Sosyal medya paylaşımları ile de dikkat çeken ünlü çift Metin Hara ve Adriana Lima, takipçileri tarafından ilgiyle takip ediliyor. Şu sıralar ise ünlü çift ile ilgili üzücü bir haber gündeme geldi. Metin Hara ve Adriana Lima çiftinin ayrıldığı iddia edildi ve birçok iddia gündemde yerini aldı. Adrina Lima İle Metin Hara’nın arasında sular bir türlü durulmuyor! İşte Detaylar…
Adriana Lima ile Metin Hara’nın ayrılık iddiaları güçlendi…
Son dönemde magazin gündemini meşgul eden Adriana Lima ile Metin Hara çiftinin ayrılık iddiaları bir türlü bitmez oldu. Peki çift gerçekten ayrıldı mı? Herkes bunu merak eder oldu. Ünlü yazar Metin Hara daha önce yaptığı açıklamada 17 Aralık’ta Miami’ye gideceğini sonra da dünyaca ünlü model Adriana Lima ile birlikte tatile çıkacaklarını söylemişti. Fakat ünlü model Adriana Lima’nın Loris Karius’la takipleşmeye başlamasının ardından olaylar iyice karışık hal almıştı. Çıkan iddialar sonrası Adriana Lima ile Metin Hara’nın ayrılık iddiaları güçlendi. Ünlü çiftin ayrılık iddiaları kesinleşti…
Adrina Lima İle Metin Hara’nın arasında buzlar erimiyor…
Adrina Lima İle Metin Hara arasında neler oluyor? Ünlü model Adriana Lima’nın sevgilisini Instagram’da takibi bırakması üzerine Türk yazar Metin Hara’nın Miami’ye gideceği iddiaları gündemde yer almıştı. Ünlü modelin yanma gitmeyen Metin Hara, artık Adriana Lima’ya telefonla bile ulaşamıyor. Ünlü model Adriana Limanın telefon numarasını değiştirdiği iddia edildi. Metin Hara, olaylar sonrası ise bir hayli üzgün. Adriana Lima’ya ulaşmak için her türlü yolu deneyen Metin Hara’nın barışmak için neler yapacağı ise şimdiden merak konusu oldu. İşte detaylar…
Ünlü şarkıcı Simge Sağın, son dönemde gündemden düşmez oldu. Ünlü şarkıcı Simge Sağın’ın, son dönemde Mustafa Sandal ile aşk iddiaları gündemde uzun süre yer almıştı. Ünlü şarkıcı Mustafa Sandal, Simge Sağın’ın yeni şarkısı ‘Öpücem’i sosyal medya hesabından “Aç koynunu geliyorum” notu ve kalp emojisi ile paylaşmıştı. Mustafa Sandal’ın bu paylaşımı, iki ünlü şarkıcının aşk yaşadığı dedikodularının gündeme gelmesine neden olmuştu. Herkes, “Mustafa Sandal ve Simge Sağın aşk mı yaşıyor sorusunu merak ederken, ikili aşk iddialarını yalanlamıştı. Şu sıralar ise konser temposuna devam eden ünlü şarkıcı Simge, muhteşem sahnesi ile dikkat çekti. İşte Detaylar…
Şarkıcı güçlü sesi ve sahne performansı ile hayranlarından tam not aldı…
Simge Sağın, Jolly Joker’deki sahnesi ile hayranlarından tam not aldı. Şarkıcı güçlü sesi ve sahne performansı ile hayranlarından tam not aldı. Sevilen şarkılarından “Ben Bazen” ile performansına başlayan Simge Sağın, yoğun alkış aldı. Şarkıcının hayranları Jolly Joker’i hınca hınç doldurdu. İlk şarkısının ardından izleyicilerine ” Hepiniz hoş geldiniz. İstanbul’da şahane bir gece yaşayacağız. Bunun adı gerçekten iki saatlik bir terapi” diyerek konserinde renkli anlar yaşatmaya devam etti…
Şarkıcı konseri boyunca muhteşem performansı ile adeta göz doldurdu…
Tercih ettiği mavi mini elbisesiyle de dikkat çeken Simge Sağın dansı ile de hayranlarını büyüledi. Genç popçu Simge, konserinin sonlarına yaklaşırken “Erik Dalı’ söyleyerek herkesi coşturdu…
Ekranın uzu soluklu dizileri arasında yer alan Çocuklar Duymasın, yeni sezona da damgasını vurdu. Tamer Karadağlı ve Pınar Altuğ’un başrollerinde yer aldığı Çocuklar Duymasın, Kanal D ekranlarında izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Kanal D’nin uzun soluklu dizisi ‘Çocuklar Duymasın’la ilgili dizinin yapımcısı Birol Güven’den sevindirici bir haber geldi. İşte dizinin hayranlarını heyecanlandıran o haber…
İlgiyle izlenen Çocuklar Duymasın dizisi ile ilgili müjdeli haber…
Kanal D’nin uzun soluklu dizisi ‘Çocuklar Duymasın’la ilgili dizinin yapımcısı Birol Güven’den sevindirici bir haber! Geçen sezon Pazar akşamları ekrana gelen Pınar Altuğ ve Tamer Karadağlı’nın başrolleri paylaştığı Çocuklar Duymasın dizisi, yeni sezonda Çarşamba günlerinde yerini aldı. Sevilen dizi Çocuklar Duymasın’ın yeni bölümlerinde Fatih Dokgöz, Simay’ın babası Rıza karakterine hayat verirken, Seda Fettahoğlu ise annesi Sultan’ı canlandırarak izleyenlerden tam not aldı. İlgiyle izlenen Çocuklar Duymasın dizisi ile ilgili yeni bir müjde geldi. Birol Güven sevindirici haberi dizi hayranları ile paylaştı. İşte Çocuklar Duymasın dizinin hayranlarını heyecanlandıran Birol Güven açıklaması…
Ara tranfer döneminde Çocuklar Duymasın bombayı patlattı!
Yapımını Mint, yapımcılığını Birol Güven’in yaptığı, Kanal D’nin sevilen dizisi ‘Çocuklar Duymasın’ kadrosuna yeni oyuncu müjdesi! İlgiyle izlenen Çocuklar Duymasın kadrosuna iki ünlü oyuncu dahil oldu. Başrollerini Tamer Karadağlı, Pınar Altuğ Atacan, Zeyno Günenç Kanert ve Volkan Severcan’ın paylaştıkları fenomen dizi Çocuklar Duymasın’a Doğa Konakoğlu ve Ufuk Meriç katıldı. Birol Güven, hesabından yaptığı paylaşımına ‘Ara tranfer döneminde Çocuklar Duymasın bombayı patlattı! Doğa Konakoğlu ve Ufuk Meriç ile her konuda anlaştığını borsaya bildirdi. Borsa da; “YAKIŞIR” notunu ekledi…
Genç Oyuncu Doğa Konakoğlu Kimdir? Doğa Konakoğlu Nerede Doğdu? Doğa Konakoğlu Aslen Nereli? Doğa Konakoğlu Hangi Burç? Filmleri ve Dizileri Hangileri? Hepsi Ve Daha Fazlası Haberimizde… Bugün Doğan Ünlüler
Doğa Konakoğlu Nerede Doğdu? Doğa Konakoğlu Aslen Nereli? Doğa Konakoğlu Hangi Burç?
Doğa Konakoğlu, 8 Mayıs 1988 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Doğa Konakoğlu Aslen İstanbulludur. Doğa Konakoğlu Boğa Burcudur.
Doğa Konakoğlu Kimdir?
Doğa Konakoğlu Trakya Üniversitesi Radyo Ve Televizyon bölümünden başarılı şekilde mezun oldu. Doğa Konakoğlu, üniversite öğrencisiyken “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım”, “Artiz Mektebi” ve “Kadınlık Bizde Kalsın” gibi tiyatro oyunlarında rol almış ve başarılı şekilde yönetmenlik yapmıştır. Genç oyuncu, Üniversite sonrası Kanal T adlı televizyon kanalında Gülgün Feyman’ın haber editörlüğünü yapmıştır. Aynı kanalda “Genç Haberler” adında bir program sundu.
Doğa Konakoğlu, Ali Biçim ile yaptığı “Just Pide” adlı skeç hızlı şekilde geniş kitlelere yayıldı. Canlandırdığı “MC Doğa – Yaralı Şişman” karakteri sosyal medyada bir fenomen haline gelmeyi başardı…
Doğa Konakoğlu, 2015 yılında senaryosu Levent Kazak’a ait, yönetmenliğini Abdullah Oğuz’un yaptığı “Senden Bana Kalan” adlı sinema filminde Tosun karakterini canlandırırken Wilma Elles, Neslihan Atagül, Ekin Koç, Zeynep Kankonde, Sabri Özmener ile birlikte oynadı.
Haziran 2015 ayında Muğla’nın Menteşe ilçesinde çekimlerine başladıkları, senaryosunu Onur Ünlü’nün yazdığı ve Yağmur Ünal’ın yapımcılığını üstlendiği “Uzaklarda Arama” adlı filminde rol aldı. Filmin oyuncuları ise Sevda Erginci, Doğa Konakoğlu, Eşref Kolçak, Tanem Sivar, Fırat Tanış, Kaan Urgancıoğlu, Suna Selen, Elif Atakan, Mustafa Uğurlu, Ekin Türkmen, Pınar Göktaş, Sercan Badur, Mehtap Bayri’dir…
5 Ocak Cumartesi 2019 Reyting Sonuçları Açıklandı! Peki kıyasıya süren zirve yarışının sahibi kim oldu? Kalk Gidelim mi? Fox Ana Haber Hafta Sonu Mu? İşte Detaylar…
Dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu olan Filiz Ahmet Kimdir? Filiz Ahmet Aslen nerelidir ve kaç yaşındadır? oyuncu Filiz Ahmet hangi burçtur ve imzasını attığı projeler nelerdir? güzel oyuncu hakkında merak edilen tümbilgiler Haberimizde..İşte detaylar.. Bugün Doğan Ünlüler
Filiz Ahmet Kaç Yaşında? Filiz Ahmet Aslen Nereli? Filiz Ahmet Hangi Burç? Filiz Ahmet Kimdir?
Filiz Ahmet 15 Nisan 1981 yılında, Yugoslavya’nın Üsküp kentinde dünya ya gelmiştir. Aslen Türk olan Filiz Ahmet Koç burcudur ve şu an 37 yaşındadır.
Filiz Ahmet Kimdir?
Memleketi Yugoslavya da Lise öğretiminde tıp eğitimi alan Filiz Ahmet, 2003 senesinde doğduğu yer olan Üsküp’de Güzel Sanatlar Akademisi tiyatro bölümünü tamamlayarak Üsküp Türk Tiyatrosu’nda çalıştı. Filiz Ahmet’in dedesi de Makedon tiyatro oyuncusu bu tiyatro’nun kurucularından olup annesi, bir suflör sanatçısıdır. Filiz Ahmet ve ailesi yaklaşık 3 yıl boyunca Bosna Hersek savaşı sıralarında İsveç‘e yerleştiler ve Filiz Ahmet 15 yaşında gelinceye kadar orda kaldılar.
Oyuncu Filiz Ahmet, başrollerinde Erdal Özyağcılar, Şebnem Sönmez, Tolgahan Sayışman, Berrak Tüzünataç‘ın rol aldığı “Elveda Rumeli”isimli dizide Zarife’yi oynayarak büyük bir üe kavuşmuş oldu. Sırpça, İngilizce, Fnavutça, İsveççe ve Bulgarca konuşabilen Filiz Ahmet 2011 senesinde yayınlanan Bosh reklam filminde de kendini gösterdi.
Meşhur “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde ki Nigar Kalfa karakteri ile gönüllerde taht kurmayı başaran Filiz Ahmet, Halit Ergenç, Meryem Uzerli, Nebahat Çehre, Okan Yalabık, Nur Fettahoğlu ve Selma Ergeç gibi yetenekli oyuncularla birlikte oynayıp kendini gösterme fırsatını tekrar yakalamış oldu. Oyuncu Filiz Ahmet, 2014 yılının ocak ayında sinemalarda oynayan ‘Kadın İşi-Banka Soygunu‘ isimli sinema filminde; Meltem Cumbul, Özge Ulusoy, ve Esra Dermancıoğlu ile oynayarak başrollere ortak olduğu görüldü.
Yıldız oyuncumuz Filiz Ahmet’e bundan sonraki projelerinde de Magazin Haberleri Ailesi olarak başarılar devamını dileriz..
Filiz Ahmet’in Yer Aldığı Projeler;
2014 – Kadın İşi: Banka Soygunu -Sinema
2011 – 2014 – Muhteşem Yüzyıl -Dizi
2009 – Balkan Düğünü -ISTOP
2008 – Başka Semtin Çocukları
2008 – Aşk Tutulması
2008 – Gazel -Dizi
2007 – 2009 – Elveda Rumeli- Dizi
2005 – Kırık Kanatlar -Dizi
2001 – Zavedeni
– Kafkas Tebeşir Dairesi – Tartif
– Windows 99
– Daha Yakın
– Kulis Ardı.
– Yunus Emre
– Beyaz Çingene
– Asiye Nasıl Kurtuldu
– Deli İbrahim
– Elif Ana
– Samimiler
– Elin
– Antigone
– Kedi ve Palyaço
– Sınırdaki Ev
– Küçürekkız
– İnci ve Gözyaşı
– Aman Karım Duymasın
– Gılgamış
– Fırtına
– Pinokyo
– Özgürlük Oyunu
– Çerçevesiz Gökyüzü
– Hadım
Elena Viunova Payitaht Abdulhamid dizisindeki Sara karaktaerini canlandırmasıyla Türk halkının gönlünde taht kurmuş olan Elena Viunova Kimdir? Güzel oyuncu Elena Viunova kaç yaşındadır ve aslen nerelidir? Elena Viunova hangi burçtur ve nerede doğmuştur? Başarılı oyuncu hakkında bilgi isteyeceğiniz her şey Haberimizde.. Bugün Doğan Ünlüler
Elena Viunova Kaç Yaşında? Elena Viunova Aslen Nereli? Elena Viunova Hangi Burç? Elena Viunova Kimdir?
Elena Viunova 01 Ocak 1985 tarihinde Rusya Moskova’da doğmuştur. Aslen Rus olan Elena Viunova Oğlak burcudur ve şu an 33 yaşındadır.
Elena Viunova Kimdir?
Dizi ve sinema oyuncusu Elena Viunova , Kayıp, Alev Alev, Emanet, Geçmiş, Yağmur; Kıyamet Çiçeği gibi dizilerde karakterlere hayat vermiştir. Fakat onu üne kavuşturan dizi Payitaht Abdülhamit dizisindeki Sara karaktaeri olmuştur.
Başrollerini Erkan Petekkaya, Deniz Çakır, Emre Kınay, Altan Erkekli, Begüm Kütük ve Begüm Birgören, Aliye Uzunatağan, Cemal Toktaş, İnanç Konukçu, Mehmet Bozdağan oynayacağı Vurgun dizisine son olarak Elena Viunova’da dahil olmuştur.
Yüksel olasılıkla TV8 Ekranlarında izleyeceğimiz Organizasyon Bizim İşimiz dizisi çok yakında izleyicisiyle buluşacak. Mizahın ustaları oyuncu Ahmet Kural ve oyuncu Murat Cemcir önceen de hem sinema da hemde televizyonda izleyici kırıp geçirmişti. Ünlü ikili bu sefer Organizasyon Bizim İşimiz dizisi ile hayranları ile buluşmak için sabırsızlanıyor. Herkesin merak ettiği ise Organizasyon Bizim İşimiz Oyuncuları Kadrosu…
Organizasyon Bizim İşimiz Hakkında
Ünlü senarist ve yönetmen Selçuk Aydemir, İşler Güçler’den sonra daha da üne kavuşmuştu. 2011 de çekilen Çalgı Çengi filmin den bu yana Ahmet Kural ve Murat Cemcir ile hem dostluklarını hemde çalışmalarını yürüten Selçuk Aydemir, bir başarılı diziye daha imza atmak için sabırsızlanıyor. Organizasyon Bizim İşimiz ismi henüz kesin konmuş olmamakla birlikte yayın tarihine henüz belli değil.
Sıla: Yaşadığım şiddet yüzünden ameliyat olmam gerekiyor! Türk Pop Müziğinin sevilen ismi Sıla Gençoğlu’nun sevgilisi Ahmet Kural’dan şiddet gördüğünü iddia edip şikayetçi olması, 2018’e damga vuran magazin olaylarından biri oldu. Uzun süren sessizliğini geçtiğimiz günlerde Ayşe Arman’a verdiği röportaj ile bozan ünlü şarkıcı, oldukça ses getirecek açıklamalar yapmıştı. Önceki gün sosyal medya hesabından bir gönderiyle Sıla’nın röportajında yayınlanmayan kısımları paylaşan Ayşe Arman, bu paylaşımla olayın bilinmeyenlerini ortaya serdi. İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…
Sıla: Yaşadığım şiddet yüzünden ameliyat olmam gerekiyor!
Sıla: Yaşadığım şiddet yüzünden ameliyat olmam gerekiyor! 2018’de magazine damga vuran olayların başında gelen Sıla’nın Ahmet Kural’dan şiddet gördüğünü iddia edip şikayetçi olmasının ardından, taraflar uzun süren bir sessizliğe gömülmüştü.
Geçtiğimiz günlerde bu sessizliği usta gazeteci Ayşe Arman’a verdiği bir röportaj ile bozan ünlü şarkıcı Sıla, ilk defa olayın ayrıntılarını anlatmıştı.
Önceki gün sosyal medya hesabından bir gönderi paylaşan Ayşe Arman, “Ama söylemiyorsunuz, tbt günüymüş, e o zaman Sıla Gencoğlu’nun dertleşme sohbetinden kalanları yayınlama zamanı” notuyla röportajda yayınlanmayan kısımları takipçileri ile paylaştı.
Ahmet Kural tarafından şiddet gördüğü için bileğinde ve dirseğinde iç kanama oluşan ve yakın zamanda ameliyat olması gerektiğini ilk defa söyleyen ünlü şarkıcı Sıla, olayın bilinmeyen tüm ayrıtılarını gözler önüne serdi.
İşte Sıla’nın Ayşe Arman’a verdiği röportajın bugüne kadar hiç yayınlanmamış kısımları…
Ayşe Arman, röportajın yayınlanmamış kısımlarını sosyal medya hesabından paylaştı
Zekeriyaköy’deki evden çıktın sürünerek… Ve nereye gittin?
-Sabah 5 filandı, asistanım Hande’ye. Şok içindeydim. Beni o halde ilk gören Hande oldu. Zangır zangırdım. Sonrasında bir ilaç aldım, uyudum. Sabah annem aradı beni. Her sabaha konuşuruz çünkü. Ben tabii yalan söyleyebilen biri olamadığım için sesimden anladı. Hemen döküldüm, anlatmaya ve ağlamaya başladım. Sonra yakın arkadaşlarım gelip gitmeye başladı. Biri de Cem (Mumcu), onun da şuursuzluğuna gelmiş, story çekmiş, paylaşmış. Sonradan sildi ama bunu da aleyhime kullanmaya çalıştılar.
Ben hala anlamıyorum… İnsan, neden sevdiği birine kıyar… Durmaz devam eder… Tekme mi attı, saçını mı çekti, kulağını mı acıttı…
-Hepsi var onların işte…
Benim ki, az öldürdüm!
-Ama bu nasıl bir hırs? Aşk bunun neresinde anlayamıyorum ben.
Öldürülen kadınları düşünün. Benim ki… Az öldürdüm! Tam da bu!
-Aslında evden çıkmasan belki daha kötü olacaktı…
3-4 kere çıkmaya çalıştım, çıkamadım. Sonunda başardım, buralara girmeyelim çok fena oluyorum… Hande’ye geldiğimde her yerim mordu. Bileğimde iç kanama, dirseğimde iç kanama. Önümüzdeki günlerde ameliyat olmam gerekecek.
-Ben hala anlamıyorum insan kendisine bunları yapabilen bir adama nasıl aşık olur…
Bu, bir çekim sonuçta…
-Beni dövme meyili olan adamı kapıya koyarım..
Böyle deme, büyük konuşma. “Ne işimiz var?” diyoruz, böyle düşünüyor insan. Ama öyle değil işte.
-Şiddettin küçük küçük ipuçlarını görüyordun ama o hep özür diliyordu öyle mi?
Evet. Ama sonra da başımıza bunlar geldi…
Dirseğimde kalsiyum çökmesi oluşmuş
-ikinci gün peki…
Hastaneye gittim. Röntgen şu bu filan. Bileğimde ve dirseğimde iç kanama varmış. Bileğimdeki iç kanamayı halledebildik, fakat o kadar her tarafım ağrıyordu ki, dirseğimdekine özen gösterememişiz. Oysa, o ilk röntgende sorun görünüyor. İki defa enjeksiyon yedim dirseğime çünkü tendinit olmuş. Yani kalsiyum çökmesi. Kan, kemiğin dışına akıyor. Vücut da kendini korumak için kalsiyum üretmeye başlıyor, kemikleştirmeye çalışıyor. Bunu bir şekilde önlemek için kortizon enjekte ediyorlar.
-Sen diyorsun ki, ‘Ben dibine kadar dayak yedim ama susup, oturmadım, gittim hem kendi adıma hem de bütün kadınlar adına şikayetçi oldum…’
Evet, aynen öyle. Ben sadece sanatçı olmak istemiyorum artık! Bu olay bana öğretti ki, aktivist de olman gerekiyor! Ben birilerinin sesi olmak istiyorum. Şanım, şöhretim bari bu işe yarasın diyorum. Yoksa, ben sahneye çıkıp şarkımı zaten söylüyorum. En çok bilet satan, en çok albüm satan, en çok sevilen, sayılan sanatçılardan biriyim. Ama bu, bu toplum için daha faydalı şeylere yarasın istiyorum. Ben başıma gelenleri açıkladıktan sonra neler neler duydum bir bilsen…
-Neler?
Sevgilisi tarafından kolu kırılan, dayak yediği için ameliyata girmek zorunda kalan… Ben anneme, babama söyleyemedim diyen… Çok şükür ben onlarla her şeyi konuşabiliyorum. Hiçbir zaman sus demediler, “Yürü, biz buradayız! Böyle saçma sapan şey mi olur? Tabii ki çıkıp konuşacaksın!” dediler.
O mahvolsun, zindanlarda çürüsün!
-Ne olmasını istiyorsun? Hak ettiği cezayı almasını istiyorsun, başka?
Emsal dava olmasını istiyorum. Onun alacağı cezayla hiç ilgim yok. ‘O perişan olsun, mahvolsun, zindanlarda çürüsün!’ hiçbir zaman çıkış noktam bu olmadı. Ama karşılıksız kalmasın. Ve bunu da yapmayın be kadınlara abi! Bir de bu olayın magazinleştirilmesine karşıyım. Bu, bir şiddet problemi. Kadın, erkek, hayvan, herhangi bir canlı neyse o, bu bir şiddet problemi. Ve bu tip problemler oraya çıkmak zorunda. Biz bunları konuşmak zorundayız. Eğer medeniysek. Medeni bir toplum olmaya çalışıyorsak. Bütün hikaye bu. Öyle halının altına süpürerek bu işler olmaz… Yasaların bize verdiği haklar var. Bunu sonuna kadar kullanmalıyız. 6284 nolu yasa kadınlara güç veriyor. Onu genişletmemiz lazım. Kadınların konuşması lazım. Utanmaması lazım. Bu bizim değil, bunu bize yapanların utanması gereken bir şey…
Tarık Akan’la oturduğumuz koltuğa oturamıyorum! Türk sinema ve tiyatrosunun duayen ismi Rutkay Aziz, Alev Gürsoy Cimin’e verdiği röportajda çok samimi açıklamalarda bulundu. 70’li yaşların başında olan usta sanatçı, geçmişten günümüze sanat dünyasından eski dostu merhum sanatçı Tarık Akan’la olan anılarına kadar birçok soruyu cevapladı. İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm ayrıntılar…
Tarık Akan’la oturduğumuz koltuğa oturamıyorum! Türk sinema ve tiyatrosunun duayen ismi Rutkay Aziz, Alev Gürsoy Cimin’e verdiği röportajda çok samimi açıklamalarda bulundu.
70’li yaşların başında olan usta sanatçı; eski dostlarının bir bir vefat etmesinin ardından neler hissettiğinden, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in son dönemde yaşadıkları zor günlere dair birçok soruyu cevapladı.
İşte Rutkay Aziz’in çok konuşulacak o röportajı…
Usta sanatçı, yakın dostu Tarık Akan’a özlemini anlattı
Ben emeğiyle yaşayan bir insanım, ay sonunu düşünmeme lüksüm yok
-1 Ocak’ta hem yeni yaşınıza girdiniz, hem yeni bir yıla girdik. Doğum gününüz kutlu olsun. 2018 sizin için nasıl bir yıl oldu?
Sıkıntılı… Ülkem ve dünya açısından sıkıntılı geçti. Doğal olarak ben de sıkıntılıydım. Ülkemiz bu ekonomik sıkıntıları, baskıyı hak etmiyor. Bu ülkeyi gerçekten çıkarsız seviyoruz. Bu anlamda vatanseverliğimiz hiçbir zaman tartışılmaz.
-2019’dan neler bekliyorsunuz?
Barış ve huzur içinde geçsin, savaşlar olmasın! Özgürlük rüzgarlarının estiği, adaletin olduğu, onurlu bir Türkiye’de yaşamayı istiyoruz. Bu ülke güler yüzlü, birbirlerine sevgiyle saygıyla bakan insanların Türkiye’si olmalı! Maalesef gülmeyi unuttuk. Akşamüstü otobüs duraklarına bakın, insanların suratlarında hep soru işaretleri var. Hep asık suratlar… En ufak tebessüm yok yüzlerde. İki bin lirayla ne yapacağını düşünüyor çünkü. Bunlar hepimizin üzüntüsü.
-Siz de cüzdanınıza bakınca kara kara düşünüyor musunuz?
Kuşkusuz. Ben de emeğiyle yaşayan insanım. Rant diye yaşayan bir adam değilim neticede. Üç oyun kalktığı zaman hep beraber zorlanıyoruz. Ben zengin aile çocuğu değilim. Eğitimli bir ailenin çocuğu olsam da bugüne dek hep kendi emeğimle ayakta durdum. Tabii kızım Doğa da öyle… O nedenle bizlerin ay sonunu düşünmeme gibi bir şansı, lüksü yok.
Tüm yakın dostlarım bir bir gidiyor
-Kızınız Doğa Rutkay sizin gibi değil sanki, daha farklı bir duruşu var… Çok politik de değil…
O daha gerçekçi bakıyor hayata, olaylara. Hele şimdi çocukları da olunca daha da gerçekçi bakmak zorunda. Biz biraz daha romantik yetiştik gibi; duygusal yanımız ağır basıyor. Anmadan geçemeyeceğim, 31 Aralık’ta Gülriz Sururi’yi kaybettik. Bu, insanı üzüyor. Türk tiyatrosu büyük bir değer kaybetti. Bir Cumhuriyet kadınını kaybetti. Son derece ilkeli, onurlu bir kadındı. Bakıyorum tüm yakın dostlarım bir bir gidiyor. Dolayısıyla çok daha fazla üzülüyorum ve bu üzüntü her geçen gün katlanıyor.
Tarık’ın yeri asla dolmuyor, dolmaz da…
-En yakın arkadaşınız Tarık Akan’ın acısını daha atlatamadınız değil mi?
Asla yeri dolmuyor. Dolmaz da. Çok özlüyorum. Tam şurada oturuyorduk işte, şimdi oturamıyorum orada. O koltuğa geçemiyorum. Çok arkadaş kaybettik, yalnızlaştım. 72 yaşındayım artık… Çoğu arkadaşım bu yaşını göremedi. Onlar gittikçe ben eksildim. Eksildikçe de üzüntüm arttı.
-70’li yaşlar nasıl?
Ben yaşımı yaşamam biliyor musunuz? 72 yaşıma geldim diye bir sıkıntı yaşamam hiç.
-Kaç yaşında hissediyorsunuz?
Herhangi bir yaş hissetmiyorum.
En yüce değer, emek!
-“Yaş 70, iş bitmiş” derler ya! Kızar mısınız bu söyleme?
Yok canım! Ben de şimdilik öyle bir şey yok. Mesela oyunum var, büyük heyecanla oyunumu bekliyorum. Üç gün sonra İzmir’e gideceğim. Nazım Vakfı var onunla uğraşıyoruz. Hiç durmuyorum ki; nasıl yaş geçsin, iş bitsin.
-Hep bir iş aşkı var desenize…
Var evet. Biz “En yüce değer emek” diye büyüdük. Ama en yüce değer paraya dönüştü bu ülkede. Herkes için değil tabii.
-Paragöz bir toplum mu olduk yani?
Biraz öyle değil mi Allah aşkına? Çıkar, para…
12 Eylül’de bile soldan bu kadar dönek çıkmamıştır
-Bugünü geçmişle kıyaslayınca nasıl bir değişim görüyorsunuz sanat dünyasında?
Çok var. 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de bile soldan bu kadar dönek çıkmamıştır. 80’li yıllarda Ruhi Su ile sohbet ederken saf değiştirenler için şöyle demişti: “Rutkay evladım, bazı insanlar özüne dönmek için bazı tarih ve dönemleri beklerler.” 80’li yıllarda dediği laf bağdaş kurmuş kafamda oturuyor şimdi…
-Umutsuz musunuz geleceğe dair?
Olur mu? Umut olmaz mı canım! Önemli olan umudu eyleme dönüştürmek. 80 öncesi ve sonrasındaki tiyatroyla günümüz tiyatrosu ve sanatı arasındaki en büyük farklardan biri sanatçıların muhalif duruşunun bir anlamda bölünmesi, parçalanması. Hiçbir zaman sanatçılar bu kadar parçalanmamış ve karşı karşıya gelmemişti. Düzenin adamı olmamıştı sanatçı, daima muhalif duruşunu göstermişti, göstermek durumundaydı.
Metin’le Müjdat tartışmasız Türkiye’nin sayılı güldürü ustalarından
-Metin Akpınar ve Müjdat Gezen iki yakın dostunuz. Yaşadıklarını nasıl tanımlarsınız?
Metin’le Müjdat tartışmasız Türkiye’nin sayılı güldürü ustalarından. Çok üzüldüm ve şaşırdım. Bu iki güldürü ustası şu anda çok trajikomik bir oyunun içindeler. Ve bir an önce tarafsız ve bağımsız bir yargının onları özgürlüğüne kavuşturmasını diliyorum.
Her kesime her zaman kapımız açık
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fazıl Say’ın konserine gidecek. Fazıl Bey’in daveti bir adım değil mi sizce?
Tabii canım bir adımdır. Atılsın yeter ki gitsin Cumhurbaşkanı bir Mozart bir Beethoven dinlesin. Belki iyi gelir.
-Sizin demokrasi ve özgürlük tanımınız nedir?
Uygar olmak bundan geçiyor.
-Sanat da bir yol gösterici ya… Sanatta uygarlık var mı sizce şu an?
Şu anda yaptığımız işi görmenizi çok isterim. 17 Ocak Perşembe basın gösterimi var. George Orwell’ın ünlü romanı 1984’ü sahneliyoruz. Taner Barlas kurguladı, ben sahneliyorum. Büyük bir onur duyuyorum şu an, alkışlardan ve seyircinin coşkusundan.
-Sizin her kesimden izleyiciniz var mı?
Her zaman kapımız açık. Zaten geliyorlar da. Baş örtülü hanımlar da geliyor mesela. Bu benim ayrıca hoşuma gidiyor. Fotoğraf çektiriyorlar, imza istiyorlar. Buyursunlar.
-80 öncesi ve sonrası tiyatrosuna baktığımızda arada nasıl bir fark var?
Genel anlamda geriledik. O günün seyircisi, o günün heyecanı, o günün örgütsel bağları şimdi yok. Daha çok okuyorlardı daha çok tartışılıyordu. “Gençlik yozlaştı kendilerinden başkasını düşünmüyorlar” söylemlerine katılmıyorum. Özellikle üniversitelerde söyleşilere gidiyorum, gençlik son beş yıldır dünyayı tartışıyor, siyaseti tartışıyor. Son derece bilinçliler, onun için önümüz de açık.
Çapkın olsaydım yakalanırdım
-En son ‘Yol Ayrımı’ filminde Şener Şen’le izledik sizi. Çapkın bir adamı oynuyordunuz. Gerçek hayatta da çok çapkın olduğunuz söyleniyor, doğru mu?
En büyük yalan bu. Olsaydım yakalanırdım.
-Eskilerden en çok kimleri özlüyorsunuz?
Eski Yeşilçam sinemasının karakter oyuncuları vardır ya, çok acı çektiler onlar. Onları özlüyorum. Yalansız insanlardı hepsi ve çok acı çektiler.
-Peki, en çok özlediğiniz, en rahat yaşadığınız dönem hangisiydi?
Olmadı. Yani özgürce sanatımızı ürettiğimiz ortam bir ara 77-78’lerdi. Ecevit’in iktidar olduğu dönemde kısa bir süre özgürce sanat yapabildik. Sonra 12 Eylül geldi. 12 Eylül mağdurlarındandım. Barış Davası’nda yargılandık. Sekiz yıl yurt dışına çıkma yasağı kondu. Ama ben büyük badireler görmedim. Başka arkadaşlarımız çok daha büyük acılar çekti.
Krediyle aldığım bir tane çatı katım var
-Kırmızı çizgileriniz nedir?
İnsana, hayata, ülkeme dair söyleyecek sözü olan bir proje olsun. ‘Yol Ayrımı’ böyleydi. Orada insanı emekten yana olmaya davet eden bir içerik vardı. Oyunda da bunlara her zaman dikkat ettik. Tiyatroda ben hiçbir zaman kötü bir adamı oynamadım. Hep kahramanları oynadım. ‘1984’te bir faşisti oynuyorum. Kötü adamı oynuyorum. Seyirci de şaşırıyor doğal olarak. Bundan da büyük keyif alıyorum açıkçası.
-Olabilir mi sizden bir faşist?
Bazı faşistler, işkenceciler geldiğinde utansınlar diye iyi oynuyorum (gülüyor).
-Mal varlığınız nasıl?
Cihangir’de bir tane çatı katım var. Krediyle aldım. En azından kızıma, torunlarıma bir şey bırakacağım. İyi kötü Boğaz’ı görüyor.
Aşka hiçbir zaman inanmadım
-Aşk nedir size göre?
Soyut bir şey. Hiçbir zaman inanmadım. Ama sevdim. O ayrı.
-Seks de önemli mi?
Önemli olan önce diyalogda çiftleşmedir. Sonrakiler de peşi sıra gelir.
-En büyük endişeniz nedir?
Eskiden yoktu, son yıllarda oluştu. Sevdiklerimi kaybetmek… Zeki Ökten’le başladı bu korkum. Arkasından Savaş Dinçel geldi. Derken böyle korku oluştu bende.
-Ölüm korkunuz var mı?
Hayır, yok. Daha yaşayacağız inşallah hep beraber.
Taksiye biniyorum, gözlem yapıyorum
-Kendinizi Atatürkçü olarak mı tanımlıyorsunuz?
Tabii ki. Nasıl olmayayım! Biz öyle büyüdük. Duvarlarda aile fotoğrafı yoktu, onun fotoğrafı vardı. Sonra Nazım sevdamız başladı… Nazım Hikmet Vakfı’na Tarık’la benim epey emeğimiz var.
-Bugün o duruş var mı?
Yok. Fakat Mustafa Kemal’e karşı düşmanlık, giderek Mustafa Kemal sevdasını ve önemini büyütüyor. Bunu ben gözlemliyorum sokakta. Benim arabam yok, taksilere binip gidiyorum. Hep gözlem yapıyorum. Her ne kadar yok etmeye kalksalar da Atatürk sevdası bitmeyecek. Ve dünyada başka hiçbir lider bir ülkenin kaderinde bu kadar belirleyici olmamıştır. Rusya’da, Küba’da, Balkanlar’da hiçbir yerde yok bu. Ölmeyen tek bir Türk var, o da Atatürk.