Ana Sayfa Blog Sayfa 740

OnAir Sahne’ den “Novel Soundtrack” Projesi…

0

OnAir Sahne, 3. kuruluş yıldönümünde gerçekleştirdiği Google Meet Dinleme Partisi’nin moderatörlüğünü üstlenen yazar Gülşah Elikbank ile bir dizi projeye imza atmaya hazırlanıyor. İşte sürpriz Detaylar Haberimizde…

OnAir Sahne ‘den 3. Yılında COMPILATION Albüm…

OnAir Sahne’ den “Novel Soundtrack” Projesi…

Müzisyenlerin tüm dünya dijital platformlarında yer almasını sağlayan, bir müzik platformu olan OnAir Sahne ‘den muhteşem bir proje geliyor.

Müzik Dinletisi, sohbet ve Gülşah Elikbank imza günü

OnAir Sahne’nin 3. yıl etkinliğinde geceye katılanlara, gecenin anısı olarak armağan ettiği ünlü yazar Gülşah Elikbank ’ın imzalı “Aşıklar Gece Ölür” kitabı, başlayacak ortak projelerin ilk işareti olarak biliniyor…

OnAir Sahne’ den Deniss ve Rising Tides grubu ile Gülşah Elikbank’ ın birlikte katılım sağlayacakları müzik dinletisi, sohbet ve imza günü etkinliklerinin ilki 30 Ocak 2022 günü saat 16:00’da Kadıköy’de Moda Kitabevi’nde gerçekleşecek. Organizasyonda Deniss’in Gülşah Elikbank’ ın yazdığı bir şiire yaptığı besteyi de ilk kez etkinliğe katılanlar dinleyecek. Müzik ve edebiyatın birleştiği bu ücretsiz etkinliğe tüm sanatseverler davetlidir.

Projenin Son Ayağı Novel Soundtrack Projesi

OnAir Sahne ve Gülşah Elikbank’ın bu süreçte devam edecekleri ortak projelerinin finali ise; Novel Soundtrack. Romanın kahramanı da bir rock star olan “Aşıklar Gece Ölür” kitabına yapılacak bestelerden oluşan projenin detayları ise çok yakında…

Okan Bayülgen: Erkan Petekkaya Akıl Hastası

Son dönemlerde açıklamalarkıyla gündeme damgasını vuran isimlerden biri olan Okan Baygülgen oyuncu Erkan Petekkaya hakkında bomba sözler sarfetti. Okan Bayülgen “Erkan Petekkaya akıl hastası” açıklamasıyla gündeme damgasını vurdu. İşte o açıklamalar;

Erkan Pekekkaya Gecenin Bir Vakti Sinan Akçıl’ı Arıyormuş

Okan Bayülgen’in Uykusuzlar Kulübü programına konuk olan Sinan Akçıl, oyuncu Erkan Petekkaya ile yaşadığı anılardan bahsetti. Ünlü şarkıcı, Petekkaya’nın gece yarılarında dahi kendisini aradığını anlattı.

Akçıl, “Erkan Petekkaya sabaha karşı beni aradı bir gün. Dedi ki ‘Ben karımla bütün yaz bir şarkıyla aşk yaşadım, buna söz yazar mısın?’ Attı bana. Eyvah dedim şimdi, külfet hani. Çünkü birisi böyle bir şey attığı zaman bana külfet geliyor yani, kırmamak da istediğim bir adam çünkü.” şeklinde konuşarak Erkan Petekkaya’nın gece geç saatlerde kendisini aradığından söz etti. Akçıl, ayrıca saat kaç olursa olsun Petekkaya’nın telefonunu cevapladığını anlattı.

Okan Bayülgen: Erkan Petekkaya Akıl Hastası

Şarkıcı Sinan Akçıl, Petekkaya ile bir ara komşu olduğundan da söz etti. Petekkaya’nın evinin bahçesine gelip “Sinan Sinan” diye bağırdığını anlatan şarkıcı, oyuncuya görünmemek için ışıkları kapatıp evde yokmuş rolü yaptığından bahsetti. Akçıl sebep olarak ise “Çünkü onunla bir konuşursak 2 gün sürecek” dedi.

Enes Batur’dan Okan Bayülgen’e Cevap Gecikmedi

Okan Bayülgen’in, sanatçının anlattıklarına karşılık ” Allah saklasın, onun komşusu olmak ne fena bir şeydir.” yorumunda bulunması dikkat çekti.

Erkan Petekkaya kimdir?

“Sahnede İntihar Etti”

Bayülgen ayrıca kendi rol aldığı tiyatro oyununda daha önce Petekkaya’nın konuk olduğu bir anıdan bahsetti ve Petekkaya’nın kendisine verilmiş olan rolde yazılmadığı halde sahnede intihar ettiğini anlattı. Bayülgen, “Oradan masadan bıçak aldı, gırtlağını kesti, kıvrandı” diyerek Petekkaya’nın rolde yer almayan sahneleri kendisinin eklediğinden söz etti.

Sinan Akçıl kimdir?

Ünlü komedyen, Petekkaya için “Bunda çocuk gibi ben daha fazla bir şey katayım güdüsü var” dedi.

Mohammed Alsaloussi Şevval Şahin’in Sevgilisini Mi Dövdü?

Magazin dünyası bomba bir iddiayla sarıldı. İddialara göre Şevval Şahin ve Şeyma Subaşı arkadaşlığı bitti. Nedeni ise erkek arkadaşlarının arasında çıkan bir kavgaydı. Peki Mohammed Alsaloussi Şevval Şahin’in sevgilisini mi dövdü? İşte detaylar;

Yiğit Marcus Aral Mohammed Alsaloussi’den Dayak Yedi

Şeyma Subaşı ve Miss Turkey 2018 birincisi 22 yaşındaki model Şevval Şahin’in arası açıldı. Şeyma Subaşı ve Şevval Şahin’in arkadaşlığının bittiği iddia ediliyor. Magazin kulislerinde konuşulan iddialara göre; Subaşı’nın 36 yaşındaki Mısırlı milyarder aşkı Mohammed Alsaloussi, arkadaşlarıyla birlikte Şevval Şahin’in sevgilisi Yiğit Marcus Aral’a saldırdı. Aral, Şeyma Subaşı’nın sevgilisi ve arkadaşlarından dayak yedi.

Şevval Şahin’de Spor Videolarını Yüklemeye Karar Verdi

Saklambaç’ın haberine göre; Şeyma-Şevval ikilisiyle ilgili bu konu gündemdeyken karşılıklı paylaşımlar da merak uyandırdı. 22 yaşındaki 2018 Türkiye Güzeli Şevval Şahin, spor yaparken çektiği videolarını sosyal medya hesabı üzerinden takipçileriyle paylaşmaya başladı. Şahin’in ardından Subaşı da Instagram’a bir video yükledi.

Acun Ilıcalı ve Şeyma Subaşı NBA Maçında Pişti Oldu

İmalı Paylaşımlar

Paylaşımına “Arkadaşlar herkes spor videoları paylaşmaya başladı. Videoların çoğunda hareketler hep yanlış. Hocanız ya da profesyonel youTube videolarını izleyerek yapın sporlarınızı bence” yazan Subaşı’nın bu yorumuyla sosyal medya hesabında spor videosu paylaşan eski dostu Şevval Şahin’e gönderme yaptığı iddia edildi.

Şahin de Subaşı’nın bu hamlesinden sonra cevap olarak “Eğer beni engellediysen ve hala bu yazıyı okuyorsan yardım al” diye yazdı.

Büşra Pekin: İnsanları Hala Çok Seviyorum

Geçtiğimiz günlerde acı bir kayıp yaşayarak sarsılan ünlü oyuncunun film çekimleri devam ediyor. Dün samimi bir röportaj veren Büşra Pekin “İnsanları hala çok seviyorum” dedi. İşte o açıklamlar;

‘Dilberay’la başlayalım. Bu proje sana nasıl geldi?

Pandeminin çok başlarıydı. Filmimizin senaristlerinden Kamuran Süner bana ulaştı ve Dilber Ay projesinden bahsetti. Bir senaryo gönderdi. Benim de tesadüfen çok yoğun bir zamanımdı, “Haftaya okuyabileceğim” derken “Bir hafta sonra revizeye giriyoruz, sana o zaman yollayayım” dedi. “Tamam” dedim, aradan aylar geçti. Sonra bir gün yönetmenimiz Ketche aradı, “Seninle bir proje konuşacağım” dedi. Vizyonuna çok güvendiğim ve çalışmak istediğim bir yönetmendi. “Dilber Ay hakkında mı?” dedim. “Evet” cevabını alınca, hikâyeyi anlatmasını istedim. O anlatırken tüylerim diken diken oldu. Sonra senaryo geldi…

Okurken ne hissettin?

Senaryoyu okuduğumda ağladım, bayağı ağladım… O gece uyuyamadım. Açtım YouTube’dan Dilber Ay’ın bütün çıktığı TV programlarını izledim. Hayatının içinden geçtim. Ertesi gün de anlaştık.

Nasıl bir hikâye bekliyor bizi?

Baştan sona çok ciddi sayıda dönüm noktası yaşamış. Travmalarla dolu bir yaşam, çocukluğundan başlamış, ileri yaşlarında bir şeyleri toparlamaya çalıştıkça hep başa dönmek zorunda kalmış. Müthiş bir mücadele, pes etmeme, başarı ve umutlanma öyküsü. Çok dramatik bir Film.

DİBİNE KADAR AĞLAYACAĞIZ

O zaman ağlayacak mıyız?

Evet, dibine kadar ağlayacağız. Ama salondan mutlu, umutlu ve güzel bir öğretiyle ayrılacağız. Bir taraftan da müthiş bir sinematografi göreceğiz, yönetmen Ketche, görüntü yönetmeni Jean Paul Seresin.  Aynı zamanda müziğe de doyacağız, İskender Paydaş filmin müziklerini ilmek ilmek işledi, dehşet bir sanat şöleni var. Bu sebeple sinemada izlenmesini de çok önemsiyorum.

Dilber Ay olmanın en zor yanı neydi senin için?

Bir Oyuncu olarak baktığımızda Dilber Ay çok performans gerektirecek bir karakter. Yürümesi, oturması, bakışları, konuşması, çok kendine has. Bu beni çeken taraftı, farklı ve özgün olması. Bütün videolarını görmek istedim. Onları arayıp bulmak bir bakıma zorlayıcıydı. Bir taraftan şarkı söyleme kısmında hiç bilmediğim bir alanda mücadele vereceğimi biliyordum ama orada da eninde sonunda bunu doğru bir yere taşıyacağımıza hep inandım. Çünkü yanımda da çok doğru insanlar vardı. Diyalekt ve konuşma olarak bir yörenin insanı değildi. Dilber Ay, Suriye göçmeni bir ailenin Maraş’ta doğmuş, çok küçük yaşlarda Düzce’ye taşınmış bir genç kızı. Ankara’da, Adana’da yaşamış, uzun yıllar Almanya’da olmuş. Buralarda, adım adım konuşmasında, şarkılarda yaşla birlikte o jargonun da, konuşma şeklinin de değişmesini özellikle çok istedim. Bunların hepsini tasarlamak ve yerleştirmek çok ciddi bir mesaiydi.

Tüm bu noktalarda sana ne yol gösterdi?

Ekiple ve filmimizin diyalekt koçuyla ilerledik. Bir yandan taklit olmasını kesinlikle istemiyorduk, ‘e’ harflerini kapalı kullanmasıyla, ‘i’ leri nasıl çevirdiğiyle ve cümle yapısını nasıl kullandığıyla ilgilendim, o açıdan YouTube videolarını izlemek bize esas kapıyı açan şey oldu.

Fiziksel olarak kendine benzetiyor musun Dilber Ay’ı?

Benzetmiyorum ama bir havamız var. Zaten esas mesele duygusuna yoğunlaşmak ve onun hikâyesine gerçekten inanmaktı. Çekimler başladığında fit zamanlarımdı, yanaklarım biraz daha içerideydi… Biraz yanaklarımın olmasını, hafif bir gıdı olmasını çok istedim. Kilo aldım. Ketche siyah lens takmamı istedi, o acayip bir etki yarattı. Gençliğinde yüzünde olan benlerini de yaptık. Bu arada çok doğru plastik makyajla bire bir benzemeye de çok yüksektik. Ama pandemi dönemiydi ve Amerika’dan gelecek ekip teknik sebeplerle gelemedi. Biz de duyguyu, hissiyatı doğru verelim istedik.

Dilber Ay’la tanışma fırsatın olmuş muydu?

Olmamıştı, çok isterdim. Aslında onu tanıyor gibiyim ya! Onun neye, nasıl tepki vereceğini, neden hoşlanmayacağını o kadar iyi biliyorum ki, sadece yan yana gelip birbirimize sarılamadık diye düşünüyorum.

Bugün karşında olsa ne söylerdin ona?

“Helal olsun” derdim. Yaşadığı şeyler kolay değil. Pes etmesi, bırakması mümkün çok anlar yaşamış..

Sence sen onun kadar mücadele eder miydin?

Ederdim, ben de öyle birisiyim. Bir kere hayata tutunmayı, olumsuzluklara rağmen gülebilmeyi, neşelenmeyi seven bir yapım var. Realist tarafım ağır basıyor, her şeyin de farkındayım ama olumsuz şeyleri sürekli düşünüp konuşmanın bir faydası da yok. Çözelim, çözemiyorsak da hayatın akışında kendimizi iyileştirelim.

ACIMI ERTELEDİ

Yaşadığın zorluklar oldu mu?

Bu yıllarıma kadar fazla sıkıntı görmeden, tozpembe bir hayattan geçtim diyebilirim. Ama şu son yıllarda üst üste birtakım şeyler yaşadım…

Ne gibi şeyler yaşadın?

Çok derine girmeden kısaca özetleyebilirim, iyi niyetle baktığım ama iyi niyetle davranılmayan birtakım etik olmayan şeyler gördüm. Arkasından ani bir şekilde babamı kaybettim. Hayatta her şey olabilir tarafındayım, o anda güçlü olmayı tercih ettim. Ama acımı erteledim. Belki olması gereken zamanda yaşasaydım atlatmak daha kolay olacaktı. Duygularımı bastırmayı bırakıp iş motivasyonumla tekrar doğdum.

Filmde babanı canlandıran rol arkadaşın Ayberk Pekcan’ı geçen hafta akciğer kanserinden kaybettik. Bu kayıp seni nasıl etkiledi?�

Çok büyük etkiledi. Ayberk Abi’yle yıllar önce Almanya’da bir film festivalinde karşılaşmıştık. Filmde küçük yaştaki Dilber Ay’ın babasıyla çok daha fazla sahnesi vardı. Bizim sahnelerimiz daha az olsa da birlikte oynamaya doyamamıştık. Adana’da ekiple vakit geçiriyorduk, güzel insanlığına hayran kalmıştım. Filmde tamamen kendinin zıddı bir karakteri bu kadar doğal canlandırmasına, beni yüreklendirmesine, güçlendirmesine hayran kaldığım biri olmuştu. Çekimdeyken hiçbir şeyi yoktu, hastalığını öğrendi, üç ay içinde hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin; ailesine, sevenlerine, bizlere sabır versin.

YANIMDA ESPRİLİ İNSANLAR VARSA BENİ DURDURAN BİR ŞEY OLAMAZ

Seni daha çok güldürdüğün işlerde seyrettik. Hep komik miydin?

Değildim, benim için komedi çok sürpriz oldu.  

Nasıl başladı?

Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi, Oyunculuk Bölümü’nde okudum, tragedya çalışırdık, komedi çok azdı. Okul bittikten sonra BKM’ye gittim. Bizim okulda şive yapmak yasaktı. Hiç şive denememiştim. Bir gün bir skeç yazıldı, “Hadi Büşra” dendi. O gün o oyunu oynamaya doyamadım.

O dönem dramı özlemedin mi?

Dünyada da böyle, bir alanda çok başarılı olduğun zaman yapımlar ve seyirci seni orada daha çok görmek istiyor. Ama bizler duygusal olarak tek bir tür yapınca tam tatmini yaşayamıyoruz. Eminim ağırlıklı dram oynayan oyuncuların içinde de komedi enerjisi vardır, doğru projeyi bekliyorlardır.

Güldürmek mi ağlatmak mı?

Ayırmıyorum inan, güldürmek de ağlatmak da çok güzel, yeter ki biz  işi hakkıyla yapalım. Ama güldürmenin tadı acayip çünkü sen de o neşeyi paylaşıyorsun.

Komedyenler özel hayatlarında ciddi olur derler, sen nasılsın?

Yanımda esprili, o şaka dünyasına hazır insanlar varsa beni durduran hiçbir şey olamaz.

FLÖRT DÖNEMLERİMDE KOMİK OLMANIN EKMEĞİNİ YEMİŞ OLABİLİRİM

“Kadınlar güldüren erkekleri seviyor” denir. Peki, erkekler güldüren kadınları seviyor mu?

Güldüren kadın seviyorlarsa şanslı olabilirler, dünyalarında neşe ve motivasyon hep olur. Ama şunu da eklemeliyim; diyelim ki kadın esprili değildir; vicdanı güzeldir, aklı güzeldir, insanlığı güzeldir, onun da kıymeti, güzelliği başkadır.

Komik olmanın ekmeğini yedin mi?

Flört dönemlerimde komik olmanın ekmeğini yemiş olabilirim, ama çok eski günler Hakan…

Seni nasıl bir erkek tavlar, komik mi olması lazım?

Zeki, iyi, akıllı ama aklını güzel şeylere kullanan, vizyonu olan, gözlerinin içi gülen…

Bir de komikse ne âlâ…

Komik olması şart değil, espriyi ben yaparım, o benim esprilerimi anlasın yeter (gülüyor).  İnsanın karşısında aynı frekansta biri olduğunda bazı zıtlıklar da o ilişkiyi güzel anlamda besliyor.

EĞER AŞKI İKİ TARAFINDAN ELE ALACAK OLURSAK DELİ ÂŞIĞIM

Romantik misin realist mi?

Realist ağırlıklı, romantiklik de var.

Âşık mısın şimdilerde?

Bir ilişki özelinde sorarsan değilim ama aşkı pek çok şeye duyabiliyorum; meslek aşkı, müzik aşkı, prodüktörlük aşkı, aileme, arkadaşlarıma duyduğum aşk, ekip arkadaşlarıma duyduğum aşk, hayvanlara duyduğum aşk, İstanbul’a duyduğum aşk… Yani eğer aşkı iki tarafından ele alacak olursak deli âşığım.

İkili ilişki istemiyor musun yani?

Yoo, neden istemeyeyim, güzel bir şey. Uzun süreli bir ilişki yaşadıktan sonra biraz durmanın ve kendi kendine kalmanın sağlıklı olduğunu düşünüyorum. O yüzden kendime bu izni verdim, hatta izin süremi de geçtim.

Filmde kadınların maruz kaldığı psikolojik ve fiziksel şiddeti görüyoruz. Sen bunlara maruz kaldın mı?

İlişkide fiziksel şiddet yaşamadım. Ama psikolojik şiddet geniş kapsamlı. Sadece ikili ilişkide olan bir şey değil, yaşamışlığım vardır.

Hiç aldattın mı ya da aldatıldın mı?

Bildiğim kadarıyla olmadı. Aldatmadım da…

Büşra Pekin kimdir?

HAYAT AMACIMI BULDUĞUMU HİSSETTİM

Suudi Arabistan’da doğdun değil mi?

Evet.

Baban oralı mı?

Değil, baba tarafım Selanik göçmeni. Babam elektrik mühendisiydi, oraya göreve gitmiş. Ben de onlar oradayken doğmuşum. 4-5 yaşına kadar orada yaşadım.

Sonra İzmir…

Babam İstanbul’da yaşıyor ailesiyle beraber, kök olarak da İstanbulluluk var onlarda. Anne tarafım Ankara’da, annem çok küçük yaşta Urfa, Siverek’ten Ankara’ya geliyor. 18 yaşındayken Ankara’da anaokulu açıyor. Babam askerlik yaparken Ankara’da tanışıyorlar. Sonra Arabistan dönemlerinde Çeşme’den bir yazlık alıyorlar ve İzmir’i çok beğenip “Buraya yerleşelim” diyorlar. Ben de böylece İzmir’de büyüyorum.

Ailede oyuncu yok. Senin ilgin nereden?

Küçükken ‘Fame’ dizisine rastladım. Konservatuvar ortamı, dans, müzik… Delirdim, hayat amacımı bulduğumu hissettim.

Kaç yaşındaydın?

3 falan (gülüyor).

Yok artık…

Tabii. O yaşta kalorifer peteğine bacağımı koyuyorum falan. Evdekiler anladı, hemen beni küçücük yaşta baleye götürdüler. Bale 7 yıl devam etti. Lisede müthiş bir öğrenci oluyorum, notlarım tepede, bir yandan modern dans, bir yandan halk oyunları… Sonra bir gün bir derse girmedim, okulda dolaşıyorum, ‘My Fair Lady’ müzikali için seçme olduğunu gördüm. O zamana kadar oyunculuk deneyimim yoktu. “Çiçekçi kız rolü var. Bize bu çiçeği satar mısın” dediler.

Satabildin ve her şey başladı mı?

Aynen. O çiçeği sattım, “Karakteri bulduk” dediler. Şarkılar söylüyoruz, dans ediyoruz, yapmak istediğimi bulduğumu düşündüm. Dokuz Eylül Oyunculuk Bölümü sınavına girdim ve oyunculuk başladı.

KENDİMİ DOZUNDA SEKSİ VE ÖZGÜVENLİ BULURUM

Çok zayıfladın, kaç kilo verdin?

Aşırı kilo vermedim aslında ama 12 kilo benim minyonluğumda bir insan için bayağı bir değişim. Bir de benim bacaklarım oldum olası çok zayıftı, bütün kilom göbeğim ve yanaklarımda toplanmıştı, bölgeseldi yani.

Kilolu ve komiksen jönfi değil de sempatik kadın rolü gelebiliyor. Bunları yaşadın mı?

Kilo verirken motivasyonlarımdan birincisi sağlıktı. Ama ana motivasyonlarımdan biri de komedinin bununla, yani kiloyla alakalı olmadığını anlatabilmekti. Yani bakın hâlâ komedi yapabiliyoruz.

Böyle düşünenler var mıydı?

Hiç beklemediğim, kafa yapısını çok ileride gördüğüm insanlarda bile o endişeleri gördüm, “Yapmayın” dedim. Bir taraftan da bana ‘güzel kadın’ rolleri gelmeye başladı.

Ünlü Oyuncu Büşra Pekin’in Acı Günü!

Senin amacın o değildi ama değil mi?

Ben sadece güzelliğiyle bir aşk hikâyesinin içinde yer alan kişi olmak istemiyorum. Öncelikle sağlığım için, sonra da rol skalamın genişlemesi için kilo verdim.

Kendini seksi buluyor musun?

Kendimi kilolu zamanlarımda da güzel, tatlı, dozunda seksi ve özgüvenli bulmuşumdur. Ama benimle ilgili söylenecek ilk şey seksapalitem değildir.

Nedir ilk söylenecek şey?

Empatimin, sorumluluk bilincimin yüksek olduğu, güvenilir olduğum söylenir.

ARTIK DUYGUSALLIĞIMI BİRAZ TÖRPÜLEDİM

30’lu yaşlardasın…

Ben yaş kavramını 19’da falan reddettim.

Neden?

Yani yaş dillendirmenin insanlara zarar verdiğini, limitlediğini düşünüyorum. Etrafıma bakıyorum, gencecikler “Yaşlandık” diyorlar. Bunu söyleyerek onun enerjisini kendinde yaşatıyor. Tam tersi kendini genç, dinamik hissetmek istiyorsan buralarda hiç gezinmemelisin. Dilber Ay’ı insanlar 55 yaşından sonra tanıdı, hiçbir şey için geç değil.

Peki, şimdi hayatın nasıl bir dönemindesin?

Bundan iki sene önce konuşsak, sana “Hayat çok güzel” derdim. Ama benim de bir şeyleri yaşamam gerekiyormuş çünkü çok naif bir tarafım vardı. Her gördüğüme “Bu çok iyi bir insan”, “Çok tatlı bir insan” demeyi alışkanlık edinmiştim. İnsanları sevmek istemiştim. Bu arada insanları hâlâ çok seviyorum zaaflarına rağmen. Ama zarar görecek mekanizmadan da artık kendimi çıkarıyorum.

Bunu artık sezebiliyor musun?

Seziyorum, asla aptal biri değilim, her şeyin farkındayım. Ama insanların yaptıklarını olumsuz şeylere yormamaya çalıştım hep. ‘Bugün böyle bir haldedir’, ‘Onun da yaşadığı şeyler vardır’ diye düşündüm. Hep bahaneler buldum; yoksa riskleri gördüm, kondurmak istemedim. Şimdi nötr bir yerden bakıyorum, duygusallığımı bu anlamda biraz daha törpüledim bu dönemde.

Serdar Ortaç’tan Kürtaj İtirafı!

Pandemi kurallarının esnetilmesiyle birlikte sahnelere dönen hatta borçlarını da ödeyen Serdar Ortaç’tan kürtaj itirafı geldi. Meğer ünlü şarkıcı kaç kez baba olmanın eşiğinden dönmüş… İşte Ortaç’ın olay yaratan itirafı;

Serdar Ortaç: “Bütün Borçlarımı Ödedim, Hayata Yeniden Başlıyorum”…

Sahne öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Serdar Ortaç; “2022’ye çok güzel başladım, bütün borçlarımı ödedim. Hayata yeniden başlıyor gibiyim. Borç yiğidin kamçısı derlermiş, büyük kamçı aldım ama hepsi bitti. Şükürler olsun Allah’a, şimdi tertemiz pamuk gibi sahneye çıkacağım” dedi.

Serdar Ortaç kimdir?

Serdar Ortaç’tan Kürtaj İtirafı!

Çocuk sahibi olmak için geciktiğini söyleyen Ortaç, muhabirlerin “Peki şimdiye kadar hiç böyle bir imkân ya da düşünceniz olmadı mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“Kaç tane olacaktı, hep Kürtaj oldular… Yazık…” Şarkıcı, “Peki bu kürtajı tercih edenler arasında ünlü isimler de var mı?” sorusunu ise “Var. Kaç tane oldu. İstemediler. Gençlerdi. Onlar da haklı, bir şey diyemiyorum” şeklinde cevapladı.

Sitem Eden Serdar Ortaç’a Chloe’den Şoke Eden Cevap…

Serdar Ortaç, eski eşi Chloe Loughnan ile ilgili yöneltilen soruları ise yanıtlamak istemedi ve “Bana ondan bahsetmeyin. Bütün borçlarımı ödedim, lanet olsun. Yarasın… Allah nasıl yaratacaksa… 8 senelik kocasının evine haciz koyduran kadına, o paralar nasıl yarayacaksa yarasın. Bırakın yaram kanasın” diye konuştu.

Açıklamları Tepki Çekti

Serdar Ortaç’ın bu açıklamalarına çok sert tepki geldi. Ünlü oyuncu Gonca Vuslateri, “Bu nasıl leşlik. Yalnızca erkekler cevabını versin bu açıklamanın. Türkiye’de doğru düzgün erkek de çok çünkü. Nasıl talihsiz bir açıklama. Hala çatal fırlatabileceğini sanıyor.” ifadelerini kullandı.

İzel İle Serdar Ortaç’ dan Gazinoda Müzik Ziyafeti….

“Çocuk İsteyen Bendim”

Serdar Ortaç’ın eski eşi Chloe Loughnan “Keşke bir çocuğum olsaydı” diyor musunuz? sorusuna şu yanıtı vermişti: Keşke çocuğum olsaydı ve bunu yıllar evvel yapsaydım. Her gün bunu kendime söylüyorum. Çocukları ezelden beri çok severim. Kesin 3 ya da 5 çocuğum olurdu. Serdar’la evliliğimde hayatımız çok tempoluydu. Çocuk isteyen de sadece bendim. Ama ben de yaşlanıyorum. O zaman çocuğum olsaydı şimdi 8 yaşında olacaktı.

Serenay Sarıkaya’nın Sapığına Uzaklaştırma Cezası

Geçtiğimiz günlerde Serenay Sarıkaya takıntılı bir hayranın saldırına uğramıştı. Saldırıda bulunan kişinin Serenay Sarıkaya’ya takıntılı olduğu ve sürekli adım adım takip edip, taciz ettiği öne sürülmüştü. Serenay Sarıkaya’nın sapığına uzaklaştırma cezası verildi. İşte detaylar;

Serenay Sarıkaya’dan Kades Çağırısı

Serenay Sarıkaya, yaşanan üzücü olayın ardından harekete geçti. Sarıkaya, sosyal medya hesabından, kendisine yardımcı olan komiserlere teşekkür ederek, her kadının KADES uygulamasını kullanması gerektiğini belirtti.

Sarıkaya paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Herkese merhaba, son günlerde basına da yansıyan ve geçtiğimiz birkaç aylık süre boyunca bana, iş arkadaşlarıma, yakın çevreme zarar verme eğiliminde olan, korku dolu anlar yaşatan, tehdit eden ve psikolojik baskı yaratan şahısla ilgili emniyet teşkilatımızın olaya müdahale etmesi ve konuyu adli birimlere taşıması sonucu mahkeme tarafından bir karara varıldı. Bu süre zarfında kendimi ne kadar çaresiz hissettiğimi, etrafımdaki sevdiğim insanları koruyamadığım duygusu ile ne kadar kahrolduğumu sizlere tarif etmem mümkün değil. Çok ama çok üzgünüm… Bu ve benzeri nice hikayeleri her gün bir sürü kadının yaşadığını bilmenin verdiği sorumluluk ile bu mesajı paylaşmak istedim. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı, Aile İçi ve Kadına Şiddet Mücadele Birimlerinden Komiser Nurdan Hanım, Komiser Betül Hanım, Komiser Züleyha Hanım ve ekiplerine bu süreci müthiş bir hassasiyetle yürütüp ben ve benim gibi kadınların yalnız olmadıklarını hatırlattıkları için teşekkür ederim. Onlar gibi güçlü polis kadınların varlığını bilmek açıkçası içimi bir nebze daha rahatlattı. Nurdan Hanım bir de ‘KADES’ uygulamasından bahsetti. Tüm kadınların telefonunda MUTLAKA olması gereken bu uygulama; doğrudan yakınınızda olan ilgili birimleri haberdar ediyor ve daha hızlı müdahaleyi mümkün kılıyor. Lütfen yükleyin… Dilerim yazdıklarım faydalı olabilir. Sevgiyle kalın…”

Serenay Sarıkaya kimdir?

Serenay Sarıkaya’nın Sapığına Uzaklaştırma Cezası

Geçtiğimiz yıl ekim ayında Serenay Sarıkaya’nın danışmanlığını yapan şirketin Beşiktaş’taki ofisini basan Tayfur Demirtaş, gözaltına alınmış, ardından  serbest bırakılmıştı. Sarıkaya’yı takibe devam eden Demirtaş 20 Ocak’ta bu kez de Etiler’de ortaya çıktı. Serenay Sarıkaya’nın otomobiline yumruk ve tekmelerle saldıran Demirtaş, sevk edildiği mahkeme tarafından ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde gözlem altına alındı.

Sarıkaya ifadesinde, “Bu şahsın beni ısrarlı bir şekilde takip etmesi, ölümle tehdit etmesi ve en sonunda ikâmetimin önüne gelip aracıma zarar vermesi can güvenliğim açısından beni çok tedirgin etmektedir. Şüphelinin beni takıntı haline getirdiğini düşünmekteyim. Şüpheli, psikolojimi altüst etti. Canıma kastetmesi düşüncesiyle iş hayatımın durmasına ve dışarı dahi çıkamaz hale gelmeme sebep olan şüpheliden şikâyetçiyim” dedi. Talebi değerlendiren mahkeme, Tayfur Demirtaş’ın 2 ay süreyle uzaklaştırma almasına karar verdi.

Ömür Gedik Ebru’yu Artık Rahat Bıraksınlar

Geçtiğimiz hafta oğlu Pars’ı kaybettiğinde yaşadıklarını anlatan Ebru Şallı kendisine gelen yorumların çok acımasız olduğuna değinmişti. Sosyal medyada tepkilerin devam etmesi üzerine Ömür Gedik’ten Şallı’ya destek geldi. Magazin konseyinde yorum yapan Ömür Gedik “Ebru’yu artık rahat bıraksınlar” dedi. İşte diğer isimlerin yorumları;

“Kimse Empati Yapamaz”

“Bu durumu yaşayan tek kadın ben değilim. Tek anne ben değilim. Bunun şımarıklığını da yapmak istemiyorum. Ama insanların çok büyük konuştuğunu görüyorum. Çocukları olan insanlar nasıl korkmadan kötü yorum yapıp, kötü cümleler kullanabiliyorsunuz? Benim yaşadığım acıyı nasıl anlayabilirler? Anlama şansı var mı bir insanın? Yaşamadan anlayamaz ki! Empati yapabilir mi, bence yapamaz!”

Son Dakika… Ebru Şallı ‘nın Eşi Uğur Akkuş ‘dan Basın Açıklaması Geldi…

“Yorumlar Çok Acımasız”

“2,5 yıla yakın ben hastanede yaşadım. Orayı bir eğlence alanına çevirdim. Biz ilik nakline giderken ‘ilik hediyesi’,’ilik eğlencesi’ diye bir oyun çıkardım.İnanılmaz bir şeydi. Bütün aile sanki diş buğdayı gibi hediye aldı. Pars çok eğlendi. İnanılmaz şeyler yaşadık. Bunları yaşamış bir insan olarak yapılan yorumları çok korkusuz, acımasız buluyorum.”

“Kan Donduran Bir Cümleydi”

“Şöyle bir şey bekleniyor, bunu hissediyorum: Ebru Ponçiğini kaybetti, artık o da ölür. Olması gereken bu. Bunu mu istiyorsunuz? Benim bir tane daha oğlum var, ailem var. Hiç mi aklınıza gelmiyor böyle şeyler. Elbette yorum yapabilirsiniz ama önce vicdanınızı düşünün. Ben Pars’ımın istediği gibi burada, karşınızdayım.”

“Zaman zaman ağlıyorum. Ağlamak da insani bir duygu. Tanıdığım birisi “Ya Ebru harika, çok güzel çekimler yapıyosun, seyahatlere gidiyorsun, çalışıyorsun, her şey çok güzel gidiyor, çok güzel görünüyorsun, daha da mı gençleştin sen?” dedikten hemen sonra “Ama tabii senin iyi olma şansın yok ki… Naparsan yap” dedi. Kan dondurucu bir cümle. Kafa bu, mantalite bu…”

Ömür Gedik Ebru’yu Artık Rahat Bıraksınlar

 Onur Baştürk: Yani artık ne demeli bu vicdansız sosyal medya yorumcularına bilmiyorum. Mahallenin mutsuz teyzeleri gibi her şeye ve herkese laf yetiştirmenin ve kötülük saçmanın alemi yok.

 Savaş Özbey: İnsanların içinde bu saldırganlık, ellerinde de bunu paylaşıp yayabilecekleri telefonlar olduğu sürece bitmeyecek maalesef. Bugün Ebru, yarın başkası. Daha eşi vurulur vurulmaz yapılan acımasız yorumlardan dolayı Ece Erken de Instagram’ını kapatmak zorunda kalmadı mı? Halbuki tanımaz etmez. Belki tanısa sevecek de. Ama olamayışlarının, eksikliklerinin, hayattan intikamını böyle alıyor işte.

 Orkun Ün: Ebru Şallı’ya, Ece Erken’e… Hep kadınlara oluyor böyle saldırılar. Vicdan yok bazı insanlarda. Klavye arkasına gizlenip akıllarına geleni yazıyorlar. Akıl da yok işin kötüsü bunları yazanlarda. Mutlu oluyorlar başkalarına hakaret edince. Bunun çözümü var mı inanın bilmiyorum.

 Ömür Gedik: Kronik acısı olan bir insana bu kadar yüklenmekten gerçekten ne zevk alıyorlar? Kimin ne acı çektiğini, neler yaşadığını kim ne kadar bilebilir ve bunun üzerinden nasıl yorum yapabilir? Başkalarının acısına acı katmaya çalışmak zalimlikten başka bir şey değil. Ebru’yu artık bir rahat bıraksınlar.

Gülçin’den yeni paylaşım

Geçtiğimiz ay erkek arkadaşı Şeyda Erdal Lafçı’yı kaybeden ünlü şarkıcı bir süredir kendini toplamaya çalışıyor. Özlem dolu paylaşımlarıyla zaman zaman herkesi duygulandıran Gülçin’den yeni paylaşım geldi. İşte ünlü şarkıcının o paylaşımı;

Sevgilisini Kaybetti

13 Aralık’ta İstanbul-İzmir karayolunun Susurluk ilçesinde Erdal Şeyda Lafçı komutasındaki bir otomobil, Cengiz Yücel’in komutasındaki TIR’a çarptı, TIR yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolünü kaybetti. Kazada Erdal Şeyda Lafçı hayatını kaybederken, Hepsi Grubu’nun eski solisti Gülçin Ergül de yanında yaralandı. Ergül, tedavi için Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.

Kazada Sevgilisini Kaybeden Gülçin Ergül ‘den İlk Açıklama!…

Gülçin Ergün’den Yeni Paylaşım Geldi

Evlilik hazırlığı yaptığı sevgilisinin ölümü nedeniyle zor zamanlar geçiren ve psikolojik destek alan Ergül, Instagram sayfasında yeni bir paylaşım yaptı.

Gülçin Ergül, fotoğrafa “Bir ay olmuş… Zaman kavramım yok. Ağlayarak yürüyordum, karşıma çıktı” notunu düştü.

Gülçin Ergül Kimdir?

Gülçin’den yeni paylaşım

Evlilik hazırlığı yaptığı sevgilisinin ölümü nedeniyle zor zamanlar geçiren ve psikolojik destek alan Ergül, Instagram sayfasında yeni bir paylaşım yaptı.

Karakalemle kendisi ve sevgilisi Erdal’ın fotoğrafını paylaşan Gülçin Ergül şu notu düştü;

“Ayaklarım geri gide gide zorla çıktığım yürüyüşler, tatlı kedilerimizi sevme terapisi, meditasyon, bedenimin izin verdiği kadarıyla yin yoga, anlam arayışı, dostlarımdan duyduğum teselliler, tutunduğum dualarım, baktığım onca güzel anı fotoğrafı ve videolar, hangi düğümde olduğumu üzüntümden sürekli unutuyor olsam da makrome örme terapileri, hafızamdaki müthiş eşsiz güzellikler, enerjik sesi ve kalbimde sevginin ve aşkın en derininin sonsuzluğunu hissetmek, bu gerçekliği karşılıklı hissetmiş olmak, ruhumu öylesine duyumsayan o güzel ruhu kısıtlı süre de olsa tanımış ve hissetmiş olmaktan dolayı minnettar olmak ve bilemediğim hayata karşı isyankarlıktansa, acımı zor da olsa kabullenip, ama bu nadide güzel hissi tatmış olmaya şükretmek, bu yoğun hislerle şarkılar üzerinde çalışmak, her zamanki ilgisiyle yanımdaymış gibi hayal ederek şan egzersizlerimi yapmak, başarılı olunca gülümsediğini düşünmek ve bu düşünceden güç almak, duyguların bastırılmamasına önem vermek, bazen onun o pozitif enerjisine uyum gösterip gülümseyerek anmak… İşte bunlarla deniyorum bu yaşamda güçlenerek hep kalbimde onunla devam edeceğime inanmayı…”

Hepsi grubunun solistlerinden Eren Bakıcı da bu paylaşıma kayıtsız kalamadı. Arkadaşına destek olan Bakıcı, “Canım benim gerçekten gücünü ortaya çıkartarak bütün bu farkındalıklı hislerini yaşaman çok güzel. En saf haliyle sevgiyi hissetmen ve onu en güzel haliyle kalbinde yaşatman çok güzel. Aşk hep seninle…” yorumunu yaptı.

 

Kanunsuz Topraklar 15. Bölüm 2. Fragmanı Yayında! Davut Gülfem’e Gizli Görevini Anlatamıyor!

0

Fox Tv’nin sevilen dizisi Kanunsuz Topraklar, 15. yeni bölümüyle 2 şubat çarşamba günü ekrana gelecek. Dizinin yeni bölümünde; Ali Mehveç’e, büyük vaatlerde bulunur ve Gülfem’in kendisinin kaderi olduğunu onu Davut’tan ayırmak için iş birliği teklif eder. Zaten maddi sıkıntılar çeken Mehveç, yeğenlerinin yanına gelir ve ailenin büyüğü olarak onlar adına karar vermeye başlar. İlk önce Celal ile Fikriye’nin evlenmesine mani olmak ister. Ama Gülfem buna izin vermez. Kanunsuz Topraklar 15. bölüm 2. fragmanı yayınlandı. Davut Gülfem’e, gizli görevini anlatamıyor.

Çarşamba Dizileri 2021

Davut Gülfem’e Gizli Görevini Anlatamıyor!

Kanunsuz Topraklar 15. bölüm 2. fragmanında; Gülfem, Davut’la birlikte Bahar’ın kızını buluyor. Davut’un yalan söylediğini anlayan Gülfem ona, çok kolay yalan söylediğini onu tanıyamadığını söylüyor. Davut ise Gülfem’e, hayatında gizlemek zorunda olduğu bazı sırlar olduğunu, onun da bu sırlardan biri olduğunu söyler. Gülfem, Davut’un konuşmasına bir anlam veremiyor.

İşte Kanunsuz Topraklar 15. bölüm 2. fragmanı…

KANUNSUZ TOPRAKLAR 14. BÖLÜM ÖZETİ!

Sezai komutanın şehit olması herkesi derin üzüntüye boğar. Davut, Fransızların Gülfem’e ve ailesine zarar vereceğini düşünür ve onun kapısında sabaha kadar nöbet tutar. Sezai komutanın cenazesi tören eşliğinde defin edilir. Davut, Fransızların bu yaptığını onların yanına koymak istemez.

Gidip Ali’yle konuşur ve ondan Sezai komutanın celladını bulması için kendisine yardım etmesini ister. Bahar, Davut’a aşık olmaya başlar. Bunu anlayan Ali, Fransızlara gidip Bahar’ın Davut’la aşk yaşadığını onun elinde onlara ait belgelerin olduğunu söyler. Ali, Bahar’ı şikayet etmeden önce ondan o belgeleri alır.

Fransızlar Sezai komutanı vuran tetikçiden Bahar’ı öldürmesini ister. Davut, Ali’den Bahar’ın ölüm emri verildiğini öğrenip onun yanına gider ve celladın gelmesini bekler. Bahar’ın Fransa’dan kızı gelir. Davut, kızı oradan uzaklaştırır. Cellat geliyor ve Bahar’a silahını çektiği sırada Davut, onu etkisiz hale getirip jandarmaya teslim eder. Celal, Fikriye’ye evlenme teklif eder. Oda kabul eder.

Bu arada Yavuz, tüm parasını Asude’ye kaptırır. Kendisine geldiğinde konağa dönmekten başka çaresi kalmaz. Ali, Gülfem’in teyzesini bulur. Onun maddi durumunun iyi olmadığını evden atıldığını görür. Ona önce kendisini tanıtır ve çok zengin olduğunu, eğer Gülfem’in kendisiyle evlenmesi konusunda yardım ederse ona ne isterse vereceğini söyler.

Mehveç, yeğenlerinin yanına gelir. Gülfem, teyzesini karşısında görünce çok mutlu olur ve kardeşlerine bu büyük sürpriz olur. Göksel, celladı konuşturur ve Fransızların yerlerini öğrenip oraya Davut ve jandarmayla birlikte baskın yapar. Sezai komutanın intikamını Fransızlardan alırlar.

Kanunsuz Topraklar 15. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Mehveç Ali’nin Teklifini Kabul Ediyor!

Masumlar Apartmanı 56. Bölüm 1. Fragmanı Yayında! Naci’nin Hastalığı Yeniden Depreşiyor!

0

TRT 1’in büyük bir ilgiyle izlenen dizisi Masumlar Apartmanı, 56. yeni bölümüyle salı günü ekrana gelecek. Dizinin son bölümünde; Han, yaralı bir şekilde hastaneye kaldırılır. Naci, Safiye’ye kırılır. Ona kendisini affettirmesi için birlikte Bolu’ya gitmeyi teklif eder. Safiye, mecburen kabul eder. Mazo, oraya da gelir. Han, ailesini ondan korumak için sabaha kadar lobide nöbet tutar. Ama Mazo Hikmet’i kaçırır. Han’ın korktuğu başına gelir. Masumlar Apartmanı 56. bölüm 1. fragmanı yayınlandı. Naci’nin hastalığı yeniden depreşiyor.

Salı Dizileri 2021

Naci’nin Hastalığı Yeniden Depreşiyor!

Masumlar Apartmanı 56. bölüm 1. fragmanında; Han, babasını bulup eve getiriyor. Safiye, Naci’ye odasında bir yatak ayarlıyor ve ayrı yataklarda aynı odada yatıyorlar. Naci, Safiye’ye çiçek alıp eve gelirken yine fenalaşıyor. Safiye, Naci’nin yeniden hastalandığını öğreniyor mu?

İşte Masumlar Apartmanı 56. bölüm 1. fragmanı…

 

MASUMLAR APARTMANI 55. BÖLÜM ÖZETİ!

Han, ablasının düğününe yetişmek için Mazo’nun elinden kurtulur. Safiye, nikahı iptal eder. O sırada Han gelir. Onun perişan halini gören aile hemen onu hastaneye kaldırır. Han, başına gelenleri kimseye anlatamaz. Onlara kaza geçirdiğini söyler. Ceylan, onun kaza geçirdiğine inanmaz.

Naci, Safiye tarafından nikah masasında bırakıldığı için ona çok kırılır. Safiye, Naci’nin yanına gidip ondan af diler. Bu arada Gülben, Esra’dan Esat’la yakınlaşmak için yardım ister. Onun söylediklerini yapan Gülben, Esat’a çok güzel bir sofra hazırlar ve onunla baş başa bir yemek yer.

Naci, Safiye’ye yıllar önce onun Bolu gezisine gidemediğini, ondan şimdi birlikte oraya gitmeyi teklif eder. Safiye, Naci’ye kendisini affettirmek için bu teklifi kabul eder. İkili oraya gider. Han, ailesini toplayıp otele gider. Orada Safiye’ye sürpriz bir nikah töreni hazırlar.

Naci damatlığını, Safiye’de gelinliğini giyip tekrar nikah masasına oturur. Hatta Memduh bey, onlara şarkı söyler. Han, kendisini kaçıran kişinin ailesine bir zarar vermesinden korkar. O düğüne gelir. O gece Han sabaha kadar hiç uyumaz. Olanları Ceylan’a anlatmak zorunda kalır.

Safiye, o geceyi otelde geçirmek zorunda kalır. Gülben, ilk kez Esat’la aynı odada kalmak için kendisini hazırlamışken ablasının yanına gitmek zorunda kalır. Neriman, Ege ile gece buluşmak için odasından çıkar. Hikmet odada tek başına kalır. Odasına dönen Neriman, babasının orada olmadığını görür ve hemen abisine haber verir.

Hikmet ise, ölen oğlu Ömer’in döndüğünü zannedip Mazo’nun arabasına biner. Mazo, Hikmet’i kaçırır.

Masumlar Apartmanı 56. Bölüm Fragmanı Yayınlandı Mı? Han’ın Korktuğu Başına Geliyor!