Kaan Tangöze’nin eşi Kıvılcım Ural dün bir röportaj verdi. Kıvılcım Ural’dan samimi açıklamalar geldi. İşte o röportaj;
◊ Yeni tekliniz ‘Ben Vazgeçmezsem’in nasıl bir hikâyesi var?
Sözleri güçlü olmakla, hayat ne kadar yorarsa yorsun zorlukların üstesinden gelmekle ilgili… Dinleyen insan kendinde o gücü bulsun istedim. İnsanlardan güzel mesajlar aldım; şarkı bir şekilde onlara pansuman olmuş.
◊ Şarkıya eşinizin katkısı oldu mu?
Birlikte hazırlamadık. Kendi şarkılarımı kendim yazıyorum. Zaten kendi hikâyelerimi anlatayım diye şarkı
söylüyorum. Evde ikimizin de ayrı çalışma alanı var. İster istemez birbirimize kulak verip fikir alıyoruz. Söylediklerini dikkate alıyorum çünkü o bir üstat. Ayrıca çok objektiftir. Ama her zaman da sormam.
◊ Çıkacak albümde bestesi var mı?
Yok, onlar da yeni albüm hazırlığındalar. Bir albüm evi yani evimiz (gülüyor). İlayda da (kızı) “Bu da benim şarkım” diyor. O da “Sahneye çıkacağım” diyor. Çünkü onun için çok normal. Hem babanın hem annenin konseri var. ‘O zaman herkes konser yapabilir’ diyor çocuk.
◊ Eşinizin çok tanınan bir müzisyen olması sizde kendi müziğinizi duyurmak adına baskı yaratıyor mu?
Aramızdaki 17 yaş farktan dolayı ilişki anlamında değil ama müzikal anlamda bir baskı oluyor. Müzik yolculuğuna ‘Kaan Tangöze’nin eşi’ olarak çıkmak istemedim. Ben lider ruhluyum, Koç burcuyum, kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum.
◊ Müziğe ilginiz ne zaman başladı?
Babam (Fikret Ural) Mavi Işıklar grubunun gitaristiydi. Daha yeni kaybettik kendisini. Evde hep gitar çalardı ama benim gitara el sürmem yasaktı. İstemezdi müzik yapmamı.
◊ Nasıldı ilişkiniz?
İlişkimiz çok güzeldi, arkadaş
gibiydik.
◊ İsminizi de Aysel Gürel koymuş…
Aysel Gürel ‘Her Şeyi Yak’ şarkısını yapıyor. ‘Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak’… Babamı da adımı ‘Kıvılcım’ koyması için ikna ediyor. Yıllar sonra Kaan da o şarkıyı cover’ladı.
◊ Rock’çıların çılgın bir hayatı olduğu düşünülür. Sizin evde hayat nasıl geçiyor?
Öyle ‘rock’n roll’ bir hayatımız, çılgın partiler, sabaha kadar eğlenceler yok. İlayda’yla oyun oynayarak geçiyor vaktimiz. Bizim eğlencemiz konserler; ara sıra da tatile gidiyoruz. Konserlerde ben Kaan’a eşlik ediyorum. İlayda çok uyumlu, bazen o da geliyor.
◊ Duman fanlarıyla ilişkiniz nasıl?
İyi… Kaan’ın sosyal medya hesabı yok, o nedenle bana ulaşıyorlar. “Öğrenciyiz, durumumuz yetişmedi” diyorlar. Elimden geldiğince destek oluyorum. Çünkü gözlerinde gerçekten o sevgiyi görüyorum.
◊ Magazinin yoğun ilgisi bunaltıcı oluyor mu?
Ben özgürlüğüme çok düşkünüm. Ama artık sadece magazincilerin değil, herkesin elinde kamera var. Bir yere gittiğinde, bir şey konuşurken dikkat etmen gerekiyor. Sokakta tartıştığımız olur bizim. Biz öyle pembe gözlükler takan, minnoş, hiç tartışmayan çiftlerden değiliz. Tartışırsak tartışıyoruz, sarılırsak da sarılıyoruz; ikimiz de sahtekârlığı sevmiyoruz.
◊ Bodrum’da denizde çekilen fotoğraflarınıza sosyal medyada beğeniler geldi. Güzellik sırlarınız var mı?
Haftada üç gün spor yapıyorum. Kilo vermeye değil, mevcudu korumaya, üzerine eklemeye çalışıyorum. Spor yapınca kendimi iyi hissediyorum. Kalabalık sofraları çok severim ama her şeyden azar azar yerim.
Kokuya ve temizliğe çok önem veririm. Konser için makyaj yapınca hemen eve gidip yıkayayım isterim.
Sadece o da değil; gece 3.30’da elektrik süpürgesi de çalıştırırım. Evim temiz olmalı, ben öyle uyumalıyım.
◊ Ailenizle birlikte ne yapmaktan mutlu oluyorsunuz?
Kaan’la baş başa olmak, sessizliği beraber yaşayabilmek. Konuşmak güzel ama o sessizliği sıkılmadan geçirebildiğiniz zaman ‘Güzel bir noktadayız’ diyorsunuz. İlayda bizim merkezimiz. Çocukla hem küçülebilmen hem de ondan daha büyük olman lazım. Kaan bu konuda çok iyi. Dışarıdan ‘rock star’, vurdumduymaz görünüyor ama babalık işini gerçekten ustalıkla yapıyor.
