Ana SayfaÜnlülerHacı Sabancı: Doğuştan 3-0 Öndeyim!

İlgili Postlar

Hacı Sabancı: Doğuştan 3-0 Öndeyim!

Hacı Sabancı: Doğuştan 3-0 öndeyim! Arzu – Ömer Sabancı ailesinin üç çocuğundan birisi olan Hacı Sanacı, verdiği röportajda samimi itiraflarda bulundu. 9 yıldır babasıyla birlikte iş hayatında yer almasına rağmen sık sık çapkınlık haberleriyle gündeme gelen Hacı Sabancı, doğuştan şansı olduğunu ifade etti. Kendisini doğuştan 3-0 önde tanımlayan ve işkolik bir insan olmadığını söyleyen Hacı Sabancı, bakın neler anlattı…

Özge Ulusoy’dan Hacı Sabancı’ya Mesaj mı Var?

Hacı Sabancı: Doğuştan 3-0 öndeyim!

Hacı Sabancı: Doğuştan 3-0 öndeyim! Arzu – Ömer Sabancı çiftinin 3 çocuğundan birisi olan Hacı Sabancı, 9 yıldır babasıyla birlikte iş dünyasının içinde olmasına rağmen sık sık çapkınlıklarıyla gündem olan isimlerin başında yer alıyor.

Sabancı ailesinin ferdi olduğu için kendisini doğuştan şanslı olarak tanımlayan Hacı Sabancı, Posta Gazetesine verdiği röportajda samimi itiraflarda bulundu.

Verdiği röportajda açıklamalarıyla dikkat çeken ünlü isim, iş hayatından yaşam tarzına kadar tüm sorulara cevap verdi.

İşte yaşam tarzıyla her daim gündem olan Hacı Sabancı’nın çok konuşulacak o röportajı…

Hacı Sabancı, verdiği röportajda samimi itiraflarda bulundu.
Hacı Sabancı, verdiği röportajda samimi itiraflarda bulundu.

Hacı Sabancı Kimdir?

Hiçbir zaman Sabancı adı beni bunaltmadı

En çok merak ettiğim soruyla başlamak istiyorum. Zaman zaman Sabancı adının ağırlığından bunaldığınız durumlar oluyor mu?

Yok. Tam tersi büyük bir şans ve gurur benim için. Tabii ki yanında getirdiği bazı sorumluluklar var. Ama biz bunları bilerek yetiştirildik. Hiçbir zaman Sabancı adı beni bunaltmadı. Tam tersi bana hayatı 3-0 önde başlatan bir durum olarak düşündüm hep.

– Amerika’da denizcilik ve finans konularında aldığınız eğitimin ardından 2010’da Densa’da babanızla çalışmaya başladınız. Başka tecrübeleriniz de oldu ama siz babanızla birlikte çalışmayı tercih ettiniz.

Evet. Lisans ve lisansüstü eğitimimi yurt dışında tamamladım. Daha sonra yurda dönmek istedim. Çünkü hem ailemi ve vatanımı özlemiştim hem de dedemin ve babamın kurduğu işlerde bir sonraki jenerasyon olarak görev alma isteğim vardı. Ayrıca en iyi tecrübeyi babam Ömer Sabancı’nın yanında öğreneceğime inandım. İyi ki öyle yapmışım.

Bizde baba ile çatışma diye bir durum olmaz

– Babanız Ömer Sabancı ile çalışmak nasıl? Çatıştığınız oluyor mu?

Biz öyle yetişmedik. Biz de anneye, babaya, aile büyüklerine saygı esastır. Baba ile çatışmak diye bir şey söz konusu olamaz.

– Son söz kimindir mesela?

Son söz babamındır. Ben ve kardeşlerimle her zaman fikir alışverişi içindedir. Ama en son o ne diyorsa odur. Bu konuda hiçbir zaman ters düşmeyiz onunla.

Kesinlikle işkolik değilim

– Nasıl bir çalışma temponuz var? Çok çalışan biri misinizdir?

Gerektiğinden az çalışmam ve sorumluluklarımı bilirim. Ama kesinlikle işkolik değilimdir. Erkenciyimdir. Her sabah 7’de uyanırım. İşe 8 gibi başlarım. 15.30 gibi bitiririm. Böyle olunca gün bana kalıyor. Akşam 23.00’da uyumuş oluyorum. Haftanın beş günü çalışıyorum.

– Sabancı Ailesi’nin sanata olan düşkünlüğü malum. Sizin de çok ilgili olduğunuzu biliyorum.

Böyle şanslı bir aileye doğmuşum, yıllardır sanata ve sanatçıya destek veren aile büyüklerim olmuş. Bu bana da geçmiş ne mutlu. Ben de ileride inşallah devam ettirebilirim. Sanat benim ruhumu dinlendirdiğim bir alan.

– Tablo koleksiyonu yapmaya ne zaman başladınız?

Üniversitede sanat tarihi dersleri alırken sanata olan ilgimi keşfettim. Türkiye’ye dönüşümde ise annem ve babamın başlattığı bir çağdaş sanat koleksiyonu vardı. O koleksiyonla ilgilenmeye başladıkça çağdaş sanata olan ilgim arttı. Koleksiyonum, ağırlıklı Türk sanatçılar olmak üzere tablo, heykel, video art gibi değişik çağdaş sanat eserlerinden oluşuyor. Tanıdığımız çoğu sanatçının eseri var bende. Ayrıca bu sanatçıların birçoğuyla tanışma şansına da eriştim. Çok değerli hocalarımızın eserleri de var, çok sevdiğim yeni nesil genç sanatçıların eserleri de.

Beşiktaş’ta başkanlık şart değil, hizmet etmek isterim

– Aynı zamanda sıkı bir Beşiktaş taraftarısınız.

Beşiktaş tutkum babamdan geliyor. Babam da kardeşlerim de hepimiz Beşiktaş’ı çok severiz. İstanbul’daki her maçına gideriz. Yurt dışı deplasmanlarını da kaçırmamaya özen gösteririm. Programlarımı Beşiktaş maç takvimine göre ayarlarım.

– Gönlünüzden bir gün Beşiktaş’a başkanlık geçiyor mu?

Her siyah beyaz renklere gönül vermiş taraftar gibi Beşiktaş’a hizmet etmek benim de gönlümden geçiyor. Ama bunu ille de başkanlık anlamında söylemiyorum. Başka yerlere çekiliyor sonra. Ben taraftar olmaktan çok mutluyum. Ama tabii ki Beşiktaş’a bir şekilde hizmet etmek isterim.

– Peki ya Çarşı?

Beşiktaş’ın ayrılmaz parçasıdır. İnanılmaz akıl dolu tezahüratları var.

Seyahat programımı yemek üzerine yapıyorum

– Seyahat etmeyi de seviyorsunuz.

Evet, çok severim yeni yerler keşfetmeyi. Avustralya’yı ve Yeni Zelanda’yı henüz göremedim, gitmeyi çok istiyorum.

– Gidip de beğenmediğiniz bir yer var mı?

Atina’dan çok etkilenmedim nedense. Bir de Napoli var. Yani Avrupa’da İtalya gibi bir ülkede suç oranının bu kadar yüksek olduğu bir şehir olamaz! Beşiktaş maçı için gitmiştim. “Arabada bir şeyinizi bırakmayın” demişlerdi. Bavulu bıraktık, çaldılar. “Gece tek başınıza yürümeyin” dedikleri bir yer.

– Seyahat ettiğiniz yerlerde neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Gittiğim yerlerde özellikle müze ve sergileri gezerim. Restoranları da tabii. Hatta programımı yemek üzerine yapıyorum. (Gülüyor)

Tam 50 kilo verdim

– Fazla kilolarınızı verdiniz. Formunuzu nasıl koruyorsunuz?

Düzenli ve sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorum. Akşam hava karardıktan sonra yemem mesela. Ama en önemlisi spor. Haftada beş gün antrenman yapıyorum. Ağırlık ve cardio’nun yanı sıra kick boks da yapıyorum.

– Mide ameliyatı olduktan sonra kaç kilo verdiniz?

130 kiloydum. Ameliyattan sonra 1,5 sene geçti. 50 kilo verdim. Şimdi 79 kiloyum. Obezite safhasındaki kilo bir hastalık bence. Çok şükür böyle bir kurtulma şansı var. Ama ondan sonra da iş bitmiyor. Dikkat etmeniz lazım.

– En sevdiğiniz yemekler?

Bu sorunun cevabı çok uzayabilir. Zaten eski kilomdan da bunu anlamak mümkün (Gülüyor). Kebap çok severim, tereyağlı pirinç pilavına dayanamam. Zeytinyağlı yemekleri de çok severim.

– Annenizin yaptığı en güzel yemek hangisidir?

Annem çok yemek yapmaz. Pardon salçalı sosisi çok güzel yapar (Gülüyor).

– Siz yemek yapar mısınız?

Yaparım ama elimin çok lezzetli olduğu söylenemez. Makarnayı güzel yaparım ama.

– Farklı tatlara açık mısınızdır?

Evet. Denemediğim restoranlara gitmeye çalışırım. Hatta öyle bir listem var. Instagram’dan gördüğüm ve beğendiğim yerleri not ederim ve gidip denerim.

– İstanbul’da çok sevdiğiniz mekanlar var mı?

Tabii var. Akşam yemeği olarak Spago favorim. Ayrıca Lucca’yı çok severim. Balıkçı Abdullah ve sağlıklı yemek olarak bu aralar çok sık gittiğim Bi Nevi Deli.

Yeteri kadar kitap okuduğumu düşünmüyorum

– Kendinizde değiştirmek istediğiniz bir şey var mı?

Yeteri kadar kitap okuduğumu düşünmüyorum. Sosyal medya veya film izlemek gibi gelişimime bir katkısı olmayan şeylere zaman harcamak yerine biraz daha fazla kitap okumanın bana pozitif anlamda etki edeceğini biliyorum ve bunu değiştirebilirim.

– Kitap okumuyor musunuz?

Okuyorum. Ama daha fazla okuyabilirim. Tarihle alakalı kitaplar daha çok ilgimi çekiyor. Osmanlı, ikinci dünya savaşı tarihi mesela. En son Mahfi Eğilmez hocanın ‘Değişim Sürecinde Türkiye, Osmanlı’dan Cumhuriyete Sosyo-Ekonomik Bir Değerlendirme’ isimli kitabını okudum.

– Peki ya sinema…

Sizin için tüm zamanların en iyi filmi hangisi? Sinemaya çok sık giderim. Film izlemeyi çok severim. Eskiden DVD koleksiyonum vardı. Netflix çıkınca bir önemi kalmadı tabii. Tüm zamanların en iyi filmi benim için ‘Casablanca.’

– Türk filmlerini sever misiniz?

Çok severim. En beğendiğim aktör Şener Şen. Kötü bir filmini hiç görmedim. ‘Eşkıya’ ve ‘Muhsin Bey’in yerleri ayrıdır. Bu arada Şener Şen’in ‘Zengin Mutfağı’ isimli tiyatro oyununu izledim. Çok etkileyici oynuyor, kesinlikle tavsiye ederim.

Hiçbir zaman ne otomobil ne hız tutkum oldu

– Dizi izler misiniz?

Yabancı dizi izliyorum. ‘Crown’ ve ‘Game of Thrones’ son yıllardaki favorilerim.

– Hangi tarz müziklerden hoşlanırsınız?

Müzik dinlemeyi çok severim. Aslında çok ayırt etmem. Hip Hop çok sevmem. Onun dışında her müziği keyifle dinlerim. Favori tarzım rock. Özellikle 80’ler yabancı rock. Bon Jovi, AC/DC gibi. 90’lar Türkçe de çok severim, Hakan Peker mesela.

– Otomobil tutkunuz var mı?

Hiçbir zaman ne otomobil ne hız tutkum oldu. Hatta çok bilgisiz olduğum bir konudur. Sohbet ortamlarında bu konu açılınca hiç yorum yapmam. Minibüs tarzı bir aracım var, o kadar.

Annemiz evimizin tek prensesidir

– Hafta sonlarını nasıl geçiriyorsunuz?

İstanbul’daysam arkadaşlarımla vakit geçiririm. Sergi gezmek, sinemaya gitmek, yeni restoranlar keşfetmek önceliklerim. Ama kalabalık olarak evde vakit geçirmeyi de çok severim.

– Kardeşleriniz Hakan ve Kerim ile aranız nasıl?

Arkadaş gibiyizdir. Onlar da benim gibi sakin yapılıdır. Abiye karşı saygı vardır mutlaka. Karşılıklı sevgi, saygıyı her zaman koruruz.

– Anneniz Arzu Hanım’la nasıl bir ilişkiniz var?

Çok iyidir aramız. Annem de sergi gezmekten ve seyahat etmekten çok keyif alır. Her sene ailece görmediğimiz bir yere gideriz mutlaka.

– Üç erkek çocuk, bir de babanız Ömer Bey olmak üzere Arzu Hanım’ın hayatında tam dört erkek var. Zaman zaman isyan ettiği oluyor mu?

Hiç öyle bir durum olmadı. Hepimizin baş tacıdır annem. Dört erkek için de annemiz evimizin tek prensesidir.

3 çocuk istiyorum

– “Hayatta vazgeçemem dediğiniz” neler var?

Ailem ve sevdiklerimden asla vazgeçmem.

– Günün birinde sizin de bir aile kurma planınız var mı?

Tabii ki. İyi ve sevgi dolu bir aile ortamında büyüdüm. Bunun ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim. Ben de böyle bir aile kurmayı çok istiyorum.

– Kaç çocuk istiyorsunuz?

Üç. Öncelik sağlık ama.

– En büyük hayaliniz nedir?

Klişe gibi gelecek ama güzel bir aile kurmak ve vatanına milletine faydalı bir iş adamı olmak benim en büyük hayalim. Babam, rahmetli dedem Hacı Sabancı öylelermiş. Benim de idollerim onlar.

Marmaray’ı yapanlardan Allah razı olsun

– Ev ve işiniz Anadolu yakasında, ama siz daha çok Avrupa yakasında vakit geçiriyorsunuz. Toplu taşıma araçlarını kullanır mısınız?

Evet. Metrobüse bindim, gerçekten kalabalık. Vapur, arabalı vapur ve Marmaray çok kullanıyorum. Marmaray’ı yapanlardan Allah razı olsun. Sırf Marmaray değil üçüncü köprüyü de öyle. Anadolu Yakası ile Avrupa Yakası’nı birbirine bağlayan dört ana hat var şimdi. Marmaray ve 3’üncü köprü trafik sorununu önemli ölçüde rahatlattı. Ben en çok Beykoz/Çubuklu’daki arabalı vapur seferlerini kullanıyorum. Karşıya o şekilde çok rahat geçiyorum.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler