Ana Sayfa Blog Sayfa 465

Son Dakika Haberi…”Usta Gazetecimizin Durumu Çok Ağır Dualarınızı Esirgemeyin”

0

Usta sanatçı Onur Akay, usta gazeteci Hıncal Uluç ’un durumunun çok ağır olduğunu açıkladı. İşte son dakika Haberi…

Hıncal Uluç: “Ece Erken’in Yaptığı Zina ve…”

“Usta Gazetecimizin Durumu Çok Ağır Dualarınızı Esirgemeyin”

Cumhuriyet gazetesinde yer al özel habere göre, geçen günlerde yoğun bakıma alınan 83 yaşındaki gazeteci Hıncal Uluç’un, kısa süre sonra entübe edildiği öğrenilmişti.

Doktorlarından Hıncal Uluç’un hastalığı hakkında bir açıklama gelmezken, duyurduğu ölüm ve hastalık haberleri nedeni ile magazin camiasında “Felaket Tellalı” lakabı ile ünlenen ses sanatçısı ve yazar Onur Akay, Uluç’un sağlık durumu ile ilgili açıklamalarda bulundu…

Sanatçı Onur Akay’ın, kendi internet sitesinde kaleme aldığı yazı;

“Usta Gazeteci Hıncal Uluç, Ortaköy’ü çok sever ve sürekli yakın dostu rahmetli Ertekin’in cafesinde otururdu. Bende Ortaköylü olduğum için zaman zaman orada sohbet ederdik. Bir sohbet ortamında ise kendi ağzından yaşadığı sağlık problemlerini de dinlemiştim….

Hıncal Uluç, 8 Temmuz Cuma sabahı yoğun bakıma alındı. Uluç, daha önce bir böbreğini kaybetmişti. Şimdi ise diğer böbreği iflas etti ve kan zehirlenmesi nedeni ile yoğun bakıma alınarak entübe edildi….

Yaklaşık üç ay önce kalçası kırılmış ve by-pass ameliyatı da geçirmişti. Şimdi akciğerlerinde de büyük bir problem olduğunu öğrendiğim usta gazetecimizin durumu çok çok ağır ve dualarınızı esirgemeyin…..

Kendini Türk Doktorlarına Emanet Etti!…

10’ayakın ameliyat geçiren Hıncal Uluç’un, daha önce deforme olan böbreği vücudu zehirlemeye başladığı için, 9,5 saat süren bir ameliyatla alınmıştı. Tam kurtuldum derken bu defa kalınbağırsakta fistül meydana gelmiş ve tüm bağırsağının iltihaplandığı anlaşılmış ve İki aşamalı çok zor bir ameliyat geçirmiş ve 1 yıl hastanede yatmıştı ve o dönem verilen kanlardan bir de sarılık geçirip 39 kiloya düşünce, kimse kurtulacağını düşünmüyordu ama kurtulmuştu.

2009 yılında ise üç boyun omuru dejenere olmuştu ve 9 saat süren ameliyatla o üç omur alınarak, yerine titanyumdan yapay omurlar konmuştu.
Uluç, Amerikalı eşi Holly’nin yaptırdığı Amerikan sigortasıyla, dünyanın en ünlü hastanesinde hiçbir ücret ödemeden ameliyat olabilirdi. Ankara Gazeteciler Cemiyeti ise Uluç’a, ‘Dünyada en iyi hastane, en iyi operatör nerdeyse bul, seni oraya gönderelim.’ demişti.

Ama Hıncal Uluç bu teklifleri geri çevirmiş, ‘Atamın izinden kendimi Türk doktorlarına emanet ettim.’ demişti. Türk doktorlarına çok güvenir ve 83 yaşına gelmesini Türk doktorlarının sağladığını söylerdi….

Doktorlarımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatırken, onlara karşı şiddete hayır diyor, Hıncal Uluç’a da acil şifalar diliyorum.”

Hıncal Uluç Kimdir?

Özge Gürel ve Serkan Çayoğlu Düğününden İlk Kareler!…

0

Ünlü oyuncular Özge Gürel ile Serkan Çayoğlu, bugün dünya evine girdi. Ünlü çiftin düğününden ilk kareler geldi…

Özge Gürel Serkan Çayoğlu’nu Terleten Kahvenin Sırrını Açıkladı

Özge Gürel ve Serkan Çayoğlu Düğününden İlk Kareler!…

Ünlü Oyuncu Özge Gürel ve Serkan Çayoğlu ‘nun nikah töreni Almanya Karlsruhe ‘de bugün kıyıldı. Yakışıklı oyuncu Serkan Çayoğlu ‘nun ailesinin yaşadığı Almanya ‘nın Karlsruhe kasabasında gerçekleşen nikah törenine çiftin ailesi ve yakın arkadaşları katıldı…

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı ‘na Bağışlar Yapıldı…

Çiçeği burnunda gelin Özge Gürel, nikahta Özlem Kaya imzalı bir elbise tercih ederken, damat Serkan Çayoğlu ise Levon kordonciyan tarafından tasarlanan takım elbise giydi. Çift nikah hediyeleri için ise Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na bağış yaptı.

Özge Gürel kimdir?

Serkan Çayoğlu kimdir?

İşte Özge Gürel Serkan Çayoğlu Düğününden İlk Kareler…

özge gürel serkan çayoğlu düğün
özge gürel serkan çayoğlu düğün
özge gürel serkan çayoğlu düğün
özge gürel serkan çayoğlu düğün

Şarkıcı Nez ‘den Bomba Açıklamalar! Ünlü Şarkıcı Orgazm Ve Cinsel İlişki İtirafı Yaptı…

0

Müzik kariyerinde 2000 ‘li yılların başlarında ‘Sakın Ha!’, ‘Her Şey Boş’ gibi parçalarıyla ve kendine has danslarıyla isminde sıkça söz ettiren şarkıcı Nez, Cake mosq ‘un programına konuk olarak katıldı. Güzel şarkıcı; “Açık ilişki yaşadın mı yaşayabilir misin?” şeklinde yöneltilen o soruya cevap verirken, ayrıca orgazm ve cinsel ilişki itirafıyla da herkesi şoke etti. İşte Detayları…

Ünlü Şarkıcı Nez Saçlarını Kazıttı

Şarkıcı Nez ‘den Bomba Açıklamalar! Ünlü Şarkıcı Orgazm Ve Cinsel İlişki İtirafı Yaptı…

2000 ‘li müzik piyasasına damgasını vuran ünlü şarkıcı Nez, ‘Buralarda Neler Dönüyor Bi ’Bilsen’ adlı programda samimi açıklamalarıyla gündeme geldi. Cake mosq ‘un programına konuk olan güzel şarkıcı, “Açık ilişki yaşadın mı yaşayabilir misin?” sorusuna “Yaşayabilirim” yanıtıyla şaşırttı. Konuşmasının devamında “Ben kıskanç bir kadın değilim, zaman geçmiştir olabilir, açık ilişkiyi ben yaşamak istiyorum genellikle. Büyük konuşmamak lazım” dedi… Orgazm itirafıyla da şaşırtan ünlü şarkıcı “Yalandan orgazm yaşadın mı?” sorusunu duyan Nez hiç düşünmeden “Tabii ki oldu, ay çok oldu” şeklinde yanıtladı…

Çekinmeden İtiraf Etti…

Ünlü isim ‘Koli kestiği’ (Cinsel ilişkiye girmek) en sıra dışı yerin ise sinema salonu olduğunu söyledi. Nez “Özel jet, yalan söylemeye gerek yok. Özel jetim vardı bir dönem” dedi. Bir döneme damga vuran Nez amatör porno sevdiğini de açık açık itiraf etti. Seksin çok önemli olduğunu söyleyen Nez, yatakta “Sakın ha” demediğini de söyledi…

Nez kimdir?

Işın Karaca Gözdağı Verdi: “Bendeki Belgeler Adam Yakar…”

0

Yaz tatili için Bodrum ‘da olan ve kendisinden 19 yaş küçük müzisyen sevgilisi Can Yapıcıoğlu ile öpüşürken görüntülenen şarkıcı Işın Karaca, sosyal medyada yapılan tepkilerin ardından gözdağı verdi.  “Bendeki belgeler adam yakar.” diyen Karaca, daha neler neler söyledi…

Işın Karaca’nın Gülşen Hakkındaki Konuşmaları Gündem Oldu!

Işın Karaca Gözdağı Verdi: “Bendeki Belgeler Adam Yakar…”

Meslektaşı Gülşen ‘e söylediklerinden dolayı günlerce konuşulan Işın Karaca,  kendisinden 19 yaş küçük piyanist sevgilisi Can Yapıcıoğlu ile Bodrum ‘da tatilde.  Geçtiğimiz gün aşkıyla plajda öpüşürken görüntülendiği için eleştiri oklarının hedefi olan ünlü şarkıcı, paylaşımıyla gözdağı verdi…

“Elimde Delil Olmadan Konuşmam”

Öpüştüğü görüntüler için eleştirilen şarkıcı, paylaşımında kendisini eleştirenlere gözdağı verdi. Kendisini eleştiren sosyal medya hesaplarının para karşılığında tutulduğunu ima eden Karaca, “50 farklı mesaj kalıbı, gönderilen hesap sayısı 1000. Ücreti 250-500 TL arası. Sonra milleti gaza getirin yazsınlar! Ne pis oyunlar bunlar. Sizin yaratmaya çalıştığınız algıyı yesinler. Her kim dahilse bu manyaklığa hayatta başarılar dilerim! Ruhunuz da kalbiniz de bitmiş. Ben elimde delil olmadan konuşmam. Beni bilen bilir! Bu işi yapsın diye tuttuğunuz o fan kulüp bebeleri de konuşmaya çok meraklı. Bilin istedim. Zira biz çok gülüyoruz. Yazık nelerle uğraşıyorsunuz” dedi.

Öptüğüm Adam da El Alem Değil 3 Yıldır Beraber Olduğum İnsan

Çarpıcı ifadelerine devam eden ünlü şarkıcı, “Ve sökülmeye artı dökülmeye devam edenler sürüsü… Şahanesiniz, maaşa bağladığınız isim listeleri ve reklam adı altında para transfer dekontları ile yollayayım mı? Para ile aldığınız kötü yorumların faturasının SS’leri bile geldi. Vah vah vah! Biraz iş yapın da onunla analım sizi! Siz yarattığınız algı kadarsınız! Biz söylediğimiz şarkılar kadar olmaya devam edeceğiz. Benim adımı kullanmazsanız sevinirim. Öptüğüm adam da el alem değil 3 yıldır beraber olduğum insan. Sahnede değil, gizli saklı plaj köşelerinde, gözden uzak, ama kameraların yakaladığı bir açı! Yani özel hayatım! Kısacası size ne! Beni daha fazla konuşturmayın. Şiddetle tavsiyem olur” ifadelerini kullandı…

“Bendeki Belgeler Adam Yakar…”

Sosyal medya üzerinden gelen yorumlara cevap vererek tepki göstermeye devam eden Karaca, “Sefam olsun, yaşasın aşk. Gözlerden uzak, sahneme ait olmayan görüntüler. Kına yakın bebekler, bendeki belgeler adam yakar. Çıkın aradan, yanmayın…”

Işın Karaca kimdir?

İşte Işın Karaca ‘nın O Paylaşımı;

Işın Karaca 'nın Paylaşımı
Işın Karaca ‘nın Paylaşımı
Işın Karaca 'nın Paylaşımı
Işın Karaca ‘nın Paylaşımı
Işın Karaca 'nın Paylaşımı
Işın Karaca ‘nın Paylaşımı

Birce Akalay Hayatının Dönüm Noktasını Açıkladı

Geçtiğimiz gün samimi bir röportaj veren Birce Akalay hayatının dönüm noktasını açıkladı. İşte ünlü oyuncunun o röportajı;

 Geçtiğimiz haziran ayında 38 yaşına girdiniz. Farz edin ki 38 yıllık hayatınız 8 bölümlük bir dizi ve her bölümün birer bölüm başlığı, yani dönüm noktaları var. Bu dönüm noktaları neler oldurdu?

– 38 yılımı özetlemeye çalışabilirim elbette, ancak sekiz bölüme ayırabilir miyim bilmiyorum! Dizi hikâyesi olabilecek bir yaşantım olduğunu söyleyemem.

Ama hayatım bir dizi olsaydı, ilk sahneyi mutlaka yeni doğmuş bir kız çocuğundan açardım. Sonra ekranı ikiye böler, diğer tarafa da bir erkek bebek koyar ve altına “Birinci gün, 1-0” yazardım. Çünkü maalesef bu coğrafyada hayata kız çocuk olarak gelmişseniz, eksi 1 olarak başlıyorsunuz hayata.

Bunun dışında, demokrasiye inanan, özgürlükçü bir anne-baba vesilesiyle dünyaya gelmişim. Çocukluk yıllarım okul ve baleden fırsat buldukça bisiklet tepesinde, top peşinde ve sokaklarda geçti. İlk ergenlik yıllarım da buna dahil.

Her insan gibi benim de ilk dönüşümüm ilk aşkımla oldu. O dönemki hislerimi çok net hatırlamamakla beraber, aşk hissinin tüm kimyamı ele geçirdiğini ve ilk öpücükten sonra sokakta dünyanın en mutlu kız çocuğu olarak yürüdüğümü, kalbimin ise yerinden çıkmak üzere tüm hızıyla çarptığını hatırlıyorum.

 İkinci dönüm noktası?

– İkinci dönüm noktası; sakatlanışım ve bale hayatımın bitmesi. Tüm dünyam kararmıştı ve “Bir daha asla hayal kurmayacağım” demiştim kendime. Çünkü hayatta en çok istediğim şey bir “prima donna”, yani baş balerin olabilmekti. Bir de bale okulum olmasını çok istiyordum. Hatta aile dostlarımız “Ne olacaksın?” diye sorduklarında ailece hep bir ağızdan aynı yanıtı veriyorduk.

Demişler ya, “Her şerde bir hayır var”. Sakatlanmamla birlikte rotamı şanssız bir özel okul denemesinden sonra hızlıca güzel sanatlar lisesine çevirdim. En azından lisede tiyatro okursam çok sevdiğim sahneden ayrı kalmam diye düşündüm.

 Baleyle ilgili yapılan son dönem dizilere hiç denk geldiniz mi? Gerçekten balenin dünyası bu kadar karanlık ve hırs dolu mu?

– Kişisine göre değişir ama ben şahit olmadım. Biz hep sevgiyle büyütülmüş çocuklardık. Yarışımız kendimizleydi. Karanlık ve kötücül hırslarla bezenmemiştik. Bale bir spor değil, bir sanat. Dolayısıyla oyunculukta olduğu gibi iyi insan olmak elzem. Ayrıca hırsın da kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum. Elbette fazlası zarar, her şey gibi. Yarışınız başkalarıyla değil, kendinizle ise hırs bir üst aşamaya götürmekte faydalıdır. İnsanı disiplinli tutar.

 O zaman 38 yılın diğer dönem noktalarıyla devam edelim…

– Başka bir dönüm noktam ve aynı zamanda hayal kırıklığım, profesyonel çalışma hayatımdaki ilk dizimde fena halde başarısız olmam! Hoş, işin kendisi de başarısız olmuştu ama payıma düşeni gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Bir-iki başarısız başrol denemesinden sonra dizilerden bir süre elimi eteğimi çekip okuluma devam ettim. Hep derim, eğer o işler tutsaydı ve hızlıca bir yerlere gelseydim, belki o yaşta hazmetme sorunu yaşayabilirdim. Böylece insanın kendini geliştirme yolculuğunun ölene dek süreceğini de çok daha geç öğrenebilirdim.

Diğer dönüm noktam ise televizyona geri döndüğüm “Yer Gök Aşk” dizisi. Kendimi artık hazır hissediyordum ve işin kendisi de o kadar sürükleyiciydi ki, içinde olmayı çok arzuluyordum. Nermin Eroğlu ile ilk görüşmemizde beni aslında diğer kız kardeş rolü için düşündüklerini söylemişti.

Ancak ben Havva rolüne o kadar âşık olmuştum ki, iki role de “audition” vermek istediğimi söyledim ve Havva’yı öyle aldım. Kariyerimde Havva olmasaydı büyük bir boşluk olurdu. Son dönüm noktam da “Kuş Uçuşu” ve “Mezarlık”. Dijital platformdaki ilk işlerim.

Kariyerimde benim onları beslediğim kadar onların da beni beslediğini bilmek ve bir başka aşamaya geçirdiklerini hissetmekten mutluluk duyuyorum.

◊ Ses getiren popüler yapımlardan sonra bir ara Haliç Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmışsınız. O nasıl bir deneyimdi?

– Konservatuvar döneminden çok sevdiğim hocam Meral Tokgöz’ün bir gün “Hadi sonsuza dek seni bekleyemem, yapıyorsun bu işi!” demesiyle, biraz ani bir şekilde kendimi yeniden okulda buldum. 2 yıl boyunca iyi-kötü çok şey öğrendim. Öğrencilerimle 10 numara 5 yıldız bir iletişimimiz vardı. Ama şartlar öyle gelişmedi. Zaten başka neden yaparsın ki böyle bir şeyi?

◊ Birbirinden farklı ama her ikisi de güçlü kadın karakter başrolüyle şu an en çok konuşulan oyunculardan birisiniz. Lale ve Önem karakterleri ne ifade ediyor sizin için?

– İkisi de çok fazla benden notalar barındırıyor. Bazen mesleki, bazen karakteristik özellik olarak bana o kadar çok benzeyen yanları var ki… Bunu gururla söyleyebiliyorum, güçlü ve dayanıklı bir kadınım. Her şeyden önce ailem tarafından böyle yetiştirildim.

Bu nedenle kendimden çok fazla şey katabildiğim bu roller benim için çok özel oldu. Güçlü ve direnişte kalabilmek için gösterdikleri çaba, yollarına çıkan engelleri aşma yöntemleri ve iyi insan oluşları beni çok etkiledi. Onların yerinde olsam, ben de hep aynısını yapardım. Dolayısıyla bu iki kadın karakterle gurur duyuyorum.

◊ “Kuş Uçuşu” dizisindeki karakterin dünyasını aslında 20’li yaşlarınızın başında bir kanalda spor spikerliği yaparken deneyimlemişsiniz. Neler hatırlıyorsunuz o
dönemden?

– Televizyonda çalıştığım birim spor servisiydi. Dolayısıyla aşağı yukarı 20 erkekle beraber çalışıyordum. Rekabeti sevmem, inanmam ama o birimde rekabet edebileceğim kimse de yoktu zaten. Çaylak olarak işe başlayıp her şeyi mutfağında hevesle öğrenen biriydim. Profesyonel iş dünyasında hırs ve ön plana çıkma yarışlarına sıkça rastladım. İnsanlardan genelde uzak durduğum için -ki bu hâlâ böyledir- bana pek zararı dokunmadı.

◊ Bulunduğunuz sektörün fazla erkek egemen olduğunu düşünür müsünüz? Bir kadın oyuncu olarak daha fazla kadının çalıştığı yapımlarda olmak ister miydiniz? İleride dizilere yapımcı olarak da girmek gibi planlarınız var mı? 

– Ben dünyanın erkek egemen olduğunu düşünüyorum, kaldı ki sektörümüz… Meseleye sadece kadın-erkek eşitliği üzerinden değil, vicdan ve adalet duygusu üzerinden bakmakta fayda var.

Yapımcılık konusuna gelince… Aslında bir yapım şirketim var. Markamı kurarken onu da kurdum. Hatta ismi “Bad Works”. İlk önce kendi markama içerikler üreteceğim, sonrasına yolda karar vereceğim. Ölmeden önce mutlaka yönetmenlik yapmak istiyorum.

◊ Bir röportajda, “Bir yanım aşırı derecede unutkan, diğer yanım ise bazı anları en ince ayrıntısına kadar hatırlıyor” demişsiniz ya, bu ilgimi çekti. Hafızayla ilgili şöyle bir teori vardır: Herkes aslında olayları kendi penceresinden hatırlar. Bazı anları da bile isteye hatırlamayız. Katılır mısınız? 
– 26 yıllık arkadaşım bana bunca yıldır “Balık” diyor. Bazı kesimlerde ise lakabım “Dori”. Şimdi siz düşünün gerçekten ne derece unutkan olduğumu! Ama unutmamam gereken hiçbir şeyi de unutmam.

GEÇMİŞE GİDERDİM ÇÜNKÜ…

 İki kapı var. Biri geçmiş yıllardan birine, diğeri de gelecek yıllardan birine açılıyor. Hangisini tercih ederdiniz ve neden?

– Ben hep geçmişe gitmeyi arzulayanlardanım. İnsanoğlu her çağda acımasız elbette ama kötülüğün ve acımasızlığın bu kadar yaygın olmadığı eski çağlardan birinde huzurlu bir yerlerde yaşamayı isterdim.

 Anda kalmak ve farkındalık kavramlarıyla aranız nasıl? Özel bir şey yapıyor musunuz? Yoksa akışta mısınız?

– Gençlik yıllarımız elbette çok heyecanlı, hareketli, hayatla birlikte savrularak ve anlamaya çalışarak geçti. Şimdilerde ise acı-tatlı hiçbir anı kaçırmadan, yüksek bir farkındalıkla yaşamaya çalışıyorum. Ama elimden geldiğince…

Böyle yaşamayı çok seviyorum, her koşulda iyi ve pozitif düşünmeye gayret ediyorum. Sarsıldığım zamanlarda ise kendimle kalmayı, uzun uzadıya düşünmeyi, kafamı boşaltmak için uzun saatler müzik dinlemeyi ve kitap okumayı seviyorum.

 Annenizin hediye ettiği Meryem Ana kolyesinin aynısını bulma arayışı sizde mücevher tutkusunu tetiklemiş. Hatta bildiğim kadarıyla gittiğiniz her şehirden Meryem Ana madalyonları toplamaya başlamışsınız. Bu tutku sayesinde bir marka da yarattınız…

– Evet, Meryem Ana benim için özel bir figürdür. Uğuruna ve koruyuculuğuna inanırım. Annemin hediyesini kaybetmem sonrasında da gittiğim her şehir ve ülkeden toplamaya başladım. Bu sembol bana huzur veriyor.

 Kuzey Ege’ye sık sık gidiyorsunuz. Orada en sevdiğiniz yerler neresi? O tarafın en çok sevdiğiniz yanları neler? Mesela doğal oluşu mu? 

– Kuzey Ege benim için bakirliğini hâlâ koruyabildiği için çok özel. Oranın bozulmasını asla ama asla istemiyorum. Çünkü bir tek orada her şeyi unutup yalnız kalabiliyorum. Mahremiyetimi doya doya yaşayabildiğim nadide yerlerden biri. En sevdiğim işletme ise arkadaşım Dilara Karabay ve sevgili kızı canım Dila Demir’in ev sahipliğini yaptığı Simurg Inn. Orası benim ikinci evim, yuvam gibi.

ŞİMDİLERDE AŞKI İNCE ELEYİP SIK DOKUYORUM

 Genelde oyuncular aşka dair sorulara yanıt vermeyi pek tercih etmez. Ama ben farklı açıdan soracağım: Aşka bakış açısının yaş aldıkça ve ilişki deneyimi kazandıkça farklılaştığını düşünürüm. O yüzden ilk evliliğinizden bu yana aşka dair nasıl değişimler oldu fikir pencerenizde? 

– Aşk her yaşta başka güzel. Benim için de -elbette herkese olduğu gibi- yıllar içinde aşka bakış açım, ondan beslenme biçimim değişti. Şimdilerde her şeyi olduğu gibi, aşkı da daha ince eleyip sık dokuyorum. Aşkta beklentisizlik çok önemli. Arkadaşlık ve dostlukta da öyle. İnsanlar her şeyi istedikleri için yapmalı. Olması gerektiği için ya da beklentileri karşılamak için değil! Aksi halde bu durum ilerleyen zamanlarda mutsuzluklara neden oluyor.

Bir de aşk ister istemez insanın kimyasını değiştiriyor. O ruh halindeyken her şeyi yapabilirmişsiniz gibi geliyor. Çoğu insan bu nedenle olmadığı biri gibi davranabiliyor aşk uğruna. Bence her daim olduğun gibi olmakta fayda var. Ne demiş Mevlânâ: “Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün.”

 Instagram ve benzeri mecralar insanlara o kadar çok profil seçeneği sunuyor ki, bu yüzden ilişkiler “kaydırmalı” bir hale, yani “bu olmazsa diğeri olur” mantığıyla ilerlemeye başladı. Gözleminiz nedir bu konuda?

– Hızlıca tüketmeye ve hemen yenisini almaya çok ama çok alıştığımız bir tüketim çağındayız. Bir dost sohbetinde “tüketmek” kelimesinin ne kadar korkunç bir kelime olduğunu uzun uzun konuşmuştuk. Ve biz bu ismi bir çağa verdik, çok kötü.

Ayrıca hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, yapay, alternatif sanal dünyalarımız var. Bu durum bana son derece itici geliyor. Haliyle ilişkiler de böyle yaşanıyor.

Ben eşyaları bozulunca tamir eden, hâlâ söküğünü diken bir insanım. Bakış açımı buradan anlayabilirsin diye düşünüyorum.

 Peki bu yazı nasıl geçireceksiniz? Planlı programlı mı yoksa spontane ve kafanıza
göre mi ilerleyecek yaz? 

– Bu yaza “karınca yazı” diyorum ben. Yıllardır her yaz uzun uzun dinlendim, çok şükür. Bu yazı ara ara tatiller yapıp ağırlıklı olarak çalışarak geçireceğim.

Ergül Miray Şahin’den Samimi Açıklamalar

Ergül Miray Şahin, Kanal D’nin sevilen dizisi “Seversin”de Nazlı olarak izleyici karşısına çıktı. Geçtiğimiz gün röportaj veren Ergül Miray Şahin’den samimi açıklamalar geldi. İşte ünlü oyuncunun o röportajı;

 Kanal D’nin sevilen dizisi “Seversin”de Nazlı karakterini canlandırıyorsunuz, senaryo size geldiğinde ‘bu dizinin içerisinde olmalıyım’ dediğiniz nokta neresi oldu?

– İlk etken yönetmenimiz Serdar Gözelekli ile tekrar çalışmaktı. Nazlı’nın bu zamana kadar oynadığım bütün karakterlerden farklı olması beni heyecanlandırdı. Artı olarak kendi hikayesinin de belli bir matematikte ilerlemesi, kendisiyle eğlenebilen bir iş olması da bana keyifli geldi.

İYİ BİR SENARYOYSA KOMEDİ DE DRAM DA ÇOK KEYİFLİ

 Canlandırdığınız karakterle benzer yanlarınız var mı? Nazlı gibi hırslı, tuttuğunu koparan biri misiniz?

– Nazlı; olduğum, savunduğum her şeyin tam tersi. İradeyi ele geçiren seviyede bir hırs mümkün değil benim için. Üşenirim, sıkılırım. Hayalini kurduğum şeyler için çalışırım ama olmazsa da ‘vardır bir hayır’ derim. İmreneceğim bir başarı görünce üzülmem, beni bekleyen başka bir hikaye var demek ki diye düşünürüm. Birileri hak etmeden kırılacaksa hırsım için bunu göze almam.

 Dram ağırlıklı diziler mi? Komedi mi? Hangisinden daha çok keyif alıyorsunuz?

– İyi bir senaryo ve iyi bir ekip olduktan sonra ikisi de keyifli bence.

 Rolünüze hazırlanırken ön hazırlık yaptınız mı?

– Nazlı gibi manadan çok biçime kıymet veren, vaktinin çoğunu sosyal medyada geçiren ve orada kurduğu kimlik için yaşayan, lüks düşkünü, gerçekten yaşamak ve bütün renkleriyle şu dünyayı seyretmek ne demek bilmeyen o kadar çok insan var ki zaten hali hazırda gözlemlediğim insanları referans almam yeterli oldu.

 Oyunculuktaki kariyer hedefiniz nedir? 

– Her geçen yıl daha keyif alabildiğim işlerin içinde yer alıyorum. Bu ritim bozulmadan ilerlese keyifli bir yolculuk olur benim için. Tiyatro yapısı gereği bana çok hitap etmiyor, üreten taraftan bakınca ben sinemada olmayı tercih ediyorum. İşlerini takip ettiğim yönetmenlerle çalışmak isterim.

 Eğlenceli bir hikayeniz var, siz de diziyi çekerken eğleniyor musunuz? Setin en komiği kim desek?

– Nazlı’yı oynamak çok eğlenceli zaten. Ekipte de herkes çok tatlı, muhabbetimiz çok keyifli. Çalışmak da keyifli oluyor dolayısıyla. Setin ilk gününden itibaren yıllardır beraber çalışıyor gibiydik, böyle hissedebilmek çok kıymetli. En komik kesinlikle Zeynep Kankonde.

 Diziden arta kalan zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?

– Kınalıada’ya gidiyoruz sık sık. Uzun yürüyüşler yapıyoruz, yaz kış denize giriyoruz, günbatımını izliyoruz. Orası olmazsa Validebağ Korusu’na gidiyorum. Üsküdar sahilde günbatımını yakalıyorum mutlaka. Evdeysem örgü örüyorum, mahallemin kadınlarıyla kurduğumuz kolektif bir markamız var; ‘Hosh Hood’, onun için çalışıyorum. Çalışırken kitap okumayı, Film izlemeyi ve çizim yapmayı ihmal edebiliyorum. Onlara küçük de olsa vakit ayırmaya çalışıyorum.

◊ Planlı biri misiniz yoksa hayatı akışına bırakanlardan mısınız?

– Değişkenim bu konuda. Yakın zaman için planlıyım ama daha ilerisi için akışına bırakıyorum. Çok planlı olmak sıkıcı bence. Dünyanın büyülü olduğuna inanıyorum. Gönlünü temiz tuttuktan sonra gelecek her maceranın hayırlı olacağını biliyorum ve o sürprizleri beklemek hoşuma gidiyor.

 Sosyal medya ile aranız nasıl? Dizi ile ilgili gelen yorumları takip musunuz?

– Pek iyi değil. Arkadaşlarım biraz daha aktif olmam için destek oluyorlar bana zaman zaman. Yorumları da çok takip edemiyorum bu nedenle. Genelde sette sohbetlerimizde duyuyorum bir şeyler, öyle haberdar oluyorum.

Melek Mosso: Hergün Bir Şehirdeyiz

Son dönemin popüler isimlerinden biri olan Melek Mosso, bayramın üçüncü gününde Kıbrıs’ta sahne aldı. Ayda 25 konser verdiğini söyleyen Melek Mosso, “Her gün bir şehirdeyiz, evime bile gidemiyorum” şeklinde konuştu.

Rıza Kocaoğlu ve Selin Işık Tatile Çıktı

İlgiyle izlenen ‘Çukur’ dizisindeki ‘Aliço’ karakteriyle adından söz ettiren Rıza Kocaoğlu, geçtiğimiz aylarda Selin Işık ile yeni bir aşka yelken açmıştı. Rıza Kocaoğlu ve Selin Işık tatile çıktı. İkili, geçtiğimiz gün tatile çıktıkları Çeşme’de görüntülendi. Kocaoğlu, kendisiyle aynı plajda eğlenen eski sevgilisi Hazal Subaşı ile pişti oldu.

Objektiflere Yakalandılar

TV8’de yayınlanan ‘2. Sayfa’nın haberine göre; arkadaş grubuyla eğlenen ikili, birbirini öpücüklere boğmuştu. Etraftakilere aldırış etmeyen Kocaoğlu’nun, Alptekin’e sık sık sarılmıştı. Hatta oyuncunun samimiyetinden rahatsız olan Alptekin’in, bir ara Kocaoğlu’nu elinden ittiği ileri sürülmüştü. İkilinin yanında olan oyuncu Kadir Çermik ise basın mensuplarını görünce arkadaşlarını uyarmıştı.

“Arkadaşım Olur”

Arkadaşlarının ardından mekandan çıkan Kocaoğlu, ilişki soruları karşısında espri yaparak konuyu kapatmaya çalışmış, muhabirlerin “Sizi sarmaş dolaş görüntüledik” demesi üzerine “Görüntüleyin” demekle yetinmişti. Konuyla ilgili daha sonra açıklama yapan ünlü oyuncu, yönetmen Burcu Alptekin ile aşk iddialarına, “Öyle bir şey yok. Aşk yok zaten hayatımda, kendiniz yazıp çizdiniz. Kendisi benim arkadaşım olur” demişti.

Başbaşa Yemek Yediler

Rol aldığı dizi ve filmlerin yanı sıra özel hayatıyla da konuşulan Rıza Kocaoğlu’nun, geçtiğimiz Nisan ayında yeni bir aşka yelken açtığı ortaya çıkmıştı. 43 yaşındaki oyuncu, yeni sevgilisi Selin Işık’la (35) Cihangir’de bir mekanda baş başa yemek yemişti.

Rıza Kocaoğlu ve Selin Işık Tatile Çıktı

Rıza Kocaoğlu, tüm bunların ardından sevgilisi Selin Işık ile birlikte Çeşme’de tatile başladı. Önceki gün Aya Yorgi’de bir plajda kameralara yansıyan Kocaoğlu ile Işık, birlikte denize girdi.

‘Çukur’ dizisindeki fit halinden eser kalmayan oyuncu, aldığı kilolar ile dikkat çekti.

Eski Sevgilisiyle Pişti Oldu

Kocaoğlu, sevgilisi Işık ile birlikte deniz ve güneşin tadını çıkarırken; eski sevgilisi Hazal Subaşı da yakın arkadaşı Gizem Karaca ile aynı mekanda eğlendi.

Birbirlerinden ayrı köşelerde vakit geçiren Subaşı ve Kocaoğlu, daha sonra localarına gittiler.

Rıza Kocaoğlu Kimdir?

Seda Sayan ve Çağlar Ökten’den Dudak Dudağa Paylaşım

24 Nisan’da müzisyen Çağlar Ökten ile Beşiktaş’ta lüks bir otelde nikah masasına oturan Seda Sayan, düğünlerinden hemen sonra balayı için Paris’e gitti. Paris dönüşü Türkiye’ye dönen çift şimdilerde ise Hollanda’da bayram tatili yapıyor. Seda Sayan, Hollanda tatilinden eşi Çağlar Ökten ile romantik pozlarını paylaştı. Seda Sayan ve Çağlar Ökten’den dudak dudağa paylaşım.

Kocasıyla Estetik Yaptırdı

Özel hayatıyla olduğu kadar yaptırdığı estetiklerle de gündemden düşmeyen Seda Sayan, yeniden ameliyat masasına yatmıştı. Eşi Çağlar Ökten’in de kendisine eşlik ettiği Sayan, o anlarını sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Çağlar Ökten saç ektirirken, Seda Sayan silikonlarını yeniletmişti. Seda Sayan’ın paylaşımına binlerce yorum yağmıştı.

Seda Sayan’dan Aşk Dolu Kutlama

Mutluluk pozlarını sık sık takipçileriyle paylaşan Seda Sayan, 35 yaşına basan eşi Çağlar Ökten’in yeni yaşını kutlamıştı. Peş peşe fotoğraflar yayınlayan ünlü şarkıcı, gönderisine; “İyi ki doğmuşsun iyi ki. Ömrüme hoş geldin sevgilim” notunu düşmüştü.

Instagram’ın hikayeler bölümünden bir paylaşım yapan Sayan, eşi Ökten’in ‘İyi ki doğmuşsun gülüşünü sevdiğim. Ömrüme hoş geldin’ notunu düştüğü fotoğrafını nazar boncuğu ve kalp emojisi ile paylaşmıştı.

Ökten’in Ailesiyle Buluştu

Sayan, geçtiğimiz haftalarda da düğünlerine katılamayan kayınvalidesi ve kayınpederiyle buluşmuştu. Mersin’e giden Sayan, Çağlar Ökten’in oğlu Artur’la da tanıştı. Sayan, ziyaretten çekilen fotoğraflarını sosyal medya hesabından yayınlamıştı.

Seda Sayan, kayınvalidesi Hicran Ökten ile fotoğrafını da ‘Canım Hico’m’ notuyla Instagram hesabından paylaşmıştı.

Seda Sayan ve Çağlar Ökten’den Dudak Dudağa Paylaşım

Son olarak Hollanda tatiline çıkan çiçeği burnunda çiftten gelen paylaşım sosyal medyayı salladı. Seda Sayan’ın, ‘Sevgilimmm’ notuyla paylaştığı dudak dudağa poz, yorum yağmuruna tutuldu.

Seda Sayan kimdir?

Çağlar Ökten Kimdir?

Ece Erken: Korkunç Bir Boşluk Var İçimde

Ünlü sunucu Ece Erken’in eşi Şafak Mahmutyazıcıoğlu, Yeşilköy’de sahibi olduğu restoranda 27 Ocak akşamı uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Eşinin vefatının ardından zor günler geçiren Erken, Mahmutyazıcıoğlu’nun doğum gününde duygusal bir mesaj yayınladı. Ece Erken “Korkunç bir boşluk var içimde” notunu düştü.

“En Büyük Sebebim Senin”

Bir süredir içine kapanan sadece sosyal medya aracılığıyla sevenleriyle iletişime geçen Ece Erken, geçtiğimiz aylarda oğlunun doğum gününü kutladığı bir paylaşım yapmıştı. Instagram sayfasından Eymen’in fotoğraflarını peş peşe yayınlayan Erken, şu mesajı yazmıştı:

Bazen hayat seni bulunduğun yerden alır, başka bir yere koyar. Ve der ki; buradan devam et… Ediyorum ve en büyük etme sebebim Rabbimin emaneti biricik oğlum… Senin enerjin, senin gülen gözlerin, senin sevgin olmasaydı ne yapardım, nasıl aşardım bilmiyorum. Şu an hayata tutunuyorsam en büyük sebebim sensin. Güçlü olmamızı Şafak abin de isterdi, seni yetiştirirken bana büyük destek oldu, Allah tekrar razı olsun ondan. İnşallah sen de adam gibi adam olacaksın, dürüst, iyi insan olacaksın gözümün nuru. Seni çok ama çok seviyorum, Rabbim güzel, mutlu, sağlıklı günlerini görmemi nasip etsin, iyi insanlarla karşılaştırsın. Yarın doğum günün, iyi ki doğdun, iyi ki… Nice mutlu senelere. 7 Nisan 2015…

Ünlü ismin binlerce beğeni alan bu gönderisine, başta ünlü isimler olmak üzere birçok takipçisinden yüzlerce “doğum günü kutlu olsun” yorumları yağmıştı.

Ekranlara Dönüyor

Erken, önceki haftalarda bir takipçisinin “Ekranlara dönmeni dört gözle bekliyorum. Ne zaman göreceğiz seni ekranlarda?” sorusuna yanıt vermiş, ekranlara döneceği müjdesini; “Magazin programı değil. Görüşmeler var, az kaldı” sözleriyle duyurmuştu.

Doğum Gününü Kutladı

Eşinin vefatının ardından zor günler geçiren Erken, Mahmutyazıcıoğlu’nun doğum gününü yürek burkan bir mesajla kutladı. Kısa bir süre önce reddi miras yaptığını açıklayan ve ‘Mahmutyazıcıoğlu’ soyadını da sosyal medyadan silen Ece Erken, daha önce eşiyle çekilen fotoğraflarını Instagram’dan paylaştı.

Ece Erken: Korkunç Bir Boşluk Var İçimde

Duygusal bir yazı kaleme alan ünlü sunucu, gönderisinde şu ifadelere yer verdi:

Bugün 13 Temmuz… Canım eşimin doğum günü. Hayat ne kadar devam ediyor gibi görünse de korkunç bir boşluk var içimde ve hiçbir zaman geçmeyecek bir boşluk… Çok özlüyorum… Birlikte yaptığım şeylerde artık tek başımayım, aslında ölüm geride kalanlar için… Keşke son kez sarılabilseydim… O kadar çok keşkem var ki ne söylesem hep eksik… Hasretle, özlemle anıyorum Şafak’ımı… İyi ki doğmuşsun, iyi ki senin gibi adam gibi adamı tanımışım. Beni eksik bırakıp gittin Şafak’ım, elbet kavuşacağız.