Ana Sayfa Blog Sayfa 1196

Netflix Başrollerinde İki Dev Oyuncusuyla Thunder Force’un Resmi Fragmanı Ve Afişini Paylaştı…

Netflix, Ünlü oyuncular Melissa McCarthy ve Octavia Spencer ‘ın Başrollerinde yer aldığı Thunder Force‘un Resmi Fragmanı Ve Afişini Paylaştı. İşte Detaylar…

Netflix Başrollerinde İki Dev Oyuncusuyla Thunder Force’un Resmi Fragmanı Ve Afişini Paylaştı…

Süper kötülerin var olduğu bir dünyada yıllar önce kopmuş iki çocukluk arkadaşı, içlerinden birinin onlara şehirlerini korumalarını sağlayacak güçler kazandıran bir tedavi bulmasıyla yeniden bir araya gelir…

Thunder Force Ve Diğer Eşsiz Netflix Dizileri İçin Aşağıdaki Linke Tıklayabilirsiniz…

  http://www.netflix.com/thunderforce 

Thunder Force’un Detayları İse;

Yönetmen & Senarist; Ben Falcone

Dev Oyuncu Kadrosu; Melissa McCarthy, Octavia Spencer, Bobby Cannavale, Pom Klementieff, Jason Bateman, Melissa Leo, Kevin Dunn

Yapımcılar İse;  Marc Platt, Adam Siegel, Ben Falcone, Melissa McCarthy

Thunder Force’un Afişi;

Thunder Force'un Afişi
Thunder Force’un Afişi

İşte Thunder Force’un Resmi Fragmanı;

 

Akinci Dizisine Yeteneklimi Yetenekli Bir Oyuncu Daha…

Sıra dışı senaryosu, aksiyon dolu sahneleri ve dev oyuncu kadrosuyla Atv televizyonlarının en popüler dizilerinden biri olan Akıncı, profesyonel oyuncu ordusunu zenginleştirmeye devam ediyor. Başarılı oyuncu, Taşkın Komiser karakterine can vereceği Akıncı ‘nın kadrosuna dahil oldu. Taşkın Komiser ‘i kim canlandıracak? İşte Detaylar…

Akıncı’nın Fatih’inden Yüreklendiren Konuşma…

Akinci Dizisine Yeteneklimi Yetenekli Bir Oyuncu Daha…

Bugüne kadar yayınlanan tanıtım ve bölümleriyle büyük ilgi gören Akıncı’nın kadrosuna yetenekli oyuncu Mustafa Açılan, ‘Taşkın’ karakteri ile yer alacak. Mustafa Açılan, Akıncı’nın polis merkezindeki karakterlerinden biri olan Taşkın Komiser ile diziye ayrıca renk katacak.

Mustafa Açılan Adanalı Amir Rolüyle Akıncı’da

Taşkın Komiser karakterinin Adanalı olduğunu ve bu sebeple şive çalışmaları yaptığını da belirten ünlü oyuncu Mustafa Açılan, Türkiye’nin ilk kahraman projesinde yer almaktan dolayı heyecanlı olduğunu ekledi.

Mustafa Açılan: “Adanalı Hissi Yaratmak İçin Oyuncu Koçum İle Çalıştım”

Oyuncu Mustafa Açılan, “Adanalı bir polisi canlandırmak benim için çok farklı bir deneyim oldu. Çünkü bazı bölgelerin kendine ait şiveleri oluyor ve böyle karakterlere çok özenle hazırlanmak gerekiyor. Seyircide gerçek bir Adanalı hissi yaratmak için oyuncu koçum ile yoğun bir tempoda çalıştık. Adanalı bir karaktere bir de polis rolü eklenince bu süreç benim için çok daha farklı ve keyifli oldu. Güvenliğimizi sağlayan polislerimizin mesleğini bir nebze de olsa yakından tanıdığım ve böyle aksiyonlu bir işin içinde bulunduğum için çok mutluyum” dedi.

Akıncı Her Cuma Saat 20.00’de Atv’ de!…

Yapımını NTC Medya’nın, yapımcılığını Mehmet Yiğit Alp’in gerçekleştirdiği, atv ekranlarında yayınlanan Akıncı dizisi, cuma akşamları saat 20.00’da izleyiciyle buluşuyor.

Akıncı ’nın Motosiklet Tasarımı Modifiye Merakını Arttırdı

Akıncı Mustafa Açılan
Akıncı Mustafa Açılan

Yeliz 45.Yılını, Yeni Şarkısını Ve Merak Edilenleri Anlattı…

‘Bu Ne Dünya’ ve ‘Yalan’ şarkılarıyla tanınan ve 45 yıldır müzik hayatındaki yerini istikrarlı bir şekilde koruyan güçlü bir ses sanatçısı, Yeliz…. Yıllardır ayakta kalabilmesini şarkılardan çok duruşu ve karakterine bağlıyor. Ona göre, sanatçının eskisi olmaz. Yeliz bu yıl 45. sanat yılını kutluyor. Şimdi, 1995 yılında Ahmet Kaya tarafından yorumlanan Beni Vur ’la müziğe döndü. İşte Detaylar…

Yeliz Kimdir?

Yeliz 45.Yılını, Yeni Şarkısını Ve Merak Edilenleri Anlattı…

-Öncelikle ilk çıkış yaptığınız yılların müziğiyle sosyal hayatını, şimdiki zamanla karşılaştırır mısınız?

“Bir kere sosyal medya var ve herkes istediği gibi şarkısını söyleyip, paylaşabiliyor. Bizim çıktığımız yıllarda denetim vardı ve gerçek şarkılar üretiliyordu. Şimdi o duygular, o şarkılar yakalanmıyor. Hala eski şarkılara rağbet var. Demek ki yeniler kesmiyor. Günümüzde ünlü olmak, şarkıyı duyurmak çok daha kolay. Ha hangi birisi kalıcı oluyor orası tartışılır.”

“Beni Dibe Vurdurmaya Çalışanlar Oldu.”

-Bir yerde çok canımı yaktılar demişsiniz. Bu ülkede kadın olmak, şarkıcı ve ünlü olmak zor galiba siz neler söylersiniz?

“Evet canımı yaktılar ama ben her zaman canımı yakanı zamana bırakırım. Canımı yakıp beni dibe vurdurmaya çalışanlar oldu. Dibe de vurdum ama sabır, inanç ve çok sevdiğim dostlarım sayesinde yeniden küllerimden doğdum. Ben güçlü bir kadınım beni öyle kolay yok edemezler.”

“Kişiliğimi Ve Karakterimi Satmadım”

-Bugünlere kadar üreterek gelmiş bir sanatçısınız bunu nasıl başardınız?

“Şarkılardan çok duruş ve karakter diyorum. Hiçbir zaman kişiliğimi ve karakterimi satmadım. İnsanların beni bu kadar sevip de 45 yıl gibi bir süre ayakta tutması, dokuz yıldır sahne aldığım yeri doldurmasını bununla bağdaştırıyorum. Ben magazinsel bir tip de değilim. Şu an bizim piyasa malum magazinle gidiyor. İnsanların iyiyle kötüyü ayırdığını düşünüyorum. Başarının kaynağının da bu olduğunu düşünüyorum.”

-O dönemden ayakta kalan, mesleğini icra eden nadir isimlerdensiniz…

“Sanatçının eskisi olmaz. Sanatçı zamansız ve yaşsızdır. Dürüst, samimi ve doğru olmaya geleceğim yine. Bunları hayatında var edenler her zaman kalıcı olur zaten. Sabun köpüğü olanların alt yapılarının olmadığını, şişirme işlerle sadece dönemsel popülerlik yakaladığını artık bilmeyen yok.”

“Oyunu Onların Kuralına Göre Oynasaydım Bambaşka Bir Yerde Olurdum”

-Müzik piyasasını son halini nasıl değerlendirirsiniz?

“Valla bu aleme aklımın ermediğini her fırsatta söylerim. Bu dünyanın içinde olup, aynı zamanda doğru kalabilmek zordur. Ben bunu başardım. Kimseye biat etmedim, kimseyi kıskanmadım ve hasetlik de yapmadım. Neysem oyum. Ayak oyunlarının içinde olmadım. Küçük hesapların kadını hiç olmadım. Oyunu onların kuralına göre oynasaydım bambaşka bir yerde olurdum. Olanların tercihlerine saygım var ama benim hiç işim olmaz.”

“Hak Etmeyenler Alkışlanıyor”

-En çok neyi eleştiriyorsunuz bu piyasada?

“Benim hep söylediğim bir şey var maalesef hak etmeyenler alkışlanıyor. Herkesin aynı oranda alkışlanmaması gerekiyor bu memlekette. Elmalar armutlar birbirine karışmış. Her önümüze çıkanı bağrımıza basıp alkışlarsak gerçek sanatçının terazisinin kantarı kaçar. Ben popüler değilim, klasiğim. Popüler olayım, herkes beni konuşsun gibi bir çabam hayatım boyunca hiç olmadı. Bu uğurda  kendimi şuursuzca paralamam.”

“Ben kalp ve yürek insanıyım”

-Duygusal bir tarafınız hep var

“Evet duygusalım, biraz da ince ruhlu. Pek çok konuda ince düşündüğüm için hayatta çok kırılıyorum. En şikâyetçi olduğum yanım ise aşırı oto kontrolcü olmam. Hiç mekanik bir insan olmadım. Piyasadakilerin çoğu mekanik ve âleme uygun yaşıyor. Hem sanat hem de ilişki anlamında. Ben kalp ve yürek insanıyım. Kalbimin atmadığı hiç bir işte beni göremezsiniz.”

“Sansürsüz Bir Kitap Yazarsam İltica Etmem Gerekir”

-Bu kadar yaşanmışlık bir kitap olmaz mı? Son yıllarda sanatçılarımız hayatlarını kitap olarak yazmaya başladı.

“Düşünmüyorum. En azından şu an için diyeyim. Benim yazacağım kitap suya sabuna dokunmadan yazılacak türden bir şey olmaz. Ben rumuz kullanmadan herkesin adını tek tek yazmazsam o kitabın bir anlamı kalmaz ki. Hep söylüyorum sansürsüz bir kitap yazarsam iltica etmem gerekir diye. O kitap bir gün çıkarsa ben herkesin yüzüne bakarım da bazıları benim yüzüme hiç bakamaz.”

-Geçenlerde sosyal medyada kürk giyenleri eleştirdiniz. Bu tepkiniz hâlâ sürüyor mu?

“Bugüne kadar hiç gerçek deri kullanmadım. Kürk giymeseniz ölür müsünüz? Annenizin karnından kürkle mi doğdunuz yani? Isınmak için kürke ihtiyacım yok. Kürkü geçtim 100 bin TL’lik lüks çantaların kullanılması bile görgüsüzlük. Sonuçta hepimiz iki metrelik mezara gireceğiz.”

“En Büyük Hayalim…….”

-Hâlâ isteyip de yapamadığınız bir şey var mı?

“Çok var. En büyük hayalim Açıkhava’da konser vermek. Hem bizim hem de Batı sazlarının olduğu bir orkestra ile birlikte. Açıkhava’da bir konser vermeden ölürsem gözlerim açık gider. Ayrıca Senelerdir söylüyorum; bana futbol programı yaptırın, reyting rekorları kırdırırım diye. Öyle bir programı bana verin bakın neler oluyor. Televizyon dünyasında spor programlarının çehresini değiştiririm.”

-Futbol düşkünlüğünüz dillere destan.

“Aynen öyle söz konusu futbol olunca bende hayat duruyor. Maçlarda totemlerim vardır. Çok iyi bir izleyiciyim ve bilgim oldukça fazladır. Hatta takılıyorum hep yanıma güzel bir futbol adamı yakışır diye. Evde hiç hır gür çıkmaz. Huzur içinde maçımızı izleriz. Bir erkek daha ne ister?”

-Aşk ile aranız nasıl? Hayatınızda biri var mı?

“Aşka aşık bir kadınım. Yoğun yaşıyorum aşık olunca. Gelgelelim bu yoğunluğu hak edecek insan bulmakta zorlanıyorum. Herkes sahte. Adam gibi adam diyorsun bir bakıyorsun bin tane yanlışı ile seni hayal kırıklığına uğratıyor. Kendilerini öyle güzel ambalajlıyorlar ki hemen kanıveriyorsun.”

-Bir röportajınızda Kayahan’a platonik aşık olduğunuzu söylemişsiniz?

“Evet. Kayahan benim için çok önemlidir. Hala bir şarkısını duyduğumda ya da söylediğimde burnumun direği sızlar. Aşk ötesinde bir sevgim vardı Kayahan’a. Çok iyi dosttuk kendisiyle. Sabahlara kadar çok sohbetimiz oldu. Aramızda duygusal anlamda hiç bir yakınlaşma olmadı. Kayahan benim için bambaşka bir yerde.”

-Geldik son single’a. Nasıl çıktı?

“Ben evde oturup bangır bangır müzik dinlerim. Kayahan ve Ahmet Kaya, benim hastalık derecesinde bağlı olduğum iki müzisyen. İnşallah Kayahan’dan da bir şarkı okurum. Ahmet’in şarkılarını sahnede okurum hep. Beni Vur’u okumadım bile.”

-Neden?

“Biri duyar da okur diye! Yıllardır korkuyordum birisi okur diye, ödüm patlardı. Özgür Aras aradı, hadi 45. Yıl’a özel bir şey yapalım dedi. Samsun Bey’le (Demir) konuştuk, DMC’den, o da çok sevindi. İlk menajerim Şenay Düdek’le konuştum. Ne okusam diyoruz, sürekli yazışıyoruz falan. Birdenbire “Yeliz n’apıyorsun, ‘Beni Vur’ var ya” dedim. Şarkıyı çok güzel sözlerle emanet ettiler bana.”

“O kadar dolmuş ki içim zaten…”

– En çok neresi vurdu?

“Sana bir sırrımı söyleyecektim, seni alıp götürecektim…” Beni mahvetti burası. Hep ağladım. Çok ağladım. Bu benim Ahmet Kaya’da bir numaram. Alper Atakan muhteşem bir altyapı yaptı. Gitarla ortak bir ton bulduk. Bir saatte okudum stüdyoda. O kadar dolmuş ki içim zaten…”

– Ne heyecanlıdır o bekleme de…

“Hem de nasıl. Yayınlanınca da ağladım. Zaten şarkıyı dinleyip hala ağlıyorum. Çok duyguluyum zaten.”

– Zaten sanatçı öyle oluyor biraz da.

“Aslında sanatçı duygulu olacak diye bir kural yok. Çok duygusuz okuyanları da biliyorum ben. Duygulu kişi kendini belli eder. Duruşun başka olur. Yıllardır benim duruşum hep aynı, hiç bozmadım. Beni yeni tanıyanlar, hep tahmin ettiğim gibisiniz derler. Başka nasıl olacaktım ki?”

 – Yeni jenerasyonlar da sizi keşfettiler; hatta belki de hiç unutulmadınız…

“‘Yalan’la gençler keşfetti. Bir de ‘Bu Ne Dünya Kardeşim’ i biliyorlar.”

Yeliz Kimdir?

Yeliz Kimdir?

0

Bu Ne Dünya’ ve ‘Yalan’ şarkılarıyla tanınan ses sanatçısı Yeliz Kimdir? Yeliz Kaç Yaşında? Yeliz Ne Zaman Doğdu? Yeliz Nerede Doğdu? Yeliz’in Gerçek İsmi Nedir? Yeliz Aslen Nereli? Yeliz Hangi Burç? 80’li yıllara damgasını vuran sanatçı Yeliz hakkında merak edilenler Kimdir yazımızda. İşte Yeliz…

Yeliz Kaç Yaşında? Yeliz Ne Zaman Doğdu? Yeliz Nerede Doğdu?

12 Aralık 1957 tarihinde İstanbul ‘da dünyaya gelen Yeliz, 63 yaşındadır.

Yeliz ‘in Gerçek Adı Nedir? Yeliz Aslen Nereli? Yeliz Hangi Burç?

Asıl adı Fatma Yeliz Eker olan Yeliz, Aslen İstanbulludur ve Yay burcudur.

Yeliz Kimdir?

İtalyan Lisesi’nde okurken arkadaşı Nilüfer’in desteği ile müzik hayatına başlayan Yeliz, 1975 Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finali’nde ikinci oldu. Yarışmadan sonra yayınlanan 45’likleri ile Türk pop müziğinin en sevilen seslerinden biri olan Yeliz, bir tarafında “Bu Ne Dünya” diğer tarafında “Yalan” isimli şarkıların yer aldığı 45’liği dönemin en çok satan plağı olmuştur. 1978’den 1988’e kadar arabesk ve fantazi müzik dalında çalışmalar yapan ve pop müziğe döndüğü 1992 albümü “Haklıydın” sonrasında müzik hayatına bir süre ara veren Yeliz, 2007 yılında “Haykırdım Sessizce” isimli albümü ile müziğe geri dönmüştür.

 

Çocuklar Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?

0

Sağlıklı olmak ve sağlıklı kalmak için, 7’den 70’e hepimiz için en gerekli ve en önemli aktivitelerden biri de spor yapmak. Peki, hangi yaşta hangi spor? Bu soruyu İstanbul Rumeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekrasyon Bölümü Arş.Gör.Ayşenur Kurt şöyle cevaplıyor;

Spor bilincinin ailelere ve çocuklara aşılanması gerekiyor

‘’Spor, sadece fiziksel sağlık için değil bütünsel sağlık gelişimi için önemli bir kavramdır. Spor yapan çocuklar deneyimlerini, yaratıcılıklarını geliştirip sorumluluk duygusunu kazanırlar. Yardımlaşma ve işbirliği yapma, arkadaşlarına, aileye ve çevresindeki insanlara saygı gösterme gibi sosyal davranışları kazanarak benlik gelişimlerine de katkı sağlamaktadır. Fakat günümüzde sporda özelleşme dönemi öncesinde çocukların zevk ve eğlence ile yapmaları gereken spor uygulamalarının yerini kazanma hırsının olduğu ve aşırı yüklenme sonucu gelişimlerini zedeleyen çalışmalara ağırlık verilmektedir. Bu noktada özellikle okul öncesi dönemde bilinçle yapılması gereken hareket eğitiminin ve spor bilincinin ailelere ve çocuklara aşılanması gerekmektedir. Aksi takdirde çocuğun spor dalından uzaklaşmasına, branşta özelleşmeye erken gidilmesi sonucu spor hayatının erken sonlanmasına sebep olacaktır.’’

Her yaşta fiziksel aktiviteler mutlaka yapılmalıdır

Çocuklar belli bir yaş aralığında değil her yaşta fiziksel aktivite içerisinde bulunmalıdır diyen Ayşenur Kurt ‘’Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklara kazandırılan fiziksel aktivite alışkanlığı ergenlik dönemi ve yaşamın sonraki evrelerine yansımaktadır. 0-6 yaşa kadar, fiziksel yeterliliğin amacı temel hareketleri öğrenmek ve bunları oyun içinde bağlantısını kurmaktır. Bu aşamada yapılan fiziksel aktiviteler çocukların; beyin işlevi, kaba motor becerileri, duygusal ve sosyal gelişimleri, benlik saygısının gelişimi, stresin azalması, kemik ve kas kuvvetinin gelişerek uygun postürün sağlanması, motorik özelliklerin (esneklik, kuvvet, dayanıklılık, koordinasyon ve sürat) gelişmesi ve böylece uygun spor dallarına erişimin kolaylaşmasını sağlamaktadır.

cocuk-spor

Küçük yaştaki çocukları fiziksel aktivitelerle spora hazırlayın

Temel becerilerin kazanıldığı 2-7 yaş aralığındaki çocukların yeteneklerini keşfetmeye meraklı olduğunu belirten İstanbul Rumeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekrasyon Bölümü Arş.Gör.Ayşenur Kurt sözlerine şöyle devam etti:’’Bu yaş döneminde çocuklara yürüme, koşma, atlamalar, sıçramalar, odak noktasına fırlatmalar, topa vurma, tırmanma, yüzme, dans etme, bisiklete binme gibi temel hareketlerin olduğu oyun formunda hazırlanan aktiviteler ile spora hazırlık süreci uygulanmalıdır. Gelişim dönemlerini düşündüğümüz zaman 2 yaşındaki bir çocuğun lokomotor ve stabilite seviyesi başlangıç evresindedir.3-4 yaşlarında kontrol ve ritmik koordinasyonunda gelişme sağlandığında yapması istenen aktiviteleri daha kontrollü ve uygun şekilde yapmaya başlar. 5-6 yaşlarına geldiğinde ise verilen temel hareket eğitimi sayesinde olgunluk evresine ulaşmış olur. Altı yaşından itibaren çocuklar belirli bir spor dalında özelleşme evrelerine göre antrenman yapabilirler. Bu bağlamda bu yaş grubundaki çocukların belirli bir sporu öğrenmek ve bir teknik elde etmek için belirli fiziksel ve zihinsel gelişime ulaştıkları doğru bir zaman olarak kabul edilmektedir. 

Eğer çocuğa okul öncesi dönemde koşma, fırlatma, sıçramalar ve tırmanma gibi temel hareketler yeterli düzeyde yaptırılmazsa çocukların bireysel ve takım sporlarını beklenen şekilde yapabilmesi beklenemez’’ ifadelerini kullandı.

Çocuğunuzu okul öncesi dönemde uygun temel spor branşlarına başlatın

Temel hareket dönemi ve becerileri baz alındığında okul öncesi dönemde uygun temel spor branşları yüzme, atletizm, genel jimnastik ve danstır. Branşlara başlangıç öncelikle temel eğitim becerileri halinde başlanacak şekilde; yüzme, jimnastik ve atletizm branşlarına 3 yaşından itibaren dansa 4 yaşından itibaren, raket sporlarına 6 yaştan itibaren, takım sporlarına ise 7 yaş ve sonrasında başlanması uygun olacaktır.

Spor branş seçimine çocuğunuz karar versin

Unutulmaması gereken en elzem nokta seçilecek spor branşı seçimi çocuğa bırakılmalıdır diyen Kurt sözlerini şöyle tamamladı:’’Çocuğun kendini mutlu hissettiği, zevk aldığı ve temel eğitim esnasında eğlendiği bir branş olmalıdır. Bu noktada ebeveynler ve uzman eğitmenler çocuğu gözlemlemeli ve gelişimlerine göre yönlendirme yapmalıdır. Çocukların spor branşına uygunlukları aktivite içerisinde belirlenebilmektedir. Seçim aşamasında çocuğun antropometrik (boy, kilo, vücut yapısı) özellikleri, motorik (kuvvet, sürat, denge, esneklik, dayanıklılık ve sürat) özellikleri, algılama ve analiz özellikleri, zihinsel, sosyal ve psikolojik faktörlerde göz önünde bulundurularak uzmanlar tarafından gerçekleştirilmelidir.’’

Derya Uluğ ‘dan Samimi İtiraflar

0

Derya Uluğ, Emel Yalçın’ın her cumartesi 23:00 da Milyon Tv ekranlarında yayınlanan ve her hafta birbirinden ünlü konuklarını ağırladığı programının konuğu oldu. Başarılı sanatçı kariyer ve özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu.

Derya Uluğ Kimdir?

Hayatımın Dönüm Noktası Asil

Emel Yalçın’ın sorularını içtenlikle cevaplayan Uluğ “Hayatının dönüm noktası olan kişi kim?” sorusuna hiç düşünmeden  Asil dedi. Uzun süredir birlikte olduğu, kendisi gibi müzisyen sevgilisi Asil Gök ile ne zaman evlenecekleri ve anne olmak isteyip istemediği sorusuna ise “ilişkiler için kritik olan, sürekli beraber vakit  geçirilen pandemi sürecini ilişkimizde sorunsuz atlattık, atlatmaya devam ediyoruz. Bu süreci birlikte şarkılar üreterek geçiriyoruz. Acelemiz yok mutluyuz dedi”.

Anne olmak istiyor musun? sorusuna ise; Küçük yaştan beri hiç böyle bir hayalim olmadı ama bu yıllar geçtikçe değişen bir düşünceymiş. Ben kendimi henüz hazır hissetmiyorum dedi.

Derya Uluğ Akustik Performansı ile Beğeni Topladı

Yeni nesil şarkıcılar arasındaki yansıtılan dostluk gerçek mi?
Merve Özbey, Cem Belevi, İrem Derici, Ece Seçkin, Buray ile günlük hayatta sıkça görüşüyoruz ve kardeş gibi gördüğüm dostlarım onlar benim.  İnsanlar kaostan hoşlandıkları için gerçek bulmayabilirler.  Aynı dönemlerde şarkı çıkardığımızda tabi ki tatlı bir rekabet oluyor aramızda sonuçta herkes kendi işinin iyi olmasını ister.

Aşk Acısından 15 Kilo Verdim

Şöhretini garantilediğini düşünüyor musun?

Dijital çağda kimsenin şöhretinin garantisi yok ama üretenler ölmez. Bende üretmeye devam ediyorum. Emel Yalçın’ın bir ara insanlar senin zayıf olmana çok taktı ve sosyal medyada yorumlar yaptılar kızıyor musun o yorumlar sorusuna Derya Uluğ, bazı İnsanlar zayıflığıma hep takık ama bu benim genetiğimle alakalı gayet sağlıklıyım.

Bir dönem sporu bırakmıştım, çok yemek yiyordum ve aşırı kilo almıştım 40 beden giyiyordum. Ben ben gibi değildim. sonra 1 ayda 15 kilo verdim. Özel bir diyet falan da yapmadım Asil ile ayrıldığımız bir dönemdi aşk acısı çekerken kilolarda gitti dedi.

Soğuk Biri Değilim

Geçtiğimiz haftalarda Armağan Çağlayan’ın YouTube’da yayınlanan programına konuk olan Uluğ, Soğuk biri gibi görünüyorsunuz” sözleri üzerine şunları söylemişti:

“Aslında öyle değil. İçimi göstermeyen bir yanım var. Yakın arkadaşlarım, çevrem bilir, normal hayatta hiç böyle değilim. Yeni tanıştığım insanlarla arama duvar örüyorum ama bilinçli yapmıyorum.”

İdo Tatlıses ile Yasemin Şefkatli Düğünü Erteledi

Şarkıcı İdo Tatlıses ile evlilik hazırlığında olan Yasemin Şefkatli, Zorlu AVM’de objektiflere takılırken, evlilik hakkında çarpıcı bir açıklamaya imza attı.

İdo Tatlıses kimdir?

İdo Tatlıses ile evlilik hazırlığında olan çiftten Şefkatli, yaşanan sıkıntılı süreç̧ ve pandemi kurallarından dolayı düğünü ileri bir tarihe ertelediklerini açıkladı.

‘TÜM SEVDİKLERİMİZ YANIMIZDA OLSUN İSTİYORUZ’

Şefkatli, “Tüm sevdiklerimiz yanımızda olsun istediğimiz için düğün sürecimizi ileri bir tarihe erteledik” açıklamasında bulundu.

‘İDO’NUN İŞLERİ ÇOK’

Şefkatli, nişanlısı İdo Tatlıses’in yeni şarkısı ve klip çalışması nedeniyle yoğun olduğunu da belirtip, “İdo’nun işleri çok. Vaktinin büyük bölümü stüdyoda geçiyor” diye ekledi.

Oyuncu Cenk Torun’un Son Hali Sizleri Şaşırtacak!

90’lı yıllara damgasını vuran başrollerinde başarılı şarkıcı Yonca Evcimik’in rol aldığı Çılgın Bediş dizisinin yakışıklı Oktay’ı Cenk Torun’un son hali ile ağızları açık bıraktı.

Cenk Torun Kimdir?

Yonca Evcimik Kimdir?

Başrolünü Yonca Evcimik’in oynadığı, 90’lı yıllara damga vuran Çılgın Bediş’te Oktay karakterini canlandıran Oyuncu Cenk Torun’un son hali herkesi şaşırttı.

Dizide Bediş’in aşık olduğu yakışıklı Oktay karakteriyle döneme damga vuran yakışıklı oyuncu Cenk Torun’un son hali aradan adeta yıllara meydan okuyor.

Oyuncu Cenk Torun'un Son Hali

Sosyal medya hesabını aktif bir şekilde kullanan yakışıklı oyuncu, paylaşımlarıyla dikkat çekiyor.

Oyuncu Cenk Torun'un Son Hali

2 YIL ÖNCE BİR ARAYA GELMİŞLERDİ
Yakışıklı oyuncu Cenk Tosun, 2019 yılında Yonca Evcimik bile bir araya gelerek hatıra fotoğrafı çektirmişti.

 

Aslıhan Karalar Setlere Döndü! İşte Sürpriz Projesi

Son olarak TRT’deki ‘Kuruluş Osman’ dizisinde Burçin Hatun karakterine hayat veren Aslıhan Karalar, uzun bir aradan sonra setlere döndü. İşte yeni projesi…

Aslıhan Karalar kimdir?

Güzel oyuncu, Doğu Demirkol ile Murat Özsoy’un kaleme aldığı ve dijital platform Blu TV’de yayınlanacak olan ‘Doğu’ adlı dizide konuk oyuncu olarak kamera karşısına geçti.

Stanford ve Yale Üniversiteleri’nin online eğitimini tamamladıktan sonra uzun bir aradan sonra set heyecanı yaşayan oyuncu, çekimlerden neşeli hallerini sosyal medya hesabından paylaştı.

Aslıhan Karalar’ın performansı şimdiden merak konusu oldu.

Müslüm Gürses vefatının 8. yılında anıldı

Arabesk müziğin unutulmaz ismi Müslüm Gürses, ölümünün 8’nci yılında, arkadaşları ve sevenleri tarafından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı. Aralarında Gürses’e benzerliği ile dikkat çeken hayranlarının da yer aldığı kalabalık, uzun süre ünlü sanatçının kabri başından ayrılmadı

3 Mart 2013 tarihinde kalp yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Müslüm Gürses için ölümünün 8’nci yıl dönümünde Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında anma töreni düzenlendi. Gürses’i anmak için Zincirlikuyu Mezarlığı’na saatler öncesinden gelen hayranları, merhum sanatçıya dua etti. Aralarında Gürses’e benzerliği ile dikkati çeken hayranlarının da yer aldığı kalabalık, uzun süre ünlü sanatçının kabri başından ayrılmadı.

BABAMIZI UNUTMADIK

Usta sanatçıya olan benzerliği ile dikkat çeken Yılmaz Tunç, Biz babamızı unutmadık, unutturmayacağız. Her daim kabrinde olacağız. Biz burada bir aile gibiyiz. Hepimiz birbirimizi tanırız. Bir dostluk, bir kardeşlik ortamı var burada. Yılda 4-5 milyon insan geliyor buraya. Bu çılgın bir şey. Gerçekten böyle bir sevgi yok dedi.

 

Arabesk müziğinin mihenk taşlarından Müslüm Gürses, vefatının 8. yılında memleketi Şanlıurfa’da da adını taşıyan müzede sevenleri tarafından yad ediliyor. Tedavi gördüğü hastanede, 3 Mart 2013’te hayatını kaybeden Müslüm Gürses adına vefatından 7 ay gibi kısa bir süre sonra memleketi Şanlıurfa’da Büyükşehir Belediyesi tarafından Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi kuruldu.

Müzede, tarzı ve kendine has yorumuyla milyonların gönlüne taht kuran ve hayranlarının Müslüm Baba diye andığı Müslüm Gürses’e ait çok sayıda eşya bulunuyor. Sanatçının bal mumundan heykelinden çıkarttığı taş plaklara, sürekli taktığı güneş gözlüğünden elinden düşürmediği tespihine, çocukluk ve gençlik yıllarına ait fotoğraflarından konserlerde ve günlük yaşamda giydiği kıyafet ve ayakkabılara kadar çok sayıda özel eşyası müzede sergileniyor.

Müzede hayranları, sanatçının “Hasret Rüzgarları” şarkısını dinlerken “Müslüm Baba”nın hayata erken veda edişinin hüznünü yaşıyor, “Adını Sen Koy” parçasıyla da teselli buluyor. Müzeye sanatçının ülke genelindeki hayranlarının yanı sıra Avrupa’da yaşayan gurbetçiler de ilgi gösteriyor.

Müzenin kurulmasına katkı sağlayanlardan Hüseyin Burkankolu, yaptığı açıklamada, Müslüm Gürses’in yerinin doldurulamayacağını söyledi. Müslüm Baba bizim için her şey demektir diyen Burkankolu, sözlerine şöyle devam etti:

29 yıla yakındır Müslüm Baba’nın hayranıyım, ömrümüzü adeta ona adamış bulunmaktayız. Müzenin kurulmasına da katkı sağladım, plaklar ve eserler verdim. Bu müzeye Müslüm Baba hayranlarını bekleriz. İl dışından da rahmetlinin hayranları çok soruyor, ilgileniyor. Yılın her döneminde hakiki Müslüm Gürses sevdalıları buraya çok geliyor. Ben Müslüm Gürses’e 29 yılımı verdim, Biz buraya geldiğimizde sanki Müslüm Baba’nın evindeymişiz gibi hissediyoruz, kasetlerine, kıyafetlerine, resimlerine bakıyoruz kendimizi buluyoruz. Büyük bir duygusal rahatlama oluyor, kendimize geliyoruz.

Müzeye 7 yaşındaki oğluyla gelen Hüseyin Elveren ise her yıl vefat yıl dönümünde sanatçıyı anmak için İstanbul’a gittiğini, bu yıl Kovid-19 salgını nedeniyle gidemediği için de üzgün olduğunu dile getirdi.

Müzeyle teselli olduğunu anlatan Elveren, Buraya gelip, kasetlerini dinleyip, elbiseleriyle teselli oluyoruz. Vefatından kısa süre sonra doğan oğluma Müslüm Baba’nın adını verdim. Benim küçük Müslüm’üm de oğlum. Saçları falan da onun gibi kıvırcık. Oğlumu da çevrem hep Müslüm Baba diye çağırıyor. Bu da bana yetiyor dedi.

Müze sorumlusu Zeynep Yılmaz ise 7 yıldır görev yaptığı müzede Türkiye’nin her yerinden yüzlerce Müslüm Gürses hayranıyla karşılaştığını söyledi.

Misafirlerin özellikle merhum sanatçının vefat yıl dönümünde arttığını anlatan Yılmaz, gurbetçilerin de bölge ziyaretlerinde müzeyi gezmeyi ihmal etmediğini sözlerine ekledi.