Ünlü Sanatçı Ahmet Kaya Kimdir?

 Babası Sümerbank fabrikasında mensucat işçisi olarak çalışmıştır. Altı yaşında iken babası ona bir bağlama almıştır. İlkokulu Malatya’da okuyan Ahmet Kaya okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde, ya plakçı da ya da tanıdıkların minibüsünde çalışıp ailesine destek olurdu. Dokuz yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği işçi bayramı gecesinde kendini sahnede bağlama çalarken bulmuştur. Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam için ailesi ile birlikte İstanbul’a göç eder . 1972 yılında İstanbul’da Kocamustafapaşa’ya yerleşmişlerdir ve Ahmet Kaya, ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle okulu bırakıp işportacılık, çıraklık gibi çeşitli vasıfsız işlerde çalışmaya başlamıştır. Liseyi dışarıdan bitirmeye karar verir ve bitirir sonra da Eğitim Enstitüsü’nün Keman bölümünü kazanır.

16 yaşında yasak afiş basmaktan hapse atılmıştır daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği’nin çalışmalarına katılmıştır. Bu çalışmaları sırasında birçok etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti. Kendi başına öğrendiği için herhangi bir metoda ya da öğretiye benzememektedir Ahmet’in çalış sitili.

1978 yılında Gelibolu’da askerlik yapmıştır, bu arada orkestrada müzik çalışmalarını sürdürmüştür. Askerlik dönüşü Emine Kaya ile tanışıp evlenmiştir. 1982 yılında kızları Çiğdem dünyaya gelmiştir.


Yusuf Hayaloğlu İe Tanışma

Gülten Hayaloğlu ile evlendikten sonra kardeşi Yusuf Hayaloğlu ve onun yazdığı şiirleriyle tanışır. Sözlerinin bir çoğu Yusuf Hayaloğlu’na ait olduğu Yorgun Demokrat adlı albümü 1987 yılında çıkmıştır. 1988 senesinde sadece iki şarkının söz yazarlığını Hayaloğlu’nun yaptığı ve diğer sözlerin bilinen şairlerin şiirlerinden oluşan Başkaldırıyorum albümü çıkar. Sonrasında 1989 yılında sadece bağlama ve vokalinden oluşan konserlerinden bir derleme olan Resitaller-1 çıkmıştır. Aynı yıl Osman İşmen’in düzenlemesiyle, sözlerinin büyük kısmını Hayaloğlu’nun yazdığı İyimser Bir Gül albümü çıkar. 1990 yılında Resitaller-1’in devamı niteliğinde olan Resitaller-2 albümü çıkarılır. Aynı yılın Ekim ayında birçok şairin şiirlerinden oluşan Sevgi Duvarıadlı albümünü çıkartır.

Şarkılarım Dağlara albümü basılan 2.800.000 bandrolle rekor kırmıştır ve bu albümde bulunan Özgür Çağrı adlı şarkıda geçen ‘Abin bir gün dağdan döner, sarılırsın yavrucağım’ gibi sözler sebebiyle albümü toplatılır. Konser vermesi birçok yerde yasaklanır. 1990 senesinde Tatar Ramazan ve 1992 senesinde Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziklerini yapmıştır. 1994 senesinde prodüksiyonunu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu’nun üstlendiği, Kanal D’de yayınlanan Ahmet Abi’nin Vapuru programını sunmuştur. Bu program sadece 13 hafta devam etmiştir. Bu programa Nihat Akgün’ün konuk olması ve JET-PA’nın sponsoru olması büyük eleştiriler alır.

İlk Albümü : Ağlama Bebeğim!

28 yaşında 1985 senesine geldiğinde ‘Zamanıdır’ deyip şarkılarını alıp Unkapanı’a gitmiştir. Hiçbir kategoriye girmeyen bu müziğe kimse yüz vermemiştir. Sonraki günlerde arkadaş yardımları olsun kendi olanakları olsun ilk albümünü sonunda yapar. Hatta yayımlandığı yıl albüm sansürlenir ve toplatılır, fakat daha sonra sansürü kaldırılır. İlk albümünün ismi “Ağlama bebeğim”dir. İkinci albümü ise “Acılara Tutunmak”tır. İkinci albümü yayınlandıktan sonra 1985 senesinde Gülten Hayaloğlu ile evlenir. Gülten Hayaloğlu hapishanede idam cezasına çarptırılan Nevzat Çelik’in “Şafak Türküsü” şiirini Ahmet Kaya’ya iletir. Ahmet Kaya, 1986’da piyasaya sürülen “Şafak Türküsü” albümü ile geniş kitlelerce tanınmıştır. 1986 senesinin sonuna doğru da “An Gelir” albümünü çıkarılmıştır. Albümde hemen  hemen tüm şarkıları kendisi bestelemiştir.

Gülten Hayaloğlu ile evlendikten sonra kardeşi Yusuf Hayaloğlu ve onun yazdığı şiirleriyle tanışır. Sözlerinin bir çoğu Yusuf Hayaloğlu’na ait olduğu Yorgun Demokrat adlı albümü 1987 yılında çıkmıştır. 1988 senesinde sadece iki şarkının söz yazarlığını Hayaloğlu’nun yaptığı ve diğer sözlerin bilinen şairlerin şiirlerinden oluşan Başkaldırıyorum albümü çıkar. 1990 Ekim ayında birçok şairlerin şiirlerinden oluşan “Sevgi Duvarı” adlı albümünü çıkartır.

Gülten ve Ahmet çifti, stüdyo ve bir yapım firması kurmaya karar verirler. GAK (Gülten Ahmet Kaya) adını verdikleri bir müzik yapım firması ve aynı adla bir de stüdyo kurmuşlardır.

Albüm çalışmalarına devam ederken aynı zamanda halk konserleri de yapar Ahmet Kaya. Gösterilen ilgi, katılım ve çoşkuya rağmen, ülkenin birçok yerinde ‘sakıncalı’ bir şarkıcı olarak görülmektedir. Dinleyicisiyle buluşamamak onu çok üzmektedir.

Başı, ara sıra derde girer, birçok yerde konser verememe ile birlikte albümleri ‘sakıncalı’ bulunup kısmen de olsa toplatılır. Bu süreç şarkılarına yansımıştır. Bu olaylar yüzünden yeni albümünün adı ‘Başım Belada’dır.

10 Şubat 1999’da Otel kongre salonunda Magazin Gazetecileri Derneği’nin Princess tarafından düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü almıştır. Ödül konuşmasında: “Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını biliyorum.” dedi. Bunun sözleri üzerine davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, küfür etmeye ve kendisine  kaşık, çatal gibi çeşitli materyaller fırlatmaya başladılar. Kaya, MGD görevlileri tarafından kongre salonundan olağandışı koşullarda otelden çıkartıldı.

Bu olayın hemen ardından Ahmet Kaya’nın 1993 senesinde Almanya Berlin’de Kürt İşadamları Derneği’nin düzenlediği bir gecede konser verdiği iddia edilen fotoğrafların Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanması üzerine “Bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Ahmet Kaya 1999 senesinde mahkeme heyetine yaptığı savunmada bu iddialara yönelik olarak “İddianamenin suçlamaya esas aldığı, Hürriyet Gazetesi’nin 14 Şubat 1999 tarihli sayısında yer alan “Ayıp Ettin Gözüm” başlıklı haber gerçekleri yansıtmamaktadır. Yukarıda da belirttiğim gibi, 1993 yılı sonbaharında sanatçı arkadaşım Zuhal Olcay’ın da olduğunu hatırladığım bir Avrupa turnesine orkestramla birlikte katıldım. Berlin dahil Avrupa’nın birçok kentinde bu arkadaşlarımla birlikte konserler verdim. Bu konserler arasında Almanya’da sadece PKK’nın katıldığı ve’ Kürt İşadamları Derneği’ adlı bir kuruluşun düzenlediği ileri sürülen bir konsere katılmadım. Böyle bir derneğin gerçekte var olup olmadığını dahi bilmiyorum. Söz konusu gazete haberi üzerine yaptığım araştırmada 1994 yılı başlarında Berlin’de ‘Demokratik Esnaflar Birliği’ adlı bir kuruluş tarafından düzenlenen bir geceye katıldığımı tespit ettim. Geceyi düzenleyen ‘Demokratik Esnaflar Birliği’ tarafından gönderilen yazıda da belirtildiği üzere, bu gecenin hiçbir örgüt ya da başka bir kuruluşla ilgisi bulunmamaktadır. Bu kuruluş, hatırladığım kadarıyla Berlin’deki tüm yabancı esnafların bir araya gelip oluşturduğu bir meslekî kuruluştur. Savcılık ifademde de belirttiğim gibi, sahne sıram gelinceye kadar sahneyi daha önceden görme şansım yoktu. Sahneye çıktıktan sonra fotoğrafta yer alan pankartı görsem dahi hiçbir şey yapamazdım.

Ahmet Kaya Kimdir? Konseri iptal etmem halinde salonu dolduran ve benim şarkılarımı dinlemek için gelmiş binlerce dinleyicinin haklı tepkisini alacak ve gecenin o atmosferinde, o salondan rahatlıkla ayrılabilmem bile mümkün olmayacaktı; ama sahneden fark ettiğim kadarıyla salonun çeşitli yerlerinde asılı başka pankartlar da vardı; fakat sahne ışıkları ve yüksek spotlardan dolayı benim onların içeriğini de görebilme şansım yoktu. Her zaman olduğu gibi kendi şarkılarımı söyledim ve sahneden ayrıldım. Bütün titizliğime rağmen bu konser sırasında çekilmiş olması mümkün olan fotoğrafın yıllar sonra ve tamamen gerçek dışı bir haberle birlikte kullanılması beni üzdü. Böyle bir fotoğrafın varlığı ve bunun bugüne kadar yayımlanmaması hiçbir ciddi habercilik anlayışıyla bağdaşmaz ve haberin gerçek dışı oluşunu ve başka amaçlara yönelik bir yayıncılık anlayışı olduğunu açıkça ortaya koyar. Bununla ilgili takdiri Sayın Mahkemenize bırakıyorum.” demiştir.  16 Haziran 1999’da Türkiye’den ayrılmıştır ve yargılamaların sonucunda toplam 3 sene 9 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.

Ahmet Kaya Kimdir?

1999 senesinde Münih’de PKK yanlıları tarafından organize edilen konserde ‘‘Arabamı o şerefsizlerin memleketinde bıraktım’’ dediğini iddia eden Hürriyet Gazetesi haberi için hakkında DGM tarafından bir kez daha dava açıldı. 9 Şubat 2000 senesinde Zaman Gazetesi’ne yaptığı röportajda ” Ben 3 tane şerefsizin yüzünden ülkemde arabama bile binemedim dedim” diyerek iddiayı yalanladı. 1999’da Almanya’nın Münih ilinde Barış, Demokrasi ve Özgürlük Festivali adlı organizasyonda söylediği ve içinde “Kürdüz Ölene Kadar, Vallahi biz dostu özledik, Kürdüz sonuna kadar, Vallahi Apo’yu özledik” sözleri geçen şarkısı sebebiyle eleştirildi. 1999 Mart ayında Ordu Valiliği, Ahmet Kaya’nın kasetlerinin kentte toplattırdı, satılmasını ve bulundurulmasını da yasakladı.

Hayatının Dönüm Noktası Ruhi Su İle Tanışması

Ahmet Kaya Kimdir? O dönem, hayranı olduğu Ruhi Su’nun Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bir dinletisine gitmiştir. Dinletiden sonra bir çaresini bulup “Usta”nın yanına ulaşmayı başarmıştır. “Ruhi Su besteleri”ni kendisinin nasıl seslendirdiğini göstermek istemiştir Ruhi Usta’ya. Ruhi Usta’nın şaheserlerinden “Mahsus mahal” adlı şarkıyı çalar. Usta, şarkıyı yarıda kesip Ahmet’in elinden bağlamayı alır ve kızarak “Öyle at teper gibi bağlama çalınmaz, kavga edilmez bağlamayla, bağlama ile meşk edilir.” der. Ahmet, şaşkın bir ifade ile oradan uzaklaşır; ama tabii ki bildiğini yapmaya devam edecektir.

Çok sonraları birkaç arkadaşının yardım etmesiyle Hodri Meydan Kültür Merkezi ve Bilsak’ta konser düzenler ve afişlerinde de Ruhi Usta’ya gönderme yapar: “Bağlama Böyle de Çalınır!”

Şairlerin Şiirlerini Besteledi

İlk dönem albümlerinde ağırlıklı olarak bağlamaya ön plandaydı. Pop, Türk Halk Müziği ve Arabesk kategorisine dahil edilemediği için konser türüne Devrimci Arabesk de deniliyordu. Fakat kendisi müzik tarzının Devrimci Arabesk veya protest olarak tanımlanmasına karşı çıkmıştır. Sözlerini kendisinin yazdığı bestelerle birlikte Attila İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmed Arif gibi tanınmış şairlerin şiirlerini de düzenleyip bestelemiştir. Genellikle şarkılarında toplumsal meseleler işlemiş ve yirmi iki albümünden sadece Kervan diye bir kürtçe parçası vardır ve bir tane de kürtçe açılış vardır.

Ahmet Kaya, 2000 yılında Hoşçakalın Gözüm adlı albümünün kayıtlarını tamamlarken, Paris’in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Bu albümde Karwan isimli parçasını seslendirdi.

Paris’de yaşadığı evde, 16 Kasım 2000 de sabah saat altıda ilaçlarını alırken kalp krizi geçirerek vefat etmiştir. Ahmet Kaya’nın mezarı halen Paris’in Père Lachaise Mezarlığı’ndadır.

Ölümünden sonra, 2002 yılında Ahmet Kaya’nın şarkılarını 20 ünlü sanatçının söylediği “Dinle Sevgili Ülkem” isimli bir albüm çıkarılmıştır.

4 Eylül 2007’de, Türkiye’de kendi ismine açılan tek yer olan, Batman’da Ahmet Kaya Halk Evi açıldı.

1990’da ‘Tatar Ramazan’ Film Müziğini Yaptı

1990 senesinde Tatar Ramazan ve 1992 senesinde Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziğini besteledi. 1994 senesinde prodüksiyonu’nu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu’nun yaptığı, Kanal D’de yayımlanan ve 13 hafta süren “Ahmet Abi’nin Vapuru” programını sunmuştur.

Ahmet Kaya’nın dünya üzerinde en çok merakı olduğu ülkelerden biri Küba’dır. 1993 yılında eşi Gülten, kızları Melis ve birkaç arkadaşıyla birlikte Küba’ya, 1 Mayıs kutlamalarına giderler. Küba’da birçok sanatçıyla ve hükümet çalışanıyla tanışmıştır. Dönüşte Küba’nın ünlü Tropicana grubunu Türkiye’ye davet etmiştir. Davet üzerine Türkiye’ye gelen Tropicana’dan dokuz kişilik bir ekibi kendi evinde de ağırlar ve on altı konserlik bir turne yaparlar. Bu turnenin gelirinin tamamı Kübalı çocuklara bağışlanır. Bu dönemde Ahmet Kaya, Bosnalı çocuklar için, Danimarkalı işçiler için yapılan konserlerde de yer alır. Avrupa’nın hemen her ülkesinde birçok yardım konserleri düzenler.

1994 senesinde Raks Müzik tarafından “Şarkılarım Dağlara” albümü çıkarılır ve albüm 2.800.000 bandrolle rekor kırmıştır. 14. müzik albümü olan bu albümde bulunan “Özgür Çağrı”adlı şarkıda geçen “Abin bir gün dağdan döner, sarılırsın yavrucağım” gibi sözler sebebiyle albümü toplatılır, konser vermesi yasaklanır.

Ahmet Kaya’nın Ölümü

Ahmet Kaya’nın Père Lachaise Mezarlığı 71. bölümdeki mezarı, Paris.

16 Kasım 2000’de, Hoşçakalın Gözüm adlı albümünün stüdyo çalışmalarını yaparken, Paris’in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi geçirmesi  sonucu vefat etmiştir.  17 Kasım 2000’de 30.000’i aşkın kişinin olduğu törenle Paris’in Père Lachaise Mezarlığı 71. bölüme defnedildi.

ALBÜMLERİ

  • 1984: Ya Rıza Şimdi
  • 1985: Ağlama Bebeğim
  • 1985: Acılara Tutunmak
  • 1986: An Gelir
  • 1986: Şafak Türküsü
  • 1987: Yorgun Demokrat
  • 1988: Başkaldırıyorum
  • 1989: Resitaller-1
  • 1989: İyimser Bir Gül
  • 1990: Resitaller-2
  • 1990: Sevgi Duvarı
  • 1991: Başım Belada
  • 1992: Dokunma Yanarsın
  • 1993: Tedirgin
  • 1994: Koçero (Selda Bağcan ile)
  • 1994: Şarkılarım Dağlara
  • 1995: Beni Bul
  • 1996: Yıldızlar ve Yakamoz
  • 1998: Dosta Düşmana Karşı
  • 2001: Hoşçakalın Gözüm