarını alıp gider. Nalan Sedat’ı affeder. Cana, yardım istemek için Rafet’in karşısına çıkıp tehditkar konuşur. Onun konuşması, Nalan’ın kafasını karıştırır. Camdaki Kız 28. bölüm 1. fragmanı yayınlandı. Nalan, hamile olduğunu mu öğreniyor?

Perşembe Dizileri 2021

Nalan Hamile Olduğunu Mu Öğreniyor?

Camdaki Kız 28. bölüm 1. fragmanında; Nalan, Sedat’la barışıp konağa döndüğü için kendisini sorguluyor. Muzo ise, Nalan’ın ayakta duramamasını önemseyerek hamile olabileceğini düşünmeye başlıyor. Nalan, hamilelik testi yapıyor. Hamilelik testi sonucunda Nalan hamile olduğunu mu öğreniyor?

İşte Camdaki Kız 28. bölüm 1. fragmanı…

 

CAMDAKİ KIZ 27. BÖLÜM ÖZETİ!

Nalan, görüntüleri izleyip şok olur. Sedat onu durduramaz. Rafet, Cavit’le ortak olmaktan son anda vazgeçer. Cavit Rafet’e, bunun hesabını ondan soracağını, ortak olmak için kendisine yalvaracağını söyleyip gider. Onu batırmak için elinden geleni yapmaya başlar.

Nalan, ağlayarak orayı terk eder. Hemen Muzo’yu arayıp onunla konuşmak istediğini söyler. İkili buluşur ve Nalan, öğrendiklerini ona anlatır. Ona Meliha’nın Sedat’la ilişkisi ve onun para karşılığında erkeklerle birlikte olan bir kadın olduğunu bilip bilmediğini sorar.

Muzo bilmediğini söyler. Gidip Meliha’yla konuşur ve ona, İzmir’e taşınmalarını kalacakları evlerini işini ayarladığını söyler. Meliha, eşyalarını toplayıp İstanbul’dan taşınır. Sedat, Cana’yla buluşup ona durumu anlatır. Oda, Feride’den yardım istemesini tavsiye eder.

Sedat, Feride’nin yanına gidip Nalan’ın Meliha’yla ilişkisini belgeleyen görüntüleri izlediğini, kendisinin bekarken onunla kısa bir ilişkisi olduğunu ve Meliha’nın para karşılığında erkeklerle birlikte olan biri olduğunu anlatır. Feride’nin ayaklarına kapanıp ondan yardım ister.

Feride, Billur’un yanına gidip Nalan’ı eve getirir. Ertesi gün Gülcihan’la buluşup ona durumu anlatır. Nalan’ın ödül alacağı törene onlarında gelmesini ve Sedat’ın Nalan’ın gönlünü anlamasını ister. Cavit, Rafet’i büyük bir dar boğaza sokar. Rafet’in Nalan’a verdiği arsayı ipotek ettirmekten başka çaresi kalmaz.

Bunu istemek ise Selen’e düşer. Sedat, Nalan’ın evde olmadığı gece Cana’nın yanına gider. Alp eve gelir. Sedat, o görmeden evden kaçmayı başarır. Alp ise, şüphelenip kameralara bakar. Kameraların kapalı olduğunu görünce komşunun kamerasına bakar ve o gece Sedat’ın evde olduğunu anlar.

Ödül gecesinde Sedat Nalan’ın yanında olur. Nalan’a kendisini affettirmeyi başarır. Nalan, arsayı vermeyi kabul eder. Cana, eve gittiğinde Alp’in çocukları götürdüğünü görür. Gidip Rafet beyden kendisine yardım etmesini, bunu yapmak zorunda olduğunu söyler. Nalan, Sedat’ın yüzüne bakıp onun tutuştuğunu görür.

Camdaki Kız 28. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Cana’nın Konuşması Nalan’ın Kafasını Karıştırıyor!

Yargı 18. Bölüm Fragmanı Yayınlandı Mı? Ceylin’in Masum Olduğu Anlaşılıyor!

0

Kanal D’nin büyük bir beğeniyle izlenen dizisi Yargı, 17. bölümüyle ekrana geldi. Dizinin yayınlanan yeni bölümünde; Ceylin, Pars savcıya hatırladıklarını anlatıyor. Olay yerinde Eren bir eldiven buluyor. Eldivenin bir erkeğe ait olduğu anlaşılıyor. Sema, Pars’tan ablasının ifadesini geri çekmesini istiyor. Yoksa Neva’nın ifade vermesi gerektiğini söylüyor. Neva ise, Cüneyt’e yüklü para verip olayda adının geçmemesini sağlamasını istiyor. Ceylin’in masum olduğu anlaşılıyor. Oklar başkaları üzerine dönüyor.

Pazar Dizileri 2021

Ceylin’in Masum Olduğu Anlaşılıyor!

Yargı 18. bölüm fragmanı henüz yayınlanmadı. Ceylin, Ilgaz’ın işinden kendisinin avukatlığını yapmak için istifa ettiğini öğrenip ona çok tepki gösteriyor. O gece gidip evinde yatıyor. Annesi gece yarısı Ilgaz’ın onu kapıda beklediğini söylüyor. Ceylin, Ilgaz’la konuşup onun mesleğine nasıl aşık biri olduğunu bildiğini bunun yükünü taşıyamayacağını söylüyor. Ilgaz, ertesi gün avukatlık için yemin töreni olacağını onun da yanında olmasını istediğini, bu kararından kendisinin çok mutlu olduğunu söylüyor.

YARGI 17. BÖLÜMDE BAŞKA NELER OLDU?

Ceylin, hatırladıklarını Pars savcıya anlatmak istiyor. Pars’ın karşısına Ilgaz avukat olarak çıkıyor. Ceylin, tüm hatırladıklarını ona anlatıyor. Engin’i vuranın bir kadın olabileceğini, uzun bir saç gördüğünü ve şampuan koktuğunu hatırladığını söylüyor. Metin, olay yerine Eren’le birlikte gidip derinlemesine bir araştırma yapıyor.

Eren, bir eldiven buluyor. Eldivenin üzerinde Engin’in kanı bulunuyor. Cinayeti işleyene ait olduğu anlaşılan eldivenin bir erkeğe ait olduğu anlaşılıyor. Eren komiser, cinayeti uzun saçlı bir erkeğin işlediği kanaatine varıyor. Merdan, birini tutup Gül hanımın evine gönderiyor. Gül, o kişiden kocasının uzak bir sefere çıktığını ve bulunduğu geminin mahsur kaldığını öğreniyor.

Adam Gül’e bir de zarf bırakıyor. Gül, zarfı açtığında Zafer’in kendisine para gönderdiğini ve o yolculuğa çıktığı için çok mutsuz olduğunu yazan bir mektupla karşılaşıyor. Engin cinayetinde Laçin’de ifade vermeye çağrılıyor. Ama Laçin’in olay günü orada olmadığı anlaşılıyor.

Neva, Cüneyt’e yüklü miktarda para verip kendisini bu soruşturmada adının geçmemesini sağlamasını istiyor. Sema, Pars’ın yanına gidip ona ablasının ifadesinin soruşturmadan geri alınmasını, eğer geri alınmazsa, Neva’nın Engin’in zehirlendiği gün ambulansta olduğunu bildiğini onu da ifadeye çağırmak zorunda kalacağını söyleyip onu tehdit ediyor.

Pars, Neva’yı yanına çağırıp onu ifadeye çağıracağını söylüyor. Neva ise, asla böyle bir şey olmayacağını söyleyip abisinin evini terk ediyor. Ilgaz, Ceylin’le aynı ofiste çalışmaya başlıyor. Ceylin, llk davasını alıyor. Ama Ilgaz, adamın hemen katil olduğunu anlayıp onu ihbar ediyor. Ilgaz ile Ceylin, aşkı alevleniyor.

Yargı 17. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Engin’in Asıl Katili Kim?

Elkızı 13. Bölüm 1. Final Fragmanı Yayında! Ezo Teslim Olmadan Önce Ali’yle Vedalaşıyor!

0

Fox Tv’nin sevilen dizisi Elkızı, 12. bölümüyle ekrana geldi. Dizinin yayınlanan yeni bölümünde; Harun, Ezo’ya şirketin önünde tokat atıyor. Güvenlik görüntüleri görüp Ali’ye haber veriyor. Ali gidip, Harun’un kolunu kırıyor. Harun, Ali’yi şikayet ediyor. Ezo, Harun’un şikayetini geri alması karşılığında onu şirketin başına geçirmeyi kabul ediyor. Zeliha, durumu öğrenince şirketi Harun’a vermiyor. Aslı, Harun’u ihbar ediyor. Cavidan, Seher’in torunu Melek olduğunu öğreniyor. Elkızı 13. bölüm 1. final fragmanı yayınlandı. Ezo, jandarmaya teslim olmadan önce Ali’yle vedalaşıyor.

Pazar Dizileri 2021

Ezo Teslim Olmadan Önce Ali’yle Vedalaşıyor!

Elkızı 13. bölüm 1. final fragmanında; Zeliha, kızlarını da alıp oradan kaçmak istiyor. Cavidan, Seher’in torunu Melek olduğunu açıkladıktan sonra, Melek annesini affetmiyor ve babaannesiyle bir olup jandarmaya Ezo’yu ihbar etmeye gidiyor. Ezo, teslim olmadan önce Ali’yle vedalaşıyor ve kendisini beklemesini istiyor.

İşte Elkızı 13. bölüm 1. fragmanı…

ELKIZI 12. BÖLÜMDE BAŞKA NELER OLDU?

Harun, Ezo’ya kötü davranmaya devam ediyor. Onu Ali’yle konuşurken görüp kıskanıyor. Ezo, Ali’yi hala çok sevdiğini itiraf edince Harun ona tokat atıyor. Şirketin güvenlik kamerasından görevli olayı görüyor. Ali’ye görüntüleri izlettiriyor. Görüntüleri izleyen Ali, Harun’un evini basıp onun Ezo’ya tokat attığı kolunu kırıyor.

Ezo’yu o evden götürmek istiyor. Ancak Ezo, saklanıyor. Harun, jandarmayı arayıp Ali’nin evini basıp kendisini darp ettiğini söyleyip ondan şikayetçi oluyor. Ali, gözaltına alınıyor. Ezo, Harun’a şikayetini geri alması için ne isterse vereceğini söylüyor. Oda, şirketin başına kendisini geçirmesini istiyor.

Harun, Ezo’yu annesinin yanına götürüp Ali’nin yaptıklarını ona farklı anlatıyor. Zeliha, gidip Ail’yle konuşuyor. Ondan gerçekleri öğreniyor. Harun’un kızını darp ettiği görüntülerini izleyip şirkete gidiyor. Şirketin başına Harun’u getirmekten vazgeçiyor ve çalışanların önünde Harun’a tokat atıp kızını oradan alıp götürüyor.

Ezo, annesine Harun’un kendisini tehdit ettiğini itiraf ediyor. Bu arada Cavidan, Melek’in ölmediğini öğreniyor ve Seher’in torunu olduğunu anlıyor. Bunu ispat etmek içinde köye gidip gerçekleri öğreniyor. Bekir, Mert’in karşısında Seher’i küçük düşürüyor. Onun para için yanına geldiğini söylüyor.

Seher, Cavidan’ın silahını alıp Bekir’i öldürmeye gidiyor. Zeliha, Ezo’yla giderken Seher’i görüp onun Bekir’i öldürmesine engel oluyor. Seher’in de tehdit edildiğini öğrenen Zeliha ona, onun yanında olacağını Ezo neyse onunda kendisini için aynı olduğunu söylüyor. Cavidan onları görüp yanına gidiyor.

Aslı, Harun’u jandarmaya ihbar ediyor. Onun birini öldürdüğünü ve bahçeye gömdüğünü söylüyor. Nermin Harun’a, Ezo’nun görüntülerini ona vermesini ve parayı alıp oradan gitmeleri için ısrar ediyor. Ama Harun vazgeçmiyor. O sırada jandarma Harun’u tutuklamak için geliyor.

Cavidan, Seher’e torunu Melek olduğunu, ona artık intikamlarını birlikte almak istediğini söyleyip elini uzatıyor.

Elkızı 12. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Cavidan Melek’in Yaşadığını Öğreniyor!

Seyhan Soylu ‘nun Ünlü Türkücü İçin İntihar Ettiği Ortaya Çıktı!…

Magazin dünyasının Sisi lakabı ile tanıdığı Seyhan Soylu, ‘Al Sana Haber’ adlı hazırlayıp sunduğu televizyon programında yine bomba bir itirafa imza attı. Ünlü Moderatör, yılların türkücüsüyle, imam nikahı kıydığını hatta Annesinin bu aşka destek olmaması üzerine intihar girişiminde bulunduğunu canlı canlı itiraf etti. Başarılı yorumcu hangi ünlüyle bu denli maceralı bir aşka imzasını attmıştı? İşte Çarpıcı Detaylar Haberimizde…

Seyhan Soylu: ” Gülşen Kesin Boşanıyor Çünkü…..”

Seyhan Soylu ‘nun Ünlü Türkücü İçin İntihar Ettiği Ortaya Çıktı!…

Son zamanlarda kadınlar hakkında söylediği ifadeler ile eleştiri oklarının hedefi haline gelen ünlü türkücü devamlı magazin gündeminde yer almasıyla tanınıyor.

Tüm Magazin Onu Konuşuyor!…

Ünlü türkücünün Gülşen ile Hadise hakkında konuşmasından tutunda, şarkıcı Alişan’ dan kapora istemesi ve Hande Yener’ i tehdit etmesi günlerce konuşulmuştu. Şimdi ise ünlü sosyal medya fenomeni Seyhan Soylu ile büyük bir aşk yaşadığı ortaya çıktı!

Sisi İtiraf Etti…

Önceki hafta ‘Al Sana Haber’ de ‘çıplaklık’ konu olduğunda yorumcu Bahar Candan bombanın pimini çekmiş ve Seyhan Soylu ile türkücü İzzet Yıldızhan ’ın bir dönem aşk yaşadıklarını canlı yayında ifşalamıştı. Ünlü Moderatör, bu ilişkiyi o an yalanlasada daha sonrasında ağzıyla itiraf etti.

Bahar Candan Kimdir?

İzzet Yıldızhan kimdir?

Ahu Tuğba Tek Tek Anlattı…

Önceki gün ünlü oyuncu Ahu Tuğba, Al Sana Haber’ e telefonla arayarak, ünlü çiftin aşklarının kimselerin bilmediği dönüm noktalarını anlatıverdi…

Ahu Tuğba kimdir?

“Sol Bileğinde İzi Var”

Ebru Polat’ ın, Yeşilçam yıldızına “Seyhan, İzzet Yıldızhan için intihar etmiş. Bu doğru mu?” şeklinde yönelttiği soruya, “Evet, hatta sol bileğinde izi olması lazım” dedi. Program yorumcularından Ebru Polat ve Nihat Doğan, dayanamayarak ünlü yorumcunun bileğini baktıklarında bir iz gördüklerini söylediler…

Ahu Tuğba: “Falçatayla Bileklerini Kesti!”

Nihat Doğan: “Vallahi var. Hem de 2 tane kesik var.” dediğinde Ahu Tuğba; “Falçatayla kesmiş. Ben şok oldum o gün bilekleri kanlar içinde görünce. Ben böyle bir ağlama böyle bir aşk görmedim. Ben böyle acı çeken bir kadın görmedim. Bileklerini bile bezle saramıyorduk. Bırakmıştı kendini. O zamanlar da Seyhan’ ın çok şöhretli olduğu zamanlar. Kimse yanına yaklaşamıyor. İzzet de o kadar şöhret değildi. Pavyonlarda şarkı söyleyen bir arkadaşımızdı. Annesi Emine Hanım Seyhan ile küstü. Ne olduysa bu olaylar ondan sonra oldu zaten.”

Seyhan Soylu: “İzzet’ le Ayrılma Sebebi Anlatılamaz Cinsten”

Seyhan Soylu: “Evet. Ayrılmamıza sebep annemdir. O tarihte annemi dinlemek zorunda kaldım. Annem çok güçlü bir siyasetçiydi. Rahmetli oldu. Ayrılma sebebini anlatırsam insan içine çıkamaz. Ama bahsetmek istemiyorum. O dönem ciddi psikolojik tedavi gördüm. Ve Ahu Tuğba çok yanımda oldu.” dedi.

Ebru Polat; “Bu süreçte İzzet yanında olmadı mı?”..

Seyhan Soylu; “Hayır. Çünkü annem onunla görüşürsem bana ağır cezalar verebilirdi.”

Nurcan Sabur ise “Sen dini inancın gereği imam nikahı kıymadan birlikte olmazsın” derken Seyhan Soylu “Ben hayatım boyunca Allah’ın indinde eşim olmadan kimseyle birlikte olmam” diyerek bir dönem İzzet Yıldızhan ile imam nikahlı olduklarını da açıklamış oldu.

“Ben Mafyadan Korkmam…”

Seyhan Soylu geçen hafta açıkladığı geçmişte yaşanan bu ilişkisi ile ilgili de tehditler aldığını söyleyerek “Araya giren aracılar, mafya vari tipler var. Beni kimse tehdit edemez bu konuyla ilgili. Aklınızı alırım hepinizin haberiniz olsun. Ben mafyadan korkmam. Bunu da herkes bilsin.” dedi.

İzzet Yıldızhan Seyhan Soylu
İzzet Yıldızhan Seyhan Soylu

 

 

 

Kalben’den Samimi Açıklamalar

Geçtiğimiz günlerde ilanı aşkla gündeme gelen ünlü şarkıcı Kalben’den samimi açıklamalar geldi. İşte ünlü şarkıcının o açıklamaları;

‘Eski Dünyanın Yangını’ ifadesi ne anlama geliyor senin için?

Yeni bir benlikle, yenilenmiş düşünce üretme araçlarıyla ve taze bir kalple yaşamaya devam ediyorum şimdi. Bugüne dek başıma gelen fenalıkların yükünden kurtulup güzelliklere şükran hissedebiliyorum. Yazmak, şarkıları paylaşmak ve insanların sevgilerini biriktirmek harika. Ne kadar acı şeyler olduysa oldu ancak yine de odaklanmaya devam ettim. Harika insanlarla hayal ortaklığı ettik. Tek başıma değildim. Eski alışkanlıklarımın pençesinde kıvranmıyordum ilk kez. Korkularımı yok saymak yerine onlarla iletişim kurmayı öğreniyordum. İnsan olarak içinden geçtiğim tüm zamanlarla iletişim kurmanın ve türümü anlama çabamın hediyeleri bu üretimler. Paylaştığım herkese sarılma yöntemim.

Bir önceki albümden bu yana neler değişti?

Öfkelendiğimde hızla özür dilemeyi ve durumun temelinde beni korkutan, utandıran, endişelendiren her ne varsa onlara odaklanmayı öğrenebildim. İnsanlığımın unsurlarına kusur olarak bakmaktan biraz daha sıyrılabildim ve suçluluklarım hafifledi. Yas tutmayı öğrendim. Durmayı ve işe yaramaz, aylak, derbeder biri olmayı da… Üstümde bir ‘olma baskısı’ varmış, fark ettim. Hep olmak, sürekli olmak, kendimi ispat edip durmak zorunda değilim. Kimsenin ne düşündüğü, ne sandığı, ne söylediği, ne yazdığı, benim ne halde olduğumdan daha mühim değil. Neticesinde ben yoksam, geride kalan her şey de yok oluyor. Öncelikle ben sağlam olmak istiyorum. Nasıl eğlendiririm, öğrenmeye başladım. Bana göre insanın kendini ve sevdiklerini eğlendirebilmesi önemli. Çok kısa bir hayatım var bir ağaca kıyasla ve de doya doya yaşamış olarak ölmek istiyorum.

Âşık mısın?

Her gün âşık olmaya bir sebep buluyorum.

‘BEN HEP YAZMIŞIMDIR’

Kalp kırıklıkları yaşadıktan sonra insan yeniden âşık olma gücünü nasıl buluyor?

Seneler boyunca berbat haldeydim. Yakınlık kurmak, sevgi ve şefkat alışverişi yapmak, kendimi açmak ve göstermek benim yeniden kırılabilir, yok edilebilir hale geleceğim anlamına geliyordu. Sonra ‘Kalp Hanım’ şarkısının kendine eklediği yeni kıtalarda kırılmaktan ve yeniden başlamaktan korkmadığımı okudum. Birlikte şarkı söylemekten ve ağıt yakmaktan, düşünmekten ve dans etmekten, sevinmekten ve ağlamaktan çok ilham ve sevgi aldım. Müziğin, romanı yazmanın, insanlarla üretim süreçlerinde bulunmanın, yani çalışmanın çok etkisi var. Eskiden bağlılık nedir bilmiyordum. Belki sorumlulukları fark etmekle ve bağlanmakla beraber de daha çok sevebilir, hatta gerçekten sevmeyi deneyebilir oldum.

Kitap yazma fikri nereden çıktı?

Ben hep yazmışımdır. Duramam çünkü en yakın arkadaşlarımdan biri yazmak. Defterlere, word dosyalarına, duvarlara, kitap kenarlarına, fotoğraf arkalarına, yapışkan kâğıtlara, paket kâğıtlarına, kargo zarflarına yazmaya bayılıyorum.

Romanın devamı gelecek mi?

Bir zamandır içimde yine şekillenen bir metin var. Onunla dolaşmam lazım.

Eskiden müzisyenler arasında keskin bir rekabet olurdu, sizin jenerasyon pek öyle değil galiba, seni hep birileriyle işbirliği yaparken görüyoruz…

Harika bir müzisyen neslinin üyesiyim. Nilipek, Güneş Özgeç, Umut Çetin, Nova Norda, Deniz Tekin, Sena Şener, Melis Güven, Selin Sümbültepe, Lara Di Lara, Gülinler, Tuğçe Şenoğul, Selin Baycan, Oko, Can Güngör, Genco Arı, Göksel, Mabel Matiz, Sertab Erener, Nil Karaibrahimgil, Teoman, Erol Evgin, Nükhet Duru… Çok şanslıyım. Başka zamanda müzik yapıyor olmak istemezdim. Çölde çiçek açar gibi müzik icra ediyoruz kol kola.

Kadınların maruz kaldığı şiddet ve ayrımcılıkla ilgili de açıklamalar yapıyorsun zaman zaman… Bu konuyla ilgili
bugün gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsun?

Bunun yaralarını taşımadığımız bir düzen inşa etmek istiyorum. Bu düzenin inşasında kadın, erkek, çocuk, kuir, trans demeden, renkleri, dilleri, inanç sistemlerini ve her türlü sosyal sınıflandırma sistemini devre dışı bırakarak sadece insan türünün ihtiyaçlarına ve ürettiği güzel değerlere odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. İnsanların kendi türlerine işkence etmesinden, savaşlar çıkarmasından, toprakları ve halkları yok etmesinden, hayvanlar âlemini mahvetmesinden, tecavüzü, yağmayı, ırkçılığı, nefreti, cinsel bastırılmışlığın çirkin geleneklerini, ruhsuz ve madde odaklı üretim-tüketim makinelerini tamamen bırakarak yepyeni araçlarla, uğraşlarla ve topluluklarla var olmamız bana göre enfes olur. Hepimizin bir dünya hayali vardır. Benimki bu. Bu hayal için çalışıyorum.

Gülşen’in kıyafetleri üzerinden eleştirilmesi hakkında ne düşünüyorsun?

Böyle güzel ve yetenekli bir kadına bakıp da özgürce ona eşlik etmek, onunla dans etmek, onu takdir etmek istiyorum sadece.

Günlerin nasıl geçiyor?

Hayatımın en güzel günleri bunlar. Roman insanların yanı başlarında. Şarkılar fonda. Kalbim sıcak. Dünya dönüyor.

‘AYAZMA PLAJI’NDA ÇALAN İLK MÜZİSYENLER BİZDİK’

Kitabında sıkça bahsettiğin babanla nasıl bir ilişkin vardı?

Babamı yakın bir zamanda huzurlu bir yolculukla uğurladık. Rahmet diledik ona bir sürü sevdiği ve onu seven insanla. Bir asker olmasını onurlandırdık. Bir baba olmasını, bir eş olmasını, bir kardeş olmasını. Ben onun şair ve şarkıcı yönlerini de onurlandırdığıma inanıyorum. Baskı ya da korku hissetmiyorum. Kızgın ya da dargın değilim. Kendimi suçladığım ya da babama yüklendiğim bir yer yok içimde.

Sanata olan düşkünlüğünü annenden mi aldın?

Bence tüm ana-atalarımdan ve baba-atalarımdan aldım. Annemin etkileri sadece sanat olmadığından ona bambaşka bir aşkla bağlıyım. Bana sanat üretebileceğim araçlar aldı annem. Müzik aletleri, defterler, kalemler, oyuncaklar… Annem düşündü bunları. Yeteneklerimde babamın izleri mutlaka var. Onun katkısı bu alanda daha fazla olmuştur ve özgürlük alanında…

Kalben’den İlanı Aşk

Metaverse’teki Decentraland’de konser verdin.  Nasıldı?

Bunu ülkemizde yapan ilk insan olmak harika. Ayazma Plajı’nda çalan ilk müzisyenler de bizdik. Hâlâ övünürüm. Böyle enfes şeylerle övünmeye bayılıyorum. Çok eğlenceli çünkü. Bilgisayarına âşık biri oldum hep. Telefon da elimden düşmüyor. İçerik üretmeye, zamanım varsa, bayılıyorum. Dijital konserlere de metaverse konserimize de bayılıyorum çünkü hepsi bu zamanın içinde sanat üretmekle alakalı. Demek ki ben de içindeyim. Oh, ne güzel. Emeği geçen ve mümkün kılan, gelip katılan herkese öpücükler!

Sessiz kalabalıkların sesi olduğunu düşünüyor musun?

Sorumluluk hepimizin ortak paydası. Hepimiz bir kadın öldürüldüğünde ve katili serbest bırakıldığında aynı yarayı paylaşıyoruz. Ben ifade ediyorum ve dinleyenler, kalplerine yakın tutanlar oluyor. Ne mutlu ki yalnız hissetmiyorum bu yolla.

Umut Evirgen Serenay Sarıkaya Paris Tatili Dönüşü Ayrıldı Mı?

Bir süredir birlikte olduğu bilinen Umut Evirgen ve Serenay Sarıkaya’nın Paris’e romantik bir tatile gittiği söyleniyordu ki ilginç bir iddia gündeme geldi. İddiaya göre ikilinin arasına kara kedi girdi. Umut Evirgen Serenay Sarıkaya Paris tatili dönüşü ayrıldı mı? İşte detaylar;

“Bu Gecelik Bizden Görüntü Alma”

İş adamı Umut Evirgen cephesinde şaşırtıcı bir gelişme yaşanarak haklarında dün gece bomba bir açıklama geldi. Yakışıklı işletmeci, ‘teve 2 Magazin Masası’ çalışanına Serenay Sarıkaya ile beraber olduğunu itiraf etti. Gazetecinin görüntü çekmemesini rica eden işletmeci, “Benim mekanım dışında istediğin yerde görüntü al ama bu gecelik bizden görüntü alma” dedi.

Magazin muhabirinin “O zaman aşkı kabul ediyor musunuz?” şeklinde yönelttiği soruya ise “Evet, Serenay Sarıkaya ile aşk yaşıyoruz” şeklinde bomba bir cevap verdi

Melisa Şenolsun Umut Evirgen’i Sildi

Serenay Sarıkaya ve Umut Evirgen Aşkı Belgelendi

Bir süredir film çekimleri nedeniyle Adana’da olan Sarıkaya geçtiğimiz günlerde küçük bir tatil için İstanbul’a geldi. Gelir gelmez de erkek arkadaşının yanına uğrayan ünlü oyuncu fena yakalandı. Rumelihisarı’nda bir balıkçıda yemek yiyen Sarıkaya çıkışta muhabirlerle karşılaştı. Özel hayat sorularından itinayla kaçınırken projesi hakkında gelen soruları yanıtlayan oyuncu  “Her şey çok güzel gidiyor. Adana’yı çok sevdim, çok alıştım” dedi. Ardından aracına binerek ordan uzaklaştı ancak birkaç saat sonra Umut Evirgen’in arabasında yakalandı. Böylece çiftin birlikte olduğu belgelenmiş oldu.

Umut Evirgen Serenay Sarıkaya Paris Tatili Dönüşü Ayrıldı Mı?

Ömür Gedik, Savaş Özbey, Onur Baştürk ve Orkun Ün haftanın en çok konuşulan olayları hakkında açıklamalar yaptı. İşte Evirgen ve Sarıkaya ayrılığı hakkındaki yorumları;

– Onur Baştürk:
Ayrıldıklarını düşünmüyordum zaten. Serenay’ın başına gelen son olaydan sonra da barıştıkları söyleniyor şimdi de. Belki sadece bir konuda bir tartışma yaşamışlardı. Aman ne bileyim ben…
– Ömür Gedik:
Serenay’ın arabasına saldırıldığında olaya Umut’un korumalarının müdahale ettiği konuşuluyor. Ayrıca aşk şehri Paris’e gidip dönüşte ayrılınmaz ki…
– Orkun Ün:
Ben doğru diye duydum. Paris’te ne olduysa artık milleti barıştıran, evlendiren, birbirine âşık eden o büyülü şehir Serenay ile Umut’u ayırmış. Fakat Serenay’ın başına gelen talihsiz saldırı Paris’te yaşananları unutturmuş ve tekrar barışmış ikili. Kötü zamanlar insanları yakınlaştırır ama bir kere bittiyse, ikinci yakınlaşma uzun sürer mi bilmem.
– Savaş Özbey:
İddialara değil, sonuca bakalım. Serenay takıntılı hayran saldırısına uğrayınca ayrılmış olsalar bile yeniden kenetlendiler. Umut Evirgen atlayıp yanına gitti, eski gazino patronları gibi Serenay’ın kapısına korumalarını dizdi. Evet kabul, korumalar kısmı biraz Türk filmi gibi ama galiba iyi bir hareket yaptı Umut Evirgen…

Nilgün Türksever: Uğur Polat Hocamdı Kocam Oldu

Yargı dizisinin sevilen oyuncusu Nilgün Türksever’den samimi açıklamalar geldi. Daha önce Uğur Polat’tan ders aldığını açıklayan Nilgün Türksever “Uğur Polat hocamdı kocam oldu” dedi. İşte o açıklamalar;

◊ Tiyatrodan ekrana uzanan güzel bir oyunculuk serüveniniz var. Tiyatro sahnesinde olmak mı kamera önünde olmaktan mı daha çok keyif alıyorsunuz?
– İkisi de benim için çok keyifli. Ama tiyatronun yeri ayrı. Seyirci ile olan sıcak temas, her oyunun hataya ve kendi içinde gelişime açık olması çok heyecan verici. Kamera önünde ise hayata daha yakın bir doğallık içinde en küçük anı bile izleyici ile paylaşabiliyor olmaktan zevk alıyorum.
◊ Senaryoları seçerken neye göre değerlendiriyorsunuz? Belli kriterleriniz var mı?
– Oyuncu; sürekli gelişmek, farklı rollerde kendini sınamak ister. Çünkü bence deneyim böyle kazanılır. Bu yüzden her seferinde daha önce oynamadığım, başka biri gibi olabileceğim, bana en uzak ve bir önceki karakterimden farklı rolleri tercih ediyorum.

LAÇİN KİŞİSEL DEVRİMİNİGERÇEKLEŞTİRECEK

◊ “Yargı” dizisindeki rolünüzü okuduğunuzda ne hissettiniz? Laçin karakterinden biraz bahseder misiniz? Laçin ile Nilgün’ün benzer yönleri var mı?
– Laçin’i okuduğumda çok sevdim. Çünkü beni heyecanlandırdı. Laçin içindekileri söylemek isteyen ama söyleyemeyen, ayakları üzerinde duruyor gibi görünen fakat tek başına pek de duramayan, içinde fırtınalar kopan, tezatlıklarla dolu bir kadın. Pasif görünse de birçok durumu belirleyen bir karakter. Kimi zaman tutarsızlığından, kimi zaman duygusallığından ya da sadece hissettikleriyle hareket ettiği için yeni durumların oluşmasına neden oluyor. Laçin ve Nilgün’ün tek benzer yanı anne olmaları. Bunun dışında tamamen bambaşka iki kadın…
◊ Laçin, Yekta’nın gölgesinden kendisini kurtarabilecek mi? Oğlunun acısını yaşarken onu nasıl bir dönem bekliyor?
– Ben travmaların insanlarda büyük dönüşümlere yol açtığını düşünen biri olarak Laçin’in de kişisel devrimini gerçekleştireceğini düşünüyorum. Oğlu Engin’in acısı, Laçin’i kendisiyle ve çevresindeki herkesle yeni bir hesaplaşmaya götürecek. Kardeşinin desteği de Laçin’i daha güçlü hale getirecek bence.
◊ “Yargı”da hem genç ve hem de tecrübeli oyuncular yer alıyor. Sette ortam nasıl?
– Sette ortam şahane. Yapımdan yönetmenine, senaristten set arkasına kadar hep pozitif bir alışveriş var. Çok uyumlu ve birbirine destek olan bir ekip olduk. Bu da doğal olarak işin başarısına yansıyor. Benim için ekstra güzel tarafı ise konservatuvar oyunculuk hocam Uğur Polat’ın partnerim olması. Hocamdı, kocam oldu!

SOSYAL MEDYAYI SEVİYORUM

◊ İyi bir sosyal medya kullanıcısı mısınız? Sosyal medyada rolünüz için yapılan yorumları okudunuz mu? Gelen tepkiler genelde nasıl?
– Sosyal medyayı da onu kullanmayı da seviyorum. Seyirci eleştirisi en sade ve net eleştiri bence. Genellikle Laçin’in pasifliğini eleştiren yorumlar alıyorum. Yekta’ya karşı güçlü olmasını istiyor seyirci.

İLK HAMİLELİĞİMİ PROVALARDA ÖĞRENDİM

◊ Unutamadığınız, sizin için yeri çok ayrı olan bir rolünüz var mı
– Oynadığım tüm rolleri elbette çok sevdim. Ama bu soruya tiyatroda oynadığım bir karakterle cevap vermek istiyorum. Shakespeare’in Macbeth oyununda Lady Macbeth’i oynamıştım. Provalar sırasında hamile olduğumu öğrendik. Oyunda Macbeth’i oynayan Altuğ Görgü -ki gerçek hayattaki kocamdır- her oyunda Macbeth’in repliği olan “Sen yalnız erkek çocuk doğur” repliğini karnıma dokunarak söylerdi. Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş derler ya, bizim ilk çocuğumuz erkek oldu. O oyun benim için özeldir.
◊ Günümüzde dizi ve sinema sektörünün dijital platformlara yönelmesi sektörü nasıl etkiliyor?
– Çeşitlilik ve doğal olarak rekabet yaratıyor. İzleyiciye hareket kazandırıyor, daha çok seçenek sunuyor. Dijital seven izleyicinin ana akıma, ana akım tercihi olan izleyicinin ise dijitaldeki işlere merakı artıyor bence. Fırsat buldukça her işi izlemeye çalışıyorum. En son “Kulüp”ü izledim ve çok beğendim.
◊ Çekimler dışında kendinize vakit ayırabiliyor musunuz? Hobileriniz varsa paylaşır mısınız?
– Her fırsatta çocuklarımla ve ailemle olmaya çalışıyorum. Spor yaparım. Okurum, Film izlerim.

Uğur Polat Kimdir?

MasterChef Birincisi Eren Kaşıkçı’dan Samimi Açıklamalar

MasterChef 2022 yarışmasını birincilikle tamamlayarak ödülü kazanmayı başaran Eren Kaşıkçı geçtiğimiz gün röportaj verdi. MasterChef birincisi Eren Kaşıkçı’dan samimi açıklamalar geldi.

Öncelikle tebrikler. Söze ekranda göründüğünden beri gözümüze çarpan kızıllığından başlayalım…

Tamam (gülüyor).

Bu kızıllık nereden geliyor?

İskandinav ülkelerinde falan daha sık görülüyor ama bu coğrafyada genlerde bir jenerasyon atlayarak geliyormuş. Anneannem kızılmış. Annem, dayım kızıl değil. Ama bana geldi.

DÖVMEM BENİM RUH İKİZİM

Çok çektin mi bu durumdan?

Çocukken dalga geçilirdi ama mutluydum. Kızıllar hep farklıdır. Bir ilkokul sınıfı düşün, 40 çocuk varsa içlerinden biri parlıyor.

Sana yakıştırılan lakap var mı?

Bana ‘Kızıl Sakal’ derler. Mesela Gökçeada’da Eren dediğinde kimse tanımaz. Ama ‘Kızıl Sakal’ dediğinde herkes tanır.

Seni Vikinglere de benzetenler var…

Evet, memnunum bu benzetmeden. Yarışma sürecinde erkek yarışmacılarla aynı evde kalıyorduk. Hepsine ‘Vikingler’i izlettim. Ben de onlar gibi hayata karşı mücadeleci bir tipimdir. Hiç çekinmem.

MasterChef Eren Kaşıkçı Kimdir?

Kollarında da ilginç dövmeler görüyorum…

10 tane falan dövmem var. Dönemsel yaptırıyorum. Şimdi yeniden yaptıracağım. Sol kolumda bir ineğin bölümlerini gösteren dövmem var. Ona ‘Ruh ikizim’ diyorum. Altında da soğan, havuç, kereviz dövmeleri…  Hep gıdayla ilgili…

Bir insan neden kendine soğan dövmesi yaptırır?

Vaktimin büyük bölümü mutfakta geçiyor. Yemekle uğraşıyorum. Bundan sonra da turp, tavuk dövmesi falan olacak. Bir kolumu komple bostan, çiftlik yapacağım.

1.5 yaşında bir kızın var. Onun adı da Maya. İsmi ekmek mayasından mı geliyor?

(Gülüyor) Herkes benim ekmekle haşır neşir olduğumu biliyor ama maya aslında varoluş demek. Maya olmadan hiçbir şey olmaz. Bir ismi daha var, Derin.

Crocs terliklerin çok konuşuldu. Hep böyle misin, yoksa bunları yarışmada dikkat çekmek için mi seçtin?

Normalde de renkli çorap giyerim. Yaz-kış terlik kullanırım. Rahat bir bireyim. Yazları şort, kışları şalvar eşofman. İlk yarışmaya geldiğimde çevremdekiler prezantabl görünmem için “Crocs giyme, spor ayakkabı giy” dediler. Bir ay öyle denedim. Ama sonra özüme döndüm ve terliklerle devam ettim.

PSİKOLOJİYİ YÖNETMEK ZORDU

TV8’de yayımlanan MasterChef Türkiye’de bu sezon şampiyon sen oldun. Birincilik sana ne ifade ediyor?

Altı aylık bir süreç geçirdik. Ama öncesinde yıllarca sektör içinde vermiş olduğum bir mücadele vardı. Sabah erken kalkmalar; farklı restoranlarda, farklı bölümlerde, zor kişilerle çalışmalar… Bütün bunların sonunda Türkiye’nin en prestijli Yemek programına katıldım, kazandım. Kendini herkese ispatlamak çok gurur verici.

Yarışmaya girdiğinde işin bu noktaya geleceğini tahmin ediyor muydun?

İlk günden beri “Ben mücadeleyi hiç bırakmam” dedim. Bir ara tökezledim, vazgeçecek gibi de oldum ama pes etmedim. Günün sonunda da kazanacağım dedim ve başardım.

Nasıl bir mücadeleydi?

Sadece yemek yapmak değil, kriz masasını da yönetmek gerekiyor. Size bir saat süre veriliyor ve o zaman dilimi içinde farklı teknikleri ve makineleri kullanarak bir tabak yemek çıkarıyorsunuz. Farklı istasyonlardan ürünler geliyor. Bir restoranda her istasyonda bir birey olur ama yarışmada teksin. İyi organize olman lazım. Onu başardığında şampiyonluğa doğru ilerliyorsun.

Psikolojik olarak seni zorladı mı?

Dikey bir şema olsa zor olmazdı.

Nasıl yani?

Askeriye gibi, terfiye göre hiyerarşi… Ama orada 16 yarışmacı var,  herkes eşit. Üç tane üstün var, geri kalan herkes asker. Sen o askerler içinde mücadele ediyorsun. O yüzden psikolojiyi yönetmek ve sabretmek benim için zordu.

SABAHTAN AKŞAMA AÇIK BÜFEDE KARPUZ KESİYORDUM

Gökçeada’da yaşadığını biliyoruz ama bunun ötesine geçersek, hikâyen ne zaman, nerede başlıyor?

1989’da, Kırıkkale’de başlıyor. Babam memur, annem ev hanımı. Bir abim var. Çekirdek bir aileyiz. Babamın ben kundaktayken Erzincan’a tayini çıkıyor, ardından Edremit’e… İlkokulda tarlayla, mandalina bahçeleriyle tanışmam, Akçay’da zeytin toplamalarımız başlıyor. Sonra babamın Kıbrıs’a tayini çıkıyor. Lisede aşçı olmayı ve turizmle ilgilenmeyi kafaya koyuyorum. Ama babam memur-asker olmamı istiyor.

Birden bu aşçılık sevdası nereden çıkıyor?

Edremit pazarından. Çocukken oturduğumuz askeri lojmanın önünde Pazar kurulurdu. Her yerden peynirler gelirdi, zeytin tezgâhları olurdu. Yemek yapmaya o zamanlar âşık olmuştum. Kaldığımız lojmanda da samimi olan aileler sacların üzerinde 15 günde bir gözleme yapardı. Onlara bakardım ve yemek yiyen herkesin ne kadar mutlu olduğunu görürdüm. Sonunda “Ben de hayatımda bunu yapmak istiyorum” dedim.

Mutfağa girmeye ne zaman başladın?

İlkokul beşinci sınıfta börek yapıyordum. Hatta ilk denememde perdeyi yaktım.

Peki ne okudun? Sonunda memur-asker olmanı isteyen baban mı kazandı, yoksa sen mi?

Turizm meslek lisesi aşçılık bölümünde okudum. Ama hatırlıyorum, babam ilk senemde mutfakta burnum sürtsün diye beni yazın Antalya’ya otele gönderdi. Sabahtan akşama kadar açık büfede karpuz kesiyordum. İnatlaştım. Ayaklarım, ayakta durup çalışmaktan yara olmuştu, “Eve dön” dediler ama dönmedim. Sonra okulu bitirdim. Antalya’da staj yaptım. Üniversitede okurken çalışmaya başladım. Sonra okulu bırakıp İstanbul’da özel bir aşçılık okulunda eğitim aldım. Bir dönem barmen ve işletmecilik de yaptım. Sonra İstanbul’daki restoran ve mutfaklarda hedeflediğim şeflerle çalıştım, iyi yerlerde görevler aldım. Ve şimdi buradayım.

BEYAZ YAKALIYDIK

Gökçeada’da yaşıyorsun… Neden oraya yerleştin?

2017’de eşimle İstanbul’da bir otelde çalışıyorduk. Klasik beyaz yakalıydık. Ege’ye kaçalım falan derken bir heves ikimiz de istifamızı verdik ve Bodrum’a yerleştik. Bir dönem orada yaşadık ama olmadı. İstanbul’a döndük. Ufak bir yer açtık. Sonra Ayvalık’a gitmeye karar verdik. Bir süre de orada kaldık. Ama çiftçilik, hele ki içinde hayvancılık da varsa en zor mesleklerden biri… Bu arada eşimin Gökçeada’da yazlığı vardı. Oraya gidip dükkân açtım, battık. Tekrar İstanbul’da çalıştım, borcu kapatıp Gökçeada’ya geri döndük.

Bütün bu yolculukta seni en zorlayan neydi?

Belli bir dönem tutunamamak zorladı. Herkes sahil kasabası Ege’ye gidelim diyor ama gidip bir mekân açıyorsun, pat diye batıyorsun.
Bu sefer cebinden yiyorsun. O tutunamama hali beni yordu ama vazgeçmedim. Gökçeada’da başardım.

EVDE YEMEK PİŞİRMİYORUM, GENELDE YUMURTA VE TOST YETİYOR

Kadınlar güldüren erkekleri sever derler hep, yemek yapanları da seviyorlar mı?

Bence yemek yapanları daha çok seviyorlar. İnsanlar güzel yemek yemeyi seviyor.

Beş yıldır evlisin. İyi yemek yapmak ilişkinizde işe yaradı mı?

Eşim çok seviyor mutfağı, öyle tavladım. Sevgiliyken yemek yapıyordum. Ama şimdi eve iş götürmüyorum.

Evde yemek yapmıyor musun?

Hayır, yapmıyorum. Genelde yumurta ve tost yetiyor. Çünkü mutfakta çalışırken kokuyla doyuyorsun. Aç olduğunu mesai bittiğinde anlıyorsun. O yüzden hızlı şeylerle çözüyorsun. Ecem güzel yemek yapar, o da bölgesel yemekleri sever.

YEMEK YAPMAK EŞİTTİR TUTKU

Seni hiç tanımayan birine kendini nasıl anlatırsın?

Rahat, biraz delidolu, olduğu gibi takılan, hiçbir şeyi planlayarak yaşamayan, kurumsal hayatta anında bırakıp gidebilecek biriydim. Bu yarışmada sabrı öğrendim.

Çok konuşmuyorsun. Bu yüzden sakin ama bir yandan da hafif sinirliymişsin gibi duruyordun ekranda…

Mutfakta sinirli olmayan birey yok. Yeri geldiğinde yükseldiğim de oldu. Normalde sakinimdir ama tavayla oynamaya başlayınca hareketlerim ve düşünce tarzım değişir. Bir DJ müzik kabininin başına geçtiğinde nasıl uçarsa ben de tezgâhın başında öyle oluyorum. Odunu, mangalı görmek bana farklı hissettiriyor.

Kaynak: Hürriyet

Esra Akkaya’dan Şirin Karakteriyle İlgili Samimi Açıklamalar

Ekranların en tatlı ve en sevecen oyuncularından biri olan Esra Akkaya’dan Şirin karakteriyle ilgili samimi açıklamalar geldi. İşte ünlü oyuncun o açıklamaları;

Veterinerlik Fakültesine Gitti

Akkaya, veterinerlik fakültesinde okurken oyunculuk hayalinin nasıl başladığını şöyle anlatıyor:

“Eğlenceli bir ailede büyüdüm. Annem beni sürekli sosyal faaliyetlere ve kurslara götürüyordu. 5 yaşında jimnastiğe başladım. Kadıköy Halk Eğitim’de hangi kurs varsa annem beni ona götürürdü.
Bu sayede de bir sürü keyfim gelişti. Hiçbir zaman tek bir şey olacağımı düşünmedim. Sadece bir şeyi istemedim o da büyümek. Ben çok geç büyüdüm. Oynamaya devam etmek istedim. Sonra da oynamayı hiç bitirmedim. 13 yaşında tiyatro ile karşılaştım.
Bir çocuk oyununa gittim ve sahnede arkadaşlarım vardı. Çok heyecanlandım ve sahnede olmak istedim. 1983 yılında bir çocuk oyununa girdim. O zaman ben oynamanın bitmeyeceği yeri buldum.
Annem akademik bir kadındı. Matematikte iyiydim ama edebiyatçıydım. Veteriner fakültesini kazandım. Konservatuvara yarı zamanlı girmeye çalıştım. ‘Ya veteriner ya da oyuncu’ ol dediler.
Bu sefer özgürlük bayrağını açtım. Annem ‘hayatta olmaz’ dedi. Babam yanımda durdu. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na girdim.”

‘Şirin’ ile bitmeyen bir ünlülüğüm oldu

Esra Akkaya, “Mahallenin Muhtarları”na nasıl dahil olduğunu şöyle anlatıyor:
“1987’de TRT’de Hint filmlerine seslendirme yapıyordum. Ardından Tiyatro İstanbul’da sahneye çıkmaya başladım. Cihan Ünal hocamdı ve Gencay Gürün’e ‘bu çocuk olur’ dedi. 21 yaşımdayken tiyatroda başrol oynadım. Beni sahnede izleyen Cihat Tamer de Kandemir Konduk’a diyor ki ‘Senin Şirin’i buldum sahnede.’ Kandemir Konduk ile tanıştıktan sonra Şirin karakterini oynamaya başladım.”

Esra Akkaya, Evlat Edindiği Oğlunu Anlattı!

Erkan Can’dan çok şey öğrendim

Oyuncu, aynı dizide olduğu gibi set ortamında aile gibi olduğunu dile getiriyor:
“O dizide çok mutlu oldum. Partnerim de Erkan Can’dı. Canım, abim… Çok şey öğrendim ondan. Setin güzel kızı Azita, kostüm ve dekor sorumlumuzdu. Erkan Can, onunla evlendi. Ailecek görüşürüz. 6 yıl o dizide yer aldım. O dizinin de sefasını hep sürdüm. Şirin bilinçaltına yerleşti. Şanslı bir karakterle akıllarda kaldım. Bitmeyen ünlü olma durumu oldu.”

Akkaya, “Yıllarca bu karakterle anılmaktan rahatsız olmadınız mı” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Üstüme kötü bir karakter yapışsaydı bilmiyorum onunla da bu kadar mutlu olur muydum! Şirin ailenin tatlı kızıydı. O zamanlar genç erkekler beni gördüklerinde, ‘annem hep senin gibi bir gelini olsun istiyor’ derdi. Şimdi de hep ‘senin gibi bir annem olsun istedim’ diyenlerle karşılaşıyorum. Hoş bir ikondu. Beni hiç üzmedi.”

Müşfik Hoca ‘Daha kaç Akkaya mezun edeceğim’ derdi

Esra Akkaya’nın kardeşleri Sarp ve Kaya Akkaya da oyuncu:
“Ben konservatuvarda okurken kardeşlerim küçümendi. Okulda öğrendiğim her şeyi evde uyguluyordum.”

Esra Akkaya Kimdir?