Ana Sayfa Blog Sayfa 4003

Sezer Sezin kimdir?

0

Yaşama gözlerini yumması ile sanat camiasını ve sevenlerini yasa boğan Şoför Nebahat olarak tanınan usta Yeşilçam oyuncusu Sezer Sezin kimdir? Sezin, nerede ve ne zaman dünyaya geldi, nasıl ünlü oldu, sanat hayatında hangi çalışmaları gerçekleştirdi? Sezer Sezin hakkında merak edilenler haberimizde…

Hafızalarda Şoför Nebahat olarak yer eden usta oyuncu Sezer Sezin, 25 Ekim 1929 tarihinde İstanbul Eyüp’de dünyaya geldi. Ortaokula kadar okuyabilen Sezin, küçük yaşta tiyatroya ilgi duymaya başladı ve bale dersleri aldı.

Sezer Sezin, sanat hayatına 1940 yılında Eminönü Halkevi Tiyatrosu’nda Kral Oidipus adlı oyunda Kralın kızını canlandırarak adım attı. Ardından 1944 yılında Hürriyet Apartmanı isimli filmde rol aldı ve sinemaya başladı. 1946 yılında Vedat Örfi Bengü ile ortak olupSezer Tiyatrosu’nu kuran Sezer Sezin, tiyatronun bir yıl turneye çıkmasının ardından 1947 yılında tiyatroyu kapattı. Sezin, 1948 yılında başrolü Memduh Ün ile paylaştığı Damga isimli filmde rol aldı. Ancak, 1949 yılında Ömer Lütfi Akad’ın yönettiği Vurun Kahpeye filmde rol almasının ardından tanınan biri haline geldi.

1952 yılında Tahir ile Zühre ve Arzu ile Kamber filmlerinde rol alan Sezer Sezin, başrolü paylaştığı Kenan Artun ile aşk yaşamaya başladı ve altı ay boyunca Bağdat’ta yapılan çekimlerin ardından döndükten sonra 1952 yılında Kenan Artun ile evlendi. 20 Temmuz 2017 tarihinde 88 yaşında yaşamını yitirdi.

Sezer Sezin’in rol aldığı filmler

Hicran Sokağı (2007) …. Nuriye (konuk oyuncu)
Turist Zehra (1967) …. Zehra
Asker Anası (1966)
Sırat Köprüsü (1966) …. Saadet
Kanlı Meydan (1965)
Şoför Nebahat Bizde Kabahat (1965) …. Nebahat
Cehennem Arkadaşları (1964)
Şahane Züğürtler (1964)
Şoför Nebahat ve Kızı (1964) …. Nebahat
L’Immortelle (Ölümsüz Kadın) (1963) …. Türk Kadın (Türkiye, İtalya, Fransa ortak yapımı. Yönetmen: Alain Robbe-Grillet) Film İstanbul’da çekildi
Üç Tekerlekli Bisiklet (1962) …. Hacer
Rüzgâr Zehra (1961) …. Rüzgar Zehra
Dişi Kurt (1960) …. Zeynep
Şoför Nebahat (1960) …. Nebahat
Ana Kucağı (1959) …. Selmin
Kıbrıs’ın Belası Kızıl EOKA (1959) Kıbrıs sorununa değinen ilk Türk filmi
Vatan Uğruna (1959)
Altın Kafes (1958)
Meçhul Kahramanlar (1958) …. Ayşe
Meyhanecinin Kızı (1958) …. Zehra
Kalbimin Şarkısı (1956) …. Perihan
Ölmüş Bir Kadının Evrakı Metrukesi (1956)
Dağları Bekliyen Kız (1955) …. Zeynep
Kaçak (1954)
Arzu ile Kamber (1952) …. Arzu
Tahir ile Zühre (1952) …. Zühre
Allah Kerim (1950)
Lüküs Hayat (1950) …. Sadiye
Vurun Kahpeye (1949) …. Aliye
Damga (1948) …. Asuman
Yayla Kartalı (1945) (küçük rol)
Köroğlu (1945) (küçük rol)
Hürriyet Apartmanı (1944) (küçük rol)

Sezer Sezin’in rol aldığı tiyatro oyunları

Ya Beni Öpersin
Nazırın Karısı
Yanlış Adres
Karımla Olmuyor

Yıllar sonra aşkı yeniden birbirlerinde buldular!

Oyuncu Gamze Özçelik’le eski eşi Uğur Pektaş, “Aşk yeniden” diyerek sevenlerine barışma müjdesi verdiler. İkili oğullarıyla birlikte tatil yaptığı kareyi İnstagram’da paylaştı.

Ünlü çift Gamze Özçelik’le Uğur Pektaş yeniden barıştı. 5 yıl sonra oğullarıyla birlikte tatile çıktılar. Ünlü çiftin tatil karelerini hem hayranları hemde Gamze Özçelik’le Uğur Pektaş ikilisi sosyal medyada paylaştı.

Bitmeyen aşkta ikinci perde

Arka Sokaklar dizisinde iki eski sevgiliyi canlandıran çift dizi devam edersken sevgili olmuş ardından da nikah masasına oturmuşlardı. 2008 yılında Büyükada’daki nikahla gizlice evlenen ikili, oğulları Murathan’a rağmen 2012’de boşanmıştı. Birkaç aydır görüştükleri ve yeniden evlenecekleri konuşulan Gamze Özçelik’le Uğur Pektaş ikilisinin, geçen zamana rağmen birbirinden kopamadıkları ortada. Bu kopamayış yeniden barışmayı hatta evliliği getirecek… Barışmanın şerefine oğullarıyla tatile çıktılar. Bir dönem adlarından büyülü denilebilecek aşklarıyla söz ettiren çift, hem aynı sektörde olmaları hem de birbirinde kopamayışları Gamze Özçelik’le Uğur Pektaş aşkında ikinci perdeyi oynatacak. Oğullarıyla geçtiğimiz günlerde Çanakkale’ye giden oyuncu Gamze Özçelik’le Uğur Pektaş çiftinin oğullarıyla birlikte yaptığı bu tatil instagram’daki hayran sayfaları aracılığıyla barışma adı altında ortaya çıktı.

Yıllar sonra yeniden

Oyuncu Gamze Özçelik’le Uğur Pektaş çiftinin yıllar sonra birbirinden kopamayarak bir araya geldiği görüldü. Sevenleri ikilinin yeniden bir araya gelmesine çok sevinirken akıllara evlilik ne zaman sorusu geldi. Medyada ve sosyal medyada bu konuyu dile getirmeyen Gamze Özçelik ve Uğur Pektaş çiftinden en kısa sürede bir açıklama bekleniyor.

No:309 dizisi final yapıyor

0

Fox TV ekranlarının sevilen dizisi No:309 dizisi için sevenlerini üzecek bir karar alındı. Dizi, reytinglerinin iyi olmasına rağmen yeni sezonda olmayacak. İşte detaylar…

Ekranların diziseverler tarafından ilgi ile izlenen dizilerinden biri olan No:309 dizisi, sevenlerine kötü haber verdi. Fenomen dizi, yeni sezonda yayınlanmayacak.

Fox TV ekranlarında her hafta çarşamba günü saat 20:00’de yayınlanan sevilen dizi No:309 dizisi sona eriyor. Başrolünde Sumru Yavrucuk, Demet Özdemir ve Furkan Palalı’nın rol aldığı sevilen dizinin final yapma kararı aldığı ve yeni sezonda yayınlanmayacağı öğrenildi.

Daha öncelerde konuşan dizinin yapımcısı “Reytinge göre karar vereceğiz.” demişti ancak, reytingleri iyi olmasına rağmen dizinin üç bölüm sonra final yaparak ekranlara veda edeceği öğrenildi.

Furkan Kızılay ve sevgilisi ilk kez görüntülendi

0

Furkan Kızılay’ın yüzünü herkesten gizlediği sevgilisi ilk kez görüntülendi. Geçtiğimiz günlerde Bebek’te görüntülenen ancak, yüzünü gizlediği için net görülemeyen sevgili bu defa kaçamadı. İşte Furkan Kızılay’ın herkesten gizlediği sevgilisi…

Çocuk yaşlardan beri oyunculuk yapan Furkan Kızılay ve yeni sevgilisi, geçtiğimiz günlerde Bebek’te araçları ile seyrederken habercilerin objektifine yakalandı. Ancak, ünlü oyuncunun sevgilisi yüzünü gizleyerek habercilerin net bir görüntü almasının engellemişti. Bu defa kaçamadı.

Furkan Kızılay ve yeni sevgilisi bir mekanda arkadaşları ile sohbet ederken görüntülendi. Ancak, bu defa basın mensuplarından kaçamadılar. Görüntülendiklerinin farkında olmadan koyu bir sohbet eden yeni sevgililer, ilk defa bu kadar net görüntülenebildi. Böylece, Furkan Kızılay’ın yeni sevgilisinin yüzü net şekilde görüntülendi. İşte o anlar…

Furkan Kızılay kimdir?

 

Şarkıcı Zeynep köye yerleşti, öğretmen oldu

0

İstanbul’dan taşınan ünlü şarkıcı Zeynep, Muğla’nın Milas ilçesinde bir köye yerleşti. Köyde sakin bir hayat yaşayan Zeynep, şimdi de öğretmen oluyor. İşte detaylar…

Bir zamanlar Mehmetim şarkısı ile popüler olan ünlü şarkıcı Zeynep, şehrin kalabalığından sıkılıp köy hayatı yaşamaya başlayan ünlülerden biri oldu. Zeynep, İstanbul’dan taşındı ve Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan bir köye yerleşti. Köy hayatı yaşamaktan çok mutlu olan Zeynep, Bodrum’da bir okulda müzik öğretmenliği yapmaya karar verdi.

Zeynep, Bodrum’un Ortakent mahallesinde bulunan Lugga Otel’de sevenleri ile bir araya geldi. Sahne öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Zeynep, ekranlardan uzak kalması yorumlarına değinerek “Ekranlardan uzak değilim, sadece magazinsel olmayı ve spekülasyonu haberlere maruz kalmadan sadece sanatımı doğru bir şekilde layıkıyla yapmaya çalışıyorum. Türk halkına layık olarak bu işi yapmaktan yanayım. Benim duruşum, çizgim ve rafım zaten belli. Beni zaten bilen biliyor. Çok şükür Allahl’ıma benim dinleyicilerim de izleyicilerim de belli. Konserlerimde devam ediyor gerek yurt içinde gerek yurt dışında.” diye konuştu.

Neredeyse bir yıldır köy hayatı yaşadığını ifade eden Zeynep, “Bodrum’a yerleştim, kıyı Kışlacık köyünde ikametgah ediyorum. Müzisyen arkadaşlarım, dostlarımda bu taraflarda oturuyor. Köy yaşantısına doyamıyorum. O bakir çok güzel bir balıkçı kasabasında yaşıyorum. Her şey çok samimi, sahteliklerden uzak bir yer. O yüzden köyde çok mutluyum. Geçen yıl geldim, İstanbul’dan temelli ayrıldım.” dedi.

Sözlerine devam ederken burada bir okulda müzik öğretmenliği yapmak için kolları sıvadığını dile getiren ünlü şarkıcı Zeynep, yakında öğretmenliğe başlayacağını söyleyerek “Yakında öğretmen oluyorum inşallah. Bir kolejde her Salı günü güzel çocuklara ders vereceğim. Müzik dersine gireceğim öğrencileri. Çocukları çok seviyorum. Topluma güzel, erdemli çocuklar yetiştirmek istiyorum.” diye konuştu.

Yazgı ‘Kopsun Kıyamet’ Albümüyle Müziğe Hoş Bir Seda Getirdi

Türk Halk Müziğinin yeni ve güçlü sesi Yazgı, ‘Kopsun Kıyamet’ adlı ikinci single albümüyle müzik piyasasına farklı bir soluk getirdi. Yazgı; geçtiğimiz günlerde çıkan albümü ‘Kopsun Kıyamet’ ile renkli ve hareketli bir giriş yaparak müzik dünyasındaki yerini aldı.

Müzik dünyasında uzun zamandır; Türk Halk Müziği tarzında, yeni türkü ve bestelerle çıkış yapan genç isimlerle pek karşılaşmamıştık. Yazgı; yıllardır alıştığımız bu kalıpları bozarak hoş bir seda ile geldi. Müzik piyasasına, bu yıl Mart ayında giriş yapan genç seslerden birisi olarak karşımıza çıktı. Genç sanatçı; ilk kez, 5 şarkılık single çalışması olan ‘Bu Nasıl Yazı’ ile sesini duyurmuştu.  2. yeni albümü olan Kopsun Kıyamet’i ise dijital müzik platformlarında, 7 Temmuz 2017 tarihinden itibaren, türkü severlere sunmaya başladı. Genç türkücünün; tek parçalık kayıttan oluşan ve albümüyle aynı adı taşıyan ‘Kopsun Kıyamet’ türküsünün klipi de 2645 Records tarafından takdim edildi.

3 Dil Bilen Bir Medya Tasarımcısı Türk Halk Müziğini Tercih Etti!

 Gurbetçi bir ailenin kızı olan ve yurt dışında büyüyüp eğitim gören genç türkücü Yazgı; aslında İşitsel ve Görsel Medya Tasarımcısı olup ayrıca ana dilinden başka iyi derecede 3 dil daha biliyor. Türk kültüründen çok uzak bir çevrede yaşayıp eğitim alsa da Türk müziğine olan hayranlığıyla, müzik dünyasında kendisine yeni bir yer açtı.

Yazgı ‘Kopsun Kıyamet’ Albümünde Kimlerle Çalıştı?

Yazgı, Yeni Albümünde Kimlerle Çalıştı?

 Yazgı’nın, 2645 Records&İyi Müzik etiketiyle ikincisini yayınladığı ‘Kopsun Kıyamet’ adlı yeni single albümü, tek parçadan oluşuyor. Klipi yayınlanan, ‘Kopsun Kıyamet’ şarkısının söz ve müziği Murat Tuncel’e, aranjesi Alihan İnanlı’ya ait. Şarkının klipi ise Yekta Özbilen yönetmenliğiyle dinleyicilere takdim edildi. Hafif bir ‘Ankara Havası’ esintisiyle gelen şarkı, önümüzdeki günlerde eğlence mekanlarıyla birlikte özellikle de düğünlerin en popüler parçaları arasında yerini alacak gibi görünüyor.

Yazgı Kimdir?

‘Kopsun Kıyamet’ adlı şarkısıyla bu yaz çıkış yapan şarkıcı Yazgı kimdir?

Yazgı, Almanya-Hamburg’a bağlı bir kasabada dünyaya gelmiştir. İşitsel Görsel Medya Tasarımı alanında Almanya’da eğitimini tamamlamış ve TV alanında çalışmalar yapmaya başlamıştır. Anadilinden başka iyi derecede Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.

Hamburg’daki yerel televizyon kanallarında medya tasarımcılığı yapan genç türkücü, Almanya’nın ilk Türk televizyon kanalında kendisinin hazırlayıp sunduğu programlarla da bir ilke imza atmıştır. Almanya’dan sonra televizyon programcılığına Türkiye’de devam etmiştir. Hazırlayıp sunduğu programlardaki yorumculuğu ile büyük beğeni toplamıştır.

Türk müziğine son derece ilgi ve hayranlık duyması nedeniyle kendini geliştirmek için Türk Sanat Müziği üzerine eğitimler almıştır. Tercihini Türk Halk Müziğinde kullanan güzel türkücü, son albümüyle de gelecek vadediyor.

 

 

 

Ebru Şallı, bir bebeğin ölümüne sebep mi oldu?

0

Ebru Şallı’yla el ele görüntülenen evli işadamı Uğur Akkuş, “Evliliğim 3 yıl önce bitti” açıklamasını yapmıştı. Ancak eşi Gonca Akkuş ise üçüncü çocuklarına hamile olduğunu söyleyerek; “9 haftalık hamileyim, sonlandıracağım.”dedi.

Şanssız bebek hayata gelebilecek miydi?

Uğur Akkuş’un eşi Gonca Akkuş ise “Ebru eşime ‘Boşan evlenelim’ diye baskı yapıyormuş. İki aylık hamileyim” açıklamasında bulundu. Uğur Akkuş’un 10 yıllık eşi Gonca Akkuş’un iki aylık hamile olduğunu açıkladığından beri düşünülen konu, Uğur Akkuş’un Ebru Şallı ile birlikte olmasaydı şanssız bebek hayata gelebilecek miydi? Ebru Şallı ile birlikte olan evli sevgilisi Uğur Akkuşyaptığı basın açıklamasında; “3 aydır seviyeli bir ilişki içindeyiz. Evlilik kurumuna saygımız var. Kimse kimseyi kandırmadığı gibi bir dava süreci olduğu için insanların özel hayatını etkilememek ve evlilik kurumuna duyduğumuz saygıdan dolayı zamanı gelince gereken detayları konuşmayı uygun görüyoruz. Ancak 3 yıl önce biten bir evlilik ve boşanma süreci olduğu için detayların fazla konuşulmamasını ümit ediyoruz.” İfadelerini kullandığı akıllara geldi.

“Vebali benim boynuma”

Uğur Akkuş’un 2 aylık hamile eşi  Gonca Akkuş yaşadıkları duruma ilişkin şu ifadeleri kulandı: “Bu bebeği boşansam da aldırmayacaktım ama vazgeçtim. Dün 16.30’da doktordan randevu aldım, gebeliği sonlandıracağım. Hamile olduğumdan eşimin haberi yok, ona sürpriz yapacaktım ama bu olaylardan sonra aldırmak daha mantıklı. Bu bebeğin vebali benim boynuma, bu kadar aptal olduğum için. 38 yaşındayım ve doktor yumurtalık rezervimin azaldığını söyledi, bu yüzden üçüncü çocuğu ikimiz de çok istiyorduk.”

Umut Evirgen’in aklı başına geldi mi?

Ünlü oyuncu Tuba Büyüküstün, 1 aydır Metris F tipi cezaevinde tutuklu olan işletmeci sevgilisi Umut Evirgen’i geçtiğimiz günlerde ziyaret etmek istemişti, ancak Evirgen kabul etmemişti. 17 Temmuz tarihinde cezaevinden tahliye edilen işletmeci Umut Evirgen’in yaptıklarından ders çıkarıp çıkarmadığıysa merak konusu…

28 yaşındaki gece kulübü sahibi Umut Evirgen kendisini sevgilisi Tuba Büyüküstün ile çeken gazetecinin fotoğraf makinesini korumalarına silah zoruyla gasp ettirince 1 ay önce tutuklanmıştı. Dün ceza evinden tahliye olduğu haberleriyle gündeme gelen Umut Evirgen, geçtiğimiz günlerde ceza evindeyken kendisini ziyaret etmek isteyen Ünlü oyuncu  Tuba Büyüküstün’ü kabul etmemişti. Ünlü oyuncu  Tuba Büyüküstün, gece kulübü sahibi sevgilisi Umut Evirgen ile görüştükleri ise muamma…

“Beni burada böyle görmeni istemiyorum.”

17 Temmuz’da hakim karşısına çıkan Evirgen’in, ünlü oyuncu Tuba Büyüküstün Ftipi cezaevinde yattığı sırada kendisini görme talebini, “Beni burada böyle görmeni istemiyorum” diyerek reddettiği duyulmuştu. Tahliye edilen işletmeci Umut Evirgen’in davasında karşı taraf şikayetinden vazgeçerek Evingeni özgürlüğüne kavuşturdu. Umut Evingen İle sevgilisi  Tuba Büyüküstün’ü haber yapan gazeteciyi gasp ettikten sonra merak edilen konu ise; “Umut Evirgen’in bu tavrının ilerde başka bir gazeteciye gösterip göstermeyeceği?”dir. İçeride geçirdi süreçte tabir yerinde Evingen’in aklı başına geldi mi?

Tuba Büyüküstün tanık olarak dinlenecek

17 Temmuz pazartesi günü Umut Evirgen duruşmada; ”Kapalı alan fobim var, mağdurum” diyerek çıkarılması için gerekçe sunmuştu. 15 yıl hapsi istenen Evirgen tahliye edildi. İleriki duruşmada Tuba Büyüküstün tanık olarak dinlenecek. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Tuba Büyüküstün ve 2 restoran çalışanın önümüzdeki celse tanık olarak dinlenmesini hükmetti. Umut Evirgen cezaevinden çıkar çıkmaz da kebabı çok özlediğini belirterek, Levent’te babasına ait olan Set Kebap’a gittiği biliniyor. Başarılı oyuncu sevgilisiyle cezaevinden çıktıktan sonra görüştüklerine dair bir kanıt bulunmamaktadır.

“Boşandıktan sonra işletmeciye”

Ünlü oyuncu  Tuba Büyüküstün, ikizleri Toprak ve Maya’nın babası, altı yıllık eşi  Onur Saylak’la evliliğini  5 Haziran’da noktalamıştı. Magazin haberlerinde adı kocasını boşayıp işletmeciyle sevgili oldu şeklinde anılıyordu. HT Magazin’den  Tarkan Abdullahoğlu’nun haberine göre;  “Güzel oyuncunun adı boşandıktan hemen sonra işletmeci Umut Evirgen’le anılmaya başladı.” Şeklinde haberlerde vurgulanıyordu.

Harun Kolçak’ın sosyal medyada dolaşan vasiyet metni gerçek mi?

0

Vefatı ile ardında acılı bir ülke bırakan usta sanatçı Harun Kolçak’ın bugün sosyal medyada vasiyet metni dolaşmaya başladı. Birçok sosyal medya kullanıcısı bu metni paylaştı. Peki, Harun Kolçak’ın vefat etmeden önce yazdığı iddia edilen vasiyet metni gerçek mi? İşte yanıtı…

Prostat kanseri nedeni ile bir süredir tedavi gören usta sanatçı Harun Kolçak, dün gece saat 23:00 sularında yaşam mücadelesini kaybetti. Vefatı ile sanat camiasını ve sevenlerini derin bir üzüntü içerisine sokan sanatçının vefatının ardından vasiyeti olduğu iddia edilen bir metin ortaya çıktı.

Sosyal medyada hızla yayılan vasiyet metni şu şekilde…

Bütün organlarımı bağışladığım için büyük ihtimalle öldüğümde beni size poşetle verecekler. O yüzden fazla kurcalamayın.

Cesedimi o poşetle toprağa gömüp üzerine bir ağaç dikilmesini istiyorum.Mezar taşı isim falan istemiyorum.
Ne cenazemde ne de sonrasında 3’üydü, 7’siydi, 40’ıydı gibi bahanelerle yemek falan vermeyin. Yok şunu çok severdi, yok canı için yiyelim gibi saçmalıklarla karnınızı şişirmeye bahane aramayın. Siz etli pide yiyin diye ölmedim ben. Benim canım için yediğiniz her lokma boğazınızda kalır. Bilesiniz.

Öyle mevlit falan bahanesiyle hatim indirmeye, arkamdan iyiliğim için dua falan etmeye kalkmayın. Yaşarken yapmadığınız iyiliği ölünce yapmaya kalkmayın. Yemem.

İlla birilerine yemek vermek isterseniz sokak hayvanlarına verin. (Bu en net isteğimdir.)

Benim malım kıymetlidir. Hiçbir eşyamı bir tanıdığa vermeyin. Giysilerimi aş evine ya da sosyal hizmetlere verin. Diğer eşyalarımı atın ya da yakın. Benden geriye hiçbir şey kalmasın.

Beni tanıyanlar iyi bilir ki biraz fazlaca açık sözlüyümdür.

O yüzden gönlüm ister ki hepinizden önce öleyim. Sonraya kalıp da kimsenin ölüsüyle falan uğraşamam.

Arkamdan istediğiniz kadar atıp tutabilirsiniz artık. Rahat olun. Sizinle mi uğraşacam. Ne güzel ölmüşüm.

Ve… evet. Hayvanları insanlardan daha çok seviyorum.

Harun Kolçak’ın olduğu iddia edilen vasiyet metninin, sosyal medyada hızla yayılmasının ardından sanatçının avukatı açıklama yaptı. İşte o açıklama…

Şirketimiz sanatçılarından Harun Kolçak’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.

İnternette dolaşan ve Harun Kolçak’a ait olduğu iddia edilen yazının bir gerçekliği yoktur.

Sanatçımız böyle bir vasiyet bırakmamıştır. Sanatçımızın cenazesi yarın (21 Temmuz Cuma) öğle namazında Teşvikiye Camii’nde, ardından aynı gün ikindi namazına müteakiben Gemlik Mezarlığı’nda dini vecibelere uygun bir şekilde dualarla son yolculuğuna uğurlanacaktır.

Sevenlerinin ve müzik sektörümüzün başı sağolsun.

Harun Kolçak kimdir?

 

Metin Hara, Adriana Lima’nın kalbini böyle çalmış

0

Son bir haftaya damgasını vuran Adriana Lima ve Metin Hara aşkının nasıl başladığı en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Metin Hara, dünyaca ünlü model Adriana Lima’nın kalbini nasıl çaldığını anlattı. Bunun yanı sıra yapılan acımasızca eleştirilere son nokta konuldu. Meğer her şey bir müzik kutusu ve şiirle başlamış. İşte Adriana Lima – Metin Hara aşkının başlama hikayesi ve yapılan eleştirilere son nokta…

Bodrum’da tatil yapan Adriana Lima ve Metin Hara’nın aşkı herkesin dilinde. Bir Türk genci olan Metin Hara, Adriana Lima ile aşk yaşamasından dolayı sosyal medyada adeta topa tutuldu. Hatta, bu aşkın gerçek olmadığı, sadece reklam aşkı olduğu iddia edildi. Yapılan eleştirilere kulak asmayan Metin Hara, ilk kez Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman’a konuştu. Hara, kendisini arayan Arman’a büyük aşkın nasıl başladığını da anlattı.

İşte Ayşe Arman ve Metin Hara arasında geçen görüşme…

Metin Hara, bütün Türkiye seni konuşuyor…
– Olur böyle şeyler n’apalım Ayşecim…
Neredesiniz?
– Hala Bodrum’dayız. Gitmedik bir yerlere. Biz işin magazinsel boyutunda değiliz. Yazılıp çizilenler de umurumuzda değil. Hele yenge, gayet rahat! “Her yerde, herkese, istediğin her şeyi söyleyebilirsin, istediğin her şeyi yapabilirsin!” diyor. Olay hakikaten bizim adımıza çok ilginç noktalara gidiyor. Reklam meklam lafları gayet salakça. Artık daha neler!
Dur, dur o zaman başlıyorum sormaya. “Bu iş kurgu! Her yerde öpüşmeler filan reklam! Aşk maşk yok” diyorlar. Öyle bir şey söyle ki, bu aşkın kurgu olmadığını kanıtla…
– Ayşecim, sen de senelerdir basının içindesin. Bir kadınsın, sen de ünlüsün. Gözünü seveyim, sana para teklif edilse ve sevmediğin bir adamla öpüş dense, öpüşür müsün? Kabul eder misin? Etmezsin di mi? Kim eder? Bunun böyle olduğunu düşünebilmek nasıl bir kafadır? Nasıl bir zihniyet buna ihtimal verir? Üstelik sözünü ettiğimiz kadın, dünyanın en ünlü, en çok para kazanan modeli. Zaten kazanmış kazanacağı kadar. Bu kadının çalıştığı markaların ve aldığı bütçelerin büyüklüğü inanılır gibi değil, bunun farkında mı değiller? Ya matematikleri bozuk ya da ahlakları!
İyi de siz de her yerde öpüşüyorsunuz kardeşim! Ve her yerde fotoğrafınız var. “O öpüşme karelerini verebilmek için belli açılarda durmuşlar! Basbayağı kurgu” deniyor. Dahası, bunu paparazziliği bilenler söylüyor. “Bu işte bir iş var! Gerçekten aşık olan adam kaybolur, görüntülenebileceği yerde durmaz!” diyorlar…
– Ayşecim, bizim kaldığımız çiftlik 50 dönüm. Birazdan sana bulunduğumuz yerdeki dağın fotoğrafını yollayacağım. Nereden çektiklerini gör. 1.5 km’den, upuzun teleobjektifle çekiyorlar. Biz de oraya branda gerdirdik. Onlar tabii böyle yazacak, böyle konuşacak. Bu sefer purolu, yatlı, fabrikalı adamlar kazanmadı, 30 TL’ye alınan bir müzik kutusu, bir kâğıda yazılan şiir kazandı! Gençler bunu bilsin. Artık sadece parayla olmuyor bu işler. Sadece dünyayı, havayı, insanları, çalışanları sömürenler kazanmıyor. Gönlü geniş, sıfatların ötesinde güzel bir kadın bile, bir tane şiire, bir müzik kutusuna, gayet rahat vurulabiliyor! Sana âşık oluyor! Gençler bunu örnek alsın, çekemeyenler de sodalarını içsinler! Çünkü daha büyük şeyler de olacak…
Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?
– Aşk olarak da olacak, başarı olarak da olacak. Ben daha Birleşmiş Milletler’de seminer vereceğim. Bütün dünyanın Paulo Coelho’su olacağım. Binlerce insanın hayatını değiştireceğim. Her sene hedefime biraz daha yaklaşıyorum. O yüzden bu yazılıp çizilenlere hiç sinirim bozulmuyor. Hatta Demet Akalın da bir şey yazmış çok güldüm…

Ne yazmış?
– “Önceki kocası da şaşıydı!” diye yazmış. Komik de. Ama hakikaten ka’le almıyorum. Amipten büyük zekası olan herhangi bir insan bu yaşadığımızın reklam olmadığını, olamayacağını anlar! Anlayabilmeli. Karşımızdaki kadın ünlü olmak için kendini parçalayan, reklama ihtiyacı olan bir Instagram fenomeni mi? İstemediği biriyle öpüşür mü? Başka şeylerle karıştırıyorlar! 7’nci sınıf kanallarda çıkıp Instagram fenomeni olan, sonra sansasyon ilişkiler yaşayan insanlara benzetiyorlar. Karşılarındaki kadının çapını bilmiyorlar, dünya çapında olduğunu kavrayamıyorlar.
Kötü niyet mi bu sence? Aşağılık kompleksi mi? Nedir? Erkek kıskançlığı mı? Bir Türk’ün, dünya çapında bir modelle aşk yaşayacağına mı inanmıyoruz? Senin boyunun kısalığı kalmadı, çirkinliğin kalmadı… Hakarete varan şeyler söylendi…
– Sen senelerdir kadına karşı şiddette “Hayır!” diyorsun. Bunun politik bir tarafı var mı? Yok. İnsani bir şey. Senin savunduğun şey bu, duruşun bu. “Kadını, çocuğu dövemezin, kimseye el kaldıramazsın, şiddet uygulayamazsın, cinsel istismarda bulunamazsın!” diyorsun. Sen bunları yazıyorsun. İyi bir şey yapıyorsun. Ama sana da küfrediyorlar. Demek istiyorum ki bizim ülkemiz böyle. Belki de bir dönem bu. Bu ülkenin kurucusuna bile küfrediyorlar. Bana etmişler çok mu? Ama ben söylüyorum, gökyüzüne aşık bir adamın çamurla işi olmaz! Benim ideallerim büyük. Ben bütün dünyaya açılacağım. Bu kitap da satacak, o şiirler de okunacak, o vakıflar da kurulacak. Bu çocuklar kurtarılacak, hapishanelere gireceğim, hastanelere gireceğim. Ama tabii ki kıskançlar da arkamdan konuşacak, sodalarını içecek, “Bu, PR!” diyecek, “Metin, illuminati diyecek, Rockefeller arkasında!” diyecek, ama ben yine bildiğimi okuyacağım. Şiirden de sanattan da insanlıktan da aşktan da vazgeçmeyeceğim. Herkes anlasın, artık bu kadar kalpsiz, bu kadar kötü bir dünya yok. Şu anda Finansbank, Turkcell gibi büyük şirketlerin hepsi, sufi nefes eğitimlerine başladı. Bu da iyi bir gelişme. En azından Türkiye’nin maço ağırlıklı erkek kısmı, içsel yolculuğun öneminin farkına vardı. Komik ama öyle…
“Havuç, Adrina Lima ise, içsel yolculuğa tamam!” mı diyorlar?
– (Gülüyor) Evet. “O yaptı lan!” diyorlar. Hakikaten ben yaptım. İsimleri açıklamıyorum ama ben zaten Hollywood yıldızlarıyla da çalışmaya başladım.
Bu arada sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada haberleriniz çıkıyor…
– Tabii ki öyle olacak. Çünkü kadın, bütün dünyada tanınan biri, sadece üçüncü dünya ülkesinde haber olacak halimiz yok. Biz biliyorduk bunu…
İnsan çok aşıksa o çiftlikte kaybolmak ister. Seviş, öpüş ama odanda… Kapanırsın, kalabalıklarla işin olmaz. Ama siz dün Mehmedof’a gitmişsiniz…
– E sıkıldık. Beş gün kadını papağan gibi burada mı tutayım? 12 araba gazeteci bekliyor kapıda diye, ben niye kendi hayatımı kısıtlıyorum? Yenge, muhteşem bir şey söyledi dün bu arada: “Adam öldürmedik, uyuşturucu kullanmadık, kötü bir şey yapmadık, sadece aşk yaşıyoruz!” dedi. Gerçekten de öyle. Bizim hiçbir problemimiz yok. Dünya da aslında umurumuzda değil. Biz havaalanının lounge’unda öpüşüyorduk, bir hıyar çekmiş. Sevdiğim kadın, öperim, bu kadar! Sana ne? İndik, zaten basın buradaydı. Arkamızdaki arabaya çarptılar araya girmek için. Bu arada yazdıkları da doğru değil, biz hız mız yapmadık, alenen yalan yazıyorlar. Geldik, villanın tepesine tırmandılar. Bodyguard’lar getirttik, güvenliğinden korktuk kadının. Şimdi 12 araba bekliyor. Sen söyle, objektiflere yakalanmamanın imkanı var mı? Demin de dağa tırmandılar…
Hiç odandan çıkmazsın. Perdeni açmazsın…
– Ayşecim, bu bir seçimdir. Beni de anla ve n’olur saygısızlık gibi değerlendirme, ben geri adım atmayacağım. Ben kapımda gazeteci bekliyor diye, “Evet efendim, sepet!” efendim demeyeceğim, bana ne onlardan, ben hayatımı eskisi gibi yaşayacağım, onlar da buna alışacak. Ben yemeğe gitmek istiyorsa giderim, niye yani gazeteciler bizi takip edecek diye hapis hayatı yaşayalım? Balık yemeğe gitmeyeyim mi yani? Ben hayatım boyunca böyleydim. Ben yine insan haklarını savunacağım, kadın haklarını savunacağım, aşkımı savunacağım. Hiçbir şekilde kendimi kapatmam!
Sen şimdi, “Dünyanın yeni Paulo Coelho’su olacağım” deyince, insan bir şüpheye düşüyor, ne diyor bu diye, yoksa kurgu mu? Biz mi manyağız, her şeyden şüphelenir olduk? Nusret’in “salt bea”sinin de bir kurgu, bir PR çalışması olduğunu düşünenler var…
– Ayşecim, o bir business, benimki bir aşk! Ben dünyanın en güzel kadınını parayla satın alarak, öperek mi Coelho olacağım. Yapma! Hakikaten böyle düşünenlerin gönlünden şüphe ediyorum. Böyle bir senaryoya inanılması IQ yoksunluğu ve hatta EQ yoksunluğu. Bu insanların zekası da yok, duygusal zekası da yok. Nasıl bir stratejidir bu?

Metin Hara kimdir?