Ana Sayfa Blog Sayfa 579

Burak Sergen ‘den Çarpıcı Açıklamalar: “Entübe Oldum…Aldatıldım…”

0

Geçtiğimiz sene Covid 19 ‘a yakalanıp ölümlerden dönen usta oyuncu Burak Sergen, “O dönemi hayatımdan çıkarmak istiyorum, hiç yaşamamış sayıyorum” dedi. Ünlü oyuncu, Pandemi sürecinde zor günler yaşadığını, sağlık sistemimiz hakkındaki düşüncelerini, yeni kurduğu tiyatrosunu ve oğluyla ilişkisini de anlattı… Çarpıcı açıklamalarıyla Burak Sergen röportajının Detayları Haberimizde…

Burak Sergen: Oynayacağım Rolleri Hep Seçerim

Burak Sergen ‘den Çarpıcı Açıklamalar: “Entübe Oldum…Aldatıldım…”

Usta sanatçı Burak Sergen, GÜNAYDIN ‘a çok özel açıklamalarda bulundu. İşte o Rçportaj;

Burak Sergen Kimdir?

  • “Geçen yıl hem sağlığınızla ilgili hem de özel hayatınızda zor günler yaşadınız. Buna dair neler söylemek istersiniz?”

“O dönemi hayatımdan çıkarmak istiyorum, hiç yaşamamış sayıyorum. Çok zorlu bir süreçti. Her açıdan beni çok kötü etkiledi. Öldüm ve geri döndüm desem yanlış olmaz. Yaşama şansım yüzde 2’ymiş. Yüzde 98 ölür demiş doktorlarım. Ama demek ki daha yaşamam gerekiyormuş. Entübe sürecini de yaşadıktan sonra artık ölümden korkmuyorum. Entübe zaten tama yakın bir ölüm anlamına geliyor. Hastaneden çıktıktan sonra uzun süre yürüyemedim. Birçok ilaç kullandım. Uzun süre tedavigördüm. Yoğun bakımda günlerce kalmak zorunda kaldım. Bu insanı çok kötü etkiliyor. Allah kimseye yaşatmasın. Beni hayata oğlumun duaları döndürdü. Pandeminin en ağırını ben geçirdim diyebilirim. O süreçte çok arkadaşımı da kaybettim. İnsanlığın geçirdiği en büyük salgınlarından biri. Teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun, insanoğlu bu salgın karşısında aciz kaldı.Neyse ki, aşılanma süreciyle birlikte insanlar artık daha hafif geçiriyor. Mutlaka herkes aşısını yaptırsın. Salgınla mücadele için çok önemli bu…”

  • “Türkiye’nin salgınla mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz?”

“Ülkemiz bu süreçten yüzünün akıyla çıktı. Salgınla çok başarılı şekilde mücadele edildi. Aşıyı bulanlar bile Türk.”

Dışarıdan Tiyatrocu Olunamaz…

  • “Oyunculuk sektörüne TRT’de başladınız değil mi?”

“Evet, çok önemli isimlerle TRT 1’de dizi yaparak bu sektöre girdim. O zamanlar dizide oynamak çok seçkin bir şeydi. Sektörde dublaj yapan ayrı, tiyatro yapan ayrı, dizi çeken ayrıydı. Şimdi artık herkes her şeyi yapıyor. Dışarıdan nasıl doktor avukat olamıyorsak, dışarıdan tiyatrocu da olunamaz. Bunun da akademik açıdan eğitimi var. Bu işin okulunu okumuş insanlarla oynamak benim her zaman tercihimdir. Bu sene sanat yaşamımın 40. yılındayım. Bu zamana kadar istikrarlı biçimde oyunculuk yaptım, zaten mühim olan da istikrardır. Bir-iki diziyle popüler olup da kaybolmak yerine istikrarlı biçimde oyunculuğunu devam ettirmektir önemli olan. Aksi takdirde yaptığınız iş ciddiye alınmaz. Özellikle pandemi süreci sonrası seyirciler de daha seçici davranıyor. İyi filme, iyi tiyatroya gitmek istiyorlar.”

  • “Sanat yaşamınızda kendinizi nerede görüyorsunuz?”

“Daha yolun başında görüyorum kendimi. Yapacak çok şey var. Sanatta ben oldum dediğiniz zaman gerilemeye başlarsınız. Sanatta trendleri ve yenilikleri takip etmek zorundasınız. Ben bu yeniliği yapmam diye bir şey yok. Ne teorik ne de pratik olarak geride kalmamak gerekiyor. Edirne’nin ardını da takip etmeliyiz. Ben yıllar önce Amerika’da Broadway’de ‘Neyzen’i oynamıştım. Hatta o zaman ülkemizde ufacık bir haber olmuştu ama Amerika’da tam sayfa haber yapılmıştı. Bunu görünce de üzülmüştüm. Ben yurt dışında ülkemi temsil etmek için gitmiştim çünkü. Ülkemi de insanını da çok seviyorum. Ülkem insanının hep daha iyi olmasını istiyorum. Bu toprağın sanatçısıyım, tarihimizden, kültürümüzden ve gelenek-göreneklerimizden besleniyorum. Zaten böyle de olmalı. Teknoloji sanatta çok ileri bir noktaya gitti ama ülkeler sanat alanında yeniden özlerine dönmeye başladı, yani geriye gidiliyor. Geçmişteki klasiklerin günümüzdeki yansımasının peşine düştüler….”

  • “Sanatçı muhalif mi olmalı sizce?”

“Genelde sanatçı muhaliftir çünkü muhalif kanaldan beslenirler. Ama bu muhaliflik bizim anladığımız muhaliflik değil. ‘Her şeye karşı geliyorum, hiçbir kural tanımam, her şeyi eleştiririm çünkü ben sanatçıyım’ demek değil. Ahlaki değerleri, geleneklerimizi, toplumsal değerleri göz ardı ederek muhaliflik yapılmaz. Yapan da zaten sanatçı değildir. Sanatçıyı rol-model alanlar da olduğu için yanlış mesajlar vermemek gerekiyor. Vicdanlı, ahlaklı, örfüne, adetine, geleneklerine bağlı sanatçılar rol model alınmalı derken işte bunu söylüyorum. Sanatçılar doğru mesaj vermeli. Her şeyi eleştirmek muhaliflik anlamına gelmez. Güzel yapılan işleri de takdir etmeliyiz. Bir söz var ‘Yiğidi öldür ama hakkını yeme’ diye. Yani sırf muhalif olacağım diye hak da yememek gerekiyor. Bakın sağlık sistemimiz gayet iyi. Bunu görmezden gelip, sadece eleştirmek olmaz.”

“Ahlaklı, Örfünü, Adetini Bilen İnsanlar Çoğalsın”

  • “Bayram mesajınız nedir?”

“Herkesin bayramı kutlu olsun. Bu bayramla birlikte dünyaya barış gelsin, savaşlar bitsin artık. Özellikle Ukrayna’daki çocukları görünce çok canım acıyor. Umarım bu savaş bir an önce son bulur. Ahlaklı, örfünü, adetini bilen insanlar çoğalsın istiyorum. Allah herkesi iyi insanlarla karşılaştırsın.”

“Yanlış Çift’i Eylül ‘de Sahnelemeye Başlayacağız”

– Yeni bir tiyatro kurdunuz. Bundan biraz bahseder misiniz?

“Tiyatromun olmasını hep çok istemiştim. Kendi adıma tiyatroyu uzun süredir hayata geçirmek istiyordum. Nihayet zamanı geldi ve Burak Sergen Tiyatrosu’nu kurdum. Genel koordinatörüm Gizem Şağban ile birlikte ilk oyunumuz olan ‘Yanlış Çift’i eylül ayında Türkiye ve yurt dışında sahnelemeye başlayacağız. Oyundaki partnerim sevgili Pelin Öztekin olacak. Bugüne kadar birçok film, dublaj ve dizi yaptım ama benim esas işim tiyatroculuk. Devlet Tiyatroları’ndan emekli oldum. Ondan sonra da bu hayalimi gerçekleştirdim.”

“Oğlumla Çok Renkli Bir İlişkimiz Var…”

  • Oğlunuz Cansın’la nasıl bir ilişkiniz var?

“Oğlumla çok renkli bir ilişkimiz var, bazen güzel, bazen fırtınalı, bazen durağan, bazen ılıman. Tek tipli olmasını da istemem açıkçası. Tek tip yetiştirmek de istemem oğlumu. Yaşaması gereken iyi-kötü şeyleri yaşayacak ve ondan da dersler çıkaracak. Yaşayıp birçok şeyi görmeli. Çocuğumu geleneklerimizi, kültürümüzü unutturmadan ahlaklı bir birey olarak yetiştirmeye çalışıyorum.”

  • “Ülkeler artık özlerine dönüyor dediniz. Bizim topraklarımız, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış…”

“Evet. Çok zengin bir tarihimiz ve kültürümüz, büyük düşünürlerimiz var. Anadolu topraklarında hüküm sürmüş, bütün medeniyetler, büyük kültürel miras bıraktı bizlere. Bunların kıymetini bilmeliyiz. Düşünün; dünyaya hakimiyet kurmuş Osmanlı İmparatorluğu’ndan geliyoruz. Türkler dünyayı yönetmiş bir millet. Tarihimize bakarak ondan dersler çıkarmalıyız. Biz de millet olarak böyle bir kabiliyet var demek ki. Tarihimize bakarak bundan güç almalıyız.”

“Evliliğe Kapı Kapatmadım”

“Evliliğe kapılarınızı kapattınız mı?”

“Hayır. Hayatta hiçbir kapı tamamen kapatılmaz. Hele ki yaşadığımız dünyada, kapı kapatmamamız gerekiyor. Evliliğe de kapatmadım. Aralık bıraktım. Çünkü hayat bu hiçbir şey belli olmaz.”

  • “Peki bir daha baba olmayı istiyor musunuz?”

“Tabii ki baba olmak isterim. Çok ulvi bir duygu. Ama hayat neyi gösterir bilemem. Rol model seçtiğimiz sanatçının insanlığınada Bakmalıyız”

“Rolmodel Seçerken Sanatçının İnsanlığına da Bakmalıyız”

– “Çok tartışılan bir konu olduğu için sormak istiyorum; sizce sanatçı rol model olmalı mı?”

“Görsel sanatlarda birini rol model aldığınız zaman onun özel yaşamını da rol model alıyorsunuz. Özel yaşantısı ile sanatsal yaşantısının çakışması gerekiyor bu yüzden. Rolmodel seçerken sanatçının insanlığına da bakmalıyız. Yani ahlakına, geleneklerine, hayattaki duruşuna bakmak gerekiyor. Ben de görsel sanatlarla uğraşan biri olarak, elimden geldiğince özel hayatıma dikkat ediyorum. Ahlaklı, toplumsal örf ve adetlere dikkat ederek yaşamaya çalışıyorum.”

Hadise ‘nin Nikahının Ardından İlk Açıklaması Maşallah Dedirtti…

0

Son bir buçuk yıldır büyük bir aşk yaşadığı iş adamı Mehmet Dinçerler ile herkesden gizli bir şekilde Çırağan Sarayı ‘nda dünya evine giren ünlü şarkıcı Hadise, Bayram için Kıbrıs ‘ta sahneye çıktı. ünlü popçu, ilk defa evliliği hakkında açıklama yaptı…

Demet Akalın ‘dan Hadise ‘ye Zeytin Dalı… Popun Kraliçesi Bakın Ne Dedi…

Hadise ‘nin Nikahının Ardından İlk Açıklaması Maşallah Dedirtti…

Popçu Hadise, geçen Ocak ayında iş insanı Mehmet Dinçerler ‘den evlilik teklifi almış ve ünlü iş adamına ‘Evet’ diyen Hadise, bu haberi sosyal medya sayfasından takipçileri için paylaşmayı tercih etmişti. Aldığı tektaş yüzüğünü gösteren ünlü popçu, “Bölümümüz şimdi başlıyor” mesajıyla yayınlamıştı. Mehmet Dinçerler’ de aşkının bu paylaşımın altına ‘Mrs. Dinçerler’ ifadeleriyle yorumunu yapmıştı…

Evlilik İddialarına Sessiz Kaldılar…

Bu Mayıs ‘da nikah masasına oturacakları dilden dile konuşulan ünlü çiftin, geçtiğimiz gün Çırağan Sarayı ‘nda nikah masasına oturdukları biliniyor. Sürpriz olan törene ait resimler paylaşılmazken, ünlü çift de haklarında çıkan bu iddialara sessiz kaldı…

Hadise kimdir?

Hadise: “Eşim Bana Gerçekten Prenses Değil Kraliçe Gibi Bakıyor…”

Ramazan Bayramı  Kıbrıs ‘ta geçiren 36 yaşındaki şarkıcı Hadise, sevenlerine adeta müzik ziyafeti sunarken, iş insanı Mehmet Dinçlerler ile evlilik iddialarınıda sahnesinde sonunda doğruladı…

‘Prenses’ adlı parçasını sahnesinde söyleyen güzel popçu, “Bu şarkıyı yıllardır söylüyorum ama evlendikten sonra ilk defa seslendireceğim. Prenses şarkımda şöyle bir şey söylüyorum; ‘Prensesler gibiydim baba evinde’. Eşim bana gerçekten kraliçe gibi bakıyor. Prenses değil, kraliçe gibi. Ona buradan teşekkür ediyorum her şey için. Beni bu kadar güzel sevdiği için, hep yanımda olduğu için” ifadelerini kullandı…

Yüsra Geyik’ten Hadise’ye Sert Gönderme

Gülben Ergen Bayramda Göz Doldurdu…

0

Ünlü sanatçı Gülben Ergen, Ramazan Bayramın ilk günü yavru vatanda Acapulco Casino ‘da hayranlarının huzuruna çıktı. Ünlü şarkıcı eşsiz repertuvarı ve sahne kostümleriyle adeta göz doldurdu. İşte Detayları…

Gülben Ergen “Eşcinsel misin?” Sorusuna Bakın Ne Yanıt Verdi…

Gülben Ergen Bayramda Göz Doldurdu…

Ünlü modacı Gülşah Saraçoğlu imzalı sırt ve bel dekolteli bir kostümü sahnesinde tercih eden şarkıcı Gülben Ergen, seyircisiyle tek tek fotoğraf çektirdi. Gülben Ergen, hem şarkılarıyla hem de güzelliği ile göz doldurdu…

Gülben Ergen kimdir?

İşte Gülben Ergen ‘in Acapulco Casino Sahnesinden Kareler;

Gülben Ergen Acapulco Casino
Gülben Ergen Acapulco Casino
Gülben Ergen Acapulco Casino
Gülben Ergen Acapulco Casino
Gülben Ergen Acapulco Casino
Gülben Ergen Acapulco Casino

Gülben Ergen’ in Yöneltilen ‘Bakirelik’ Sorusuna Ders Niteliğindeki Cevabı!…

Özge Özpirinçci’den Gürültü İsyanı

Oyuncu Özge Özpirinçci, evinin bulunduğu caddeden geçen araçların korna sesi yüzünden kızı Mercan’ı uyutmakta zorluk yaşadığını belirtti. Bu sorundan oldukça muzdarip olan Özge Özpirinçci’den gürültü isyanı geldi. İşte detaylar;

“Kızımla İlgileneceğim”

Yazdan önce yeni dizi ya da filmde yer almayı düşünmediğini dile getiren başarılı oyuncu, “Kızımla ilgileneceğim bir yaz geçsin, sonrasında tabii ki bazı projeler olur” şeklinde konuştu.

Özge Özpirinççi’den Mercan Uyarısı

Muhabirleri fark eden Özge Özpirinççi, uzaktan el işareti yaparak, “Mercan uyuyor” dedi. Uzun konuşamayacağını belirten oyuncu, “Kızımla birlikte kısa bir yürüyüşe çıktık ama yolda uyudu. Bu yüzden başka sefere sohbet ederiz, ses olursa uyanabilir” dedi.

Özge Özpirinçci Anne Oldu!…

Özge Özpirinçci’den Gürültü İsyanı

Yaklaşık 8 yıldır aşk yaşadığı ve kendisi gibi oyuncu olan Burak Yamantürk ile geçen sene eylül ayında evlenen Özge Özpirinçci, 1 Aralık’ta da kızı Mercan’ı kucağına almıştı. İlk kez anne olmanın mutluluğunu yaşayan Özpirinçci, sosyal medya hesabından bir rahatsızlığını dile getirdi.

Danilo Zanna ve Tuğçe Demirbilek’ten Yeni Kare

MasterChef yarışmasıyla ününe ün katan İtalyan şef Danilo Zanna, 9 yıllık eşi Tuğçe Demirbilek’ten tek celsede boşanmıştı. Çift oğulları Zeno’nun doğum günüde bir araya geldi. Birlikte fotoğraf çektiren Danilo Zanna ve Tuğçe Demirbilek’ten yeni kare geldi. İşte boşanan ikilinin paylaştığı yeni fotoğraf;

Danilo Zanna ve Tuğçe Demirbilek Boşandı

Danilo Zanna ve eşi Tuğçe Demirbilek, İstanbul’daki 17. Aile Mahkemesi’ndeki duruşmaya avukatlarıyla birlikte katıldı. Gizlilik nedeniyle basın mensuplarının duruşmaya katılmasına izin verilmemektedir. Mahkeme, Danilo Zanna ile Tuğçe Demirbilek’in velayetini birlikte vererek boşanmalarına karar verdi.

İtalyan şefin açtığı boşanma davasının duruşması yaklaşık 20 dakika sürdüğü için iki taraf bir görüşmede birbirlerini boşadı.

Duruşmanın ardından açıklama yapan İtalyan şef Danilo Zanna, “Üzüldüm ama her şey yolunda” ifadelerini kullandı.

Danilo Zanna Kimdir?

Tuğçe Demirbilek’ten Danilo Zanna Göndermesi

Tuğçe Demirbilek’in seneler önce paylaştığı bir şiiri yeniden sosyal medya hesabından paylaşması gündem oldu. Kısa sürede Demirbilek “Eski eşi Danilo Zanna’ya gönderme mi yaptı?” sorusu kulislerde dolaşmaya başladı. İşte Demirbilek’in paylaşım yaptığı şiirin sözleri;

“Kimseyle, kimsenin bilmediği bir oyunu oynamayın, yağmurunu yırtmayın, duasına basmayın, kimsenin kalbini, bulamayacağı bir yere gömmek için çalmayın. Aslında hayat; dinler tarihinden uzun, ölmekten kısa, ve rüyalarda olup biten herşeyden de daha tuhaftır… Anlayın!”

Danilo Zanna ve Tuğçe Demirbilek Boşandı

Danilo Zanna ve Tuğçe Demirbilek’ten Yeni Kare

Yeni hayat kuran ikili oğulları Zeno Tibet’in doğum gününde bir araya geldi. Hem bayramı hem de oğullarının yeni yaşını kutlayan ikili o anları sosyal medyada paylaştı.

Danilo Zanna paylaşımının altına, ‘Bugün bizim için dünyanın en önemli günü… Bugün Zeno’nun doğum günü’ mesajını yazdı.

Kısa sürede çok sayıda beğeni alan fotoğraflara ‘üçünüz de çok tatlısınız’ şeklinde yorumlar yapıldı.

Burcu Binici’den Yargı Açıklaması

Oyuncu Burcu Binici, önceki gün Nişantaşı’nda görüntülendi. Ayaküstü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Binici, Kanal D’nin fenomen dizisi ‘Yargı’ ile ilgili de konuştu. Burcu Binici’den Yargı açıklaması geldi. İşte Burcu Binici’den gelen o açıklamar;

Objektiflere Takıldı

Burcu Binici, geçtiğimiz aylarda yeni bir aşka yelken açmıştı. 35 yaşındaki güzel oyuncu, kendisinden altı yaş küçük basketbolcu Muhammed Mustafa Baygül ile Bebek’te objektiflere takılmıştı.

Öperek Veda Etti

Bir restoranda baş başa yemek yiyen çift, masada romantik anlar yaşamış, samimiyetlerini sokağa da taşımıştı. Mekandan ayrıldıktan sonra taksi beklemeye başlayan çiçeği burnunda aşıklar, araç bulduklarında ise aşka gelmişti. Oyuncu, basketbolcu sevgilisine sarılarak, öpücüklere boğmuştu.

Seyahat Ediyor

Bir haftada boyunca Tayland’ın turistik yerlerini gezerek paylaşan ünlü oyuncu, deniz kıyısındaki fotoğraflarıyla da binlerce beğeni almıştı. Binici, sosyal medyada ABD’li yazar Neale Donald Walsch’un “Hayat, konfor alanınızın dışında başlar” sözüne de yer vermişti.

Phuket’te deniz ve güneşin tadını doyasıya çıkardığı tatilin ardından Türkiye’ye dönen Binici, 285 bin takipçisinin bulunduğu Instagram hesabından yayınladığı tatilin son karesine, “Seneye görüşürüz” notunu düşmüştü.

Burcu Binici’den Yargı Açıklaması

Ünlü isim, son olarak geçtiğimiz gün Nişantaşı’nda objektiflere takıldı. Basın mensuplarıyla konuşan Binici, hastaneden geldiğini, birkaç tüp kan verdiğini ve sağlık durumunun genel olarak iyi olduğunu söyleyen oyuncu, şu sıralar ekranda izlediği favori işin ‘Yargı’ dizisi olduğunu anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

Her gün ‘Yargı’yı izliyorum, isterdim oynamayı. Muazzam bir iş. Ülkemizde güzel işler yapılıyor ama biz bir de Kaan’la (Urgancıoğlu) ‘Dürüye’nin Güğümleri’nde partnerdik.

“Bazı İşler Kısmet İşi”

Son olarak yer aldığı ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisinin yayından kalkmasına çok şaşırdığını ve daha önceden gelen üç ayrı dizi projesini bu nedenle reddettiğini ifade eden Binici, “Bana üç tane iş gelmişti, dedik ki ‘Eşkıya çok garanti’ ama bitince şok olduk. Bazı işler nasip kısmet işi ya. Hiç pişman değilim en azından güzel hocalarla çalıştım; Uğur Yücel’le tanıştım aynı sahnede oldum, bazı ustalarla olmak güzel” şeklinde konuştu.

Enis Arıkan: Muzo Bana Uzak

‘Camdaki Kız’ dizisinde Muzo karakterini canlandıran Enis Arıkan, önceki gün ablasıyla Nişantaşı’nda objektiflere takıldı. Dizisi hakkında konuşan oyuncu, Muzo karakterinin izleyiciler tarafından sevildiğini ifade etti. Samimi açıklamalar yapan Enis Arıkan “Muzo bana uzak” dedi.

Enis Arıkan: Kendimi Oynamak Çok Zevkliydi

Film, Sertab Bal’ın birbirinden komik maceralarını sinema salonlarına getirecek. Eğlenceli filmde Sertab’ın iç sesini Enis Arıkan canlandırıyor.

Bartu Küçükçağlayan “Allahtan Enis Arıkan Daha Ünlü Oldu da Kurtuldu.”

Alışılmışın dışında bir rolle seyircinin karşısına çıkmaya hazırlanan Arıkan, rolüyle ilgili, “Kendimi oynamak çok keyifli, sadece Enis Arıkan’ın biraz karikatürize hali diyebiliriz. Çok güzel bir setti, seyircinin de çok seveceğini düşünüyorum” dedi. Filmde tüm sahnelerini Hazal Kaya ile çeken oyuncu, “Hazal ile çok yakın arkadaşız. 15 yıl sonra tekrar karşılıklı oynamak çok heyecan vericiydi” açıklamasını yaptı.

Enis Arıkan Kimdir?

Enis Arıkan: Muzo Bana Uzak

‘Camdaki Kız’ dizisinde Muzo karakterini canlandıran Enis Arıkan, önceki gün ablasıyla Nişantaşı’nda objektiflere takıldı. Muhabirlerin sorularını yanıtlayan oyuncu, büyük bir ilgiyle izlenen Kanal D’nin ‘Camdaki Kız’ dizinin başarısından şöyle bahsetti: “Gerçekten çok güzel bir iş oldu. Şahane bir ekibimiz var. Klişe cümlelerden utanıyorum ama biraz öyle oldu. Seneye de inşallah devam ediyoruz. Reytingimiz de çok iyi, birinciyiz.”

Muzo karakterinin izleyiciler tarafından sevildiğini ifade eden Arıkan, “Muzo’yu insanlar çok sevdi. İçleri gidiyor. Dramatik, kapalı hali insanları çok üzüyor. Ben de çok seviyorum. İyi ki kabul etmişim, iyi ki yapımcı beni seçmiş. Karakter aslında bana çok uzak. Ben daha cana yakınım. O içine kapanık. Ben sevgi doluyum. O yüzden oynaması daha keyifli” diye konuştu.

“Annem Koronavirüs Oldu”

Ramazan Bayramı ile ilgili konuşan Enis Arıkan, eski bayramlara duyduğu özlemi dile getirdi. Annesinin koronavirüse yakalandığını söyleyen oyuncu, “Gidecek hiçbir yer kalmadı. Anneanneler, babaanneler kalmadı. Annem koronavirüs oldu, ona da gidemeyeceğiz. Ablamla kahvaltı yaparız” dedi. Özel hayatı sorulan Arıkan, “Hayatınızda birisi var mı?” sorusuna esprili bir dille “Ablam var. Olsa ben de çok isterim ama Allah nasip etmiyor” yanıtını verdi.

Kenan İmirzalioğlu’ndan Kurt Efe Açıklaması

Kenan İmirzalioğlu, önceki gün Ulus’taki bir spor salonundan çıkarken görüntülendi. Oyuncu, Ramazan Bayramı’nı İstanbul’da geçireceğini söyledi. Geçtiğimiz gün yakın arkadaşı Kıvanç Tatlıtuğ’u baba olunca ziyaret eden Kenan İmirzalıoğlu’ndan Kurt Efe açıklaması geldi. İşte o açıklama;

Babasının Kopyası

Bir erkek bebek bekleyen Tatlıtuğ ile Dizer, 15 Nisan Cuma sabahı oğulları Kurt Efe’yi kucaklarına aldı. Doğuma giren 38 yaşındaki oyuncu, gözyaşlarını tutamadı. Altın saçlı Kurt Efe’nin adeta babasının kopyası olduğu öğrenildi.

Sinem Kobal ve Kenan İmirzalıoğlu Dostlarını Yalnız Bırakmadı

Başak Dizer, eşi Kıvanç Tatlıtuğ’la ilk misafirlerini doğum yaptığı özel hastanede kabul etti. Şimdilerde ikinci kızlarını kucaklarına almak için gün sayan Kenan İmirzalıoğlu ile Sinem Kobal da arkadaşlarını yalnız bırakmadı.

Oyuncu çift, gazetecilerin soruları üzerine, “Arkadaşlar, önce bir Kıvanç’ı görelim. Sonra sizinle ilgilenelim. Gelelim konuşalım” ifadelerini kullandı.
 Karnı burnunda objektiflere yansıyan sekiz aylık hamile Kobal ise son haliyle dikkat çekti. Uzun süredir ekranlardan uzak olan güzel oyuncu, “Hamilelik süreci güzel gidiyor. Son aydayız. Her şey yolunda” diyerek, hastaneye giriş yaptı.

Onlarda İkinci Bebek Heyecanı Yaşıyor

Öte yandan 2016 senesinde Cunda Adası’nda nikah masasına oturan Sinem Kobal ile Kenan İmirzalıoğlu, geçtiğimiz yıl kızlarını kucaklarına almıştı. İlk kez bebek heyecanı yaşayan çift, çocuklarına ‘Lalin’ adını vermişti.

Bebeklerinin doğumunun ardından yaşamlarının büyük kısmını Marmaris’te geçirmeye başlayan ve geçtiğimiz gün “Lalin iyi ki var, o bizim en güzel parçamız” diyen oyuncu çiftin bir kızları daha olacağı ortaya çıkmıştı.

Bebeklerinin adını henüz açıklamayan ve doğum için gün sayan ünlü çiftten Kobal, geçtiğimiz hafta eşi ve kızıyla yürüyüş yaparken çekilen fotoğrafı, Instagram hesabından takipçileriyle paylaşmıştı.

Ünlü oyuncu, siyah-beyaz bu fotoğrafı Satin Jackets’in “You Make Me Feel Good” adlı şarkısı eşliğinde yayınlamıştı. Kobal’ın gönderisi takipçilerinden oldukça ilgi görmüştü.

Kenan İmirzalıoğlu kimdir?

Sinem Kobal kimdir?

Kenan İmirzalioğlu’ndan Kurt Efe Açıklaması

Kurt Efe’yi kucaklarına alan Kıvanç Tatlıtuğ-Başak Dizer çiftini evlerinde ziyaret ettiğini belirten İmirzalıoğlu, muhabirlerin “Bebek daha çok kime benziyordu?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Daha çok babanın rengini almış. Söylendiği gibi altın sarısı saçları var. Tabii çocuk bu, zamanla anneden de bir şeyler alacaktır.”

Yağmur Ünal’dan Samimi Açıklamalar

Yapımcı Yağmur Ünal’la annesi Türkan Şoray ile günlük hayatını, babası Cihan Ünal ile dizi rakibi olmasını ve sektörde kadın olmak hakkında pek çok şey açıkladı. Yağmur Ünal’dan samimi açıklamlar geldi. İşte o açıklamalar;

 Bayram insanı mısın? Annen Türkan Şoray’la zaten altlı-üstlü yaşıyorsunuz ama baban Cihan Ünal’ı ziyaret eder misin bayramlarda?

– Aslında bayram insanıyım dersem doğru olmaz ama bayramlarda bir mutluluk gelir. O sanırım içimize işlemiş çocukluktan beri. Aile büyüklerini ararım. Bu bahaneyle seslerini duymuş olurum. Babamı da ararım tabii. Gerçi o da pek bayram insanı değildir. (Gülüyor)

 Sence hangi yönünü hangisinden almışsın?

– Göstermem pek ama annem gibi duygusalım. Hatta o hep “Benden kat kat fazla duygusalsın maalesef” der. Mükemmeliyetçiliğim babamdan. Sorumluluk duygum ikisinden de. Tartışma şeklimi babamdan almışım sanırım. Öyle diyorlar…

 Ne anlamda benziyormuş?

– Komik benzetmeler ve taklitler… O sinir halindeyken bile gülebiliyor insan. Uzatmasam iyi de, durduramıyorum işte kendimi. (Gülüyor)

 Başka?

– İkisi de çok vicdanlıdır. O vicdan ikisinden doz aşımıyla geçmiş. Aşırısı iyi değil, bunu samimiyetle söylüyorum. Çünkü insan farkında olmadan kendi hakkını yiyor. Adalet konusu ikisinden de herhalde. Terazi burcuyum tabii, bunu da unutmayalım! Bu konu benim için takıntı yaratabiliyor. Haksızlık, iftira gibi durumlar tanımadığım birine bile yapılsa beni derinden etkiliyor. Filmde, dizide bile gerçekler ortaya çıkmayacak gibiyse kapatıyorum. Ruhum dayanmıyor.

 Şöyle dönüp bir geriye baktığında, haksızlık yaptığın kimse olmadı mı yani?

– Tabii ki üzdüğümüz insanlar olabiliyor ister istemez. Önemli olan bile bile can acıtmamak. Yani niyetin ve kalbin temiz olması. Annem hep sezgileriyle hareket etmiş hayatında. Ben de iç sesimi dinlersem doğru yolda buluyorum kendimi. Başkalarının fikrini alırım, benim için önemli kişilerin fikirleri çok değerlidir ama sezgilerimle uyuşmazlarsa farklı yola giderim.

 Yeşilçam starlarının çocuğu bir Yeşilçam filmi izlediğinde ne hisseder? Sen de bizim gibi mutlu oluyor musun?

– Evet, çok! Hele annemi izlerken nasıl bir hayranlık duyduğumu anlatamam. Hâlâ her defasında onu şaşkınlıkla ve hayranlıkla seyrediyorum. Bu hiç geçmedi. Hele bazı filmlerinde “Bu nasıl bir bakış, bu nasıl bir içe işleyiş!” diyorum. Seyircide niçin böyle karşılık bulduğunu anlayabiliyorum. Nasıl bir anneye sahip olduğumu tekrar tekrar hatırlatacak en az bir şey oluyor her gün. Ve ne kadar şanslı olduğumu düşünüp her gün şükrediyorum.

HÂLÂ ARKAMDAN SU DÖKÜYOR

 Annenle aynı villada altlı-üstlü oturuyorsunuz. Günlük rutininiz nasıl?

– Evi ikiye böldük. Aynı çatı altında ama farklı evlerde oturuyor gibiyiz. Böylece hem tamamen bana ait bir alanda yaşıyorum hem de sık sık onu görebiliyorum. Daha erken gerekmediğinde sabah 9 gibi kalkar, sitede spora giderim, sonra da işe… Annem uyanmışsa ona uğrar, bir yüzümü gösteririm mutlaka. O saatlerde genelde bahçede yürüyüş yapıyor oluyor.

 İşe değil de uzak bir yere giderken mesela, hâlâ arkandan su döküyor mu?

– Tatil zamanlarında, bavullarla evden giderken falan… Mutlaka!

 Halk tarafından çok sevilen bir soyadı “Şoray”. Yaşayan tek temsilcisisin. Bu soyadını alıp yaşatmayı düşünür müsün?

– Onur duyarım. İleride bir eşimin soyadı da eklenince tam Latinler gibi uzun isimli takılırım, ne güzel! (Gülüyor)

 İstesen pekâlâ olabilecekken, elinin tersiyle ittin kamera önünü. Kamera arkasında, geri planda olma durumunu, annenin çok önde olması doğurmuş olabilir mi?

– Evet, bence öyle. Göz önünde olmak sürekli kontrollü olmayı getiriyordu ve bu çocukken, gençken yorucu olabiliyordu.

BABAMLA RAKİP DEĞİL, KOMŞU OLDUK

 Çok ilginç bir şey yaşandı. Yapımcılığını üstlendiğin “Aşk, Mantık, İntikam” dizisiyle baban Cihan Ünal’ın oynadığı “Yalnız Kurt” aynı akşam farklı kanallarda rakipti. İnsanın babasıyla rakip olması nasıl bir duygu? Reytingler gelince birbirinizi arıyor muydunuz mesela?

– Evet ya… Birbirimizi aradık tabii. Aslında güldük duruma. Aynı güne denk gelen dizi, yakınından olunca rakip değil de komşu gelmiş oluyor. (Gülüyor) Hedef kitlelerimiz farklıydı, birbirimizi pek etkilemeyeceğimiz belliydi. E bizim zaten artık uzun zamandır devam eden işimizdi. Belki en başında olsaydı ufaktan bir rekabet duygusu olurdu. (Gülüyor)

 Okula Türkiye’de başladın, liseyi İsviçre’de okudun, Koç Üniversitesi’nde sosyoloji için İstanbul’a döndün, sonra medya master’ı için tekrar New York’a gittin. Bütün bunların bugün yaptığın işe, yapımcılığa etkisi ne oldu?

– Üniversitede sosyoloji ve psikolojiyi birlikte okudum ben. Yaptığımız işin özü insan ya aslında bizim…

Her şey insan içindir ya aslında… İnsanoğlu o kadar karmaşık ki hayatın ve akan zamanın ne getireceği belli olmaz. Dersin ki; “Bu ilişki nasıl böyle oldu… Bu, bunu nasıl affetti… Bunların ilişkisi nasıl bu şekle dönüştü…” Ama oluyor.

Eğitimimin katkısı oluyor tabii buralarda. Okuduğun her şeyi hatırlamasan da bilinçaltına yer etmiş o kadar çok şey oluyor ki. İşimde çok faydasını görüyorum. Dijital için yapacağım işlerde de bu tarafı çok kullanabileceğimi düşünüyorum.

 İstanbul’la ilişkin nasıl? Hem kişisel hem sinematografik olarak…

– Burada yaşayınca ne kadar özel bir şehir olduğunu unutuyoruz bazen. İnsan alışınca dikkatli bakmıyor etrafa. Sonra bir an geliyor ve yeniden hayran oluyorsun yaşadığın şehre. Her şeye rağmen özünü, ruhunu, estetiğini hâlâ tutan bir yanı var. Tarihi dokusu, Boğaz, bazı bölgelerin kendine özgü mimarisi, sarayları, sarnıçları…

Sinematografik olarak o kadar geniş bir yelpazesi var ki İstanbul’un. Yabancı biri için gerçekten şaşırtıcı.

Evim Beykoz’da, tam köprünün ayağında olduğu için Anadolu yakasında yaşıyor gibi hissetmiyorum. Trafik olmadığında Etiler’e 7 dakika. Çok denedim. (Gülüyor)

Yasalar yanımızda olsun, ağır yaptırımlar olsun istiyorum

 Yapımcılık çok “erkek erkek” bir dünya. Bir kadın için zor ve avantajlı yönleri neler?

–  Haklısın, öyleydi. Kendini kabul ettirmek önceleri daha zordu. Artık çok başarılı kadın yapımcılar da var. Yine de kaçıncı işimi yaparsam yapayım, benim yapımcı olduğum bazılarının kafasında bir türlü oturamıyor. Acaba bu yapımcılığın hâlâ “erkek erkek” bir dünya algılanmasından mı, yoksa özellikle benim ben, Yağmur olmamdan mı kaynaklanıyor, onu daha çözemedim.

 Ülkece gündemden düşmeyen bir kadına şiddet konumuz var. Bir kadın girişimci olarak sen nasıl görüyorsun bu trajedinin seyrini?

– Maalesef çok kötü. Üzülüyorum ve sinirleniyorum. Yasalar yanımızda olsun, ağır yaptırımlar olsun istiyorum. Şiddetin her türlüsüne karşıyım. Psikolojik şiddet, duygusal istismar, sözlü taciz, iftira da fiziksel şiddet kadar tehlikeli. Bu tehlike cinsiyet ayırt etmiyor.

 Hayvan demişken, neredeyse üç paylaşımından biri köpek…

– Çok seviyorum çok! Hayatımda hayvan sahibi olmadığım bir dönem hiç olmadı. Köpek sevgisi bir başka ama tüm hayvanları, doğayı, doğanın içindeki hayvanları seviyorum. Sokak köpeklerine karşı ayrı bir sevgim var. Hatta birini bir gece Beyoğlu’ndan almıştım. Belediyenin taktığı küpesini de çıkarıp eve gelmiştim. Eski evde. Tabii annem beni kucağımda koca köpekle merdivenlerde görünce şoke olmuş vaziyette… (Gülüyor)

 Sen sevgi dolusun ama zehirlenmelerini isteyenler de var…

– Birçok bilimsel makalede hayvana işkence edenlerin insana karşı da suç işlemeye daha yatkın olduğu anlatılır. Ben buna inananlardanım. Dostlarım Tanem ve Edhem Dirvana çiftinin başına gelen olayda olduğu gibi… Çok şükür ki emsal bir karar çıktı onların da büyük çabalarıyla. Bir çocuk doğaya bırakıldığında hayvanlardan korkmaz. Hayvan sevgisinin erken yaşta aşılanması çok daha sevgi dolu bireyler yetişmesine destek olur. Bebeğim olduğunda köpekle beraber büyümesini istiyorum.

 Bilinen üç sevgilin de birbirinden tamamen ayrı tipler. Yağmur Ünal’ı nasıl bir erkek etkiler?

– Öncelikle espri anlayışımızın uyması, eğlenmemiz lazım. Hayattan keyif almasını bilen, yanında sıkılmadığım biri… Bunlar için de zekâ ve derinlik lazım. Samimiyet, yakınlık, tutku isterim ilişkide. Dürüst olacaksak; dış görünüşü denklemden çıkaramam. Bana karizmatik ve yakışıklı da gelmesi lazım. Sonra ben inişleri çıkışları olan biriyim.

 Ne gibi iniş çıkışlar?

– Ben topu hızlı fırlattığımda karşımdakinin onu yumuşatıp geri atması, benimle daha kolay iletişim kurmasını sağlıyor. Orada ince bir çizgi var, köprüleri çok hızlı da yıkabiliyorum. Sonrasında empati yapabiliyorum. Yavaş yavaş ben de olgunlaşıyorum sanırım ya…

 Sonuç?

– Hayatı biraz hafiften alabilmek lazım. Affedici, yapıcı olabilmek. Huzur ve tutku en güzel birleşim.

◊ Instagram hesabınızı ilk açtığında “Hayatınız burada göründüğü kadar güzel olsun” yazmıştın. Tam olarak ne demek istemiştin?

– Sosyal medyanın birçok iyi tarafı var. Yabancı arkadaşlar öncelikli olarak, yıllardır görmediğin insanlarla bile aranda bir bağ kalıyor. Senin için değerli kişileri bu hayat telaşı içinde hayatında tutmak zor olacakken sosyal medya sayesinde hep göreceğin bir yerde durabiliyorlar. Hayatlarına hâkim oluyorsun, yabancılık çekmiyorsun. Önemli konulara dikkat çekilmesi açısından da sosyal medya çok değerli…

◊ E sorun?

– Şu genel mutsuzluğu tetiklediğini düşünüyorum. Artık bir şeyleri paylaşmak zorunda hissettirilmesinden ve linç meydanı yaratmasından hiç hoşlanmıyorum. Bu sosyal baskısı çok çirkin.

◊ Dövmelerin ilginç. Biri Türkan yazısı, sebebi belli. Bir diğeri, alt alta üç daire. Meteorolojide yağmur anlamına geliyormuş. “Ultima forsan” nedir? Latince “Belki de sondur” anlamına geliyormuş…

– “Belki de son günündür ya da son saatin, ona göre yaşa” gibisinden… Kendime bir hatırlatma. Benim gibi hiperaktif beyinler için hiç kolay değil fazla düşünmeyi engellemek.

Tavlada çok iyiydim oynamaya oynamaya çaptan düştüm

O MU, BU MU

◊ Hayatın bir film olsa macera mı olurdu, romantik-komedi mi?

– Romantik-komedi. Çünkü gündelik hayatım komik. Durum komedisi yani… Arkadaşlarıma göre benim en komik olduğum zamanlar bir şeye üzüldüğüm zamanlar.

◊ Her ikisi de yönetmenlik yaptı, peki hangisine çektirirdin: Annene mi, babana mı?

– Aa seçmek çok zor! Ortak yapım olurdu bu…

◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?

– Sabah. Daha net oluyorum.

◊ Bodrum-Gümüşlük mü, Çeşme-Alaçatı mı?

– Çok alıştığım için Gümüşlük. Ama son zamanlarda Alaçatı’yı da sevmeye başladım.

◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?

– Ama neye göre şimdi bu? Günbatımını çok severim. Ama gündoğumunu da çok severim. Seçemedim bak bunu.

◊ Tavla mı, satranç mı?

– Tavla. Bir ara çok iyiydim ama çaptan düştüm oynamaya oynamaya.

◊ Biraz yoldan çıkmak istedin: Mantı mı, iskender mi?

– Offf mantı tabii.

◊ Pozitif ama sıkıcı insanlar mı, negatif ama ilginç insanlar mı?

– Sıkıcıya tahammülüm yok. Mecburen negatif ama ilginç.

◊ Yılın hangi dönemi daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?

– İlkbahar-yaz. Çünkü insanın enerjisi yükseliyor.

◊ En çok hangi dekoltene güvenirsin: Sırt mı, bacak mı?

– Sırt.

◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi, kayıtsızlık mı?

– Kesinlikle kayıtsızlık. Nefret de aşka dairdir çünkü.

◊ Eski bir hatıranın yâdına hangisi daha güzel eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?

– Oo ikisi de…

◊ Hatır için çiğ tavuk… Yenir mi, yenmez mi?

– Artık yemem.

◊ Affetmek mi, unutmak mı?

– Affetmek daha iyi tabii.

◊ Spor ayakkabı mı, topuklu mu?

– Topuklu ayakkabısız olmaz tabii

Seda Sayan ile Çağlar Ökten Balayında

24 Nisan’da nikah masası oturan Seda Sayan ile Çağlar Ökten balayında… Birkaç gün önce hayatlarını birleştiren çift balayı için özel bir uçak kiraladı. İşte detaylar;

Seda Sayan İle Çağlar Ökten Muratlarına Erdi!…

Ünlü Çift 7 Mayıs ‘da Çek Cumhuriyeti ‘nin başkenti Prag ‘da organizasyonu yapılan düğünü Seda Sayan ‘ın ekibinin vizede yaşadığı sorun sebebiyle İstanbul ‘da yapılmak zorunda kaldı… Ünlü şarkıcı ‘nın gelinliği Gülşah Saraçoğlu, Çiçeği burnunda damad Çağlar Ökten ’in damatlığı ise Tolga Çam imzası taşıyor…

Çiçeği Burnunda Çift Balayında Paris’ e Uçuyor!…

Seda Sayan‘ın, nikah şahitliğini Safiye Soyman ve Esra Özmen, Çağlar Ökten’in ise Faik Öztürk ve Fuat Özdolgun yaptı. Jovir Events‘in organize ettiği nikaha çiftin yakın arkadaşları katıldı. Balayına bayram tatilinde Paris’e gidecek olan çift sonrasında Çağlar Ökten‘in Mersin‘de yaşayan ailesiyle buluşacaklar…

Çağlar Ökten Kimdir?

Seda Sayan ile Çağlar Ökten Balayında

Özel bir jetle Paris’e giden çifte Esra Özmen ve Gülşah Saraçoğlu eşlik etti. Paris’e giden Seda Sayan, eşiyle ilk balayı fotoğrafını “Herkese iyi bayramlar” notuyla paylaştı.

Ünlü çiftin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar gündeme damgasını vurarken Seda Sayan’dan evlilik sonrası henüz bir açıkalama gelmedi. Balayında iyi vakit geçirmek için kesenin ağzını açan çiftin kiraladığı uçak için ne kadar ödediği henüz bilinmiyor.

Seda Sayan kimdir?