Ana SayfaÜnlülerHayatımın Erkeğini Sörf ile Buldum!

İlgili Postlar

Hayatımın Erkeğini Sörf ile Buldum!

Hayatımın erkeğini sörf ile buldum! Ödüllü bir rüzgar sörfü yarışçısı, tescilli bir güzel, başarılı bir oyuncu ve çok beğenilen bir sunucu olan Çağla Kubat; 2011 yılında açtığı okulu Çağla Kubat Winsurf Akademi’de hem Koruncuk Vakfı yararına düzenlediği organizasyon, hem de özel hayatı ile ilgili çok samimi açıklamalarda bulundu. işte haberimiz…

Çağla Kubat Kimdir?

Hayatımın Erkeğini Sörf ile Buldum!

Hayatımın erkeğini sörf ile buldum! Elini attığı her dalda başarılarıyla tanınan dünyaca ünlü sporcu Çağla Kubat, geçtiğimiz yıllarda kendi okulu Çağla Kubat Winsurf Akademi’yi kurarak ekranlardan çekilmişti. Okulunun düzenlediği Koruncuk Vakfı yararına yapılan 3. Koruncuk Sörf Festivalinde Çağla Kubat; kendisi, okulu ve projeleri hakkında çok samimi açıklamalarda bulundu. İşte Posta Gazetesinden Kezban Yılmaz’a konuşan Çağla Kubat’ın o röportajı…

Çocukların sörfe başlama yaşı bana göre 7!

“*Üç yıldır Koruncuk Vakfı yararına bu organizasyonu yapıyorsunuz. Nasıl çıktı fikir?

2011’de biz Çağla Kubat Winsurf Akademi’yi açtığımızda Türkiye’deki en büyük eksikliğin altyapıda olduğunu düşünüyorduk. Çocuk ve gençler yetiştirilmiyordu. Yarışçıların sayısı gittikçe azalıyordu. Türkiye, rüzgar sörfünde dünyada da fazla bir başarı gösteremiyordu. Biz de çocuklara odaklanmaya karar verdik. Öncelikle çocuk yaz kampları sonra çocuklar için yapılacak yarışlar, etkinlikler, bir milli takımın kurulması, federasyonda bununla ilgili belli yerler edinebilmek gibi. Çocuk yarışlarını bu okulu açtığımızda başlattık. Derken üç yıl önce yolumuz Koruncuk Vakfı ile buluştu. Böylece biz de bu çocuk yarışlarını bir festivale dönüştürmeye, Koruncuk Vakfı’nı bağış ve kaynak yaratma platformu haline getirmeye karar verdik. Üç yıldır çok başarılı bir şekilde devam ediyor.

*Çocukların sörfe olan ilgisi nasıl şimdi?

Yetişkinlerden daha çok ilgi gösteriyorlar. Çocuklar da milli sporcu olabiliyor artık. Çok da başarılı oluyorlar.

*Çocukların sörfe başlama yaşı kaç?

Bana göre 7. Eğer çocuk Alaçatı’daysa, her hava koşulunda gelebilecekse 5-6 yaşında da başlayabilir.

*Türkiye’de sörf denilince akla ilk siz geliyorsunuz. Bunu nasıl başardınız?

Her zaman önceliğim sörf oldu. Televizyon dünyasında oluşumda windsurf’ü (rüzgar sörfünü) tanıtmama neden oldu aslında. Kararlarımı verirken önceliğim hep sörftü. Hayatımı bile bunu yapan biriyle kurdum. Alaçatı’da akademimi açtım. Şu an çocuklara ve gençlere sörfü öğretiyorum. Sörf benim hayatım, bundan olsa gerek.

Çocuk ve sporla ilgili bir program yapmak isterim!

*Uzun yıllar televizyonda program, sunuculuk ve dizi oyunculuğu da yaptınız. ‘Arka Sokaklar’ dizisinden sonra ekranlarda görmedik sizi. Veda mı ettiniz yoksa televizyona?

‘Arka Sokaklar’daki Elif Komiser’i oynamaktan çok mutluydum aslında. Ama yetişemiyordum. Akademideki işime vakit ayıramadığım ayrıldım. Aslında televizyon programına çok sıcak bakıyorum. Özellikle sunuculuk kendimle çok özdeşleştirdiğim bir iş. Bu konuda kendimi çok da başarılı buluyorum. Mesela modellikte bunu söyleyemem. Çünkü sunuculuğa çok uzun yıllarımı verdim ve bu konuda kendimi çok geliştirdim. Bu yüzden sunuculukla ilgili uygun bir proje gelirse yaparım. Mesela çocuk ve sporla ilgili bir program olabilir.

Kendimi sörf ekipmanının bir parçası gibi hissediyorum

*İTÜ Makine Mühendisliği’ni bitirdiniz. Ardından mankenlik, sunuculuk, oyunculuk… Nasıl oldu da sonunda her şey sörf oldu?

15 yaşından beri sörf yapıyorum. Makine Mühendisliğini seçmemin nedeni spor ekipmanlarıyla ilgili çalışmayı düşünmemdi. Aileden geliyor. Babam mühendis, annem mimar, annenannem bile mühendislik mezunu.Televizyon hayatım ise güzellik yarışmasında dereceye girdikten sonra başladı. Ama ben yaptığım bu işler arasında her zaman sörfe öncelik verdim. Kalbim hep sörften yana oldu. Sörf için yaratılmışım çünkü. Çok mutlu oluyorum. Kendimi o ekipmanın bir parçası gibi hissediyorum.

Çağla şıkel’in o estetik duruşu bende yok!

*Modellikte kendinizi neden başarılı bulmadınız?

Estetik bulmadım çünkü. Asla pişman değilim. Ama mesela Çağla Şıkel’in o yürüyüşü, o estetik duruşu bende yoktu. Sporcu olduğum için belki de, o altyapıya sahip değildim. Çok az defileye çıktım zaten. Onlar da ‘Güzellik Kraliçesi’ olduğum için çıkmam gereken defilelerdi.

Annem kızar bana: kızım saçını tara, ruj sür

*40’a merdiven dayadınız. Yaşlanma korkusu var mı?

Hayır. Bir tek, uzun yıllar spor yapmaya bağlı olarak dizlerimde sorun oluşmaya başladı. Bendeki yaşlılıkla ilgili kaygılar sporumu, antrenmanımı eskisi gibi yapamayacağım yönünde.

*Aynaya baktığınızda “Hâlâ çok güzelim” diyor musunuz?

Hâlâ güzel olduğumu düşünüyorum. Ama çok da fazla aynaya bakan biri değilim. Hatta bazen sabahları saçlarımı taramayı bile unutuyorum. Yani hiçbir zaman çok ilgili olmadım bu konuyla. Annem çok süslüdür ve kızar bana “Kızım saçını tara, ruj filan sür” der.

*Estetik var mı hiç?

Hiç yaptırmadım. Spora ek olarak doğru bir beslenme ve yaşam tarzım var.

Çok mutluyuz, aman nazar değmesin

*Sörf yapmak size neler kattı?

Bir kere sörf sayesinde hayatımı paylaşacağım adamı buldum. Eşim de sörfçü. Jimmy, Hawaii’de yaşıyordu. Normal şartlarda birbirimizi bulmamız mümkün değildi. Şimdi eşim benim öbür yarım gibi! Bütün işleri, okulu birlikte yürütüyoruz. Kızımız Selin’i birlikte büyütüyoruz. Çok da mutluyuz, aman nazar değmesin! Ben her türlü negatif enerjiden, kötülükten, mutsuzluktan her zaman sörf yaparak kurtulabiliyorum.

*Eşiniz Jimmy Diaz Dünya Sörf Federasyonu’nun da başında. Bunun avantajları da çoktur muhakkak?

Kesinlikle. Jimmy’nin Türkiye’de sörfün gelişimine çok olumlu katkıları oluyor. Önemli organizasyonları burada yapıyoruz. Geleceğin sörfçülerini yetiştiriyoruz. Beraber daha ne yapabiliriz diye düşünüyoruz hep. İkimiz de sörfe aşığız.

İkinci çocuğu da istiyoruz

*Beş yıllık evlisiniz ve dört yaşında Selin isimli bir kızınız var. Nasıl gidiyor evlilik? Etrafımdaki çoğu kişinin görüşü, çocuk olduktan sonra aşkın bittiği yönünde. Sizde durum nasıl?

Kesinlikle katılmıyorum. Bence bir anda aynı şeye aşık oluyorsunuz. Ve biraz daha farklı bir boyuta geçiyor evlilik. Tabii ki ilk tanıştığınız günkü aşktan bahsetmiyorum. Ama farklı bir boyuta geçiyor aşk. Mesela Selin’le ilgili komik şeyleri birbirimize anlatıp gülüyor ve o kadar mutlu oluyoruz ki! Bu paha biçilemez bir şey.

*Annelik nasıl bir duygu?

Müthiş! Ben aslında çocuğum olsun diye düşünen biri değildim. Eşimi tanıdıktan sonra istedim. Onun çok iyi bir baba olacağını fark ettim. O da çok istedi. Anne olmak çok güzel, çok keyifli. Onunla birlikte ufacık bir şeye seviniyor, küçük ayrıntıları fark ediyorsunuz.

*Selin’e kardeş düşünüyor musunuz?

Evet. İkinci çocuğu da istiyoruz. Ben tek çocuğum. Bu yüzden hep kardeş özlemi içindeyim. Keşke bir kardeşim olsaydı da onunla her şeyimi paylaşabilseydim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler