Ana SayfaDedikoduEypio ve Faruk Sabancı'dan Samimi Açıklamalar

İlgili Postlar

Eypio ve Faruk Sabancı’dan Samimi Açıklamalar

House/elektronik müzik yapan DJ ve prodüktör Faruk Sabancı bu sefer rap müziğin önemli isimlerinden Eypio ile gücünü birleştirdi. Eypio ve Faruk Sabancı’dan samimi açıklamalar geldi. İşte detaylar;

* Ne zamandır tanışıyorsunuz?

Faruk Sabancı: Yeni bir dostluğumuz var, üç-dört ay kadar önce tanıştık.

* Daha önce birbirinizin müziklerini dinler miydiniz?

Eypio: Evet. Faruk Sabancı’nın çalışmalarını beğeniyorum.

Faruk Sabancı: Ben uzun zamandır Eypio’nun çalışmalarını yakından takip ediyorum. Özellikle ‘Günah Benim’ parçasını, Türkçe rap’i anaakıma taşıyan kült parçalardan biri olarak görüyorum.

* Peki, bu proje için nasıl bir araya geldiniz?

Faruk Sabancı: Arkadaş ortamımızda organik olarak gelişen bir diyalog sonucu muhabbetimizi stüdyoya taşıdık, altyapı fikrim üzerine bir parça inşa ettik.
Eypio: Daha öncesinde Arem ve Arman (Özgüç) ile bir çalışma yapmıştım. Onların aracılığıyla tanıştık diyebilirim. “Böyle bir beat’im var” dedi, bana yolladı, ben de kayda girdim. Bu şekilde başladı.

Tüm tarzlar iç içe

* Faruk’un Norm Ender’le ‘Kötü Kasa’ diye bir WhatsApp grubu vardı. Sizin var mı? Adı ne?

Eypio: (Gülüyor) Benim kimseyle öyle bir WhatsApp grubum yok, adı da yok.

Faruk Sabancı: Ama kuracak olsak adını eminim ki Flemenkçede ‘kardeş, bro’ anlamına gelen ‘niffo’ koyardık.

* Şarkınız ‘Anakonda’ neden bahsediyor?

Eypio: ‘Anakonda’ aslında senaryosu olan bir şarkı. Bir hikâye. Mahallede takılan kişi, bir tezgâha gelmiş ve onun hikâyesi.

Faruk Sabancı: Parçada Eypio polisiye bir senaryoda yaşanan bir ihaneti, kaba tabirle ‘dost kazığını’ anlatıyor. Dost dediğimiz insanların bize zaman zaman geri dönülmez yanlışlar yaptığını gördüğümüz bir düzende, herkesin hayatından tecrübeler taşıyan hikâye bence.

* Sizin yılan taraflarınız var mı?

Eypio: Vardır. Herkesin yılan tarafı da var, kuzu tarafı da…

Faruk Sabancı: Kuralları bozduğum oluyor diyebilirim.

* Sizce müzik dünyasında ne kadar anakonda var?

Eypio: (Gülüyor) Yeterince fazla olduğunu düşünüyorum.

Faruk Sabancı: Solucanlar daha fazla bence, anakondalara pek rastlamıyorum.

Genelde DJ’ler yaz gelince pop şarkıcılarıyla düetler yapardı. Sizce elektronik ve rap’in birleşimi nasıl oldu?

Eypio: Yılan gibi.

Faruk Sabancı: Benim tarzıma ve çizgime çok uyan bir sentez. Elektronik müzik ve rap’in ortak noktası uzun süre altkültür olarak kalıp son yıllarda anaakımdaki en popüler müzik türlerine evrilmiş olmaları. Türler arası sentez parçaların, biz sanatçılar için de dinleyicilerimiz için de farklı bir yeri var bence.

* Bir tarafta rap dünyasının asiliği, sokak kültürü var. Eypio’nun güçlü ve güçsüz dengesi üzerine yazdığı sözler… Diğer tarafta Sabancı soyadı… Aranızda nasıl bir denge oluşturdunuz peki?

Faruk Sabancı: Sokak kültürüne uzak bir insan olmadığım biliniyordur diye düşünüyorum zira daha önce Eypio gibi rap dünyasının köklü ve büyük başka isimleriyle de çalışmalarım oldu. Dinleyici bu dışarıdan tezat gibi görünen ama aslında son derece doğal olan ortaklıklara alıştı.

Eypio: Ben olaya hiç böyle bakmadım ya da ona öyle davranmadım. Sabancı falan diye düşünmedim. Ben ona iş başvurusunda bulunmadım (gülüyor). “Abi beat var, okur musun” dedi, ben de okudum. Buna güzel müzik yapmak isteyen iki kişinin bir araya gelmesi diyebilirim. Onun dışında Faruk çok düzgün, saygılı ve kibirsiz bir adam.

* Müzik türleri arasında son dönemde iyice bir kavram kargaşası yaşandığını düşünüyor musunuz? Pop parçalar rap gibi, elektronikler pop gibi sanki… Sizce neden?

Eypio: Çünkü tüm tarzlar birbiriyle iç içe. Kargaşa var tabii ama bu normal zaten. Tüm müzikler birbirini doğuruyor, birbirini üretiyor, birbirinin üzerine koyuyor, birbirine ilham veriyor, birbirinden bir şey çalıyor, ekliyor. Devam ediyor, değişiyor, dönüşüyor… Müzik böyle ve bundan sonra da böyle olacak. Bu anlamda kargaşa kötü bir şey değil bence.

Faruk Sabancı: Müziği kategorize etmek zorunda hissediyoruz, sanatsal çalışmaları bir kutunun içine koymak, “Bu iş rap’tir”, “Bu iş poptur” demek zorunda değiliz. Oysa iyi ya da kötü diye ayırt etmemiz yeterli.

* Sizce iyi müzik nedir?

Faruk Sabancı: Bir parçayı oluşturan tüm teknik ve duygusal elementlerin ahenk içinde çıkardığı sonuç olarak görüyorum.

Eypio: İyi müzik hoşuna giden müziktir. Bu kadar basit yani.

* “Rap, pop müziği öldürecek” diye çok söylendi. Sizce bir müzik türü diğerinin katili olabilir mi?

Faruk Sabancı: Bir türün daha popüler olması diğerini öldürmez. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” derler, konu tam olarak bu. Trendler ve tercihlerin döngüsünde bugün rap müzik ön planda, ileride bu konu farklı yerlere gidebilir elbette.

Eypio: Kesinlikle olamaz. Aksine yaşatır. Çünkü rap, her türle uyum içerisinde olabilir. Zaten rap müzik, müziklerin, sound’ların, tarzların ürettiği, çıkardığı bir şeydir. Rap’in çıkışı bile bazı tarzların bir araya gelmesinin sonucudur. Rap müzik, doğuran, üreten, büyüten, adapte-entegre olabilen bir tarzdır. Olduğu yeri küçümsemeyen, uyum sağlayan ve büyüten, orayla beraber yaşayan bir müziktir.

Dekolteme ben karar veririm

* Eypio’nun “Rap’in ölüsü bile en kral pop şarkısından iyidir” diye bir lafı var röportajında… Hâlâ böyle mi düşünüyorsun?

Eypio: Ben “Rap’in ölüsü bile en kral pop şarkısından iyidir” diye bir şey söylemedim. Ben “Rap’in ölüsü bile en kral pop şarkısından daha çok şey söyler” dedim. Ama gazeteci arkadaş farklı yazmayı tercih etti. Sonuçta rap’in matematiği gereği, lirikal yapısı, uzunluğu gereği çok şey söyler, daha kapsayıcıdır, sosyal içeriği daha fazladır. Bu bir gerçek sonuçta. Yoksa ‘popçulara laf atayım durumu’ değil olay. Müzikal içeriklere dair bir tespit ki kimse aksini iddia edemez.

*Son günlerde şarkılardan çok sahne kıyafetlerinin konuşulması, “Sahnede dekolte ne kadar olmalı” gibi sohbetler hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Faruk Sabancı: Herkesin değer yargısı kendine, dolayısıyla sahnede kimin ne giydiğiyle ilgilenmiyorum.
Eypio: Sahnede ne giyeceğime, dekolteme kendim karar veririm. Sahneye çıkan karar versin. Herkes sahnesinde istediğini giyer, yapar.

FARUK SABANCI: Realist bir romantiğim

* Birlikte çalışmak keyifli olmuştur ama zor yanları nelerdi?

Dürüst olmak gerekirse Eypio’yla çalışmanın hiçbir zorluğu olmadı benim için. Müzikal olarak aynı noktada buluşup ikimizin de içine sinen bir çalışma yaptık. Yoğun programlarımıza rağmen konu parçamız olunca her zaman işin üzerinde olduk.

* Şu an dinlemekten zevk aldığın müziği mi yapıyorsun?

Bu her zaman için öyle oldu, bana hitap etmeyen ve dinlemekten haz almadığım bir çalışmayı dinleyiciyle buluşturmam mümkün değil. Kendi tarzımın çok dışında kalan müzikleri de ilgiyle takip edip severek dinliyorum aynı zamanda.

* Norm Ender, Eypio… Neden çoğunlukla rap’çilerle çalışmayı tercih ediyorsun?

Rap ve elektronik müzik çok fazla ortak nokta barındırıyor. İki türün de altyapısı elektronik her şeyden önce. Ortak bir temel olunca da stüdyoda aynı dili konuşabiliyoruz. Nedendir bilinmez ama rap sanatçılarıyla insan olarak da daha iyi anlaşıyorum.

* Hayatında her şey tam mı?

Şükretmek lazım. Çok şükür, kaybettiğimiz büyüklerimiz dışında hayatımda her şey tam.

* Son konuştuğumuzda bir ilişkin vardı. Aşk hayatı nasıl gidiyor?

Mutluyum, mutluyuz. Her şey iyi gidiyor.

* Romantik misin, realist mi?

Tek başına romantik veya realist olmak yeterli değil sanırım, ikisi de olmalı. Realist bir romantik olduğum söylenebilir.

EYPİO: ‘Sen şusun, busun’ diyorlar, kimsenin bir şey olduğu yok

* Senin hikâyen Zeytinburnu’nda başlıyor. Afgan göçmeni ve muhafazakâr bir ailede yetişmişsin. “Ben hep ötekiydim ama bunun çok faydasını gördüm” demişsin. Ne gibi faydalar?

Evet, bizimkiler Afganistan Türkmeni. 1980’de Türkiye’ye gelmişler, annem, babam burada evlenmiş, ben de burada doğdum. Yani sürünün dışında olmak, herkesin gördüğünden farklı görebilmek, daha fazla gözlemlemek, daha farklı görebilme avantajı sağlıyor. Zaten bütün dünyada rap’çiler çoğunlukla ‘ötekiler’in arasından çıkıyor çünkü bu kültür onu gerektirir. Elbette böyle bir kural yok ama genelde böyle gelişiyor. Amerika’da Afro-Amerikalılar, Almanya’da Türkler, Fransa’da Afrikalılar ve Araplar, Hollanda’da yine Araplar ve Türkler.

* Müzikle nasıl tanıştın?

Müzikle kendimi bildim bileli bir aradayım. Evimizde Hintçe, Farsça, Türkmence şarkılar çalardı. Bizim kendi kültürümüz zaten müzikle çok iç içe. Okulda koroya, Kuran kursunda ilahi grubuna girdim, maçlarda statta marşlar okudum, müzikleri dinledim, şarkıları ezberledim. Müzik küçüklüğümden beri vardı yani benim için.

* Müzik dünyasının en zor tarafı neydi senin açından?

İnsanlar seni bir şeymişsin gibi hissettirmeye çalışıyor. Yani “Sen şusun, busun” falan. Oysa kimsenin bir şey olduğu yok bence.

Eypio Kimdir?

* Daha önce yoksulluktan gelip aradaki sınıf farklılıklarını eleştirirken şimdi geldiğin noktada, hayatında ve sende neler değişti?

Aslında bir şey değişmedi. Bulunmadığın yerden bulunmadığın bahçeye taş atmak gibi bir şey de değil bu. Ben yine Zeytinburnu’nda, yine kendi mahallemde yaşamaya devam ediyorum, yine aynı arkadaşlarlayım. Eskiden de çok kötü bir hayatım yoktu ama tabii ki birtakım zorluklar yaşıyorduk. Şimdi buradayım diye ya da öbür taraftayım diye mevcut şeyleri yokmuş gibi görmezden gelmiyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler